Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

156

Ayet No: 

649

Sayfa No: 

103

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلَىٰ مَرْيَمَ بُهْتَانًا عَظِيمًا

Çeviriyazı: 

vebiküfrihim veḳavlihim `alâ meryeme bühtânen `ażîmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Kalblerinin mühürlenmesinin diğer bir sebebi de İsa'yı) inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarıdır.

Diyanet İşleri: 

Bu, bir de inkarlarından, Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarından ve: "Meryem oğlu İsa Mesih'i, Allah'ın elçisini öldürdük" demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphededirler, bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu öldürmediler, bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah Güçlü'dür, Hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve inkar etmeleri, Meryem hakkında söz söylemeleri, ona pek büyük bir iftirada bulunmaları.

Şaban Piriş: 

Bu, küfürleri ve Meryem’e büyük bir iftirada bulunmaları sebebiyledir.

Edip Yüksel: 

İnkarlarından ve Meryem hakkında büyük bir yalan uydurmalarından ötürü...

Ali Bulaç: 

(Bir de) İnkara sapmaları ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri,

Suat Yıldırım: 

İşte sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “kalplerimiz perdelidir” demeleri -ki kalpleri perdeli yaratılmış olmayıp, Allah inkârcılıkları sebebiyle kalplerini mühürledi de artık onlar pek az inanırlar- yine inkârları ve Meryem aleyhinde müthiş bir iftira atmaları ve “Biz Allah’ın resulü(!) Meryem oğlu Mesih Îsâ’yı katlettik!” demeleri yüzünden, onların başlarına belalar vererek cezalandırdık, kalplerini mühürledik,Oysa onlar Îsâ’yı öldüremediler, asamadılar da; öldürülen başkası idi, lâkin kendilerine ona benzer gösterildi.Îsâ hakkında ihtilâfa düşenler de bu hususta şüphe içindedirler. Bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanna tâbi olmaktan başka bir şeye dayanmazlar.Onu kesinlikle öldüremediler. Doğrusu Allah onu kendi katına yükseltti. Allah aziz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir). [2,88; 41,5; 3,55; 19,30; 3,49] {KM, Levililer 26,41; Tesniye 30,6}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve küfürleri sebebiyle ve Meryem hakkında pek büyük bir iftirada bulunmaları sebebiyle (lânete uğramışlardır).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden...

Bekir Sadak: 

(160-16) 1 Yahudilerin haksizliklarindan, coklarini Allah yolundan menetmelerinden, yasak edilmisken faiz almalari ve insanlarin mallarini haksizlikla yemelerinden oturu kendilerine helal kilinan temiz seyleri onlara haram kildik. Onlardan inkar edenlere, elem verici azap hazirladik.

İbni Kesir: 

Küfür etmeleri ve Meryem´e büyük iftirada bulunmalarından.

Adem Uğur: 

Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem´in üzerine büyük bir iftira atmalarından

İskender Ali Mihr: 

Ve, onların inkârları ve Hz. Meryem´e olan sözleri “çok büyük iftira”dır.

Celal Yıldırım: 

(156-157-158) (Yahudiler, İsâ Peygamberi) inkârları, Meryem´e zina (gibi) büyük bir iftirada bulunmaları ve Allah´ın Peygamberi Meryem oğlu isa´yı gerçekten öldürdük, demeleri (sebebiyle Allah onları lanetleyip kalblerini mühürledi). Oysa onlar İsa´yı öldüremediler ve asamadılar

Tefhim ul Kuran: 

(Bir de) Küfre sapmaları ve Meryem´in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri.

Fransızca: 

Et à cause de leur mécréance et de l'énorme calomnie qu'ils prononcent contre Marie.

İspanyolca: 

por su incredulidad por haber proferido contra María una enorme calumnia,

İtalyanca: 

[ li abbiamo maledetti] per via della loro miscredenza e perché dissero contro Maria calunnia immensa,

Almanca: 

Ebenso infolge ihres Kufrs, ihrer erfundenen ungeheuerlichen Äußerung über Maryam und

Çince: 

又因为他们不信尔撒,并且对麦尔彦捏造一个重大的诽谤。

Hollandaca: 

En omdat zij niet in Jezus geloofden, en eene ernstige lastering omtrent Maria hebben uitgedacht.

Rusça: 

За то, что они не уверовали, возвели на Марьям (Марию) великий навет

Somalice: 

iyo Gaalnimadooda darteed iyo Hadalkooda Maryama oy ku Been abuurteen si wayn.

Swahilice: 

Na pia kwa kufuru zao na kumsingizia kwao Maryamu uwongo mkubwa,

Uygurca: 

يەنە ئۇلارنىڭ كۇفرى (يەنى ئىسا ئەلەيھىسسالامنى ئىنكار قىلغانلىقلىرى) ئۈچۈن ۋە مەريەمگە چوڭ بوھتان چاپلىغانلىقلىرى ئۈچۈن (ئۇلارغا لەنەت قىلدۇق)

Japonca: 

かれらは不信心のため,またマルヤムに対する激しい中傷の言葉のために,

Arapça (Ürdün): 

«وبكفرهم» ثانيا بعيسى وكرر الباء للفصل بينه وبين ما عطف عليه «وقولهم على مريم بهتانا عظيما» حيث رموها بالزنا.

Hintçe: 

और उनके काफ़िर होने और मरियम पर बहुत बड़ा बोहतान बॉधने कि वजह से

Tayca: 

และเนื่องจากการที่พวกเขาปฏิเสธศรัทธา และกล่าวให้ร้ายแก่มัรยัม ซึ่งความเท็จอันใหญ่หลวง

İbranice: 

ומשום שהם כפרו באמת והוציאו דיבה חמורה על מרים (אמו של הנביא ישוע)

Hırvatça: 

I zbog nevjerovanja njihovoga i zbog iznošenja teške klevete protiv Merjeme.

Rumence: 

Noi i-am pedepsit, căci au tăgăduit şi o mare mârşăvie au spus despre Maria,

Transliteration: 

Wabikufrihim waqawlihim AAala maryama buhtanan AAatheeman

Türkçe: 

Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden...

Sahih International: 

And [We cursed them] for their disbelief and their saying against Mary a great slander,

İngilizce: 

That they rejected Faith; that they uttered against Mary a grave false charge;

Azerbaycanca: 

Onlar həm də küfr etdikləri (İsanı inkar etdikləri) və Məryəmə qarşı böyük bir böhtan dedikləri üçün (lə’nətə düçar oldular).

Süleyman Ateş: 

Küfürlerinden ve Meryem'e büyük bir iftira atmalarından;

Diyanet Vakfı: 

Bir de inkar etmelerinden ve Meryem'in üzerine büyük bir iftira atmalarından;

Erhan Aktaş: 

Küfretmeleri ve Meryem’e büyük bir iftira atmaları;

Kral Fahd: 

(Kalblerinin mühürlenmesinin diğer bir sebebi de, Îsâ’yı) inkar etmeleri ve Meryem’e büyük bir iftirada bulunmalarıdır.

Hasan Basri Çantay: 

Bir de onların (Îsâyı) inkâr ile kâfir olmaları, Meryemin aleyhhinde büyük iftira atıb söylemeleri.

Muhammed Esed: 

ve hakikati inkar ettikleri ve Meryeme korkunç bir iftira attıkları için

Gültekin Onan: 

(Bir de) küfretmeleri ve Meryem´in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri,

Ali Fikri Yavuz: 

Bir de o Yahudî’lerin İsa’yı inkâr etmeleri ve Meryem’e zina isnâdı ile büyük bir iftirada bulunup aleyhine sözleri,

Portekizce: 

E por blasfemarem e dizerem graves calúnias acerca de Maria.

İsveççe: 

och [Vi straffade dem] för deras förnekelse och de oerhörda, kränkande lögner som de yttrade om Maria,

Farsça: 

و [نیز] به سبب کفرشان [به نبوّت عیسی] و گفتارشان بر مریمِ [پاکدامن و آراسته به عفت] که افترا و بهتان بزرگی بود [لعنتشان کردیم.]

Kürtçe: 

وە بەھۆی بڕوانەھێنانیانەوە, وە قسەکردنیان لەدژی مەریەم کە بوختانێکی زۆر گەورە بوو

Özbekçe: 

Ва куфрлари, Марямга қарши улкан бўҳтон айтганлари учун

Malayca: 

Demikian juga (Kami laknatkan mereka) dangan sebab kekufuran mereka dan tuduhan mereka terhadap Maryam (dengan tuduhan yang amat dustanya.

Arnavutça: 

edhe për shkak të mohimit të tyre edhe për shkak të fjalës së tyre – akuzave të mëdha kundër Merjemes.

Bulgarca: 

и защото не повярваха и изричаха срещу Мариам огромна клевета,

Sırpça: 

И због њиховог неверовања и због изношења тешке клевете против Марије.

Çekçe: 

a za nevěrectví jejich a za slova jejich o Marii, jež nehoráznou byla pomluvou,

Urduca: 

پھر اپنے کفر میں اتنے بڑھے کہ مریم پر سخت بہتان لگایا

Tacikçe: 

ва низ ба сабаби куфрашон ва он тӯҳмати бузург, ки ба Марям заданд

Tatarca: 

Аллаһ аларны ләгънәт кылды хакны инкяр итүләре һәм Мәрьямгә зур ялган яла якканнары өчен. Ягъни Мәрьям Гыйса г-мне тудыргач яһүдләр: "Мәрьям зинадан бала тудырды", – дип ялган хәбәр тараттылар.

Endonezyaca: 

Dan karena kekafiran mereka (terhadap Isa) dan tuduhan mereka terhadap Maryam dengan kedustaan besar (zina),

Amharca: 

በመካዳቸውም በመርየም ላይ ከባድ ቅጥፈትን በመናገራቸውም ምክንያት (ረገምናቸው)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களின் நிராகரிப்பின் காரணமாகவும்; (ஈஸாவின் தாயார்) மர்யமின் மீது அபாண்டமான இட்டுக்கட்டப்பட்ட பொய்யை அவர்கள் கூறியதாலும் (நாம் அவர்களை சபித்தோம்).

Korece: 

그들의 불신과 마리아에 대한 얘기는 크나큰 죄악이었노라

Vietnamca: 

Và (TA đã nguyền rủa họ) vì sự vô đức tin của họ cũng như vì câu nói vu khống nặng nề của họ về Maryam.