Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

137

Ayet No: 

630

Sayfa No: 

100

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا ثُمَّ آمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا ثُمَّ ازْدَادُوا كُفْرًا لَّمْ يَكُنِ اللَّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ سَبِيلًا

Çeviriyazı: 

inne-lleẕîne âmenû ŝümme keferû ŝümme âmenû ŝümme keferû ŝümme-zdâdû küfral lem yeküni-llâhü liyagfira lehüm velâ liyehdiyehüm sebîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak, ne de doğru yola eriştirecektir.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu inanıp sonra inkar edenleri, sonra inanıp tekrar inkar edenleri, sonra da inkarları artmış olanları Allah bağışlamaz; onları doğru yola eriştirmez.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O kişiler ki iman ettiler de sonra kafir oldular, sonra gene iman ettiler, sonra gene kafir oldular, sonra da küfürlerini arttırdılar, Allah suçlarını örtmez onların ve doğru yola getirmez onları.

Şaban Piriş: 

İman edip ardından kâfir olanlar sonra tekrar iman edip, daha sonra da kâfir olup, küfürlerini artıranları Allah bağışlamayacaktır ve onlara bir yol da göstermeyecektir.

Edip Yüksel: 

İnanıp sonra inkar eden, tekrar inanıp tekrar inkar eden ve daha sonra inkarlarında ileri giden kimseleri ALLAH affetmeyecek ve onlara yol göstermeyecek

Ali Bulaç: 

Gerçek şu, iman edip sonra inkara sapanlar, sonra yine iman edip sonra inkara sapanlar sonra da inkarları artanlar… Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.

Suat Yıldırım: 

Onlar ki iman ettikten sonra inkâr ettiler. Sonra tekrar iman edip sonra inkâr ettiler. Sonra da inkârlarını artırdılar... İşte onları Allah ne affeder, ne de doğru yola çıkarır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak o kimseler ki imân ettiler, sonra kâfir oldular, sonra imân ettiler, sonra kâfir oldular, sonra da küfürlerini arttırdılar. Artık Allah Teâlâ onlar için mağfiret edecek değildir. Ve onları bir doğru yola sevkedecek değildir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.

Bekir Sadak: 

Sizi gozleyenler, Allah´tan size bir zafer gelirse, «Sizinle beraber degil miydik?» derler

İbni Kesir: 

Doğrusu inanıp sonra küfür edenleri, sonra inanıp tekrar küfür edenleri, sonra da küfürleri artmış olanları Allah bağışlamayacaktır. Onları doğru yola da eriştirmeyecektir.

Adem Uğur: 

İman edip sonra inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarını arttıranları Allah ne bağışlayacak, ne de onları doğru yola iletecektir.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki onlar âmenû oldular, sonra inkar ettiler. Sonra yine âmenû oldular sonra inkar ettiler. Daha sonra da küfürlerini artırdılar. Allah, onları mağrifet edecek değildir ve onları yola (Allah´a ulaştıran Sıratı Mustakîm´e) hidayet edecek değildir.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki inandıktan sonra inkâra sapanlar, sonra imân edip yine inkâra sapanlar, sonra da inkârlarını artıranları Allah bağışlayacak değildir ve onları doğru yola eriştirecek de değildir.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu, iman edip sonra küfre sapanlar, sonra yine iman edip sonra küfre sapanlar sonra da küfürleri artanlar... Allah onları bağışlayacak değildir, onları doğruyola da iletecek değildir.

Fransızca: 

Ceux qui ont cru, puis sont devenus mécréants, puis ont cru de nouveau, ensuite sont redevenus mécréants, et n'ont fait que croître en mécréance, Allah ne leur pardonnera pas, ni les guidera vers un chemin (droit).

İspanyolca: 

A quienes crean y luego dejen de creer, vuelvan a creer y de nuevo dejen de creer, creciendo en su incredulidad, Alá no está para perdonarles ni dirigirles por un camino.

İtalyanca: 

Coloro che credettero e poi negarono, ricredettero e poi rinnegarono, non fecero che accrescere la loro miscredenza. Allah non li perdonerà e non li guiderà sulla via.

Almanca: 

Gewiß, diejenigen, die den Iman bekundet, dann Kufr betrieben haben, dann den Iman bekundet, dann Kufr betrieben haben, dann ihren Kufr vermehrt haben, denen wird ALLAH doch weder vergeben noch auf dem (rechten) Weg rechtleiten.

Çince: 

先信道,后叛道,再信道,再叛道,而叛逆日增的人,真主不会赦宥他们,也不会指引他们任何道路。

Hollandaca: 

Daarenboven zal God hun die geloofden, en daarna ongeloovig werden, en dan weder geloofden, en daarna niet geloofden en in ongeloovigheid toenamen, op geenerlei wijze vergeven, noch hen op den rechten weg leiden.

Rusça: 

Воистину, Аллах не простит и не наставит на путь тех, которые уверовали, затем стали неверующими, затем опять уверовали, затем опять стали неверующими, а затем приумножили свое неверие.

Somalice: 

kuwa rumeeyey ee gaaloobay ee hadana rumeeyey ee gaaloobay markaas sii badsaday Gaalnimo ma aha Eebe mid u dhaafi iyaga, kumana hanuuniyo Jidka (Toosan).

Swahilice: 

Hakika walio amini, kisha wakakufuru, kisha wakaamini, kisha wakazidi ukafiri, Mwenyezi Mungu hakuwa wa kuwaghufiria wala wa kuwaongoa njia.

Uygurca: 

ئىمان ئېيتقان، ئاندىن كاپىر بولغان، ئاندىن ئىمان ئېيتقان، ئاندىن كاپىر بولغان، ئاندىن كۇفرىدا ئەزۋەيلىگەن (يەنى شۇ كۇفرى بىلەن ئۆلگەن) كىشىلەرنى اﷲ مەغپىرەت قىلمايدۇ ۋە ئۇلارنى توغرا يولغا (يەنى جەننەتكە) يېتەكلىمەيدۇ

Japonca: 

一度信仰した者が,やがて不信心になり,それから(再度)信仰してまた背信し,その不信心を増長させる者があるが,アッラーはかれらを決して赦されないし,かれらを(正しい)道に導かれることはない。

Arapça (Ürdün): 

«إن الذين آمنوا» بموسى وهم اليهود «ثم كفروا» بعبادتهم العجل «ثم آمنوا» بعده «ثم كفروا» بعيسي «ثم ازدادوا كفرا» بمحمد «لم يكن الله ليغفر لهم» ما أقاموا عليه «ولا ليهديهم سبيلا» طريقا إلى الحق.

Hintçe: 

बेशक जो लोग ईमान लाए उसके बाद फ़िर काफ़िर हो गए फिर ईमान लाए और फिर उसके बाद काफ़िर हो गये और कुफ़्र में बढ़ते चले गए तो ख़ुदा उनकी मग़फ़िरत करेगा और न उन्हें राहे रास्त की हिदायत ही करेगा

Tayca: 

แท้จริงบรรดาผู้ที่ศรัทธาแล้วปฏิเสธศรัทธาแล้วศรัทธา แล้วปฏิเสธศรัทธา แล้วเพิ่มการปฏิเสธศรัทธายิ่งขั้นนั้น ใช่ว่าอัลลอฮฺจะทรงอภัยโทษให้แก่พวกเขาก็หาไม่ และใช่ว่าพระองค์จะทรงแนะนำทางใดให้แก่พวกเขาก็หาไม่

İbranice: 

אלה שהאמינו ואחר כך כפרו, ושוב האמינו ושוב כפרו, ואחר כך דבקו בכפירה, אלוהים לא יסלח להם, ולא ידריכם אל השביל הישר

Hırvatça: 

Onima koji su bili vjernici, a zatim postali nevjernici, pa opet postali vjernici i ponovo postali nevjernici, i pojačali nevjerovanje, Allah, doista, neće oprostiti i neće ih na Pravi put izvesti.

Rumence: 

Pe cei care au crezut şi apoi au tăgăduit, apoi, ba au crezut, ba au tăgăduit, iar apoi au sporit în tăgadă, Dumnezeu nu-i va ierta şi El nu-i va călăuzi pe nici o cale.

Transliteration: 

Inna allatheena amanoo thumma kafaroo thumma amanoo thumma kafaroo thumma izdadoo kufran lam yakuni Allahu liyaghfira lahum wala liyahdiyahum sabeelan

Türkçe: 

Onlar ki inandılar, sonra küfre saptılar; yine inandılar, tekrar küfre saptılar, sonra da küfrü artırdılar; işte Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.

Sahih International: 

Indeed, those who have believed then disbelieved, then believed, then disbelieved, and then increased in disbelief - never will Allah forgive them, nor will He guide them to a way.

İngilizce: 

Those who believe, then reject faith, then believe (again) and (again) reject faith, and go on increasing in unbelief,- Allah will not forgive them nor guide them nor guide them on the way.

Azerbaycanca: 

(Əvvəlcə) iman gətirib sonra kafir olan, sonra iman gətirib yenə kafir olan, sonra da küfrünü artıran kəsləri Allah heç vaxt bağışlayan və doğru yola yönəldən deyildir!

Süleyman Ateş: 

Onlar ki inandılar, sonra inkar ettiler; daha sonra yine inandılar, yine inkar ettiler, sonra inkarları arttı; işte Allah onları ne bağışlayacak, ne de doğru yola iletecektir.

Diyanet Vakfı: 

İman edip sonra inkar edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkar edenleri, sonra da inkarlarını arttıranları Allah ne bağışlayacak, ne de onları doğru yola iletecektir.

Erhan Aktaş: 

Îmân edip sonra küfreden,(1) sonra îmân edip, tekrar küfreden; sonra küfründe ileri gidenleri,(2) Allah ne affedecek, ne de doğru yola iletecektir.

Kral Fahd: 

İman edip sonra inkâr edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkâr edenleri, sonra da inkârlarını arttıranları Allah ne bağışlayacak, ne de onları doğru yola iletecektir.

Hasan Basri Çantay: 

Hakıykat, îman edib de sonra küfre sapanlar, sonra yine îman ederek küfre dönenler, sonra da küfürlerinden ileri gidenler (yok mu?) Allah onları yarlığayacak değildir. Onları (doğru) bir yola iletecek de değildir.

Muhammed Esed: 

İman edip sonra hakikati inkar eden ve tekrar iman edip yeniden hakikati inkar eden ve sonra hakikati inkar etmedeki inatlarına boyun eğenlere gelince, Allah onları bağışlamayacak ve hiçbir şekilde doğru yola eriştirmeyecektir.

Gültekin Onan: 

Gerçek şu, inanıp / inandıktan sonra küfredenler, sonra yine inanıp / inandıktan sonra küfredenler, sonra da küfürleri artanlar... Tanrı onları bağışlayacak değildir, onları doğru yola da iletecek değildir.

Ali Fikri Yavuz: 

Yahudilerden o kimseler ki, Musa’ya iman getirdiler, sonra buzağıya taparak kâfir oldular, sonra tevbe ederek Tevrat’a iman ettiler, sonra İsa’yı inkâr ettiler, sonra Peygamber (Aleyhisselâmı) tanımadılar da küfürde ileri gittiler

Portekizce: 

Quanto àqueles que crêem e, em seguida, negam, voltam a crer e depois renegam, aumentando assim a sua descrença, éinadmissível que Deus os perdoe ou os guie por senda alguma.

İsveççe: 

De som antar tron och sedan förnekar den, därefter återvänder till tron, sedan [på nytt] förnekar den och slutligen hårdnar i sin förnekelse, dem skall Gud inte förlåta och inte heller leda på rätt väg.

Farsça: 

کسانی که ایمان آوردند، سپس کفر ورزیدند، باز ایمان آوردند، و بار دیگر کافر شدند، آن گاه بر کفر خود افزودند، خدا بر آن نیست که آنان را بیامرزد، و به راهی هدایت کند.

Kürtçe: 

بێگومان ئەوانەی بڕوایان ھێناوە پاشان بێ باوەڕ بوونەتەوە دواتر باوەڕیان ھێناوە ئەوسا بێ باوەڕبوونەتەوە پاشان لە بێ بڕواییدا زیادتر ڕۆچوون خوا ھەرگیز لێیان خۆش نابێت وە ڕێنماییان ناکات بۆ ڕێگای ڕاست

Özbekçe: 

Албатта, иймон келтирганларидан кейин куфр келтирганлар, сўнгра иймон келтириб яна куфрга кетган ва куфрида зиёда бўлганларни Аллоҳ мағфират қилмас ва тўғри йўлга ҳидоят этмас. (Иймон билан куфр орасида бориб-келиб, бориб-келиб, охири куфрда зиёда бўлаётганлар–мунофиқлардир. Агар инсон кофир бўлиб юриб кейин иймонга келса, унинг иймони кофирлигини ювиб кетади. Иймонга келгандан кейинги даврдан бошлаб ҳисоб-китоби бошланади.)

Malayca: 

Sesungguhnya orang-orang yang beriman, kemudian mereka kafir, kemudian mereka beriman semula, kemudian mereka kafir sekali lagi, kemudian mereka bertambah- tambah lagi dengan kekufuran, Allah tidak sekali-kali akan memberi ampun kepada mereka, dan tidak akan memberi pertunjuk hidayah kepada mereka ke jalan yang benar.

Arnavutça: 

Ata që paten besuar, e pastaj u bënë mohues, e përsëri u bënë besimtarë, dhe përsëri u bënë mohues dhe e shtuan mohimin, Perëndia me të vërtetë, nuk do t’i falë ata dhe nuk do t’i shpie në rrugë të drejtë.

Bulgarca: 

Които повярваха, после станаха неверници, после повярваха, после пак станаха неверници, после неверието им се усили - Аллах не ще им прости, нито ще им посочи път.

Sırpça: 

Онима који су били верници, а затим постали неверници, па опет постали верници и поново постали неверници, и појачали неверовање, Аллах, заиста, неће да опрости и неће да им укаже на Прави пут.

Çekçe: 

Věru ti, kdož uvěřili a potom se stali nevěřícími a znovu uvěřili a opět se stali nevěřícími a pak ještě zvětšili nevěrectví své, těm Bůh věru nemůže odpustit a nepovede je správnou cestou.

Urduca: 

رہے وہ لوگ جو ایمان لائے، پھر کفر کیا، پھر ایمان لائے، پھر کفر کیا، پھر اپنے کفر میں بڑھتے چلے گئے، تو اللہ ہرگز ان کو معاف نہ کرے گا اور نہ کبھی اُن کو راہ راست دکھائے گا

Tacikçe: 

Албатта Худованд ононро, ки имон овардаанд, сипас кофир шуданд ва боз имон оварданд, сипас кофир шуданд ва ба куфри хеш афзуданд, нахоҳад бахшид ва ба роҳи рост ҳидоят нахоҳад кард.

Tatarca: 

Дөреслектә монафикълар иман китерделәр, соңра Коръән хөкемнәрен инкяр итеп кәфер булдылар, аннары тәүбә итеп иман китерделәр, янә Коръән аятьләрен инкяр итеп кәфер булдылар, аннары Коръән хөкемнәрен инкяр итүләрен арттырдылар. Инде Аллаһ аларны ярлыкаучы һәм туры юлга күндерүче булмады.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya orang-orang yang beriman kemudian kafir, kemudian beriman (pula), kamudian kafir lagi, kemudian bertambah kekafirannya, maka sekali-kali Allah tidak akan memberi ampunan kepada mereka, dan tidak (pula) menunjuki mereka kepada jalan yang lurus.

Amharca: 

እነዚያ (በሙሳ) ያመኑና ከዚያም (ወይፈንን በመገዛት) የካዱ ከዚያም (በእርሱ) ያመኑ ከዚያም (በዒሳ) የካዱ ከዚያም (በሙሐመድ) ክሕደትን የጨመሩ አላህ ለእነሱ የሚምራቸውና ቅኑን መንገድ የሚመራቸው አይደለም፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, பிறகு நிராகரித்து, பிறகு நம்பிக்கை கொண்டு, பிறகு நிராகரித்து பிறகு நிராகரிப்பை அதிகப்படுத்தினார்களோ (அவர்கள் மரணித்துவிட்டால்) அவர்களை அல்லாஹ் மன்னிக்க மாட்டான். இன்னும் (தண்டனையிலிருந்து தப்பிக்க) அவர்களுக்கு ஒரு வழியையும் காட்ட மாட்டான்.

Korece: 

믿음을 가졌던 신앙인이 믿음을 부정한 후 또 믿음을 갖다가 또다시 배반하는 자가 있어 그의 불신은 더해 갔더라 하나님은 그 들을 용서하지 아니하시니 그들은 인도받지 못할 것이라

Vietnamca: 

Quả thật, những ai đã có đức tin rồi phủ nhận đức tin sau đó lại có đức tin rồi phủ nhận đức tin lần nữa và sự vô đức tin càng tăng cường hơn thì chắc chắn Allah sẽ không tha thứ cho họ và sẽ không hướng dẫn họ đến con đường (chân lý).