Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

79

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

5732

Sayfa No: 

584

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَىٰ

Çeviriyazı: 

feerâhü-l'âyete-lkübrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi.

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Derken ona en büyük delili göstermişti.

Şaban Piriş: 

Ona en büyük ayeti gösterdi.

Edip Yüksel: 

Ona büyük mucizeyi gösterdi.

Ali Bulaç: 

(Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.

Suat Yıldırım: 

Ona en büyük mûcizeyi gösterdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık O´na pek büyük mûcize gösterdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi.

Bekir Sadak: 

Dogrusu bunda Allah´tan korkan kimseye ders vardir. *

İbni Kesir: 

Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

Adem Uğur: 

Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

İskender Ali Mihr: 

Bundan sonra ona büyük mucize gösterdi.

Celal Yıldırım: 

Bunun üzerine Musa, ona o büyük mu´cizeyi gösterdi.

Tefhim ul Kuran: 

(Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.

Fransızca: 

Il lui fit voir le très grand miracle.

İspanyolca: 

Le mostró el signo tan grande.

İtalyanca: 

Gli mostrò poi il segno più grande.

Almanca: 

Dann zeigte er ihm die große Aya.

Çince: 

他把那最大的迹象昭示了法老,

Hollandaca: 

En hij toonde hem het zeer groote teeken van den staf, die in eene slang veranderde.

Rusça: 

Он показал ему величайшее знамение,

Somalice: 

Wuxuuna tusiyay (Nabi-Muuse) Aayad wayn.

Swahilice: 

Basi alimwonyesha Ishara kubwa.

Uygurca: 

مۇسا پىرئەۋنگە چوڭ مۆجىزىنى كۆرسەتتى

Japonca: 

(ムーサーは)偉大な印をかれに示した。

Arapça (Ürdün): 

«فأراه الآية الكبرى» من آياته السبع وهي اليد أو العصا.

Hintçe: 

ग़रज़ मूसा ने उसे (असा का बड़ा) मौजिज़ा दिखाया

Tayca: 

แล้วมูซาก็แสดงให้เขาเห็นสัญญาณอันยิ่งใหญ่

İbranice: 

אז, משה הראה לו את הסימן האדיר

Hırvatça: 

I onda mu je najveći znak pokazao,

Rumence: 

Apoi i-a arătat semnul cel mare.

Transliteration: 

Faarahu alayata alkubra

Türkçe: 

Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi.

Sahih International: 

And he showed him the greatest sign,

İngilizce: 

Then did (Moses) show him the Great Sign.

Azerbaycanca: 

(Musa gəlib Allahın buyuruğunu Fir’ona ərz elədi) və ona (özünün həqiqi peyğəmbər olmasına dəlalət edən) ən böyük mö’cüzəni (əsanın dönüb əjdaha olmasını) göstərdi.

Süleyman Ateş: 

Ona büyük mu'cizeyi gösterdi.

Diyanet Vakfı: 

Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

Erhan Aktaş: 

Sonra Mûsâ, Firavun’a büyük âyeti(1) gösterdi.

Kral Fahd: 

Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

Hasan Basri Çantay: 

(Musa gitdi, teblîğ etdi) Ona o en büyük mu´cizeyi gösterdi.

Muhammed Esed: 

Bunun üzerine (Musa), (Firavun´a gitti ve) ona (Rabbinin rahmetinin eseri olan) büyük mucizeyi anlattı.

Gültekin Onan: 

(Musa) Ona büyük ayeti gösterdi.

Ali Fikri Yavuz: 

(Mûsa vardı da) ona, büyük mucizeyi (asânın ejderha oluşunu) gösterdi.

Portekizce: 

E Moisés lhe mostrou o grande sinal,

İsveççe: 

Och [Moses begav sig till Farao och] visade honom [Guds] största tecken.

Farsça: 

پس آن معجزه بزرگ تر را به او نشان داد.

Kürtçe: 

ئەمجا نیشانە ھەرە گەورەکەی نیشان دا (گۆچان لەگەڵ دەستە سپیەکەی)

Özbekçe: 

Ва унга улкан аломатни кўрсатди.

Malayca: 

(Setelah Nabi Musa menyempurnakan perintah Tuhannya, dan Firaun pun meminta bukti kebenarannya); maka Nabi Musa memperlihatkan kepada Firaun: mukjizat yang besar.

Arnavutça: 

Dhe, ia tregoi (Musai-Faraonit) mrekullinë më të madhe,

Bulgarca: 

И му показа [Муса] най-голямото знамение.

Sırpça: 

И онда му је показао највеће чудо,

Çekçe: 

A znamení největší mu ukázal,

Urduca: 

پھر موسیٰؑ نے (فرعون کے پاس جا کر) اُس کو بڑی نشانی دکھائی

Tacikçe: 

Пас он ояти бузургро ба ӯ нишон дод.

Tatarca: 

Муса Фиргаунгә олугъ могҗиза күрсәтте. (Ягъни таягы аҗдаһа булды һәм кулын култыгыннан чыгарган иде кояш кеби якты булып күренде).

Endonezyaca: 

Lalu Musa memperlihatkan kepadanya mukjizat yang besar.

Amharca: 

ታላቂቱንም ተዓምር አሳየው፡፡

Tamilce: 

ஆக, (மூஸா) மிகப்பெரிய அத்தாட்சியை அவனுக்குக் காண்பித்தார்.

Korece: 

그래서 모세는 그에게 큰 예증을 보였더라

Vietnamca: 

(Sau đó) Musa đã cho (Pha-ra-ông) xem một phép lạ vĩ đại.