Arapça:
أَن تَقُولُوا إِنَّمَا أُنزِلَ الْكِتَابُ عَلَىٰ طَائِفَتَيْنِ مِن قَبْلِنَا وَإِن كُنَّا عَن دِرَاسَتِهِمْ لَغَافِلِينَ
Çeviriyazı:
en teḳûlû innemâ ünzile-lkitâbü `alâ ṭâifeteyni min ḳablinâ. vein künnâ `an dirâsetihim legâfilîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Onu size indirdik ki:) "Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa (yahudi ve hıristiyanlara) indirildi; biz ise, onların okumasından habersizdik (o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk)" demeyesiniz.
Diyanet İşleri:
Bu, indirdiğimiz kutsal Kitap'dır, ona uyun. "Bizden önce iki topluluğa kitap indirildi, bizim onların okuduklarından haberimiz yok" demekten veya "Bize kitap indirilseydi onlardan daha doğru yolda olurduk" demekten sakının ki merhamet olunasınız. Şüphesiz o, size Rabbinizden belge, yol gösteren ve rahmet olarak gelmiştir. Allah'ın ayetlerini yalanlayandan ve onlardan yüz çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü, kötü bir azabla cezalandıracağız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hiç şüphe yok ki bizden önce ancak iki taifeye kitap indirildi ve bizse onu okumaktan acizdik, bir şey anlamıyorduk demeyesiniz.
Şaban Piriş:
“Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (Yahudilere ve Hristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersizdik demeyesiniz.
Edip Yüksel:
Artık, "Bizden önceki iki gruba kitap verildi; biz ise onların öğretilerinden habersizdik," diyemezsiniz.
Ali Bulaç:
"Bizden önce kitap yalnız iki topluluğa indirildi, biz ise onların ders gördüklerinden habersizlerdik" dememeniz;
Suat Yıldırım:
O kitabı indirmemiz, “Bizden önce kitap yalnız iki topluluğa indirildi, biz ise onların okuduklarından habersizdik.” dememeniz,
Ömer Nasuhi Bilmen:
Demeyesiniz ki, «Kitap ancak bizden evvel iki tâifeye indirilmiştir ve biz onların kıraatinden şüphesiz ki gâfiller idik.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Kitap, bizden önce iki topluluğa indirildi. Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik. demeyesiniz.
Bekir Sadak:
«Şuphesiz Rabbim beni dogru yola, gercek dine, dogruya yonelen ve puta tapanlardan olmayan Ibrahim´in dinine iletmistir» de.
İbni Kesir:
Demeyesiniz ki: Bizden önce kitab, yalnız iki topluluğa indi. Bizim ise onlarınkinden hiç haberimiz yok.
Adem Uğur:
Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (hıristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onların okumasından gerçekten habersizdik demeyesiniz diye
İskender Ali Mihr:
“Kitap, yalnızca bizden önceki iki topluluğa indirildi. Ve biz onların okuduklarından gerçekten gâfildik.” dersiniz diye (dememeniz için).
Celal Yıldırım:
Bizden önce yalnız iki topluluğa (Yahudî ve Nasârâ´ya) kitap indirildi ve biz de onların eğitim ve öğretimlerinden habersiz bulunuyorduk, dememeniz,
Tefhim ul Kuran:
«Bizden önce kitap yalnız iki topluluğa indirildi, biz ise onların ders gördüklerinden habersizlerdik» dememeniz,
Fransızca:
afin que vous ne disiez point : "On n'a fait descendre le Livre que sur deux peuples avant nous, et nous avons été inattentifs à les étudier .
İspanyolca:
No sea que dijerais: «Sólo se ha revelado la Escritura a dos comunidades antes que a nosotros y no nos preocupábamos de lo que ellos estudiaban».
İtalyanca:
affinché non diciate: «E' stata fatta scendere la Scrittura solo su due popoli nostri predecessori e noi, ne ignoravamo gli insegnamenti».
Almanca:
damit ihr nicht sagt: "Die Schrift wurde nur zu zwei Gruppen vor uns hinabgesandt und wir waren deren Studium gegenüber achtlos",
Çince:
(我降示天经),以免你们说:天经只被降示我们以前的两伙人,我们对于他们所诵习的经典,确是疏忽的。
Hollandaca:
Gij zult niet meer zeggen: De schriften werden alleen aan twee volkeren gezonden, die vóór ons leefden, en wij hebben geene kennisse van hunne plichten.
Rusça:
Мы ниспослали его, чтобы вы не говорили: "Писание было ниспослано только двум общинам до нас, и мы ничего не знали о том, что они изучали".
Somalice:
Oydaan Dhihin waxaa uun Kitaab lagu soo Dejiyey Labadii qolo ee naga horreeyey, anaguna ma naqaanno Cilmigoodii.
Swahilice:
Msije mkasema: Hakika mataifa mawili kabla yetu yameteremshiwa Kitabu; na sisi tulikuwa hatuna khabari ya waliyo kuwa wakiyasoma.
Uygurca:
(مېنىڭ قۇرئان نازىل قىلىشىم) سىلەرنىڭ، پەقەت بىزدىن ئىلگىرىكى تائىپىگىلا (يەنى يەھۇدىيلار ۋە ناسارالارغىلا) كىتاب نازىل قىلىنغان، ئۇلارنىڭ ئوقۇغان كىتابلىرىدىن بىزنىڭ زادىلا خەۋىرىمىز يوق، دېمەسلىكىڭلار ئۈچۈندۇر
Japonca:
(これは,)あなたがたに,「啓典はわたしたち以前に,唯二つの宗派にだけ下された。わたしたちはかれらの読むものに,不案内であった」と言わせないためである。
Arapça (Ürdün):
أنزلناه لـ «أن» لا «تقولوا إنما أنزل الكتاب على طائفتين» اليهود والنصارى «من قبلنا وإن» مخففة واسمها محذوف أي إنا «كنَّا عن دراستهم» قراءتهم «لغافلين» لعدم معرفتنا لها إذ ليست بلغتنا.
Hintçe:
(और ऐ मुशरेकीन ये किताब हमने इसलिए नाज़िल की कि तुम कहीं) यह कह बैठो कि हमसे पहले किताब ख़ुदा तो बस सिर्फ दो ही गिरोहों (यहूद व नसारा) पर नाज़िल हुई थी अगरचे हम तो उनके पढ़ने (पढ़ाने) से बेखबर थे
Tayca:
(มิเช่นนั้น) พวกเจ้าจะกล่าวว่า แท้จริงคัมภีร์ได้ถูกประทานลงมาให้แก่สองพวก เท่านั้น ก่อนหน้าพวกข้าพระองค์และแท้จริงพวกข้าพระองค์ไม่รู้เรื่องในการอ่านของพวกเขา
İbranice:
לבל תגידו, 'הספר הורד אל שתי עדות לפנינו, ולא היינו מודעים להוראה שלו
Hırvatça:
I zato, da ne kažete: "Knjiga je objavljena dvjema zajednicama prije nas, ali mi je ne znamo čitati kao oni",
Rumence:
Să nu spuneţi: “Nu a fost pogorâtă Cartea decât asupra a două popoare înaintea noastră, de aceea noi nu-i ştim învăţătura.”
Transliteration:
An taqooloo innama onzila alkitabu AAala taifatayni min qablina wain kunna AAan dirasatihim laghafileena
Türkçe:
"Kitap, bizden önce iki topluluğa indirildi. Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik." demeyesiniz.
Sahih International:
[We revealed it] lest you say, "The Scripture was only sent down to two groups before us, but we were of their study unaware,"
İngilizce:
Lest ye should say: "The Book was sent down to two Peoples before us, and for our part, we remained unacquainted with all that they learned by assiduous study:"
Azerbaycanca:
Biz onu sizin: “Bizdən əvvəl kitab ancaq iki tayfaya (yəhudilərə və xaçpərəstlərə) nazil edilmişdir. Biz onların oxuduqlarından xəbərsizik”,- deməməyiniz.
Süleyman Ateş:
(Onu size indirdik ki) "Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere, hıristiyanlara) indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitapları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)" demeyesiniz.
Diyanet Vakfı:
"Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (hıristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onların okumasından gerçekten habersizdik" demeyesiniz diye;
Erhan Aktaş:
“Kitâp, bizden önce yalnızca iki topluluğa(1) indirildi, biz onların edindikleri bilgiden habersizdik.” dememeniz için;
Kral Fahd:
«Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (hıristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onların okumasından gerçekten habersizdik» demeyesiniz diye;
Hasan Basri Çantay:
(O kitabı indirmemiz) «Bizden evvel kitâb yalınız iki taaifeye (Yahudi ve Nasrânîlere) indirdi, biz ise onların okuduklarından kat´iyyen gaafillerdik» dememeniz için,
Muhammed Esed:
(Bu kitap, size verildi) ki, "Yalnızca bizden önce yaşamış iki gurup insana ilahi kelam bahşedilmişti ve biz onların öğretilerinden habersizdik!" demeyesiniz;
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Mekke’liler! Siz): “- Bizden önce Yahudî’lerle Hristiyanlara indirilen kitap, konuştuğumuz dilde olmadığından onu okumaktan gafilleriz” derdiniz. Bunu dememeniz (için lisanınız üzere KUR’AN’ı gönderdik.)
Portekizce:
E para que não digais: O Livro só foi revelado a dois povos antes de nós, o que fez com que permanecêssemosignorantes de tudo quanto eles estudavam.
İsveççe:
Detta för att ni inte skall kunna säga: "Före vår tid hade bara två samfund fått del av uppenbarelsen och om den undervisning den innehöll visste vi ingenting" -
Farsça:
[آری، قرآن را نازل کردیم] تا [شما مشرکان] نگویید: کتاب آسمانی فقط بر دو گروه پیش از ما [یهود و نصاری] نازل شد و [چون به لغت ما نبود] از [یاد گرفتن] قرائت آنان و آموزششان بی خبر ماندیم.
Kürtçe:
لەبەر ئەوەی نەڵێن بێگومان کتێب تەنھا بۆ سەر دوو کۆمەڵی (گاورو جولەکە) نێراوەتە خوارەوە لەپێش ئێمەدا کەبەڕاستی ئێمە لەخوێندنەوە و لێکۆڵینەوەی کتێبەکانیان بێ ئاگابووین
Özbekçe:
«Биздан аввалги икки тоифага китоб туширилган, уларнинг дарсларидан ғофилмиз», демасликларингиз учун.
Malayca:
Supaya kamu tidak mengatakan: "Bahawa Kitab (ugama) itu hanya diturunkan kepada dua golongan (Yahudi dan Nasrani) dahulu sebelum kami, dan sesungguhnya kami lalai (tidak faham) akan apa yang dibaca dan dipelajari oleh mereka".
Arnavutça:
(e kemi zbritur) për të mos thënë: “Libri u është shpallur vetëm dy grupeve apra nesh (Hebrenjve dhe të krishterëve) e nuk kemi mundur ta kuptojmë (meqë nuk kemi pasur njohuri të mëparshme për të)”.
Bulgarca:
Да не казвате: “Писанието бе низпослано само на две общности допреди нас и към онова, което изучаваха, бяхме в неведение.”
Sırpça:
И зато, да не кажете: „Књига је објављена двема заједницама пре нас, али ми не знамо да је читамо као они.“
Çekçe:
Abyste nemohli říci: 'Dvěma skupinám bylo sesláno před námi Písmo a my věru jsme neměli ponětí o učení jejich;'
Urduca:
اب تم یہ نہیں کہہ سکتے کہ کتاب تو ہم سے پہلے کے دو گروہوں کو دی گئی تھی، اور ہم کو کچھ خبر نہ تھی کہ وہ کیا پڑھتے پڑھاتے تھے
Tacikçe:
То нагӯед, ки танҳо бар ду гурӯҳе, ки пеш аз мо буданд, китоб нозил шуда ва мо аз омӯхтани онҳо ғофил будаем.
Tatarca:
Сезгә Коръәнне иңдердек, ахирәттә хисаб көнендә: "Ий Раббыбыз, син бездән әүвәл ике таифәгә, ягъни яһүд белән насарага китап иңдердең, без аларның Тәүрат, Инҗилне укуларыннан гафил булдык", – дип әйтмәвегез өчен.
Endonezyaca:
(Kami turunkan al-Quran itu) agar kamu (tidak) mengatakan: "Bahwa kitab itu hanya diturunkan kepada dua golongan saja sebelum kami, dan sesungguhnya kami tidak memperhatikan apa yang mereka baca.
Amharca:
«(ያወረድነውም) መጽሐፍ የተወረደው ከፊታችን በሁለቱ ጭፍሮች ላይ ብቻ ነው፡፡ እኛም ከንባባቸው ዘንጊዎች ነበርን» እንዳትሉ ነው፡፡
Tamilce:
(இணைவைப்பவர்களே!) “வேதம் இறக்கப்பட்டதெல்லாம் நமக்கு முன்னர் (சென்ற யூதர்கள், கிறித்தவர்கள் ஆகிய) இரு கூட்டங்கள் மீதுதான். நாங்கள் அவர்க(ள் படித்த வேதங்க)ளின் படிப்பறிவை அறியாதவர்களாகவே நிச்சயமாக இருந்தோம் என்று நீங்கள் கூறாதிருப்பதற்காக (இந்த வேதத்தை உங்களுக்கு இறக்கினோம்).
Korece:
그 성서는 우리 이전 두 백성에게만 계시되었으니 우리는 실 로 그들이 읽은 것이 무엇인지 알 지 못하도다 라고 말하지 아니하 도록 함이라
Vietnamca:
(Việc TA ban Kinh Qur’an xuống là) để cho các ngươi (hỡi những kẻ đa thần Ả-rập) không nói: “Quả thật Kinh Sách (Tawrah và Injil) chỉ được ban xuống cho hai nhóm người (Do thái và Thiên Chúa) trước chúng tôi, còn chúng tôi đối với việc học hỏi Kinh Sách của họ thì không biết gì (bởi nó được ban xuống không bằng tiếng nói của chúng tôi).”
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: