Arapça:
۞ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ ۘ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۚ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Çeviriyazı:
yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tetteḫiẕü-lyehûde venneṣârâ evliyâ'. ba`ḍuhüm evliyâü ba`ḍ. vemey yetevellehüm minküm feinnehû minhüm. inne-llâhe lâ yehdi-lḳavme-żżâlimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.
Diyanet İşleri:
Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey inananlar, Yahudilerle Nasranileri dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin dostudur ve sizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki o da, onlardandır. Şüphe yok ki Allah, zalim olan kavmi doğru yola sevk etmez.
Şaban Piriş:
Ey İman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları veli/dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları veli edinirse, o da onlardandır. Allah, zalim topluma hidayet vermez.
Edip Yüksel:
İnananlar, Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır. ALLAH zalim toplumu doğru yola iletmez.
Ali Bulaç:
Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.
Suat Yıldırım:
Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları velî edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin velisidirler. Sizden kim onları velî edinirse o da onlardandır. Allah böylesi zalimleri doğru yola iletmez.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ey imân edenler! Yehûd ile Nasâra´yı dost tutmayınız. Onların bazıları bazılarının dostudur. Ve sizden her kim onları dost edinirse muhakkak o da onlardandır. Şüphe yok ki Allah Teâlâ o zalimler olan kavme hidâyet etmez.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
Bekir Sadak:
Sizin dostunuz ancak Alah, O´nun peygamberi ve namaz kilan, zekat veren ve ruku eden mu´minlerdir.
İbni Kesir:
Ey iman edenler, yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim ki, onları dost edinirse
Adem Uğur:
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
İskender Ali Mihr:
Ey amenû olanlar (Allah´a ulaşmayı dileyenler), Yahudî ve Hristiyanları dostlar edinmeyin! Onlar birbirinin dostlarıdır. Ve sizden kim onlara dönerse (onları dost edinirse) artık o, mutlaka onlardandır. Muhakkak ki Allah, zâlimler kavmini hidayete erdirmez.
Celal Yıldırım:
Ey imân edenler! Yahudî ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar (gerektiğinde) birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse, doğrusu o da onlardandır. Şüphesiz ki Allah zâlim topluluğu doğru yola eriştirmez.
Tefhim ul Kuran:
Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin
Fransızca:
ô les croyants ! Ne prenez pas pour alliés les Juifs et les Chrétiens; ils sont alliés les uns des autres. Et celui d'entre vous qui les prend pour alliés, devient un des leurs. Allah ne guide certes pas les gens injustes.
İspanyolca:
¡Creyentes! ¡No toméis como amigos a los judíos y a los cristianos! Son amigos unos de otros. Quien de vosotros trabe amistad con ellos, se hace uno de ellos. Alá no guía al pueblo impío.
İtalyanca:
O voi che credete, non sceglietevi per alleati i giudei e i nazareni, sono alleati gli uni degli altri. E chi li sceglie come alleati è uno di loro. In verità Allah non guida un popolo di ingiusti.
Almanca:
Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Nehmt euch die Juden und die Nazarener nicht als Wali. Die einen von ihnen sind Wali der anderen. Und wer von euch sie als Wali nimmt, der gehört doch zu ihnen. Gewiß, ALLAH leitet die unrechtbegehende Gemeinschaft nicht recht.
Çince:
信道的人们啊! 你们不要以犹太教徒和基督教徒为盟友。他们各为其同教的盟友。你们中谁以他们为盟友,谁是他们的同教。真主必定不引导不义的民众。
Hollandaca:
O, ware geloovigen! neemt niet de Joden of Christenen tot vrienden; zij zijn elkanders vrienden; maar hij uwer, die hen tot vrienden neemt, is zekerlijk een hunner. Waarlijk, God leidt de onrechtvaardigen niet.
Rusça:
О те, которые уверовали! Не считайте иудеев и христиан своими помощниками и друзьями, поскольку они помогают друг другу. Если же кто-либо из вас считает их своими помощниками и друзьями, то он сам является одним из них. Воистину, Аллах не ведет прямым путем несправедливых людей.
Somalice:
Kuwa Xaqa Rumeeyow ha ka yeelanina Yuhuud iyo Nasaara Sokeeye, Qaarkood waa Sokeeyaha Qaarka (Kale) Ciddii ka sokeeya Yeelata oo idinka Mid ah wuxuue ka midyahay Iyaga, Eebe ma Hanuuniyo Qoomka Daalimiinta ah.
Swahilice:
Enyi mlio amini! Msiwafanye Mayahudi na Wakristo kuwa ni marafiki. Wao ni marafiki wao kwa wao. Na miongoni mwenu mwenye kufanya urafiki nao, basi huyo ni katika wao. Hakika Mwenyezi Mungu hawaongoi watu wenye kudhulumu.
Uygurca:
ئى مۆمىنلەر! يەھۇدىي ۋە ناسارالارنى دوست تۇتماڭلار. ئۇلار بىر - بىرىنى دوست تۇتىدۇ. سىلەردىن كىمكى ئۇلارنى دوست تۇتىدىكەن، ئۇمۇ ئەنە شۇلاردىن سانىلىدۇ، اﷲ زالىم قەۋمنى ھەقىقەتەن ھىدايەت قىلمايدۇ
Japonca:
あなたがた信仰する者よ,ユダヤ人やキリスト教徒を,仲間としてはならない。かれらは互いに友である。あなたがたの中誰でも,かれらを仲間とする者は,かれらの同類である。アッラーは決して不義の民を御導きになられない。
Arapça (Ürdün):
«يا أيها الذين آمنوا لا تتخذوا اليهود والنصارى أولياء» توالونهم وتوادونهم «بعضهم أولياء بعض» لا تحادهم في الكفر «ومن يتولَّهم منكم فإنه منهم» من جملتهم «إن الله لا يهدى القوم الظالمين» بموالاتهم الكفار.
Hintçe:
ऐ ईमानदारों यहूदियों और नसरानियों को अपना सरपरस्त न बनाओ (क्योंकि) ये लोग (तुम्हारे मुख़ालिफ़ हैं मगर) बाहम एक दूसरे के दोस्त हैं और (याद रहे कि) तुममें से जिसने उनको अपना सरपरस्त बनाया पस फिर वह भी उन्हीं लोगों में से हो गया बेशक ख़ुदा ज़ालिम लोगों को राहे रास्त पर नहीं लाता
Tayca:
ผู้ศรัทธาทั้งหลาย ! จงอย่าได้ยึดเอาชาวยิวและชาวคริสต์เป็นมิตร บางส่วนของพวกเขาคือมิตรของอีกบางส่วน และผู้ใดในหมู่พวกเจ้าเอาพวกเขามาเป็นมิตรแล้วไซร้ แน่นอนผู้นั้นก็เป็นคนหนึ่งในพวกเขา แท้จริงอัลลอฮ์นั้นไม่ทรงแนะนำกลุ่มชนที่อธรรม
İbranice:
הוי אלה אשר האמינו! אל תתייחסו אל היהודים ואל הנוצרים כתומכים בכם, כי תומכים הם זה בזה, ומי בכם אשר יתייחס אליהם כתומכים, כמוהו כאחד מהם. אלוהים לא ידריך את החוטאים
Hırvatça:
O vi koji vjerujete, ne uzimajte za zaštitnike i prijatelje jevreje i kršćane! Oni su sami sebi zaštitnici i prijatelji! A njihov je i onaj među vama koji ih za zaštitnike i prijatelje prihvati; Allah, uistinu, neće uputiti na pravi put ljude zulumćare.
Rumence:
O, voi cei ce credeţi! Nu vi-i luaţi oblăduitori pe evrei, ori pe nazareeni, căci ei unii altora sunt oblăduitori. Cel, dintre voi, care îi ia oblăduitori, este de-al lor. Dumnezeu nu călăuzeşte poporul nedrept.
Transliteration:
Ya ayyuha allatheena amanoo la tattakhithoo alyahooda waalnnasara awliyaa baAAduhum awliyao baAAdin waman yatawallahum minkum fainnahu minhum inna Allaha la yahdee alqawma alththalimeena
Türkçe:
Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
Sahih International:
O you who have believed, do not take the Jews and the Christians as allies. They are [in fact] allies of one another. And whoever is an ally to them among you - then indeed, he is [one] of them. Indeed, Allah guides not the wrongdoing people.
İngilizce:
O ye who believe! take not the Jews and the Christians for your friends and protectors: They are but friends and protectors to each other. And he amongst you that turns to them (for friendship) is of them. Verily Allah guideth not a people unjust.
Azerbaycanca:
Ey iman gətirənlər! Yəhudi və xaçpərəstləri (özünüzə) dost tutmayın! Onlar bir-birinin dostudurlar. Sizdən kim onlarla dostluq edərsə, o da onlardandır. Allah zalım tayfanı düz yola yönəltməz!
Süleyman Ateş:
Ey inananlar, yahudileri ve hıristiyanları veliler edinmeyin! Onlar, birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları kendine veli yaparsa, o onlardandır. Şüphesiz Allah, zalim toplumu doğru yola iletmez.
Diyanet Vakfı:
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
Erhan Aktaş:
Ey Îmân Edenler! Yahudileri ve Nesârâ’yı(1) veliler(2) edinmeyin. Onlar, birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları mütevelli edinirse, kuşkusuz o, onlardandır. Kuşkusuz, Allah, zâlim topluma hidâyet(3) etmez.
Kral Fahd:
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden her kim onları dost edinirse, o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna hidâyet etmez. (onları doğru yola iletmez).
Hasan Basri Çantay:
Ey îman edenler, Yahudileri de, Nasrânîleri de kendinize yâr (ve üstünüze haakim) edinmeyin. Onlar (ancak) birbirinin yaranıdırlar içinizden kim onları dost (ve haakim) edinirse o da onlardandır. Şübhesiz Allah o zaalimler güruhuna muvaffakıyyet vermez.
Muhammed Esed:
Siz ey imana ermiş olanlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin: Onlar yalnızca birbirlerinin dostlarıdır. Ve hanginiz onları dost edinirse kesinlikle onlardan olur: Bilin ki Allah böyle zalimlere doğru yolu göstermez!
Gültekin Onan:
Ey inananlar, Yahudi ve Hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin
Ali Fikri Yavuz:
Ey imân edenler! Yahudî’lerle Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden kim onları dost ve yardımcı edinirse, o da onlardandır. Allah, düşmana dostluk etmekle nefislerine zulmedenleri hak yoluna eriştirmez.
Portekizce:
Ó fiéis, não tomeis por confidentes os judeus nem os cristãos; que sejam confidentes entre si. Porém, quem dentre vós ostomar por confidentes, certamente será um deles; e Deus não encaminha os iníquos.
İsveççe:
TROENDE! Välj inte judar och kristna till era bundsförvanter - de stöder och skyddar varandra - och den av er som söker deras stöd och skydd blir en av dem. Gud vägleder inte de orättfärdiga.
Farsça:
ای اهل ایمان! یهود و نصاری را سرپرستان و دوستان خود مگیرید، آنان سرپرستان و دوستان یکدیگرند [و تنها به روابط میان خود وفا دارند]. و هر کس از شما، یهود و نصاری را سرپرست و دوست خود گیرد از زمره آنان است؛ بی تردید خدا گروه ستمکار را هدایت نمی کند.
Kürtçe:
ئەی ئەوانەی باوەڕتان ھێناوە جولەکەو گاور مەکەن بەپشتیوان و خۆشەویستی خۆتان ئەوانە ھەندێکیان دۆستی یەکتـرن ئەوەی لە ئێوە ئەوان بکات بەپشتیوان و دۆستی خوی ئەوە بەڕاستی ئەوکەسە لەوانە بێگومان خوا ڕێنمونی گەلی ستەمکاران ناکات
Özbekçe:
Эй иймон келтирганлар! Яҳудий ва насороларни ўзингизга дўст тутманг. Улар бир-бирлари билан дўстдирлар. Сиздан ким уларни дўст тутса, алббатта, у улардандир. Албатта, Аллоҳ золим қавмларни ҳидоят этмас.
Malayca:
Wahai orang-orang yang beriman! Janganlah kamu mengambil orang-orang Yahudi dan Nasrani itu sebagai teman rapat, kerana setengah mereka menjadi teman rapat kepada setengahnya yang lain; dan sesiapa di antara kamu yang menjadikan mereka teman rapatnya, maka sesungguhnya ia adalah dari golongan mereka itu mereka itu. Sesungguhnya Allah tidak memberikan petunjuk kepada kaum yang berlaku zalim.
Arnavutça:
O besimtarë! Mos i konsideroni për miq hebrenjt dhe të krishterët! Ata janë miq të njëri-tjetrit. Kushdo që prej jush i konsideron ata për miq, ai është me ta. Me të vërtetë, Perëndia nuk i udhëzon në rrugë të drejtë zullumqarët.
Bulgarca:
О, вярващи, не взимайте юдеите и християните за ближни! Един на друг са ближни те. А който измежду ви се сближи с тях, е от тях. Аллах не напътва хората-угнетители.
Sırpça:
О ви који верујете, не узимајте за заштитнике и присне пријатеље Јевреје и хришћане! Они су сами себи заштитници и пријатељи! А њихов је и онај међу вама који их за заштитнике и пријатеље прихвати; Аллах, уистину, неће да упути на прави пут људе неправденике.
Çekçe:
Vy, kteří věříte! Neberte si židy a křesťany jako přátele, neboť oni jsou si přáteli jedni druhým. Kdokoliv z vás se s nimi přátelí, ten stane se jedním z nich a Bůh věru nepovede lid nespravedlivý.
Urduca:
اے لوگو جو ایمان لائے ہو! یہودیوں اور عیسائیوں کو اپنا رفیق نہ بناؤ، یہ آپس ہی میں ایک دوسرے کے رفیق ہیں اور اگر تم میں سے کوئی ان کو اپنا رفیق بناتا ہے تو اس کا شمار بھی پھر انہی میں ہے، یقیناً اللہ ظالموں کو اپنی رہنمائی سے محروم کر دیتا ہے
Tacikçe:
Эй касоне, ки имон овардаед, яҳуд ва насороро ба дӯстӣ нагиред. Онон худ дӯстони якдигаранд. Ҳар кас аз шумо, ки онҳоро дӯст гирад, аз ҷумлаи онҳост. Ва Худо ситамкоронро ҳидоят намекунад!
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Яһүдләрне һәм насараларны дус итеп алмагыз, дин эшләрендә аларны үзегезгә якын китермәгез. Алар шайтан юлында бер-берсенә дуслар. Әгәр берәрегез аларга дус булса, ул кеше алардан булды, ягъни кәфер булды. Әлбәттә, Аллаһ кәферләргә дус булган залим мөселманнарны туры юлга күндермәс. (Кәферләр янында туры юл, әлбәттә, юк!)
Endonezyaca:
Hai orang-orang yang beriman, janganlah kamu mengambil orang-orang Yahudi dan Nasrani menjadi pemimpin-pemimpin(mu); sebahagian mereka adalah pemimpin bagi sebahagian yang lain. Barangsiapa diantara kamu mengambil mereka menjadi pemimpin, maka sesungguhnya orang itu termasuk golongan mereka. Sesungguhnya Allah tidak memberi petunjuk kepada orang-orang yang zalim.
Amharca:
እናንተ ያመናችሁ ሆይ! አይሁዶችንና ክርስቲያኖችን ረዳቶች አድርጋችሁ አትያዙ፡፡ ከፊላቸው ለከፊሉ ረዳቶች ናቸው፡፡ ከእናንተም ውስጥ ረዳቶች የሚያደርጋቸው ሰው እርሱ ከነርሱ ነው፡፡ አላህ አመጸኞችን ሕዝቦች አያቀናም፡፡
Tamilce:
நம்பிக்கையாளர்களே! யூதர்களையும், கிறித்தவர்களையும் நண்பர்களாக ஆக்காதீர்கள். அவர்களில் சிலர் சிலரின் நண்பர்கள் ஆவார்கள். இன்னும், உங்களில் எவர் அவர்களுடன் நட்பு கொள்வாரோ, நிச்சயமாக அவர் அவர்களைச் சார்ந்தவர் ஆவார். நிச்சயமாக அல்லாஹ் அநியாயக்கார மக்களை நேர்வழி செலுத்த மாட்டான்.
Korece:
믿는자들이여 유대인과 기독 교인들을 친구로 그리고 보호자로 써 택하지 말라 그들은 서로가 친 구들이라 그들에게로 향하는 너희 가 있다면 그는 그 무리의 일원이 거늘 하나님은 이 우매한 백성들 을 인도하지 아니하시니라
Vietnamca:
Hỡi những người có đức tin, các ngươi chớ đừng lấy những người Do Thái và Thiên Chúa làm đồng mình. Họ là đồng minh của nhau. Ai trong các ngươi lấy họ làm đồng minh thì y thuộc phe của họ. Quả thật, Allah không hướng dẫn đám người làm điều sai quấy.
Ayet Linkleri: