Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

79

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

5737

Sayfa No: 

584

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَىٰ

Çeviriyazı: 

feeḫaẕehü-llâhü nekâle-l'âḫirati vel'ûlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah da onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi.

Diyanet İşleri: 

Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken Allah onu, dünyada da, ahirette de azaplandırarak helak etmişti.

Şaban Piriş: 

Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.

Edip Yüksel: 

Sonunda, ALLAH onu ahiret ve dünya cezasına çarptı.

Ali Bulaç: 

Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

Suat Yıldırım: 

Allah da onu dünyada da, âhirette de şiddetle cezalandırdı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fakat Allah, onu ahiretin de, dünyanın da ukûbetiyle yakaladı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.

Bekir Sadak: 

Suyunu ondan cikarmis ve otlak yer meydana getirmistir.

İbni Kesir: 

Bunu üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.

Adem Uğur: 

Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla ahzetti (yakalayıp helâk etti).

Celal Yıldırım: 

Bu yüzden Allah onu (öğüt ve ibret alınacak şekilde) Dünya ve Âhiret azâbıyla yakalayıverdi.

Tefhim ul Kuran: 

Böylelikle Allah (c.c.) onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

Fransızca: 

Alors Allah le saisit de la punition exemplaire de l'au-delà et de celle d'ici-bas.

İspanyolca: 

Alá le infligió el castigo de la otra vida y de ésta.

İtalyanca: 

Lo colpì Allah con il castigo nell'altra vita e in questa.

Almanca: 

Dann belangte ALLAH ihn mit der harten Bestrafung für das Letzte und Erste.

Çince: 

故真主以后世和今世的刑罚惩治他。

Hollandaca: 

Daarom kastijdde God hem met de straf van het volgende leven en met die van het tegenwoordige leven.

Rusça: 

Тогда Аллах подверг его наказанию как в Последней жизни, так и в первой жизни.

Somalice: 

Markaasaa Eebe Ciqaabay Aakhiro iyo Adduunba.

Swahilice: 

Basi hapo Mwenyezi Mungu akamshika kumuadhibu kwa la mwisho na la mwanzo.

Uygurca: 

اﷲ ئۇنى دۇنيا ۋە ئاخىرەتنىڭ ئازابى بىلەن جازالىدى

Japonca: 

そこでアッラーはかれを懲しめ,来世と現世の生活に懲罰を加えられた。

Arapça (Ürdün): 

(فأخذه الله) أهلكه بالغرق (نكال) عقوبة (الآخرة) أي هذه الكلمة (والأولى) أي قوله قبلها: "" ما علمت لكم من إله غيري "" وكان بينهما أربعون سنة.

Hintçe: 

तो ख़ुदा ने उसे दुनिया और आख़ेरत (दोनों) के अज़ाब में गिरफ्तार किया

Tayca: 

ดังนั้นอัลลอฮฺจึงคร่าเขาเป็นการลงโทษที่เป็นแบบอย่างทั้งในปรโลกและในโลกนี้

İbranice: 

אבל, אז אלוהים הכניע אותו והנחית עליו את העונש הכבד, גם בעולם הזה וגם בעולם הבא

Hırvatça: 

i Allah ga je, primjernom kaznom drugog, a i prvoga kaznio.

Rumence: 

Dumnezeu l-a făcut pildă de pedeapsă în Viaţa de Apoi şi în Viaţa de Acum.

Transliteration: 

Faakhathahu Allahu nakala alakhirati waaloola

Türkçe: 

Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.

Sahih International: 

So Allah seized him in exemplary punishment for the last and the first [transgression].

İngilizce: 

But Allah did punish him, (and made an) example of him, - in the Hereafter, as in this life.

Azerbaycanca: 

Allah da onu axirət və dünya əzabına giriftar etdi. (Yaxud: Allah ona axırıncı və əvvəlinci sözlərinin cəzasını verdi).

Süleyman Ateş: 

Allah da onu, sonun ve ilkin (ahiretin ve dünyanın) azabıyle cezalandırdı.

Diyanet Vakfı: 

Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

Erhan Aktaş: 

Allah da onu dünya ve âhiret azâbıyla cezalandırdı.

Kral Fahd: 

Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine Allah onu hem âhiret, hem dünyâ azâbiyle yakaladı.

Muhammed Esed: 

Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı.

Gültekin Onan: 

Böylelikle Tanrı onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi.

Portekizce: 

Porém, Deus lhe infligiu o castigo e (fez dele) um exemplo para o outro mundo e para o presente.

İsveççe: 

Och Gud gav honom hans straff såväl i det kommande livet som i denna värld och gjorde honom till ett varnande exempel [för eftervärlden].

Farsça: 

پس خدا هم [به کیفر این ادعای نابجا] او را به عذاب آخرت و دنیا دچار ساخت.

Kürtçe: 

ئەمجا خوا گرفتاری کرد بە سزای ھەردوو جیھان

Özbekçe: 

Бас Аллоҳ уни аввалги ва охирги гуноҳлари учун азобга олди.

Malayca: 

Maka Allah menyeksa Firaun di akhirat dan di dunia ini, dengan azab yang menakutkan sesiapa yang mengetahuinya.

Arnavutça: 

dhe, Perëndia, ia ekspozoi atij dënimin e kësaj bote dhe të botës tjetër.

Bulgarca: 

И Аллах го сграбчи с наказание в отвъдния и в земния живот.

Sırpça: 

И Аллах га је, на другом, а и на овом свету казнио.

Çekçe: 

A učinil jej Bůh na onom i tomto světě trestem varovným,

Urduca: 

آخرکار اللہ نے اسے آخرت اور دنیا کے عذاب میں پکڑ لیا

Tacikçe: 

Худояш ба аозби охирату дунё гирифтор кард.

Tatarca: 

Аллаһ, ул Фиргаунне тотты дөньяда суга батырып, ахирәттә җәһәннәмгә салу беләк.

Endonezyaca: 

Maka Allah mengazabnya dengan azab di akhirat dan azab di dunia.

Amharca: 

አላህም በኋለኛይቱና በፊተኛይቱ (ቃል) ቅጣት ያዘው፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, இம்மை, மறுமையின் தண்டனையைக் கொண்டு அல்லாஹ் அவனைப் பிடித்தான் (-தண்டித்தான்).

Korece: 

하나님은 그에게 내세와 현 세의 벌을 내리셨느니라

Vietnamca: 

Vì vậy, Allah đã trừng phạt hắn với hình phạt của Đời Sau và đời này.