Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

59

Sûredeki Ayet No: 

21

Ayet No: 

5147

Sayfa No: 

548

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَوْ أَنزَلْنَا هَٰذَا الْقُرْآنَ عَلَىٰ جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ ۚ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

Çeviriyazı: 

lev enzelnâ hâẕe-lḳur'âne `alâ cebelil lera'eytehû ḫâşi`am müteṣaddi`am min ḫaşyeti-llâh. vetilke-l'emŝâlü naḍribühâ linnâsi le`allehüm yetefekkerûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.

Diyanet İşleri: 

Eğer Biz Kuran'ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla başeğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misalleri, insanlar düşünsünler diye veriyoruz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bu Kur'an'ı, bir dağın üstüne indirseydik elbette görürdün ki dağ, Allah korkusundan eğilip çatlamış, paramparça olmuş ve işte insanlara bu örnekleri, düşünsünler diye getirmedeyiz.

Şaban Piriş: 

Biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirseydik onun Allah korkusundan baş eğerek parça parça olduğunu görürdün! İşte bu örnekleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.

Edip Yüksel: 

Bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirseydik, ALLAH'a olan saygıdan ötürü onun titreyip paramparça olduğunu görecektin. Belki düşünürler diye biz insana böyle örnekler vermekteyiz.

Ali Bulaç: 

Şayet Biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz.

Suat Yıldırım: 

Eğer Biz bu Kur'ân’ı bir dağın tepesine indirseydik onun, Allah’a tazimi sebebiyle başını eğip parçalandığını görürdün.İşte bunlar birtakım misallerdir ki düşünüp istifade etmeleri için, Biz onları insanlara anlatıyoruz. [13,31; 2,73]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Eğer bu Kur´an´ı bir dağ üzerine indirmiş olsa idik elbette onu Allah´ın korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün ve Biz o misalleri insanlar için irad ediyoruz, tâ ki düşünüversinler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.

Bekir Sadak: 

Yakinlariniz ve cocuklariniz size kiyamet gununde bir fayda veremezler. Allah onlarla sizi ayirir. Allah islediklerinizi gorendir.

İbni Kesir: 

Şayet Biz, bu Kur´an´ı bir dağa indirmiş olsaydık

Adem Uğur: 

Eğer biz bu Kur´an´ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

İskender Ali Mihr: 

Eğer Biz, bu Kur´ân´ı, dağa indirseydik, O´nu mutlaka, Allah´ın korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, parça parça olmuş görürdün. Ve insanlar için bu misalleri veriyoruz. Umulur ki, böylece onlar tefekkür ederler.

Celal Yıldırım: 

Eğer bu Kur´ân´ı bir dağ üzerine indirmiş olsaydık, onu, saygı ile eğilip Allah korkusundan parça parça görürdün. Bu misâlleri belki iyice düşünürler diye insanlara getiriyoruz.

Tefhim ul Kuran: 

Şayet biz bu Kur´an´ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte biz, belki düşünürler diye, insanlara örnekleri böyle vermekteyiz.

Fransızca: 

Si Nous avions fait descendre ce Coran sur une montage, tu l'aurais vu s'humilier et se fendre par crainte d'Allah. Et ces paraboles Nous les Nous les citons aux gens afin qu'ils réfléchissent.

İspanyolca: 

Si hubiéramos hecho descender este Corán en una montaña, habrías visto a ésta humillarse y henderse por miedo a Alá. Proponemos a los hombres estos símiles. Quizás, así, reflexionen.

İtalyanca: 

Se avessimo fatto scendere questo Corano su una montagna, l'avresti vista umiliarsi e spaccarsi per il timor di Allah. Ecco gli esempi che proponiamo agli uomini affinché riflettano.

Almanca: 

Würden WIR diesen Quran auf einen Berg hinabsenden, gewiß, würdest du ihn demütig, sich aufspaltend von der Ehrfurcht ALLAH gegenüber sehen. Und diese Gleichnisse prägen WIR den Menschen, damit sie nachdenken.

Çince: 

假若我把这部《古兰经》降示一座山,你必定看见那座山因畏惧真主而成为柔和的,崩溃的。这些譬喻,是我为众人而设的,以便他们省悟。

Hollandaca: 

Indien wij dezen Koran op een berg hadden nedergezonden, zoudt gij zeker gezien hebben, hoe die zich verootmoedigd had, en uit vrees voor God gespleten ware. Dit zijn de voorbeelden welke wij den mensch geven, opdat hij zou mogen overwegen.

Rusça: 

Если бы Мы ниспослали этот Коран на гору, то ты увидел бы, как она смиренно раскалывается от страха перед Аллахом. Такие притчи Мы приводим людям для того, чтобы они поразмыслили.

Somalice: 

Haddii quraankan Eebe Buur ku dejiyo (kula hadlo) waxaad arki lahayd Buurtii oo khushuucsan oo dillaaci cabsi Eebe darteed, saasaa Eebe mataallo ugu sheega dadka inay fikiraan darteed.

Swahilice: 

Lau kuwa tumeiteremsha hii Qur'ani juu ya mlima, basi bila ya shaka ungeli uona ukinyenyekea, ukipasuka kwa khofu ya Mwenyezi Mungu. Na hiyo mifano tunawapigia watu ili wafikiri.

Uygurca: 

ئەگەر بىز قۇرئاننى بىرەر تاغقا نازىل قىلساق، چوقۇم سەن ئۇنىڭ اﷲ تىن قورققانلىقتىن باش ئەگكەنلىكىنى، يېرىلىپ كەتكەنلىكىنى كۆرەتتىڭ، بىز بۇ مىساللارنى كىشىلەرگە ئۇلار (اﷲ نىڭ قۇدرىتىنى) پىكىر قىلسۇن دەپ بايان قىلىمىز

Japonca: 

もしもわれがこのクルアーンを山に下したならば,それはきっと遜って,アッラーを恐れて粉々に砕けるのを見るであろう。こんな譬えを,われは人間に示すのは,恐らくかれらが熟考するであろうと思うからである。

Arapça (Ürdün): 

«لو أنزلنا هذا القرآن على جبل» وجعل فيه تمييز كالإنسان «لرأيته خاشعا متصدعا» متشققا «من خشية الله وتلك الأمثال» المذكورة «نضربها للناس لعلهم يتفكرون» فيؤمنون.

Hintçe: 

अगर हम इस क़ुरान को किसी पहाड़ पर (भी) नाज़िल करते तो तुम उसको देखते कि ख़ुदा के डर से झुका और फटा जाता है ये मिसालें हम लोगों (के समझाने) के लिए बयान करते हैं ताकि वह ग़ौर करें

Tayca: 

หากเราประทานอัลกุรอานนี้ลงมาบนภูเขาลูกหนึ่ง แน่นอนเจ้าจะเห็นมันนอบน้อมแตกแยกออกเป็นเสี่ยงๆ เนื่องเพราะความกลัวต่ออัลลอฮฺ อุปมาเหล่านี้เราได้ยกมันมาเปรียบเทียบสำหรับมนุษย์เพื่อพวกเขาจะได้พิจารณาใคร่ครวญ

İbranice: 

אילו הורדנו את הקוראן הזה על הר, היית רואה אותו (את ההר) נכנע ונבקע לרסיסים מיראת אלוהים. ואת המשלים האלה (אנו, אלוהים) מושלים לבני-האדם, למען יזכו בדעת

Hırvatça: 

Da ovaj Kur'an kakvom brdu objavimo, ti bi vidio kako je strahopoštovanja puno i kako bi se od straha pred Allahom raspalo. Takve primjere navodimo ljudima da bi razmislili.

Rumence: 

Dacă am fi pogorât acest Coran asupra unui munte, l-ai fi văzut smerindu-se şi despicându-se de frica lui Dumnezeu. Acestea sunt pildele pe care le arătăm oamenilor. Poate vor chibzui!

Transliteration: 

Law anzalna hatha alqurana AAala jabalin laraaytahu khashiAAan mutasaddiAAan min khashyati Allahi watilka alamthalu nadribuha lilnnasi laAAallahum yatafakkaroona

Türkçe: 

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.

Sahih International: 

If We had sent down this Qur'an upon a mountain, you would have seen it humbled and coming apart from fear of Allah. And these examples We present to the people that perhaps they will give thought.

İngilizce: 

Had We sent down this Qur'an on a mountain, verily, thou wouldst have seen it humble itself and cleave asunder for fear of Allah. Such are the similitudes which We propound to men, that they may reflect.

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Əgər Biz bu Qur’anı bir dağa nazil etsəydik, sən onun Allahın qorxusundan (kiçildiyini) parça-parça olduğunu görərdin (halbuki ağıl və ruh sahibi olan insan onun öyüd-nəsihətlərindən ibrət almır). Biz bu misalları insanlar üçün çəkirik ki, bəlkə, düşünələr.

Süleyman Ateş: 

Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah korkusundan onu, baş eğmiş, çatlamış, yarılmış görürdün. Bu misalleri, düşünmeleri için insanlara anlatıyoruz.

Diyanet Vakfı: 

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

Erhan Aktaş: 

Eğer Biz, bu Kur’an’ı dağa indirseydik, onu; hûşû(1) duyarak, Allah’a olan hûşûdan parça parça olmuş görürdün.(2) Bu örnekleri insânlar için veriyoruz ki belki düşünüp gerçeği kavrarlar.

Kral Fahd: 

Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

Hasan Basri Çantay: 

Eğer biz bu Kur´ânı bir dağ başına indirseydik muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misâller (yok mu?) işte biz onları, insanlar düşünsünler diye, irâdediyoruz.

Muhammed Esed: 

Bu Kur´an-ı bir dağa indirmiş olsaydık, dağın ezilip büzülerek Allah korkusuyla paramparça olduğunu görürdün. Ve işte (bütün) bu temsilleri, belki düşün(meyi öğrenebil)irler diye insanların önüne koyuyoruz.

Gültekin Onan: 

Şayet biz bu Kuran´ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Tanrı korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte biz belki düşünürler (yetefekkerun) diye insanlara böyle örnekler veririz.

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirseydik, muhakkak o dağı, Allah korkusundan baş eğmiş, parçalanmış görürdün. Bu temsiller yok mu, işte biz onları insanlar için yapıyoruz

Portekizce: 

Se tivéssemos feito descer este Alcorão sobre uma montanha, tê-las-ias visto humilhar-se e fender-se, por temor a Deus,Tais exemplos propomos aos humanos, para que raciocinem.

İsveççe: 

OM VI hade uppenbarat denna Koran för ett berg, skulle du helt säkert ha sett det rämna av fruktan för Gud. Sådana liknelser framställer Vi för människorna för att stämma dem till eftertanke.

Farsça: 

اگر این قرآن را بر کوهی نازل می کردیم، قطعاً آن را از ترس خدا فروتن و از هم پاشیده می دیدی. و این مثل ها را برای مردم می زنیم تا بیندیشند.

Kürtçe: 

ئەگەر ئەم قورئانەمان دابەزاندایە بۆ سەر کێوێك (وە تێبگەشتایە لەوەی کە تێیدا ھاتووە) دەتبینی بەملکەچی ولەت لەت بووی لەترسی خوا ئەم جۆرە نموونانە دەیان ھێنینەوە بۆ خەڵکی بۆ ئەوەی بیربکەنەوە

Özbekçe: 

Агар ушбу Қуъонни тоғга туширганимизда эди, унинг Аллоҳдан қўрққанидан титраб-қақшаб ва парчаланиб кетганини кўрар эдинг. Ушбу мисолларни одамларга келтирурмиз, шоядки улар фикр юритсалар.

Malayca: 

Sekiranya Kami turunkan Al-Quran ini ke atas sebuah gunung, nescaya engkau melihat gunung itu khusyuk serta pecah belah kerana takut kepada Allah. Dan (ingatlah), misal-misal perbandingan ini Kami kemukakan kepada umat manusia, supaya mereka memikirkannya.

Arnavutça: 

Sikur këtë Kur’an t’ia shpallim ndonjë mali, ti do ta shihje atë të përulur dhe të copëtuar nga frika e Perëndisë. Këso shembujsh u përkujtojmë njerëzve që të mendojnë.

Bulgarca: 

Ако бяхме низпослали този Коран върху планина, щеше да я видиш смирена, разцепена от страх пред Аллах. Тези примери ги даваме на хората, за да размислят.

Sırpça: 

Да овај Кур'ан објавимо каквом брду, ти би видео како је пуно страхопоштовања и како би се распало од страха пред Аллахом. Такве примере наводимо људима да би размислили.

Çekçe: 

Kdybychom byli seslali tento Korán na horu, byl bys ji viděl pokornou a pukající ze strachu před Bohem. A tato podobenství uvádíme lidem, snad budou o tom přemýšlet.

Urduca: 

اگر ہم نے یہ قرآن کسی پہاڑ پر بھی اتار دیا ہوتا تو تم دیکھتے کہ وہ اللہ کے خوف سے دبا جا رہا ہے اور پھٹا پڑتا ہے یہ مثالیں ہم لوگوں کے سامنے اس لیے بیان کرتے ہیں کہ وہ (اپنی حالت پر) غور کریں

Tacikçe: 

Агар ин Қуръонро бар кӯҳ нозил мекардем, аз хавфи Худо онро тарсида ва шикофхӯрда медидӣ. Ва ин мисолҳоест, ки барои мардум меоварем, шояд ба фикр фурӯ раванд.

Tatarca: 

Әгәр ошбу Коръәнне тауга иңдергән булсак, әлбәттә, ул тауны курыккан хәлдә күрер идең, Аллаһудан куркуыннан ярылыр иде. Бу сүзләрне кешеләргә мисал итеп китерәбез, шаять гакыл фикерләрен эшләтеп Коръән белән вәгазьләнерләр, Аллаһудан куркып гөнаһлардан сакланырлар!

Endonezyaca: 

Kalau sekiranya Kami turunkan Al-Quran ini kepada sebuah gunung, pasti kamu akan melihatnya tunduk terpecah belah disebabkan ketakutannya kepada Allah. Dan perumpamaan-perumpamaan itu Kami buat untuk manusia supaya mereka berfikir.

Amharca: 

ይህንን ቁርኣን በተራራ ላይ ባወረድነው ኖሮ ከአላህ ፍራቻ (የተነሳ) ተዋራጅ ተሰንጣቂ ኾኖ

Tamilce: 

இந்த குர்ஆனை நாம் ஒரு மலையின் மீது இறக்கி இருந்தால் அது அல்லாஹ்வின் அச்சத்தால் முற்றிலும் பணிந்ததாகவும் பிளந்து விடக்கூடியதாகவும் அதை நீர் கண்டிருப்பீர். இந்த உதாரணங்கள், இவற்றை மக்களுக்கு நாம் விவரிக்கிறோம், அவர்கள் சிந்திப்பதற்காக.

Korece: 

하나님이 꾸란을 어느 산에계시했다면 그것도 하나님이 두려워 겸손해 하고 분리되는 것을 너희가 보았으리라 하나님은 이것을인간에게 비유하였나니 이로 하여그들이 숙고하도록 함이라

Vietnamca: 

Nếu TA truyền Qur’an này xuống cho một quả núi thì Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) sẽ thấy nó hạ mình và vỡ tan vì khiếp sợ Allah. Đó là các hình ảnh thí dụ mà TA trình bày cho nhân loại mong rằng họ biết suy ngẫm.