Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

75

Sûredeki Ayet No: 

34

Ayet No: 

5585

Sayfa No: 

578

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ

Çeviriyazı: 

evlâ leke feevlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Gerektir o bela sana, gerek.

Diyanet İşleri: 

Sana yazıklar olsun, yazıklar!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kötülük sana gerek, gene de kötülük sana.

Şaban Piriş: 

Helak olsun sana helak.

Edip Yüksel: 

Sen bunu haketmişsin.

Ali Bulaç: 

Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

Suat Yıldırım: 

Yazık sana yazık!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vay sana! Vay sana!

Yaşar Nuri Öztürk: 

Çok uygundur sana bu bela, çok uygun!

Bekir Sadak: 

Bunlari yapan Allah´in oluleri diriltmege gucu yetmez mi? Elbette yeter. *

İbni Kesir: 

Yazıklar olsun sana, yazıklar.

Adem Uğur: 

Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!

İskender Ali Mihr: 

Sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin).

Celal Yıldırım: 

Yazıklar olsun sana yazıklar!

Tefhim ul Kuran: 

Sen buna müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

Fransızca: 

"Malheur à toi, malheur ! "

İspanyolca: 

¡Ay de ti! ¡Ay!

İtalyanca: 

Guai a te, guai,

Almanca: 

Es (das Böse) kam dir näher, es kam näher,

Çince: 

毁灭已逐渐地临近你。

Hollandaca: 

Daarom, wee over u! het uur nadert.

Rusça: 

Горе тебе, горе!

Somalice: 

Halaag Buuse Mutaa.

Swahilice: 

Ole wako, ole wako!

Uygurca: 

ۋاي سېنىڭ ھالىڭغا! ۋاي سېنىڭ ھالىڭغا!

Japonca: 

あなた(多神教徒)に災いあれ,(本当に)災いなるかな。

Arapça (Ürdün): 

«أوْلى لك» فيه التفات عن الغيبة والكلمة اسم فعل واللام للتبيين، أي وليك ما تكره «فأوْلى» أي فهو أولى بك من غيرك.

Hintçe: 

अफसोस है तुझ पर फिर अफसोस है फिर तुफ़ है

Tayca: 

ความวิบัติจงมีแด่เจ้าเถิด แล้วก็ความวิบัติจงมีแด่เจ้าเถิด

İbranice: 

אוי ואבוי לך

Hırvatça: 

Teško tebi! Teško tebi!,

Rumence: 

Vai ţie! Vai!

Transliteration: 

Awla laka faawla

Türkçe: 

Çok uygundur sana bu bela, çok uygun!

Sahih International: 

Woe to you, and woe!

İngilizce: 

Woe to thee, (O men!), yea, woe!

Azerbaycanca: 

Vay sənin halına, vay!

Süleyman Ateş: 

Yazık sana yazık!

Diyanet Vakfı: 

Layıktır (o azap) sana, layık!

Erhan Aktaş: 

Yazık sana yazık, sen hak ettin!

Kral Fahd: 

Lâyıktır (o azap) sana, lâyık!

Hasan Basri Çantay: 

(Hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Çünkü (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.

Muhammed Esed: 

(Ama ey insan, akibetin geliyor her dakika) yakınına, daha da yakınına,

Gültekin Onan: 

Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

Ali Fikri Yavuz: 

Azab olsun sana, (Ey Ebu Cehil), azab gerek!...

Portekizce: 

E ai de ti (ó homem),

İsveççe: 

[Ditt slut] är nära [eländige förnekare]!

Farsça: 

[و گویند: با این وضعی که داری، عذاب دوزخ] برای تو شایسته تر است، شایسته تر!

Kürtçe: 

تیاچوون بۆ تۆ (ئەی ئادەمی بێ بڕوا)، ئەمجا تیاچوون بۆ تۆ

Özbekçe: 

Ҳолингга вой бўлсин сенинг, вой бўлсин!

Malayca: 

(Wahai orang yang kufur ingkar!) sudahlah dekat kepadamu kebinasaanmu, sudahlah dekat!

Arnavutça: 

Mjer për ty! Mjer për ty!

Bulgarca: 

Горко ти, горко!

Sırpça: 

Тешко теби! Тешко теби!

Çekçe: 

Ach běda ti, běda!

Urduca: 

یہ روش تیرے ہی لیے سزاوار ہے اور تجھی کو زیب دیتی ہے

Tacikçe: 

Вой бар ту, пас вой бар ту!

Tatarca: 

Ий мондый кеше сиңа ґәзаб тиеш, ґәзаб тиеш!

Endonezyaca: 

Kecelakaanlah bagimu (hai orang kafir) dan kecelakaanlah bagimu,

Amharca: 

የምትጠላውን ነገር (አላህ) ያስከትልህ፡፡ ለአንተ ተገቢህም ነው፡፡

Tamilce: 

உனக்குக் கேடுதான், ஆக, (உனக்கு) கேடுதான்.

Korece: 

너희에게 재앙이 있으리라

Vietnamca: 

Thật khốn cho ngươi (hỡi kẻ vô đức tin)! Thật khốn cho ngươi!