Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

72

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

5463

Sayfa No: 

573

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَن لَّوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُم مَّاءً غَدَقًا

Çeviriyazı: 

veel levi-steḳâmû `ale-ṭṭarîḳati leesḳaynâhüm mâen gadeḳâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik.

Diyanet İşleri: 

Ama doğru yola girmiş olsalardı, onları bu hususta denememiz için onlara bol su içirirdik; kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve eğer yolda dosdoğru yürüselerdi onları bolbol suvarırdık elbette.

Şaban Piriş: 

Eğer doğru yolda istikamet üzere olsalardı, onlara bol bol yağmur verirdik.

Edip Yüksel: 

Doğru yola girselerdi onlara bol su verirdik.

Ali Bulaç: 

Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde 'dosdoğru bir istikamet tuttursalardı', mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

Suat Yıldırım: 

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Eğer insanlar ve cinler, Allah'ın yolunda dosdoğru yürüselerdi, onlara bol yağmur verir, rızıklarını bollaştırırdık. [5,66; 7,96; 6,44; 23,55-56]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer onlar, o yol üzerinde dosdoğru gitse idiler, elbette kendilerine bol bol su içirirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık,

Bekir Sadak: 

De ki: «Beni kimse Allah´a karsi savunamaz ve ben O´ndan baska bir siginak bulamam.»

İbni Kesir: 

Şayet onlar, yol üzerinde istikameti bulmuş olsalardı

Adem Uğur: 

Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su verirdik.

İskender Ali Mihr: 

Ve eğer onlar, tarikat üzere olarak (Allah´a) yönelselerdi, onları mutlaka bol su (rahmet) ile sulardık (bol bol rahmet ulaştırırdık) ki.

Celal Yıldırım: 

(16-17) Eğer onlar o yolda dosdoğru gitselerdi, bununla denememiz için kendilerine bol su içirirdik. Kim Rabbini anmaktan yüzçevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sevkeder.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde ´dosdoğru bir istikamet tuttursalardı´, mutlaka biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

Fransızca: 

Et s'ils se maintenaient dans la bonne direction, Nous les aurions abreuvés, certes d'une eau abondante,

İspanyolca: 

Y: 'Si se hubieran mantenido en la vía recta, les habríamos dado de beber agua abundante

İtalyanca: 

Se si manterranno sulla Retta via, Noi li disseteremo di acqua abbondante

Almanca: 

Und hätten sie den Weg (ALLAHs) eingehalten, hätten WIR sie doch (mit) reichlich Wasser getränkt,

Çince: 

假如他们遵循正道,我必赏赐他们的丰富的雨水,

Hollandaca: 

Indien zij den weg der waarheid betreden, zullen wij hen zekerlijk met een overvloedigen regen bevochtigen.

Rusça: 

Если бы они устояли на прямом пути, то Мы напоили бы их водой вволю,

Somalice: 

Hadday ku toosaan Dadku jidka (wanaagsan) waxaaan ka waraabinlahayn biyo badan.

Swahilice: 

Na lau kama wangeli simama sawasawa juu ya njia tungeli wanywesha maji kwa wingi,

Uygurca: 

ئەگەر ئۇلار (يەنى مەككە كۇففارلىرى) توغرا يولدا بولسا ئىدى، ئۇلارنى سىناش ئۈچۈن مول يامغۇر ياغدۇرۇپ بېرەتتۇق (يەنى رىزقىنى كەڭ قىلىپ بېرەتتۇق)، كىمكى پەرۋەردىگارىنىڭ زىكرىدىن (يەنى اﷲ نىڭ تائەت - ئىبادىتىدىن) يۈز ئۆرۈيدىكەن، اﷲ ئۇنى قاتتىق ئازابقا دۇچار قىلىدۇ

Japonca: 

もしかれらが(正しい)道を守るならば,われは必ず豊かな雨(凡ての恩恵)をかれらに恵む。

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى في كفار مكة «وأنْ» مخففة من الثقيلة واسمها محذوف، أي وأنهم وهو معطوف على أنه استمع «لو استقاموا على الطريقة» أي طريقة الإسلام «لأسقيناهم ماء غدقا» كثيرا من السماء وذلك بعد ما رفع المطر عنهم سبع سنين.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल तुम कह दो) कि अगर ये लोग सीधी राह पर क़ायम रहते तो हम ज़रूर उनको अलग़ारों पानी से सेराब करते

Tayca: 

และหากพวกเขาธำรงมั่นอยู่บนแนวทางที่เที่ยงธรรม แน่นอนเราก็จะให้พวกเขามีริซกีกว้างขวาง

İbranice: 

אילו היו ממשיכים בדרך הישר, היינו מורידים להם גשמי ברכה בשפע

Hırvatça: 

A da su ustrajali na putu Istine, Mi bismo ih vodom obilnom pojili,

Rumence: 

Dacă merg drept, le vom da să bea apă din belşug

Transliteration: 

Waallawi istaqamoo AAala alttareeqati laasqaynahum maan ghadaqan

Türkçe: 

Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık,

Sahih International: 

And [Allah revealed] that if they had remained straight on the way, We would have given them abundant provision

İngilizce: 

(And Allah's Message is): "If they (the Pagans) had (only) remained on the (right) Way, We should certainly have bestowed on them Rain in abundance.

Azerbaycanca: 

(Sonra mənə belə vəhy olundu: ) Əgər onlar (Məkkə müşrikləri) o yolda (islam dinində) doğru olsaydılar, Biz onlara (yeddi il davam edən quraqlıq və qıtlıq əsnasında) bol yağış verərdik ki,

Süleyman Ateş: 

Şayet yolda doğru gitselerdi onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık).

Diyanet Vakfı: 

Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su verirdik.

Erhan Aktaş: 

Eğer onlar, yolda(1) dosdoğru gitselerdi, onları kesinlikle bol su(2) ile sulardık ki;

Kral Fahd: 

Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su verirdik.

Hasan Basri Çantay: 

(Bana) şu hakıykat da (vahyedildi:) Eğer onlar o yol üzerinde dosdoğru gitselerdi elbette onlara bol su içirirdik.

Muhammed Esed: 

Öyleyse, (bilin ki) onlar, (çağrımızı duyanlar,) şaşmadan (doğru) yoldan gidecek olurlarsa kendilerine sınırsız nimetler yağdıracağız,

Gültekin Onan: 

Eğer onlar (insanlar ve cinler) yol üzerinde ´dosdoğru bir istikamet tuttursalardı´, mutlaka biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer insanlar ve cinler, İslâm ve iman yolunda hep dosdoğru gitselerdi. Elbette biz onların hepsine bol bol su (rızık) verirdik.

Portekizce: 

Mas, se tivessem sido firmes no (verdadeiro) caminho, tê-los-íamos agraciado com água abundante,

İsveççe: 

OM DE [som förnekar Oss] hade slagit in på den raka vägen, skulle Vi helt visst ha skänkt dem regn i riklig mängd

Farsça: 

و اگر [انس و جن] بر طریقه حق پایداری کنند حتماً آنان را از آب فراوانی سیراب خواهیم کرد،

Kürtçe: 

(ئەمجا خوای گەورە دەفەرموێت) : ئەگەر ئەوان (مرۆڤ و جنۆکە) بەردەوام بوونایە لەسەر ڕێگای ڕاست ئاوی زۆرمان پێ ئەنۆشین (نیعمەتی زۆرمان دەدانێ)

Özbekçe: 

Ва агар улар тўғри йўлда мустақим бўлсалар, албатта, Биз кўп сув ила суғорамиз.

Malayca: 

(Nabi Muhammad diwahyukan menerangkan lagi): "Dan bahawa sesungguhnya! Kalaulah mereka (manusia dan jin) itu berjalan betul di atas jalan (Islam), sudah tentu Kami (akan memberikan mereka sebab-sebab kemewahan, terutama) menurunkan hujan lebat kepada mereka.

Arnavutça: 

Sikur të qëndronin në rrugën e vërtetë, Ne do t’i furnizonim me ujë të bollshëm,

Bulgarca: 

И ако се бяха придържали към правия път, Ние щяхме да им дадем вода в изобилие,

Sırpça: 

А да су устрајали на путу Истине, Ми бисмо им дали обилну воду,

Çekçe: 

A půjdou-li touto cestou, My věru je napojíme vodou hojnou,

Urduca: 

اور (اے نبیؐ، کہو، مجھ پر یہ وحی بھی کی گئی ہے کہ) لوگ اگر راہ راست پر ثابت قدمی سے چلتے تو ہم اُنہیں خوب سیراب کرتے

Tacikçe: 

Ва агар бар тариқаи рост пойдорӣ кунанд аз обе фаровон ба онҳо менушонем,

Tatarca: 

Әгәр кеше белән җен бар да Коръән күрсәткән туры юлда булсалар, әлбәттә, аларның җиренә куп су илә сугарыр идек.

Endonezyaca: 

Dan bahwasanya: jikalau mereka tetap berjalan lurus di atas jalan itu (agama Islam), benar-benar Kami akan memberi minum kepada mereka air yang segar (rezeki yang banyak).

Amharca: 

እነሆም በመንገዲቱ ላይ ቀጥ ባሉ ኖሮ ብዙ ዝናምን ባጠጣናቸው ነበር (ማለትም ተወረደልኝ)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நிச்சயமாக விஷயமாவது, அவர்கள் நேரான (இஸ்லாமிய) மார்க்கத்தில் இணைந்து உறுதியாக இருந்திருந்தால் நாம் (அவர்களுக்கு தேவையான) பலன் தரக்கூடிய அதிகமான சுத்தமான நீரை நாம் அவர்களுக்கு புகட்டி இருப்போம் (-அவர்களுக்கு வாழ்வாதாரத்தை விசாலமாக ஆக்கி இருப்போம்).

Korece: 

하나님의 말씀이 있어 만일 그들이 바른 길을 걷는다면 내가 그 들 위에 풍성한 비를 내려 주리라

Vietnamca: 

Và nếu chúng (con người và loài jinn) vẫn ngay thẳng trên con đường (chính đạo) thì chắc chắn TA sẽ ban cho chúng nước mưa dồi dào.

Rubu tag: 

Hizb tag: