Arapça:
فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ نَاقَةَ اللَّهِ وَسُقْيَاهَا
Çeviriyazı:
feḳâle lehüm rasûlü-llâhi nâḳate-llâhi vesuḳyâhâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın Rasulü (Salih peygamber) onlara: "Allah'ın devesini ve onun su nöbetini gözetin." demişti.
Diyanet İşleri:
Allah'ın peygamberi onlara, Allah'ın devesini göstermiş ve: "Allah'ın bu devesine ve onun su hakkına dokunmayın" demişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken Allah'ın Peygamberi, bu demişti onlara, Allah'ın dişi devesi, çekinin ondan ve suvarılmasından.
Şaban Piriş:
Allah'ın Rasûlü onlara: "Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!" dedi.
Edip Yüksel:
ALLAH'ın elçisi, onlara, "ALLAH'ın devesine ve onun suyuna dokunmayın," demişti.
Ali Bulaç:
Allah'ın elçisi onlara dedi ki: "Allah'ın (deneme için size gönderdiği) devesine ve onun su içme-sırasına dikkat edin."
Suat Yıldırım:
elçileri ise kendilerine: “(Mûcizevî olarak verilen) Allah'ın devesini ve onun su içme sırasını gözetin, ona dokunmayın!” dedi. [7,73; 26,155]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(13-14) Onlara Allah´ın Resûlü demişti ki: «Allah´ın dişi devesine ve onun sulanışına (dokunmayınız).» Fakat O´nu yalancı saydılar, deveyi boğazladılar. Artık onları günahları sebebiyle Rableri azap ile kuşattı da kendilerini müsavî bir ukûbete uğrattı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun."
Bekir Sadak:
Dogrusu sizin calismalariniz cesitlidir.
İbni Kesir:
Allah´ın peygamberi onlara: Allah´ın devesi ve onun su hakkı, demişti.
Adem Uğur:
Allah´ın Resûlü onlara: "
İskender Ali Mihr:
O zaman Allah´ın Resûl´ü onlara: “O, Allah´ın Devesi´dir ve onu sulayınız (onun su içme sırasına riayet ediniz).” dedi.
Celal Yıldırım:
Allah´ın peygamberi onlara: «Allah´ın (mu´cize olarak verdiği) devesine ve su içme sırasına dikkat edin, (ona sakın kötülükle dokunmayın)» dedi.
Tefhim ul Kuran:
Allah´ın elçisi onlara dedi ki: «Allah´ın (deneme için size gönderdiği) devesine ve onun su içme sırasına dikkat edin.»
Fransızca:
Le Messager d'Allah leur avait dit : "La chamelle d'Allah ! Laissez-la boire"
İspanyolca:
El enviado de Dios les dijo: «¡Dejad a la camella de Dios y que beba!»
İtalyanca:
Il Messaggero di Allah aveva detto loro: «[Questa] è la cammella di Allah,
Almanca:
dann sagte ihnen ALLAHs Gesandter: "(Lasst) das Kamelweibchen von ALLAH und (meidet) ihre Tränke."
Çince:
使者就对他们说:你们让真主的母驼自由饮水吧。
Hollandaca:
En Gods gezant tot hen zeide: Laat Gods (wijfjes-) kameel met vrede en verhindert haar niet te drinken.
Rusça:
Посланник Аллаха сказал им: "Берегите верблюдицу и питье ее!"
Somalice:
Oo Rasuulkii Eebana ku yidhi, iska daaya Hasha Eebe iyo Cabbideeda.
Swahilice:
Hapo Mtume wa Mwenyezi Mungu alipo waambia: Huyu ni ngamia wa Mwenyezi Mungu, mwacheni anywe maji fungu lake.
Uygurca:
ئۇلارغا اﷲ نىڭ پەيغەمبىرى (يەنى سالىھ ئەلەيھىسسالام): «اﷲ نىڭ تۆگىسىگە چېقىلماڭلار، ئۇنى سۇ ئىچىشتىن توسماڭلار» دېدى
Japonca:
アッラーの使徒(サーリフ)はかれらに,「アッラーの雌骼駝である。それに水を飲ませなさい。」と言った。
Arapça (Ürdün):
«فقال لهم رسول الله» صالح «ناقة الله» أي ذروها «وسقياها» شربها في يومها وكان لها يوم ولهم يوم.
Hintçe:
तो ख़ुदा के रसूल (सालेह) ने उनसे कहा कि ख़ुदा की ऊँटनी और उसके पानी पीने से तअर्रुज़ न करना
Tayca:
แล้วร่อซูลของอัลลอฮฺ จึงกล่าวแก่พวกเขาว่า (อย่าทำร้าย) อูฐของอัลลอฮฺ และ(อย่าขัดขวาง)การดื่มน้ำของมัน
İbranice:
אז, אמר להם שליחו של אלוהים (הנביא סאלח:) 'זו נאקת אלוהים, הניחו לה לשתות מחלקה במים
Hırvatça:
Allahov poslanik im je doviknuo: "Pazite na Allahovu devu i njen red pojenja!",
Rumence:
Ei l-au făcut mincinos şi au ologit cămila.
Transliteration:
Faqala lahum rasoolu Allahi naqata Allahi wasuqyaha
Türkçe:
Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun."
Sahih International:
And the messenger of Allah [Salih] said to them, "[Do not harm] the she-camel of Allah or [prevent her from] her drink."
İngilizce:
But the Messenger of Allah said to them: "It is a She-camel of Allah! And (bar her not from) having her drink!"
Azerbaycanca:
Allahın peyğəmbəri onlara belə demişdi: “Allahın bu dişi (maya) dəvəsinə (toxunmayın), onun su içməsinə (mane olmayın).
Süleyman Ateş:
Allah'ın elçisi onlara: "Allah'ın devesine ve onun su içme hakkına dokunmayın!" demişti.
Diyanet Vakfı:
Allah'ın Resulü onlara: "Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!" dedi.
Erhan Aktaş:
Allah’ın Resûl’ü Sâlih onlara, “O, Allah’ın dişi devesidir, onun su içme hakkına dokunmayın.” dedi.
Kral Fahd:
Allah’ın Rasûlü onlara: «Allah’ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi.
Hasan Basri Çantay:
(Halbuki daha evvel) Allahın peygamberi onlara «Allahın dişi devesine ve onun su içme (nevbetine) dikkat edin» demişdi.
Muhammed Esed:
Allah´ın Elçisi onlara: "Şu dişi deve Allah´ındır, öyleyse bırakın suyunu içsin (ve ona bir zarar vermeyin)!" demişti.
Gültekin Onan:
Tanrı´nın elçisi onlara dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Allah’ın peygamberi onlara şöyle demişti: “- Allah’ın devesini kendi haline bırakın, su içmesine engel olmayın.”
Portekizce:
Porém, o mensageiro de Deus lhes disse: É a camela de Deus! Não a priveis da sua bebida!
İsveççe:
trots att Guds sändebud sade till dem: "[Detta är] Guds kamelsto; vattna henne [och låt henne inte komma till skada]!"
Farsça:
پس فرستاده خدا به آنان گفت: ناقه خدا و آبشخورش را [واگذارید]
Kürtçe:
ئەمجا پێغەمبەرەکەی خوا (صاڵح علیە السلام) پێی ووتن: واز بھێنن لەم حوشتری خوایە ونۆرە ئاوەکەی
Özbekçe:
Бас, уларга Аллоҳнинг Расули «Аллоҳнинг туясига ва унинг сувига тегманглар», деди.
Malayca:
Maka berkatalah Rasul Allah (Nabi Soleh) kepada mereka: " (Janganlah kamu ganggu) unta betina dari Allah itu, dan (janganlah kamu menyekatnya daripada mendapat) air minumnya (supaya kamu tidak ditimpa azab)!"
Arnavutça:
i dërguari i Perëndisë (Salihu), ju tha atyre: “Lëreni deven e Perëndisë dhe kujdesuni për kohën kur duhet të pijë ajo!”
Bulgarca:
и пратеникът на Аллах [Салих] им каза: “Не посягайте на камилата на Аллах и не й пречете да пие!”,
Sırpça:
Аллахов посланик им је довикнуо: „Пазите на Аллахову камилу и њен ред појења!“
Çekçe:
A pravil jim posel Boží: '(Nedotýkejte se) velbloudice Boží a nechte ji napít!'
Urduca:
تو اللہ کے رسول نے اُن لوگوں سے کہا کہ خبردار، اللہ کی اونٹنی کو (ہاتھ نہ لگانا) اوراُس کے پانی پینے (میں مانع نہ ہونا)
Tacikçe:
Паёмбари Худо ба онҳо гуфт, ки модашутури Худрро бо навбати оби ӯро бигузоред!
Tatarca:
Аларга Аллаһуның расүле Салих г-м: "Аллаһ дөясенә зарар тидерүдән һәм дөянең өлеше булган суны алудан сакланыгыз", – диде.
Endonezyaca:
lalu Rasul Allah (Saleh) berkata kepada mereka: ("Biarkanlah) unta betina Allah dan minumannya".
Amharca:
ለእነርሱም የአላህ መልክተኛ (ሷሊህ) «የአላህን ግመል የመጠጥ ተራዋንም (ተጠንቀቁ)» አላቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, அல்லாஹ்வின் தூதர் (-ஸாலிஹ்) அவர்களுக்குக் கூறினார்: “அல்லாஹ்வுடைய பெண் ஒட்டகத்தையும் அது நீர் பருகுவதையும் தடை செய்யாதீர்!’’
Korece:
선지자가 그들에게 말하길 그것은 하나님의 암낙타이니 그것 이 물을 마시매 방해하지 말라 하 였으나
Vietnamca:
Sứ giả của Allah đã bảo chúng: “Đây là con lạc đà cái của Allah, các người hãy để cho nó uống nước.”
Ayet Linkleri: