Arapça:
فَإِذَا انشَقَّتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ
Çeviriyazı:
feiẕe-nşeḳḳati-ssemâü fekânet verdeten keldihân.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...
Diyanet İşleri:
Gök yarılıp da, gül gibi kızardığı, yağ gibi eridiği zaman haliniz nice olur?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken gök yarılıp kırmızı bir gül rengine gelerek yağ gibi eriyince...
Şaban Piriş:
Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman,
Edip Yüksel:
Gök parçalanıp da, yağ gibi eridiği ve kırmızı bir güle dönüştüğü zaman...
Ali Bulaç:
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman;
Suat Yıldırım:
Gök yarılıp kızıl sahtiyan gibi kıpkırmızı bir güle dönüştüğünde öyle müthiş işler olacak ki! {KM, Yoel 3,4; Resullerin işleri 2,20; Vahiy 6,12}
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte o zaman ki, gök parçalanır da hemen kızıl deri gibi bir gül olmuş olur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman,
Bekir Sadak:
Iste suclularin yalanladiklari cehennem budur.
İbni Kesir:
Gök, yarılıp da kırmızı sahtiyan gibi bir gül olduğu zaman,
Adem Uğur:
Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman,
İskender Ali Mihr:
Gökyüzü yarılınca, işte o zaman, erimiş yağ (rengi) gibi kırmızı bir gül haline gelmiştir.
Celal Yıldırım:
Gök yarılıp gül rengine dönüşerek yağ gibi eridiği zaman...
Tefhim ul Kuran:
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman
Fransızca:
Puis quand le ciel se fendra et deviendra alors écarlate comme le cuir rouge.
İspanyolca:
Cuando el cielo se hienda y se tiña de rojo coriáceo,
İtalyanca:
Quando si fenderà il cielo e sarà come cuoio rossastro,
Almanca:
Und 3 wenn der Himmel sich spaltete, dann rot wie rotes Leder wird.
Çince:
当天破离的时候,天将变成玫瑰色,好象红皮一样。
Hollandaca:
En als de hemel gespleten wordt, en zich rood als eene roos of als eene roodgeverfde huid zal vertoonen.
Rusça:
И вот небо разверзнется и станет красным, как кипящее масло (или покрасневшая кожа; или расплавленный свинец).
Somalice:
Markay Samadu dillaacdo oy noqoto ubax guduudan oo subag la mid ah (dhalaasho) markaas dadkaa la abaalmarin).
Swahilice:
Itakapo pasuka mbingu ikawa nyekundu kama mafuta.
Uygurca:
(قىيامەت كۈنى پەرىشتىلەرنىڭ چۈشۈشى ئۈچۈن) ئاسمان يېرىلغان چاغدا ئاسمان (دوزاخنىڭ قىزىقلىقىدىن) قىزىل گۈلدەك، قىزىل چەمدەك بولۇپ قالىدۇ
Japonca:
大空が裂けて,赤革のようなバラ色になる時。
Arapça (Ürdün):
«فإذا انشقت السماء» انفرجت أبوابا لنزول الملائكة «فكانت وردة» أي مثلها محمرة «كالدهان» كالأديم الأحمر على خلاف العهد بها وجواب إذا فما أعظم الهول.
Hintçe:
फिर जब आसमान फट कर (क़यामत में) तेल की तरह लाल हो जाऐगा
Tayca:
ครั้นเมื่อชั้นฟ้าแตกกระจายออก มันจะกลายเป็นสีแดงคล้ายขี้ผึ้ง
İbranice:
וכאשר ייסדקו השמים ויהיו אדומים כוורד
Hırvatça:
A kad se nebo razdvoji i postane ružičaste boje kao rastopljeno ulje,
Rumence:
Când cerul se va despica, roşu ca un pergament scorojit...
Transliteration:
Faitha inshaqqati alssamao fakanat wardatan kaalddihani
Türkçe:
Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman,
Sahih International:
And when the heaven is split open and becomes rose-colored like oil -
İngilizce:
When the sky is rent asunder, and it becomes red like ointment:
Azerbaycanca:
(Qiyamət günü) göy ayrılıb (dağ basılmış) dəri (yaxud dağ edilmiş yağ) kimi qıpqırmızı olduğu zaman (halınız necə olacaq)?!
Süleyman Ateş:
Gök yarılıp da erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...
Diyanet Vakfı:
Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman,
Erhan Aktaş:
Gök parçalanıp kırmızı gül renginde yağ eriyiğine dönüştüğü zaman;
Kral Fahd:
Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman,
Hasan Basri Çantay:
Artık gök yarılıb da kırmızı sahtiyan gibi bir gül olduğu zaman,
Muhammed Esed:
Gök parça parça yarıldığı ve (yanık) yağ gibi kızıllaştığı zaman:
Gültekin Onan:
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman
Ali Fikri Yavuz:
Artık gök yarılıb da, yağ gibi eriyip kızaran bir gül rengine büründüğü zaman,
Portekizce:
(Será) quando o céu se fender e derreter; e se avermelhar como um ungüento.
İsveççe:
När himlen rämnar och färgas ljusröd som nygarvat läder -
Farsça:
و ناگهان آسمان بشکافد و چون چرمی سرخ رنگ و گلگون شود.
Kürtçe:
ئەمجا کاتێك ئاسمان لەت لەت بوو وەك گوڵی سوور، یان ڕۆنی ھەڵقرچاوی لێھات
Özbekçe:
Осмон ёрилиб, қирмизи мойга айланган вақтда...
Malayca:
Selain itu (sungguh ngeri) ketika langit pecah-belah lalu menjadilah ia merah mawar, berkilat seperti minyak;
Arnavutça:
E kur të çahet qielli dhe të bëhet i kuq si trëndafilja dhe si vaji i shkrirë,
Bulgarca:
И когато небето се разцепи, и стане червено като разтопено масло...
Sırpça:
А кад се небо раздвоји и постане ружичасте боје као растопљено уље,
Çekçe:
A až se nebesa rozpoltí a jak čerstvě stažená kůže zrudnou,
Urduca:
پھر (کیا بنے گی اُس وقت) جب آسمان پھٹے گا اور لال چمڑے کی طرح سرخ ہو جائے گا؟
Tacikçe:
Он гоҳ, ки осмон шикофта шавад, ранге сурх чун ранги чарм хоҳад дошт.
Tatarca:
Әгәр күк ярылса, төрле төстәге чәчәк булып күренер, зәйтүн мае кеби ялтырап.
Endonezyaca:
Maka apabila langit telah terbelah dan menjadi merah mawar seperti (kilapan) minyak.
Amharca:
ሰማይም በተሰነጠቀችና እንደ ጽጌረዳ፣ እንደታረበ ቆዳ በኾነች ጊዜ፤ (ጭንቁን ምን አበረታው)፡፡
Tamilce:
ஆக, வானம் பிளந்து விட்டால், அது காய்ந்த எண்ணெயைப் போல் செந்நிறத்தில் ஆகிவிடும்.
Korece:
하늘이 분리되고 새빨간 장 미및 색깔이 되나니
Vietnamca:
Khi bầu trời mở ra (để các Thiên Thần đi xuống), nó trở nên đỏ rực như dầu.
Ayet Linkleri: