Arapça:
فِي جَنَّاتٍ يَتَسَاءَلُونَ
Çeviriyazı:
fî cennâtin. yetesâelûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar cennettedirler, sorup dururlar.
Diyanet İşleri:
Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler. Suçlulara: "Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?" diye sorarlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Cennetlerdedir onlar, soralar, konuşurlar.
Şaban Piriş:
Cennet içinde soruştururlar.
Edip Yüksel:
Cennetler içindedirler, sorarlar,
Ali Bulaç:
Onlar cennetlerdedirler; birbirlerine sorarlar.
Suat Yıldırım:
Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: “Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?” diye sorulur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
74:39
Yaşar Nuri Öztürk:
Bahçelerdedirler. Birbirlerine soruyorlar,
Bekir Sadak:
«eza gununu yalanlardik.»
İbni Kesir:
Cennetlerdedirler. Sorarlar,
Adem Uğur:
Onlar cennetler içinde sorarlar.
İskender Ali Mihr:
Onlar cennetlerdedir. (Diğerlerine) sorarlar.
Celal Yıldırım:
(40-41) Cennetlerde, suçlu günahkârlar hakkında birbirlerinden sorarlar :
Tefhim ul Kuran:
Onlar cennetlerdedirler
Fransızca:
dans des Jardins, ils s'interrogeront
İspanyolca:
en jardines, se preguntarán unos a otros
İtalyanca:
[saranno] nei Giardini e si interpelleranno a vicenda
Almanca:
Sie sind in Dschannat und fragen einander
Çince:
他们在乐园中互相询问,
Hollandaca:
Die in tuinen zullen wonen, en vragen tot elkander zullen
Rusça:
В Райских садах они будут расспрашивать друг друга
Somalice:
Waxay gali Jannooyin, waxayna iswaydiin.
Swahilice:
Hao watakuwa katika Mabustani, wawe wanaulizana
Uygurca:
ئۇلار جەننەتلەردە بولۇپ، گۇناھكارلاردىن: «سىلەرنى دوزاخقا كىرگۈزگەن نېمە؟» دەپ سورايدۇ
Japonca:
(かれらは)楽園の中にいて,互いに尋ね合うであろう。
Arapça (Ürdün):
«في جنات يتساءلون» بينهم.
Hintçe:
(बेहिश्त के) बाग़ों में गुनेहगारों से बाहम पूछ रहे होंगे
Tayca:
อยู่ในสวนสวรรค์หลากหลาย พวกเขาจะไต่ถามซึ่งกันและกัน
İbranice:
אשר ישכנו בגני העדן, וישאלו זה את זה
Hırvatça:
oni će se u džennetskim baščama raspitivati
Rumence:
Aceştia în Grădini se vor întreba
Transliteration:
Fee jannatin yatasaaloona
Türkçe:
Bahçelerdedirler. Birbirlerine soruyorlar,
Sahih International:
[Who will be] in gardens, questioning each other
İngilizce:
(They will be) in Gardens (of Delight): they will question each other,
Azerbaycanca:
Onlar cənnətlərdədirlər; bir-birindən soruşacaqlar;
Süleyman Ateş:
Onlar cennetler içinde soruyorlar;
Diyanet Vakfı:
Onlar cennetler içinde sorarlar.
Erhan Aktaş:
Cennetler içinde soracaklar;
Kral Fahd:
Onlar cennetler içindedir. Uzaktan uzağa sorarlar.
Hasan Basri Çantay:
(Onlar) cennetlerdedirler. Soruşurlar,
Muhammed Esed:
onlar (cennet) bahçelerinde (oturarak) soracaklar
Gültekin Onan:
Onlar cennetlerdedirler
Ali Fikri Yavuz:
Cennetlerdedirler
Portekizce:
Que estarão nos jardins das delícias. Perguntarão,
İsveççe:
[och som där de vilar] i [paradisets] lustgårdar, skall förhöra sig
Farsça:
که در بهشت ها از یکدیگر می پرسند
Kürtçe:
کە لە باخاتی بەھەشتدا پرسیار لە یەکتری دەکەن
Özbekçe:
Улар жаннатларда сўрарлар.
Malayca:
(Mereka ditempatkan) di dalam Syurga (yang penuh nikmat), mereka bertanya- tanya,
Arnavutça:
të cilët në kopshtijet e xhenneti i pyesin fajtorët:
Bulgarca:
В градини те ще разпитват
Sırpça:
они ће да се у рајским баштама распитују
Çekçe:
kteří v zahradách vzájemně se budou ptát
Urduca:
جو جنتوں میں ہوں گے وہاں وہ،
Tacikçe:
ки дар биҳиштҳо нишастаанд ва мепурсанд
Tatarca:
Анар җәннәтләрдә булырлар, җәһәннәмгә кергән таныш кешеләрдән сорашырлар.
Endonezyaca:
berada di dalam surga, mereka tanya menanya,
Amharca:
(እነርሱስ) በገነቶች ውስጥ ይጠያየቃሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் சொர்க்கங்களில் தங்களுக்குள் கேட்டுக் கொள்வார்கள்,
Korece:
이들은 천국으로 들어가 서 로가 서로에게 질문을 하며
Vietnamca:
(Họ sẽ ở) trong các Ngôi Vườn Thiên Đàng, họ sẽ hỏi nhau.
Ayet Linkleri: