Arapça:
انظُرْ كَيْفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ ۖ وَكَفَىٰ بِهِ إِثْمًا مُّبِينًا
Çeviriyazı:
ünżur keyfe yefterûne `ale-llâhi-lkeẕib. vekefâ bihî iŝmem mübînâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bak nasıl da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.
Diyanet İşleri:
Allah'a nasıl yalan yere iftira ettiklerine bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hele bak, Allah'a nasıl iftira ediyor, ona yalan isnat ediyorlar ve yeter bu apaçık suç onlara.
Şaban Piriş:
Allah’a karşı nasıl yalan uydurduklarına bak! Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
Edip Yüksel:
Bak, nasıl da yalan yere ALLAH'a iftira ediyorlar. Büyük bir hakaret olarak bu yeter.
Ali Bulaç:
Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
Suat Yıldırım:
Bak nasıl da Allah adına yalan uydurup O'na iftira ediyorlar! Bu da, onlara belli bir günah olarak fazlasıyla yeter! [3,24; 2,111; 2,134]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bak Allah Teâlâ´ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Bu açık bir günah olmak için kâfidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar Allah'a! Açık günah olarak bu yeter.
Bekir Sadak:
Yoksa Allah´in bol nimetinden verdigi kimseleri mi cekemiyorlar? Oysa Ibrahim ailesine kitap ve hikmet verdik, onlara buyuk hukumranlik bahsettik.
İbni Kesir:
Bir bak
Adem Uğur:
Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar
İskender Ali Mihr:
Bak, Allah´a nasıl yalanla iftira ediyorlar ve (bu) ona apaçık bir günah olarak kâfidir.
Celal Yıldırım:
Bak, Allah´a karşı nasıl yalan uyduruyorlar! Açık günah olarak bu yeter.
Tefhim ul Kuran:
Allah´a karşı nasıl yalan düzüp uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
Fransızca:
Regarde comme ils inventent le mensonge à l'encontre d'Allah. Et çà, c'est assez comme péché manifeste !
İspanyolca:
¡Mira cómo inventan la mentira contra Alá! Basta eso como pecado manifiesto.
İtalyanca:
Guarda come inventano menzogne contro Allah! Non è questo un evidente peccato?
Almanca:
Siehe, wie sie Lügen im Namen ALLAHs erfinden. Und dies genügt als eine eindeutige Verfehlung.
Çince:
你看:他们怎样假借真主的名义而造谣!这足为明白的罪恶。
Hollandaca:
Ziet, hoe zij een leugen tegen God bedenken. Dat is genoeg voor een duidelijke zonde,
Rusça:
Посмотри, как они возводят навет на Аллаха! Этого достаточно, чтобы совершить явный грех!
Somalice:
Day siday ugu Been Abuuran Eebe isagaa ugu filan Dambi Cad.
Swahilice:
Tazama vipi wanavyo mzulia uwongo Mwenyezi Mungu, na haya yatosha kuwa dhambi iliyo dhaahiri.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) ئۇلارنىڭ اﷲ قا تۆھمەت چاپلاۋاتقانلىقىغا قارىغىن! بۇ ئوپئوچۇق گۇناھتۇر
Japonca:
見なさい。かれらがアッラーに就いて,如何に偽りを創出しているかを。このこと自体,十分に明白な罪である。
Arapça (Ürdün):
«اُنظر» متعجبا «كيف يفترون على الله الكذب» بذلك «وكفى به إثما مبينا» بيِّنا.
Hintçe:
(ऐ रसूल) ज़रा देखो तो ये लोग ख़ुदा पर कैसे कैसे झूठ तूफ़ान जोड़ते हैं और खुल्लम खुल्ला गुनाह के वास्ते तो यही काफ़ी है
Tayca:
จงดูเถิดว่า อย่างไรเล่า ที่พวกเขาอุปโลกน์ความเท็จให้แก่อัลลอฮฺ และพอเพียงแล้วที่ความเท็จนั้นเป็นบาปอันชัดแจ้ง
İbranice:
ראה! איך הם בודים על אלוהים שקרים, ומספיק בזה חטא נורא
Hırvatça:
Pogledaj kako izmišljaju laž o Allahu! To je Allahu dovoljno kao jasan grijeh.
Rumence:
Vezi cum născocesc minciuni asupra lui Dumnezeu: în aceasta este un păcat vădit!
Transliteration:
Onthur kayfa yaftaroona AAala Allahi alkathiba wakafa bihi ithman mubeenan
Türkçe:
Bir bak, nasıl yalan düzüp iftira ediyorlar Allah'a! Açık günah olarak bu yeter.
Sahih International:
Look how they invent about Allah untruth, and sufficient is that as a manifest sin.
İngilizce:
Behold! how they invent a lie against Allah! but that by itself is a manifest sin!
Azerbaycanca:
Sən onların Allaha qarşı necə yalan uydurduqlarına bax! Bu, açıq-aşkar bir günah olaraq kifayətdir!
Süleyman Ateş:
Bak nasıl Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter.
Diyanet Vakfı:
Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!
Erhan Aktaş:
Bak! Nasıl Allah adına yalan uyduruyorlar.(1) Apaçık bir günah olarak bu yeter.
Kral Fahd:
Bak, (kendilerini temize çıkaran yahudiler) nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!
Hasan Basri Çantay:
Bak, Allaha karşı nasıl olmadık yalan düzüyorlar? Bu, apaçık bir günâh olmak bakımından, (onlara) yeter.
Muhammed Esed:
Bak, kendi uydurduklarını nasıl da Allaha isnat ediyorlar? Bundan daha açık bir günah olamaz.
Gültekin Onan:
Tanrı´ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
Ali Fikri Yavuz:
Bak! Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar! Bu yanlış inançları, açık bir günah olarak (onlara) yeter.
Portekizce:
Olha como forjam mentiras acerca de Deus! Isso, só por si só, é um verdadeiro delito.
İsveççe:
Se hur de sätter ihop lögner om Gud - detta är i sig en uppenbar synd.
Farsça:
با تأمل بنگر چگونه [قوم یهود با ادعای پاکی خویش در پیشگاه حق] بر خدا دروغ می بندند، و همین گناه آشکار [برای خواری و عذاب آنان] کافی است.
Kürtçe:
سەیری بکە چۆن بەدەم خواوە درۆ ھەڵدەبەستن وە بەسە ئەو درۆیەکە گوناھێکی ڕوون و ئاشکرایە
Özbekçe:
Уларнинг Аллоҳга ёлғон тўқишини кўрмайсанми?! Шунинг ўзи ҳам очиқ-ойдин гуноҳликка етарли.
Malayca:
Lihatlah (wahai Muhammad) betapa beraninya mereka mengada-adakan perkara- perkara dusta terhadap Allah? Dan cukuplah perbuatan itu menjadi dosa yang terang nyata.
Arnavutça:
Shiko si shpifin ata gënjeshtra kundër Perëndisë; mjafton që kjo shpifje të jetë sheshazi mëkat.
Bulgarca:
Виж как измислят лъжа за Аллах! Това стига за явен грях.
Sırpça:
Погледај како измишљају лаж о Аллаху! То је Аллаху довољно као јасан грех.
Çekçe:
Pohleď, jak vymýšlejí si lži o Bohu - a to stačí k hříchu zjevnému!
Urduca:
دیکھو تو سہی، یہ اللہ پر بھی جھوٹے افترا گھڑنے سے نہیں چوکتے اور ان کے صریحاً گناہ گا ر ہونے کے لیے یہی ایک گناہ کافی ہے
Tacikçe:
Бингар, ки чӣ гуна ба Худо дурӯғ мебанданд ва ҳамин дурӯғ гуноҳе ошкорро басандааст.
Tatarca:
"Карагыл, безнең Аллаһ хозурында гөнаһыбыз юк", – дип, ничек Аллаһуга ялганны нисбәт кылалар. Аларның зур гөнаһлы булулары өчен ялган сөйләүләре җитәдер.
Endonezyaca:
Perhatikanlah, betapakah mereka mengada-adakan dusta terhadap Allah? Dan cukuplah perbuatan itu menjadi dosa yang nyata (bagi mereka).
Amharca:
በአላህ ላይ ውሸትን እንዴት እንደሚቀጣጥፉ ተመልከት፡፡ ግልጽ ወንጀልም በርሱ (በመቅጠፍ) በቃ፡፡
Tamilce:
(நபியே!) பார்ப்பீராக! அல்லாஹ்வின் மீது எவ்வாறு பொய்யை அவர்கள் இட்டுக்கட்டி கூறுகிறார்கள். வெளிப்படையான பாவத்திற்கு இதுவே போதுமாகும்.
Korece:
그들이 어떻게 하나님께 대 해 거짓말을 하는지 보라 그 하나의 사실 만으로도 분명한 죄악이 라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy nhìn xem những kẻ đã nói khống về Allah như thế nào! Quả thật, chỉ cần mỗi việc đó thôi đã đủ là một tội công khai rồi.
Ayet Linkleri: