Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

168

Ayet No: 

661

Sayfa No: 

104

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَظَلَمُوا لَمْ يَكُنِ اللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقًا

Çeviriyazı: 

inne-lleẕîne keferû veżalemû lem yeküni-llâhü liyagfira lehüm velâ liyehdiyehüm ṭarîḳâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar, ne de doğru bir yola eriştirir.

Diyanet İşleri: 

İnkar edenleri ve zalimleri Allah şüphesiz bağışlamaz, onları içinde temelli ve ebediyyen kalacakları cehennem yolundan başka bir yola eriştirmez. Bu, Allah'a kolaydır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kafir olanları ve zulmedenleri Allah yarlıgamaz ve onları hiç bir yola sevk etmez.

Şaban Piriş: 

Küfredenleri ve zulmedenleri Allah bağışlamamıştır. Onlara hiçbir yol göstermez.

Edip Yüksel: 

İnkar edip zulmedenleri ALLAH ne bağışlayacak, ne de onlara bir yol gösterecektir.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki, inkar edenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir.

Suat Yıldırım: 

İnkâr edip zulmedenleri Allah affedecek değil. Onları cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil.Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır. Bu da Allah'a göre çok kolaydır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Filhakika o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve zulüm etmişlerdir, onlar için Allah Teâlâ mağfiret edecek değildir ve onları bir yola iletecek değildir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.

Bekir Sadak: 

Mesih de, gozde melekler de Allah´a kul olmaktan asla cekinmezler. kim O´na kulluktan cekinir ve buyukluk taslarsa, bilsin ki, O, hepsini huzuruna toplayacaktir.

İbni Kesir: 

Muhakkak ki küfreden ve zulmedenleri Allah, bağışlayacak ve onları doğru yola iletecek değildir.

Adem Uğur: 

İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki inkar edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah´a ulaştıran Sıratı Mustakîm´e) hidayet edecek değildir.

Celal Yıldırım: 

(168-169) Şüphesiz ki inkâr edip küfre saplananları ve haksızlıkta bulunanları Allah bağışlayacak değildir

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu ki, küfredenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir

Fransızca: 

Ceux qui ne croient pas et qui pratiquent l'injustice, Allah n'est nullement disposé à leur pardonner, ni à les guider dans un chemin

İspanyolca: 

A los que no crean y obren impíamente Alá nunca les perdonará ni les dirigirá por otro camino

İtalyanca: 

Sì, coloro che sono miscredenti e sono ingiusti, Allah non li perdonerà e non mostrerà loro altra via,

Almanca: 

Gewiß, denjenigen, die Kufr betrieben und Unrecht begangen haben, wird ALLAH weder vergeben und keinen Weg zur Rechtleitung aufzeigen

Çince: 

不信正道而且多行不义的人,真主不致于赦宥他们,也不致于指引他们任何道路;

Hollandaca: 

Zij, die niet gelooven en onrechtvaardig handelen, hun zal God op geenerlei wijze vergeven; nimmer zal hij hun den rechten weg toonen.

Rusça: 

Воистину, тех, которые не уверовали и поступали несправедливо, Аллах не простит и не поведет их никаким путем,

Somalice: 

kuwa Gaaloobay ee Dulmi falay ma aha Eebe kii u kii u Dambi dhaafa ama ku Hanuuniya Jid.

Swahilice: 

Hakika wale walio kufuru na wakadhulumu hawi Mwenyezi Mungu kuwasamehe wala kuwaongoa njia.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، كاپىر بولغانلار ۋە زۇلۇم قىلغانلارنى اﷲ مەغپىرەت قىلمايدۇ، توغرا يولغىمۇ (يەنى جەننەتنىڭ يولىغىمۇ) باشلىمايدۇ

Japonca: 

アッラーは信仰を拒否して不義を行う者たちを決して赦されず,また(正しい)道に導かれることもな

Arapça (Ürdün): 

«إن الذين كفروا» بالله «وظلموا» نبيه بكتمان نعته «لم يكن الله ليغفر لهم ولا ليهديهم طريقا» من الطرق.

Hintçe: 

बेशक जिन लोगों ने कुफ़्र इख्तेयार किया और (उस पर) ज़ुल्म (भी) करते रहे न तो ख़ुदा उनको बख्शेगा ही और न ही उन्हें किसी तरीक़े की हिदायत करेगा

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธา และอธรรมแก่ตัวเองนั้น ใช่ว่าอัลลอฮฺจะทรงอภัยโทษให้แก่พวกเขาก็หาไม่ และก็ใช่ว่าพระองค์จะทรงแนะนำแก่พวกเขา ซึ่งทางหนีทางใดก็หาไม่

İbranice: 

וגם אלה שכפרו וקיפחו (אחרים,) אלוהים לא יסלח להם ולא ידריכם אל דרך הישר

Hırvatça: 

Onima koji ne vjeruju i koji zulum čine, Allah, doista, neće oprostiti i neće ih na put uputiti,

Rumence: 

Celor care tăgăduiesc însă şi nedreptăţesc, Dumnezeu nu le va ierta şi nici nu-i va călăuzi pe vreun drum,

Transliteration: 

Inna allatheena kafaroo wathalamoo lam yakuni Allahu liyaghfira lahum wala liyahdiyahum tareeqan

Türkçe: 

İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.

Sahih International: 

Indeed, those who disbelieve and commit wrong [or injustice] - never will Allah forgive them, nor will He guide them to a path.

İngilizce: 

Those who reject Faith and do wrong,- Allah will not forgive them nor guide them to any way-

Azerbaycanca: 

Kafirləri və zülmkarları, şübhəsiz ki, Allah bağışlayan və onlara (cəhənnəm yolundan başqa) bir yol göstərən deyildir!

Süleyman Ateş: 

O inkar edip zulmedenler var ya, Allah onları ne bağışlayacak, ne de yola iletecektir.

Diyanet Vakfı: 

İnkar edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir.

Erhan Aktaş: 

Kuşkusuz Allah Kâfir olanları ve zûlmedenleri bağışlayacak değildir. Onları bir yola iletecek de değildir;

Kral Fahd: 

İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları doğru yola iletecek de değildir.

Hasan Basri Çantay: 

(168-169) Hakıykat, o inkâr edib kâfir olanlar ve zulm edenler (yok mu) Allah onları asla yarlığayacak değildir. Onları cehennemin yolundan başka bir yola da iletecek değildir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. Bu ise Allaha göre pek kolaydır.

Muhammed Esed: 

Hakikati inkar etmeye ve zulüm işlemeye şartlanmış olanları, Allah asla affetmeyecek ve onlara bir yol göstermeyecektir;

Gültekin Onan: 

Gerçek şu ki, kafirler ve zulmedenler, Tanrı onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir.

Ali Fikri Yavuz: 

(168-169) Şüphe yok ki, küfredip haksızlık edenleri Allah bağışlayacak değil, cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil. Onlar, o Cehennem’de devamlı olarak kalacaklardır. Bu ise Allah’a pek kolaydır.

Portekizce: 

(Quanto) àqueles que rejeitaram a fé e cometeram injustiças, Deus nunca os perdoará, nem os orientará qualquercaminho,

İsveççe: 

De som framhärdar i förnekelse och orättfärdighet kan inte vänta förlåtelse av Gud och ingen vägledning

Farsça: 

بی تردید کسانی که کافر شدند و [به آیات الهی، به خود و به دیگران] ستم ورزیدند، خدا بر آن نیست که آنان را بیامرزد و به راهی [مستقیم و استوار] هدایت کند.

Kürtçe: 

بەڕاستی ئەوانەی بڕوایان نەھێنا وەستەمیان کرد خوا لێیان خۆش نابێت ڕێنمونیشیان ناکات بۆ ھیچ ڕێگایەک

Özbekçe: 

Албатта, куфр келтирганлар ва зулум қилганларни Аллоҳ зинҳор мағфират қилмас ва йўлга ҳидоят ҳам қилмас.

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang kafir serta berlaku zalim, Allah tidak sekali- kali akan mengampunkan mereka dan tidak akan menunjukkan jalan kepada mereka:

Arnavutça: 

Ata që nuk besojnë dhe bëjnë zullum, Perëndia nuk i falë ata, as nuk do t’i udhëzojë në kurrfarë rruge,

Bulgarca: 

Които не вярват и угнетяват, Аллах не ще им прости и не ще им посочи път,

Sırpça: 

Онима који не верују и који чине неправду, Аллах, заиста, неће да опрости и неће на пут да их упути,

Çekçe: 

A těm, kdož nevěří a jsou nespravedliví, Bůh věru neodpustí a neuvede je na cestu pravou,

Urduca: 

ا ِس طرح جن لوگوں نے کفر و بغاوت کا طریقہ اختیار کیا اور ظلم وستم پر اتر آئے اللہ ان کو ہرگز معاف نہ کرے گا اور انہیں کوئی راستہ،

Tacikçe: 

Касонеро, ки кофир шудаанд ва ситам кардаанд, Худованд намебахшад ва ба ҳеҷ роҳе ҳидоят намекунад,

Tatarca: 

Кәфер һәм залим булган кешеләрне Аллаһ ярлыкаячак һәм туры юлга күндерәчәк түгелдер.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang kafir dan melakukan kezaliman, Allah sekali-kali tidak akan mengampuni (dosa) mereka dan tidak (pula) akan menunjukkan jalan kepada mereka,

Amharca: 

እነዚያ የካዱ የበደሉም አላህ የሚምራቸውና (ቅን) መንገድን የሚመራቸው አይደለም፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக, எவர்கள் நிராகரித்தார்களோ; இன்னும் அநியாயம் செய்தார்களோ அவர்களை அல்லாஹ் மன்னிப்பவனாக இல்லை. இன்னும், (நரகத்தின் வழியைத் தவிர வேறு) வழியை அவர்களுக்கு வழி காட்டுபவனாக இல்லை. (அவர்கள் சொர்க்கப் பாதையில் செல்ல மாட்டார்கள். அவர்கள் மன முரண்டாக நிராகரித்த காரணத்தால் அல்லாஹ் அவர்களை கைவிட்டுவிட்டான்.)

Korece: 

믿음을 부정하고 사악한 짓을 하는 자들에게 하나님께서는 관용을 베풀지 아니하시고 그들을 천국의 길로 인도하지 아니 하시 니

Vietnamca: 

Chắc chắn những kẻ vô đức tin và làm điều sai quấy chẳng bao giờ được Allah tha thứ và cũng không được Ngài hướng dẫn đến với bất cứ con đường (đúng đắn) nào.