Arapça:
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا
Çeviriyazı:
femehhili-lkâfirîne emhilhüm ruveydâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı.
Diyanet İşleri:
Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri bırak.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık mühlet ver kafirlere mühlet ver onlara az bir müddet.
Şaban Piriş:
Kâfirlere mühlet ver, onlara biraz süre tanı!
Edip Yüksel:
Öyleyse inkarcılara az bir süre daha tanı.
Ali Bulaç:
Sen kafirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı.
Suat Yıldırım:
Öyleyse o kâfirleri [31,24]kendi hallerine bırak! (yakında sana desteğimiz gelecektir.)
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık kâfirlere mühlet ver, onları biraz bırak.
Yaşar Nuri Öztürk:
O halde, o küfre batmışlara mühlet ver, süre tanı onlara birazcık...
Bekir Sadak:
Sana Kuran´i Biz okutacagiz ve asla unutmayacaksin.
İbni Kesir:
Sen
Adem Uğur:
Onun için Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
İskender Ali Mihr:
Artık kâfirlere mühlet ver, onlara biraz süre tanı.
Celal Yıldırım:
Onun için sen, inkarcılara mehil ver, onları bir süre (kendi hallerine) bırak..
Tefhim ul Kuran:
Sen şimdi küfretmekte olanlara bir mühlet ver, kendilerine az bir süre tanı.
Fransızca:
Accorde (ô Prophète) donc un délai aux infidèles : accorde-leur un court délai.
İspanyolca:
¡Concede una prórroga a los infieles, un poco más de prórroga!
İtalyanca:
Concedi una dilazione ai miscredenti, da' loro un po' di tempo.
Almanca:
so gewähre den Kafir Aufschub, gewähre ihnen kurzen Aufschub!
Çince:
所以你当宽限不信道的人们,你当宽限他们一下。
Hollandaca:
Daarom, o profeet! wees geduldig met de ongeloovigen, en laat hen korten tijd met vrede.
Rusça:
Предоставь же неверующим отсрочку, помедли с ними недолго!
Somalice:
Ee u sug Gaalada wax yar.
Swahilice:
Basi wape muhula makafiri - wape muhula pole pole.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) كاپىرلارنىڭ ھالاك بولۇشىغا ئالدىرىمىغىن، ئۇلارغا ئازراق مۆھلەت بەرگىن (ئۇزاققا قالماي ئۇلارغا قانداق قىلغانلىقىمنى كۆرىسەن)
Japonca:
だから不信者たちを猶予し,暫く放任するがいい。
Arapça (Ürdün):
«فمهِّل» يا محمد «الكافرين أمهلهم» تأكيد حسَّنهُ مخالفة اللفظ، أي أنظرهم «رويدا» قليلا وهو مصدر مؤكد لمعنى العامل مصغر رود أو أرواد على الترخيم وقد أخذهم الله تعالى ببدر ونسخ الإمهال بآية السيف، أي الأمر بالقتال والجهاد.
Hintçe:
तो काफ़िरों को मोहलत दो बस उनको थोड़ी सी मोहलत दो
Tayca:
ดังนั้น เจ้า (มุฮัมมัด) จงผ่อนปรนให้บรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาเถิด ข้าก็จะผ่อนปรนให้แก่พวกเขาระยะหนึ่ง
İbranice:
לכן, תן מרווח זמן לכופרים, הנח להם עוד זמן מה
Hırvatça:
zato nevjernicima još vremena daj, još koji trenutak ih ostavi.
Rumence:
Dă-le un răgaz tăgăduitorilor! Mai dă-le doar un scurt răgaz!
Transliteration:
Famahhili alkafireena amhilhum ruwaydan
Türkçe:
O halde, o küfre batmışlara mühlet ver, süre tanı onlara birazcık...
Sahih International:
So allow time for the disbelievers. Leave them awhile.
İngilizce:
Therefore grant a delay to the Unbelievers: Give respite to them gently (for awhile).
Azerbaycanca:
Elə isə (ya Peyğəmbər!) kafirlərə möhlət ver! Onlara azacıq möhlət ver!
Süleyman Ateş:
Hele sen o kafirlere mühlet ver, biraz bırak onları (bildiklerine gitsinler).
Diyanet Vakfı:
Onun için Kafirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Erhan Aktaş:
Kâfirlere biraz daha süre tanı, onları kendi hallerine bırak.
Kral Fahd:
Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Hasan Basri Çantay:
(Habîbim) sen şimdilik o kâfirlere mühlet ver, onları biraz gecikdiriver.
Muhammed Esed:
Öyleyse bırak, hakikati inkar edenler dilediklerini yapsınlar, yapsınlar kısa bir süre!
Gültekin Onan:
Sen kafirlere bir mühlet ver, az bir süre tanı.
Ali Fikri Yavuz:
Onun için, o kâfirlere mühlet ver. Onlara az bir mühlet ver...
Portekizce:
Tolera, pois, os incrédulos; tolera-os, por ora!
İsveççe:
Låt dem därför hållas, dessa förnekare, låt dem hållas [ännu] en liten tid!
Farsça:
پس کافران را مهلت ده و مدت اندکی آنان را در این حالی که هستند، واگذار.
Kürtçe:
ئەمجا (تۆش ئەی پێغەمبەر ﷺ) مۆڵەتی بێ بڕواکان بدە، منیش کەمێك لێیان دەوەستم (پاشان دەبینیت چیان بەسەر دەھێنم بە سزادانایان)
Özbekçe:
Муҳлат бер кофирларга, уларга озгина муҳлат бер. (Яъни, уларга азоб келмаётганидан шошилма, ҳаммасининг вақти, соати бор.)
Malayca:
Oleh itu janganlah engkau hendakkan segera kebinasaan orang-orang kafir itu, berilah tempoh kepada mereka sedikit masa.
Arnavutça:
andaj, caktoju pak afat jobesimtarëve, lëri në qetësi ata edhe për një çast.
Bulgarca:
И дай отсрочка на неверниците, отсрочи ги за кратко!
Sırpça:
зато неверницима дај још времена, остави их још који тренутак.
Çekçe:
Jen poshov nevěřícím a krátký jim popřej odklad!
Urduca:
پس چھوڑ دو اے نبیؐ، اِن کافروں کو اک ذرا کی ذرا اِن کے حال پر چھوڑ دو
Tacikçe:
Пас кофиронро мӯҳлат деҳ андак мӯҳлаташон деҳ!
Tatarca:
Кәферләргә вакыт бир, азганлыкларында йөрсеннәр аларга бик аз гына вакыт бит!
Endonezyaca:
Karena itu beri tangguhlah orang-orang kafir itu yaitu beri tangguhlah mereka itu barang sebentar.
Amharca:
ከሓዲዎችንም ቀን ስጣቸው፡፡ ጥቂትን ጊዜ አቆያቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, நிராகரிப்பாளர்களுக்கு அவகாசமளிப்பீராக! அவர்களுக்கு சிறிது காலம் அவகாசமளிப்பீராக!
Korece:
잠시 불신자들을 그대로 두라 얼마후에 그들을 벌하리라
Vietnamca:
Vì vậy, Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) cứ để mặc những kẻ vô đức tin, hãy tạm tha cho chúng một lúc.
Ayet Linkleri: