Arapça:
إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
Çeviriyazı:
ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm ecrun gayru memnûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ancak iman edip iyi ameller işleyenler başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır.
Diyanet İşleri:
Yalnız, inanıp yararlı işler işleyenlere, onlara, kesintisiz ecir vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ancak inananlar ve iyi işlerde bulunanlar başka; onlar içindir başa kakılmıyan mükafat.
Şaban Piriş:
Ancak, iman edip salih amel yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli davrananlara ise kesilmez bir ödül var.
Ali Bulaç:
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir (mükafaat) vardır.
Suat Yıldırım:
Fakat iman edip makbul ve güzel işler yapanlara ise, hiç kesintiye uğramayan, bitip tükenmeyen mükâfat vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Fakat o kimseler ki, imân ettiler ve sâlih sâlih amellerde bulundular, onlar için de tükenmeyen bir mükâfaat vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Bekir Sadak:
85:4
İbni Kesir:
Ancak iman edip salih amel işleyenler müstesna. Onlara bitip tükenmeyen bir ecir vardır.
Adem Uğur:
İman edip sâlih amel işleyenler başkadır
İskender Ali Mihr:
Ancak âmenû olanlar (ölmeden evvel Allah´a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefs tezkiye edici amel) yapanlar için, kesintisiz ecir (mükâfat) vardır.
Celal Yıldırım:
Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar için bitmez-tükenmez mükâfat vardır.
Tefhim ul Kuran:
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka
Fransızca:
Sauf ceux qui croient et accomplissent les bonnes oeuvres : à eux une récompense jamais interrompue.
İspanyolca:
Quienes, en cambio, crean y obren bien, recibirán una recompensa ininterrumpida.
İtalyanca:
eccetto che per coloro che credono e compiono il bene: essi avranno ricompensa inesauribile.
Almanca:
außer denjenigen, die den Iman verinnerlichten und gottgefällig guttaten, für die ist eine nicht endende Belohnung bestimmt.
Çince:
惟信道而且行善的人们,将受不断的报酬。
Hollandaca:
Behalve aan hen, die gelooven en goede werken doen; want voor hen is eene nimmer missende belooning gereed gemaakt.
Rusça:
кроме тех, которые уверовали и совершали праведные деяния. Им уготована награда неиссякаемая.
Somalice:
Hase yeeshee kuwa rumeeyay xaqa camalfiicanna falay waxay mudan Ajri aan go'aynin.
Swahilice:
Isipo kuwa wale walio amini na wakatenda mema; hao watakuwa na ujira usio malizika.
Uygurca:
پەقەت ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغان كىشىلەر ئۈزۈلمەس ساۋابقا ئېرىشىدۇ
Japonca:
だが信仰して善行に勤しむ者は別である。かれらには絶えることのない報奨があろう。
Arapça (Ürdün):
«إلا» لكن «الذين آمنوا وعملوا الصالحات لهم أجر غير ممنون» غير مقطوع ولا منقوص ولا يُمَنُّ به عليه.
Hintçe:
मगर जो लोग ईमान लाए और उन्होंने अच्छे अच्छे काम किए उनके लिए बेइन्तिहा अज्र (व सवाब है)
Tayca:
นอกจากบรรดาผู้ศรัทธาและกระทำความดีทั้งหลาย สำหรับพวกเขาจะได้รับรางวัล (การตอบแทน) อย่างไม่มีสิ้นสุด
İbranice:
להוציא אלה אשר האמינו ועשו מעשי חסד, הם יקבלו גמול בלתי מוגבל
Hırvatça:
A oni koji budu vjerovali i dobra djela činili, imat će nagradu neprekidnu.
Rumence:
însă nu şi celor care au crezut şi au săvârşit fapte bune, căci pe ei o răsplată necurmată îi aşteaptă.
Transliteration:
Illa allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati lahum ajrun ghayru mamnoonin
Türkçe:
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır.
Sahih International:
Except for those who believe and do righteous deeds. For them is a reward uninterrupted.
İngilizce:
Except to those who believe and work righteous deeds: For them is a Reward that will never fail.
Azerbaycanca:
İman gətirib yaxşı əməllər edənlər istisna olmaqla! Onları (Cənnətdə) minnətsiz (tükənmək bilməyən) mükafat gözləyir!
Süleyman Ateş:
Ancak inanıp yararlı işler yapan kimseler için kesintisiz bir mükafat vardır.
Diyanet Vakfı:
İman edip salih amel işleyenler başkadır; onlar için arkası kesilmeyen bir mükafat vardır.
Erhan Aktaş:
Ancak îmân eden ve salihatı yapanlar(1) hariç. Onlar için minnet altında bırakmayan bir ödül vardır.
Kral Fahd:
İman edip sâlih amel işleyenler başkadır onlar için arkası kesilmeyen bir mükâfat vardır.
Hasan Basri Çantay:
îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler müstesnadır. Onlar için bitib tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Muhammed Esed:
yalnız (pişmanlık duyarak) iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır!
Gültekin Onan:
Ancak inanıp salih amellerde bulunanlar başka
Ali Fikri Yavuz:
Ancak iman edib de salih ameller işliyenler için, bitmez tükenmez bir mükâfat var...
Portekizce:
Exceto aos fiéis, que praticam o bem, os quais obterão uma recompensa infalível.
İsveççe:
om de inte [vänder om och] antar tron och lever rättskaffens; [då] väntar dem en belöning utan ände.
Farsça:
مگر آنان را که ایمان آورده و کارهای شایسته انجام داده اند، که آنان را پاداشی جاودان و بی منت است.
Kürtçe:
بەڵام ئەوانەی کە بڕوایان ھێناوە وکردەوە باشەکانیان کردووە، بۆ ئەوان ھەیە پاداشتی بێ بڕانەوە
Özbekçe:
Магар иймон келтирганларга ва яхши амаллар қилганларга, уларга миннатсиз, узлуксиз ажрлар бордир.
Malayca:
Tetapi orang-orang yang beriman dan beramal soleh mereka beroleh pahala balasan yang tidak putus-putus.
Arnavutça:
Por, ata që besojnë dhe punojnë vepra të mira, do të shpërblehen pandërprerë.
Bulgarca:
освен онези, които вярват и вършат праведни дела! За тях има безспирна награда.
Sırpça:
А они који буду веровали и радили добра дела, имаће непрекидну награду.
Çekçe:
kromě těch, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, a těm náleží odměna, jež se neupomíná.
Urduca:
البتہ جو لوگ ایمان لے آئے ہیں اور جنہوں نے نیک عمل کیے ہیں ان کے لیے کبھی ختم نہ ہونے والا اجر ہے
Tacikçe:
ғайри онон, ки имон овардаанд ва корҳои шоиста кардаанд, ки мукофоташонро поёне нест.
Tatarca:
Мәгәр иман китереп изге гамәлләр кылган кешеләргә мәңге бетмәс-төкәнмәс нигъмәтләрдер.
Endonezyaca:
tetapi orang-orang yang beriman dan beramal saleh, bagi mereka pahala yang tidak putus-putusnya.
Amharca:
ግን እነዚያ ያመኑና መልካሞችን የሠሩ ለእነርሱ የማይቆረጥ ምንዳ አልላቸው፡፡
Tamilce:
(அவர்களில்) நம்பிக்கை கொண்டு, நற்செயல்கள் செய்தவர்களைத் தவிர, அவர்களுக்கு முடிவுறாத (கணக்கற்ற, குறையாத) நன்மை உண்டு.
Korece:
그러나 믿음으로 선을 행하 는 의로운 자들에게는 단절되지 않는 영원한 보상이 있을 것이라
Vietnamca:
Ngoại trừ những người có đức tin và hành thiện, họ sẽ được ban thưởng một phần thưởng vô tận.
Ayet Linkleri: