Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

91

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

6046

Sayfa No: 

595

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالنَّهَارِ إِذَا جَلَّاهَا

Çeviriyazı: 

vennehâri iẕâ cellâhâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Güneş'i açıp ortaya çıkaran gündüze,

Diyanet İşleri: 

Onu ortaya koyan gündüze,

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ışıdığı zaman güne.

Şaban Piriş: 

(Yeryüzünü) (ışığıyla) ortaya çıkaran gündüze,

Edip Yüksel: 

Onu açığa çıkaran gündüze,

Ali Bulaç: 

Onu (Güneş) parıldattığı zaman gündüze,

Suat Yıldırım: 

Dünyayı açığa çıkaran gündüz,

Ömer Nasuhi Bilmen: 

91:1

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onu iyice açtığı vakit gündüze,

Bekir Sadak: 

Kendini aritan saadete ermistir.

İbni Kesir: 

Onu açığa çıkardığında gündüze,

Adem Uğur: 

Onu açığa çıkarttığında gündüze,

İskender Ali Mihr: 

Ve onu (güneşi) izhar ettiği zaman gündüze.

Celal Yıldırım: 

Güneşi açtığı zaman gündüze,

Tefhim ul Kuran: 

Onu (güneş) parıldattığı zaman gündüze,

Fransızca: 

Et par le jour quand il l'éclaire !

İspanyolca: 

¡Por el día cuando lo muestra brillante!

İtalyanca: 

per il giorno quando rischiara [la terra],

Almanca: 

und dem Tag, wenn er sie sichtbar machte,

Çince: 

以揭示太阳时的白昼发誓,

Hollandaca: 

Bij den dag, als hij zijn glans vertoont,

Rusça: 

Клянусь днем, который выявляет его (солнца) сияние!

Somalice: 

Iyo Maalintu markay ifiso.

Swahilice: 

Na kwa mchana unapo lidhihirisha!

Uygurca: 

قۇياشنى ئاشكارا قىلغان كۈندۈز بىلەن قەسەمكى،

Japonca: 

(太陽を)輝き現わす昼において,

Arapça (Ürdün): 

«والنهار إذا جلاها» بارتفاعه.

Hintçe: 

और दिन की जब उसे चमका दे

Tayca: 

และด้วยเวลากลางวันเมื่อประกายแสงมัน (จากดวงอาทิตย์)

İbranice: 

וביום החושף את היקום (באורו)

Hırvatça: 

i dana kada ga vidljivim učini,

Rumence: 

Pe ziuă când îl dezvăluie!

Transliteration: 

Waalnnahari itha jallaha

Türkçe: 

Onu iyice açtığı vakit gündüze,

Sahih International: 

And [by] the day when it displays it

İngilizce: 

By the Day as it shows up (the Sun's) glory;

Azerbaycanca: 

And olsun onu (günəşi) parlaq edən gündüzə;

Süleyman Ateş: 

Güneşi ortaya çıkaran gündüze andolsun.

Diyanet Vakfı: 

Onu açığa çıkarttığında gündüze,

Erhan Aktaş: 

Ve onu ortaya çıkaran gündüze,

Kral Fahd: 

onu açığa çıkarttığında gündüze, yemin ederim ki,

Hasan Basri Çantay: 

ona parlaklık verdiği zaman gündüze,

Muhammed Esed: 

Dünyayı gün ışığına çıkaran gündüzü düşün,

Gültekin Onan: 

Onu (güneş) parıldattığı zaman gündüze,

Ali Fikri Yavuz: 

Güneş gündüzü açıb aydınlattığı zaman gündüze,

Portekizce: 

Pelo dia, que o revela,

İsveççe: 

Vid dagen, när den gör [jorden] synlig,

Farsça: 

و به روزچون خورشید را به خوبی آشکار کند

Kürtçe: 

وە سوێند بە ڕۆژ کاتێك کەخۆر دەردەخات

Özbekçe: 

Ва у(қуёш)ни равшан кўрсатган наҳор билан қасам.

Malayca: 

Dan siang apabila ia memperlihatkannya dengan jelas nyata;

Arnavutça: 

dhe ditën që e bën të dukshëm atë,

Bulgarca: 

и в деня, който го проявява,

Sırpça: 

и дана када га видљивим учини,

Çekçe: 

při dni, když je odhaluje,

Urduca: 

اور دن کی قسم جبکہ وہ (سورج کو) نمایاں کر دیتا ہے

Tacikçe: 

ва савганд, ба рӯз, чун дунёро равшан кунад

Tatarca: 

Вә көндез белән, әгәр ул караңгылыкны капласа.

Endonezyaca: 

dan siang apabila menampakkannya,

Amharca: 

በቀኑም (ፀሐይን) በገለጻት ጊዜ፤

Tamilce: 

பகலின் மீது சத்தியமாக, அதை (-சூரியனை) அது வெளிப்படுத்தும்போது (வெளிச்சப்படுத்தும் போது)!

Korece: 

태양의 영광을 보여주는 낮을두고 맹세하며

Vietnamca: 

Thề bởi ban ngày khi nó hiển thị ánh sáng (của mặt trời).