Arapça:
فَلَمَّا عَتَوْا عَن مَّا نُهُوا عَنْهُ قُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِئِينَ
Çeviriyazı:
felemmâ `atev `am mâ nühû `anhü ḳulnâ lehüm kûnû ḳiradeten ḫâsiîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Böylece onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince, biz de onlara, hor ve zelil maymunlar olun, dedik.
Diyanet İşleri:
Kendilerine edilen yasakları aşınca, onlara: "Aşağılık birer maymun olun" dedik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Nehyedildikleri şeyleri yapmakta ısrar edince onlara aşağılık maymun olun dedik.
Şaban Piriş:
Yasaklandıkları şeye başkaldırdıkları zaman, onlara: Alçak maymunlar olun! dedik.
Edip Yüksel:
Kendilerine yasaklananlara uymayınca da onlara, "Aşağılık maymunlar olun!," dedik.
Ali Bulaç:
Onlar, kendisinden sakındırıldıkları 'şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca' onlara: "Aşağılık maymunlar olunuz" dedik.
Suat Yıldırım:
Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fâsıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: “Hor ve hakir maymunlar haline gelin!” diye emrettik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki, nehyolundukları şeylerden dolayı serkeşlikte bulundular, onlara, «Zelil maymunlar olunuz!» deyiverdik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelendiler, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!"
Bekir Sadak:
Tur dagini, golgelik gibi onlarin uzerlerine yukseltmistik, onlar tepelerine dusecegini sanmislardi. Onlara: «Size verdigimiz Kitap´a sikica sarilin, icinde olani dusunun ki sakinanlardan olasiniz» demistik. *
İbni Kesir:
Böylece onlar, serkeşlik ederek yasak edileni yapmakta ısrar edince
Adem Uğur:
Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: Aşağılık maymunlar olun! dedik.
İskender Ali Mihr:
Böylece onlar, ondan nehyedildikleri şeyde haddi aşınca, onlara: “Aşağılık maymunlar olun!” dedik.
Celal Yıldırım:
Onlar, men´edildlkleri şeyleri dikbaşlık ve inatla yapmaya devam edince
Tefhim ul Kuran:
Onlar, kendisinden sakındırıldıkları ´şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca´ onlara: «Aşağılık maymunlar olunuz» dedik.
Fransızca:
Puis, lorsqu'ils refusèrent (par orgueil) d'abandonner ce qui leur avait été interdit, Nous leur dîmes : "Soyez des singes abjects".
İspanyolca:
Y, cuando desatendieron las prohibiciones, les dijimos: «¡Convertíos en monos repugnantes!»
İtalyanca:
Quando poi per orgoglio si ribellarono a ciò che era stato loro vietato, dicemmo loro: «Siate scimmie reiette!».
Almanca:
Und nachdem sie sich über das erhoben hatten, was ihnen untersagt wurde, sagten WIR ihnen: "Seid erniedrigte Affen!"
Çince:
当他们妄自尊大,不肯遵守戒律的时候,我对他们说:你们变成卑贱的猿猴吧!
Hollandaca:
En toen zij trotsch weigerden, datgene te laten, wat hun was verboden, zeiden wij tot hen: verandert in apen, en wordt uit de maatschappij der menschen verdreven.
Rusça:
Когда они преступили пределы того, что им было запрещено. Мы сказали им: "Будьте обезьянами презренными!"
Somalice:
Markay ku Madax adaygeen wixii laga reebay yaan ku nidhi Noqda Daanyeer Dullaysan.
Swahilice:
Walipo jifakharisha katika waliyo kanywa tuliwaambia: Kuweni manyani wa kudharauliwa.
Uygurca:
ئۇلار نەھيى قىلىنغان نەرسىنى تەرك ئېتىشتىن باش تارتقانلىقلىرى ئۈچۈن، ئۇلارغا: «خار مايمۇن بولۇپ كېتىڭلار» دېدۇق
Japonca:
それでかれらが倣慢に禁じられていることを犯した時,われはかれらに言った。「あなたがたは猿になれ。軽蔑され,嫌われてしまえ。」
Arapça (Ürdün):
«فلما عَتَوا» تكبروا «عن» ترك «ما نهوا عنه قلنا لهم كونوا قردة خاسئين» صاغرين فكانوها، وهذا تفصيل لما قبله، قال ابن عباس: ما أدري ما فعل بالفرقة الساكنة وقال عكرمة: لم تهلك لأنها كرهت ما فعلوه، وقالت: لم تعظون إلخ، وروى الحاكم عن ابن عباس: أنه رجع إليه وأعجبه.
Hintçe:
फिर जिस बात की उन्हें मुमानिअत (रोक) की गई थी जब उन लोगों ने उसमें सरकशी की तो हमने हुक्म दिया कि तुम ज़लील और ख़्वार (धुत्कारे) हुए बन्दर बन जाओ (और वह बन गए)
Tayca:
“ครั้นเมื่อพวกเขาละเมิดสิ่งที่พวกเขาถูกห้ามในสิ่งนั้นแล้ว เราก็ประกาศิตแก่พวกเขาว่า พวกเจ้าจงเป็นสิ่งที่ถูกขับไล่ให้ห่างไกล
İbranice:
וכאשר עברו על האיסור שהוטל עליהם, אמרנו להם, 'היו קופים בזויים'. המחיצה
Hırvatça:
I pošto su oni bahato odbili da se okane onoga što im je zabranjivano, Mi smo im rekli: "Postanite majmuni prezreni!"
Rumence:
Noi le-am spus, când ei se răzvrătiră împotriva opreliştilor noastre: “Fiţi maimuţe scârboase!”
Transliteration:
Falamma AAataw AAan ma nuhoo AAanhu qulna lahum koonoo qiradatan khasieena
Türkçe:
Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelendiler, onlara şöyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!"
Sahih International:
So when they were insolent about that which they had been forbidden, We said to them, "Be apes, despised."
İngilizce:
When in their insolence they transgressed (all) prohibitions, We said to them: "Be ye apes, despised and rejected."
Azerbaycanca:
Qadağan olunduqları işə (balıq ovuna) saymazyana münasibət bəslədikləri vaxt onlara: “Həqir (zəlil) meymunlar olun!” – deyə əmr etdik.
Süleyman Ateş:
Kibirlerinden dolayı kendilerine yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince onlara: "Aşağılık maymunlar olun!" dedik.
Diyanet Vakfı:
Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: Aşağılık maymunlar olun! dedik.
Erhan Aktaş:
Yasaklandıkları şeyleri yapmakta ısrar edince, onlara: “Düşkün maymunlar(1) olun.” dedik.
Kral Fahd:
Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: Aşağılık maymunlar olun! dedik.
Hasan Basri Çantay:
Bu suretle onlar serkeşlik ederek yasak edileni yapmakda ısraar edince kendilerine: «Hor ve zelil maymunlar olun» dedik.
Muhammed Esed:
ve sonra da, kendilerine yasak edilen şeyleri yapmakta küstahça direttikleri zaman onlara: "Aşağılık maymunlar gibi olun!" dedik.
Gültekin Onan:
Onlar, kendisinden sakındırıldıkları şeyi ´yapmada israr edip başkaldırınca´ onlara: "
Ali Fikri Yavuz:
Böylece onlar, kibirlenerek yasak edildikleri şeyi yapınca kendilerine: “- Hor ve zelîl maymunlar olun.” dedik.
Portekizce:
E quando, ensoberbecidos, profanaram o que lhes havia sido vedado, dissemos-lhes: Sede símios desprezíveis!
İsveççe:
Och då de vägrade att upphöra med sina förbjudna handlingar, uttalade Vi [Vår fördömelse] över dem: "Bli [som] apor, föremål för [allas] hån och förakt!"
Farsça:
و هنگامی که از آنچه نهی شدند سرکشی کردند، به آنان گفتیم: به شکل بوزینگانی رانده شده درآیید!
Kürtçe:
جاکاتێک یاخی بوون لەوەی قەدەغە کرابوون لێی ئەوسا پێمان ووتن: ببنە چەند مەیمونێکی دوورخراوەی بێ نرخ
Özbekçe:
Бас, улар ўзлари қайтарилган нарсадан қайтмай, такаббурлик қилганларида, уларга: «Хўрланган маймунларга айланинг!» дедик. (Солиҳ қавмлар ваъз қилиб қайтарсалар ҳам, улар қайтмадилар. Мутакаббирлик қилдилар ва улар «хўрланган маймунга» айландилар. Чунки Аллоҳ таолонинг «Бўл» деган амри бўлмасдан қолмайди. Улар оддий маймун эмас, «хўрланган маймун»га айландилар.)
Malayca:
Maka setelah mereka berlaku sombong takbur (tidak mengambil indah) kepada apa yang telah dilarang mereka melakukannya, Kami katakan kepada mereka: "Jadilah kamu kera yang hina".
Arnavutça:
Meqë ata e refuzuan me mendjemadhësi, atë që u ishte ndaluar, Na ju thamë: “Bëhuni majmunë të urryer”.
Bulgarca:
И щом пренебрегнаха онова, което им бе възбранено, им рекохме: “Бъдете маймуни презрени!”
Sırpça:
И пошто су они бахато одбили да се окане онога што им је забрањивано, Ми смо им казали: „Постаните презрени мајмуни!“
Çekçe:
A když přestoupili to, co jim bylo přikázáno, pravili jsme jim: 'Buďte opicemi odpornými!'
Urduca:
پھر جب وہ پوری سرکشی کے ساتھ وہی کام کیے چلے گئے جس سے انہیں روکا گیا تھا، تو ہم نے کہا کہ بندر ہو جاؤ ذلیل اور خوار
Tacikçe:
Ва чун аз тарки чизе, ки аз он манъашон: карда буданд, сарпечӣ карданд, гуфтем: «Бӯзинагоне хоршуда шавед!»
Tatarca:
Тыелган эштән тыелудан тәкәбберләнгән чакларында Без аларга әйттек: "Хур булганыгыз хәлдә маймыл булыгыз!" Маймыл булдылар.
Endonezyaca:
Maka tatkala mereka bersikap sombong terhadap apa yang dilarang mereka mengerjakannya, Kami katakan kepadanya: "Jadilah kamu kera yang hina.
Amharca:
ከእርሱም ከተከለከሉት ነገር በኮሩ ጊዜ ለእነሱ «ወረዶች ዝንጀሮች ኹኑ አልን፤» (ኾኑም)፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்கள் தங்களுக்கு தடுக்கப்பட்டதை மீறியபோது, “குரங்குகளாக (மக்களை விட்டும் அல்லாஹ்வின் அருளிருந்தும்) விரட்டப்பட்டவர்களாக இழிவானவர்களாக ஆகிவிடுங்கள்” என்று அவர்களுக்குக் கூறினோம்.
Korece:
그들이 그들의 무례함으로 금기된 것을 넘어서니 원숭이가 되어 중오와 저주를 받을 것이라 는 말씀이 있었거늘
Vietnamca:
Cho nên, khi bọn họ công khai làm điều cấm thì TA phán bảo họ: “Đám người các ngươi hãy biến thành loài khỉ hèn hạ!”
Ayet Linkleri: