Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

6

Sûredeki Ayet No: 

28

Ayet No: 

817

Sayfa No: 

131

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

بَلْ بَدَا لَهُم مَّا كَانُوا يُخْفُونَ مِن قَبْلُ ۖ وَلَوْ رُدُّوا لَعَادُوا لِمَا نُهُوا عَنْهُ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ

Çeviriyazı: 

bel bedâ lehüm mâ kânû yuḫfûne min ḳabl. velev ruddû le`âdû limâ nühû `anhü veinnehüm lekâẕibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hayır, daha önce gizleyip durdukları karşılarına çıktı da ondan, yoksa geri çevrilselerdi yine menedildikleri şeyi yapmaya dönerlerdi. Çünkü onlar yalancıdırlar.

Diyanet İşleri: 

Hayır; daha önce gizledikleri onlara göründü. Eğer geri döndürülseler yine kendilerine yasak edilen şeylere dönerler. Doğrusu onlar yalancıdırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hayır; evvelce gizledikleri belirdi artık, göründü onlara. Geriye döndürülseler de gene nehyedildikleri şeyleri yapmaya koyulurlar ve şüphe yok ki onlar, yalancılardır.

Şaban Piriş: 

Oysa, onların öteden beri gizledikleri (hakikatler) açığa çıktı. Eğer, yeniden (dünyaya) gönderilselerdi yine men olundukları şeylere dönerlerdi. Çünkü onlar gerçekten yalancıdırlar.

Edip Yüksel: 

Daha önce gizledikleri ortaya çıktığı için (bu itirafı yapıyorlar). Geri döndürülselerdi, yine menedildikleri şeye dönerlerdi. Yalan söylüyorlar.

Ali Bulaç: 

Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir. Çünkü onlar, gerçekten kafirlerdir.

Suat Yıldırım: 

Hayır! Öteden beri gizledikleri utandırıcı çirkin halleri, münafıklıkları yüzlerine vuruldu da ondan böyle söylüyorlar.Yoksa geri gönderilseler bile, yine kendilerine yasaklanan kötülükleri yapmaya dönecek ve diyeceklerdi ki: “Hayat, sırf dünya hayatımızdan ibaret! Biz bir daha diriltilecek de değiliz!” Onlar, hiç şüphesiz yalancıdırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hayır: Evvelce gizler oldukları şey kendilerine zahir oldu da (ondan) ve eğer geri çevrilselerdi kendisinden nehy olundukları şeye elbette yine dönüverirlerdi. Ve şüphe yok ki, onlar elbette yalancılardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. Geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.

Bekir Sadak: 

N/A

İbni Kesir: 

Hayır, öteden beri gizleyegeldikleri şeylerle karşılarına çıktık. Eğer geri döndürülselerdi yine kendilerine yasaklanan şeylere döneceklerdi. Doğrusu onlar, yalancılardır.

Adem Uğur: 

Hayır! Daha önce gizlemekte oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü. Eğer (dünyaya) geri gönderilseler yine kendilerine yasak edilen şeylere döneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar.

İskender Ali Mihr: 

Hayır, daha önce gizlemiş oldukları şeyler onlara açıklandı.Ve şayet geri döndürülselerdi, men edildikleri şeylere mutlaka geri dönerlerdi. Ve muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Hayır, daha önce gizledikleri şeyler onlara açıkça göründü. Eğer (Dünya´ya) geri döndürülselerdi yine de men´edildlkleri şeylere döneceklerdi

Tefhim ul Kuran: 

Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir. Çünkü onlar, gerçekten kâfirlerdir.

Fransızca: 

Mais non ! Voilà que leur apparaîtra ce qu'auparavant ils cachaient . Or, s'ils étaient rendus [à la vie terrestre], ils reviendraient sûrement à ce qui leur était interdit. Ce sont vraiment des menteurs.

İspanyolca: 

Pero ¡no! Se les mostrará claramente lo que antes ocultaban. Si se les devolviera, volverían a lo que se les prohibió. ¡Mienten, ciertamente!

İtalyanca: 

Sì, verrà reso palese quello che nascondevano. Se anche li rimandassimo [sulla terra] rifarebbero quello che era loro vietato. In verità essi sono i bugiardi.

Almanca: 

Nein, sondern ihnen offenbarte sich das, was sie vorher zu verbergen pflegten. Und würden sie zurückgebracht, würden sie doch wiederholen, was ihnen untersagt wurde. Und gewiß, sie sind doch Lügner.

Çince: 

不然,他们以前所隐讳的,已经为他们而暴露出来。即使他们得复返人世,他们仍必再犯他们以前所被禁戒的事。他们确是说谎的人。

Hollandaca: 

Ja, het is hun duidelijk geworden, wat zij vroeger verborgen, en indien zij zelfs in de wereld werden teruggezonden, zouden zij zekerlijk terugkeeren tot datgene wat hun verboden werd; en zij zijn zekerlijk leugenaars.

Rusça: 

О нет! Им открылось то, что они скрывали прежде. Если бы их вернули обратно, то они непременно вернулись бы к тому, что им было запрещено. Воистину, они - лжецы.

Somalice: 

Waxaase U Muuqday waxay Qarinayeen horay haddii la Celiyana waxay ku Noqon lahaayeen wixii laga Reebay waana Beenaalayaal.

Swahilice: 

Bali yamewadhihirikia waliyo kuwa wakiyaficha zamani. Na kama wangeli rudishwa bila ya shaka wange yarejea yale yale waliyo katazwa. Na hakika hao ni waongo.

Uygurca: 

ئۇنداق ئەمەس، ئۇلارنىڭ ئىلگىرى يوشۇرغان ئىشلىرى (قەبىھ قىلمىشلىرى تۈپەيلىدىن شۇنداق ئارزۇ قىلىشىدۇ) ئۇلارغا ئاشكارا بولدى، ئۇلار دۇنياغا قايتۇرۇلغان تەقدىردىمۇ مەنئى قىلىنغان ئىشلارنى ئەلۋەتتە يەنە قىلاتتى. شۈبھىسىزكى، ئۇلار (ئىمان ئېيتتۇق دېگەن ۋەدىسىدە) يالغانچىلاردۇر

Japonca: 

いや,かれらが今まで隠していたものが,(今)自分たちの前に明らかになったに過ぎない。それでかれらが仮命(再び)戻されても,かれらは必ず禁じられたことを繰り返すであろう。かれらは本当に虚言の徒である。

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى: «بل» للإضراب عن إرادة الإيمان المفهوم من التمني «بدا» ظهر «لهم ما كانوا يخفون من قبل» يكتمون بقولهم (والله ربنا ما كنا مشركين) شهادة جوارحهم فتمنوا ذلك «ولو ردوا» إلى الدنيا فرضا «لعادوا لما نُهوا عنه» من الشرك «وإنهم لكاذبون» في وعدهم بالإيمان.

Hintçe: 

बल्कि जो (बेईमानी) पहले से छिपाते थे आज (उसकी हक़ीक़त) उन पर खुल गयी और (हम जानते हैं कि) अगर ये लोग (दुनिया में) लौटा भी दिए जाएं तो भी जिस चीज़ की मनाही की गयी है उसे करें और ज़रुर करें और इसमें शक़ नहीं कि ये लोग ज़रुर झूठे हैं

Tayca: 

แต่ทว่าได้ประจักษ์แก่พวกเขาแล้ว สิ่งที่พวกเขาปกปิดไว้ แต่กาลก่อน และแม้ว่าพวกเขาถูกให้กลับไป แน่นอนพวกเขาก็กลับกระทำอีกในสิ่งที่พวกเขาถูกห้ามไว้ และแท้จริงพวกเขาคือผู้ที่กล่าวเท็จ

İbranice: 

אכן התגלה אליהם כל מה שהם הכחישו באופן בהיר, אך אם הם היו מושבים, היו שבים ועושים את אשר נאסר עליהם, כי כוזבים הם

Hırvatça: 

Ne, naprotiv!, njima će očevidno postati ono što su prije krili; a kada bi ponovo bili vraćeni, opet bi nastavili raditi ono što im je bilo zabranjeno, jer oni su, doista, lažljivci,

Rumence: 

Atunci li se va arăta ceea ce ascundeau odinioară. Dacă ar fi duşi înapoi însă, s-ar întoarce la ceea ce le era oprit, căci sunt mincinoşi!

Transliteration: 

Bal bada lahum ma kanoo yukhfoona min qablu walaw ruddoo laAAadoo lima nuhoo AAanhu wainnahum lakathiboona

Türkçe: 

İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. Geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.

Sahih International: 

But what they concealed before has [now] appeared to them. And even if they were returned, they would return to that which they were forbidden; and indeed, they are liars.

İngilizce: 

Yea, in their own (eyes) will become manifest what before they concealed. But if they were returned, they would certainly relapse to the things they were forbidden, for they are indeed liars.

Azerbaycanca: 

Xeyr, əvvəlcə (ürəklərində) gizlətdikləri (küfr, nifaq və çirkin əməllər) onların qabağına çıxdı. Əgər geri qaytarılsaydılar, yenə də onlar qadağan olunduqları şeyə (küfr və günaha) əl qatardılar. Onlar, şübhəsiz ki, yalançıdırlar!

Süleyman Ateş: 

Hayır, daha önce gizlemekte oldukları, onlara göründü. Geri gönderilselerdi yine men'olundukları şeyi yapmağa dönerlerdi, çünkü onlar yalancılardır.

Diyanet Vakfı: 

Hayır! Daha önce gizlemekte oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü. Eğer (dünyaya) geri gönderilseler yine kendilerine yasak edilen şeylere döneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar.

Erhan Aktaş: 

Hayır! Daha önce gizledikleri şeyler açığa çıktı. Eğer onlar, geri döndürülseler yasaklanan kötülüklere tekrar dönerler. Onlar kesinlikle yalancıdırlar.

Kral Fahd: 

Hayır! Daha önce gizlemekte oldukları şeyler (günahlar) kendilerine göründü. Eğer (dünyaya) geri gönderilseler yine (dünyada iken yapar oldukları) kendilerine yasak edilen şeylere ( ve küfre) döneceklerdir. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar.

Hasan Basri Çantay: 

Hayır, öteden beri gizleyegeldikleri, şeyler açıkça karşılarına dikilib çıkdı (ğından böyle söylüyorlar. Yoksa) geri gönderilseler bile yine vaz geçirilmek istendikleri şeylere döneceklerdir. Çünkü onlar, şübhesiz yalancıdırlar.

Muhammed Esed: 

Ama hayır (böyle demeleri) geçmişte (kendilerinden) gizlemiş oldukları hakikat onlara açık şekilde görünecek (olmasındandır); ve eğer (hayata) geri döndürülmüş olsalardı, kendilerine yasaklanmış olan şeye yine dönerlerdi. Unutma ki onlar geçek yalancılardır!

Gültekin Onan: 

Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere kuşkusuz yine döneceklerdir. Çünkü onlar gerçekten kafirlerdir.

Ali Fikri Yavuz: 

Hayır, evvelce gizleyip durdukları işleri karşılarına çıktı da ondan böyle söylüyorlar. Yoksa geri çevrilselerdi, muhakkak o alıkonmak istendikleri fenalığa, yine döneceklerdi. Şüphesiz ki onlar, yine yalancıdırlar.

Portekizce: 

Porém, aparecer-lhes-á tudo quanto anteriormente tinham ocultado; no entanto, ainda que fossem devolvidos (à vidaterrena), certamente reincidiriam em lançar mão de tudo quanto lhes foi vedado, porque são mentirosos.

İsveççe: 

Nej, [vad som hänt] är att det som de förr ville dölja [för sig själva] nu har blivit uppenbart för dem; men om de fick återvända [till livet] skulle de helt säkert återfalla i det som var förbjudet för dem; de är [oförbätterliga] lögnare.

Farsça: 

[ولی آرزوی آنان از روی صدق و راستی نیست] بلکه آنچه [از حقّانیّت توحید و نبوّت و معاد] پیش از این پنهان می داشتند برای آنان آشکار شده [که این گونه آرزو می کنند] ، و اگر به دنیا بازگردانده شوند، یقیناً به کفر و شرکی که از آن نهی شده اند بازمی گردند؛ و مسلماً آنان دروغگویند.

Kürtçe: 

(نەخێر بەڕاستیان نیە) بەڵکو ئەوەی کە لەوەو پێش دەیانشاردەوە بۆیان دەرکەوتووە, وەئەگەر بگەڕێنرێنەوە (بۆ دونیا) بێگومان دووبارە دەگەڕێنەوە بۆ ئەو کارانەی کەلێیان قەدەغە کرابوو وەبەڕاستی ئەوانە درۆزنن

Özbekçe: 

Йўқ! Ундай эмас. Улар олдин махфий тутган нарса ўзларига ошкор бўлди, холос. Агар улар ( дунёга) қайтарилсалар ҳам, ўзлари ман қилинган нарсага қайтарлар ва, албатта, улар ёлғончилардир.

Malayca: 

(Mereka mengatakan yang demikian bukanlah kerana hendak beriman) bahkan setelah nyata kepada mereka apa yang mereka selalu sembunyikan dahulu; dan kalau mereka dikembalikan ke dunia sekalipun, tentulah mereka akan mengulangi lagi apa yang mereka dilarang dari melakukannya; dan sesungguhnya mereka adalah tetap pendusta.

Arnavutça: 

Jo! Jo! Por atyre iu doli ajo, që më parë e fshihnin, dhe sikur ata të ktheheshin, prapë do të bënin ato që u ishin ndaluar. Ata, me të vërtetë, janë gënjeshtarë.

Bulgarca: 

Да, ще им се яви онова, което преди са скривали; но и да бъдат върнати, пак ще повторят онова, от което бяха възпрени. Наистина те са лъжци.

Sırpça: 

Не, напротив! Њима ће да постане очигледно оно што су пре крили; а када би поново били враћени, опет би наставили да раде оно што им је било забрањено, јер они су, заиста, лажљивци.

Çekçe: 

Ba ne, odkryje se jim jen to, co dříve skrývali. A byť i byli navráceni, opět by se obrátili k tomu, co bylo jim zakázáno - vždyť jsou to vskutku lháři

Urduca: 

در حقیقت یہ با ت وہ محض اس وجہ سے کہیں گے کہ جس حقیقت پر انہوں نے پردہ ڈال رکھا تھا وہ اس وقت بے نقاب ہو کر ان کے سامنے آ چکی ہوگی، ورنہ اگر انہیں سابق زندگی کی طرف واپس بھیجا جائے تو پھر وہی سب کچھ کریں جس سے انہیں منع کیا گیا ہے، وہ تو ہیں ہی جھوٹے (اس لیے اپنی اس خواہش کے اظہار میں بھی جھوٹ ہی سے کام لیں گے)

Tacikçe: 

На, он чиро, ки аз ин пеш пӯшида медоштанд, акнун бар онҳо ошкор шуда, агар онҳоро ба дунё бозгардонанд, боз ҳам ба ҳамон корҳо, ки манъашон карда буданд, бозмегарданд, инҳо дурӯғгӯёнанд.

Tatarca: 

Бәлки аларның әүвәлдә яшереп эшләгән эшләре ахирәттә ачыкланыр. Әгәр алар дөньяга кире кайтарылсалар, әлбәттә, әүвәлдә Аллаһ тыйган көферлек вә азгынлык юлларына төшәр иделәр, әгәр дөньяга кире кайтарылсак, Коръән белән гамәл кылып, камил мөэмин булыр идек – дигән сүзләрендә, әлбәттә, ялганчылардыр.

Endonezyaca: 

Tetapi (sebenarnya) telah nyata bagi mereka kejahatan yang mereka dahulu selalu menyembunyikannya. Sekiranya mereka dikembalikan ke dunia, tentulah mereka kembali kepada apa yang mereka telah dilarang mengerjakannya. Dan sesungguhnya mereka itu adalah pendusta belaka.

Amharca: 

ይልቁንም ከዚህ በፊት ይደብቁት የነበሩት ሁሉ ለእነርሱ ተገለጸ፡፡ (ወደምድረ ዓለም) በተመለሱም ኖሮ ከእርሱ ወደ ተከለከሉት ነገር በተመለሱ ነበር፡፡ እነሱም በእርግጥ ውሸታሞች ናቸው፡፡

Tamilce: 

(நிலைமை அவர்கள் எண்ணியது போன்று அல்ல!) மாறாக, முன்னர் (அவர்கள்) மறைத்திருந்தவை அவர்களுக்கு (முன்னர்) வெளிப்படும். அவர்கள் (உலகத்திற்கு) திருப்பி அனுப்பப்பட்டால், அவர்கள் எதை விட்டு தடுக்கப்பட்டார்களோ அதற்கே திரும்புவார்கள். இன்னும், நிச்சயமாக அவர்கள் பொய்யர்கள்தான்.

Korece: 

그렇지 못하리니 그들이 숨 겼던 것들이 그들 안중에서 밝혀 지니라 그들이 다시 돌아 간다면 그들은 분명히 그들에게 금지된 것들로 다시 돌아가리니 이는 그 들이 거짓말을 하는 자들이기 때 문이라

Vietnamca: 

Không đâu, (họ sẽ không có đức tin như lời đã nói), những gì mà họ giấu giếm trước đây sẽ lộ ra. Cho dù họ được cho trở lại (cuộc sống trần gian) thì họ sẽ vẫn tái phạm những điều cấm bởi quả thật họ là những kẻ gian dối.