Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

71

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

5427

Sayfa No: 

570

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ثُمَّ إِنِّي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا

Çeviriyazı: 

ŝümme innî de`avtühüm cihârâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sonra ben onları açık açık çağırdım.

Diyanet İşleri: 

Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra onları, gerçekten de yüksek sesle çağırdım.

Şaban Piriş: 

Sonra ben onları açıktan açığa davet ettim.

Edip Yüksel: 

Sonra onları açıkça çağırdım.

Ali Bulaç: 

Sonra onları açıktan açığa davet ettim.

Suat Yıldırım: 

Ben onları bu sefer yüksek sesle dâvet etmeye başladım.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

71:7

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım.

Bekir Sadak: 

«Oysa sizi merhalelerden gecirerek O yaratmistir.»

İbni Kesir: 

Sonra ben

Adem Uğur: 

Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.

İskender Ali Mihr: 

Sonra muhakkak ki ben onları cehren (açıkça) davet ettim.

Celal Yıldırım: 

Sonra gerçekten ben onları açıkça (hakk´a, doğru yola) çağırdım,

Tefhim ul Kuran: 

«Sonra ben onları açıktan açığa da davet ettim.»

Fransızca: 

Ensuite, je les ai appelés ouvertement.

İspanyolca: 

Además, les he llamado abiertamente

İtalyanca: 

Poi li ho chiamati ad alta voce.

Almanca: 

Dann machte ich doch ihnen Da'wa öffentlich,

Çince: 

然后我大声召唤他们,

Hollandaca: 

Daarop heb ik hen in het openbaar uitgenoodigd,

Rusça: 

Затем я призывал их открыто.

Somalice: 

si kor ah yaan ugu yeedhay, «dadka dhexdiisa»

Swahilice: 

Tena niliwaita kwa uwazi,

Uygurca: 

ئاندىن مەن ئۇلارنى توۋلاپ دەۋەت قىلدىم

Japonca: 

それでわたしは,声を大きくしてかれらに呼びかけました。

Arapça (Ürdün): 

«ثم إني دعوتهم جهارا» أي بأعلى صوتي.

Hintçe: 

फिर मैंने उनको बिल एलान बुलाया फिर उनको ज़ाहिर ब ज़ाहिर समझाया

Tayca: 

ครั้นแล้วข้าพระองค์ได้เรียกร้องเชิญชวนพวกเขาอย่างเปิดเผย

İbranice: 

קראתי להם בגלוי

Hırvatça: 

Zatim sam ih ja otvoreno pozivao,

Rumence: 

I-am chemat răspicat.

Transliteration: 

Thumma innee daAAawtuhum jiharan

Türkçe: 

"Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım."

Sahih International: 

Then I invited them publicly.

İngilizce: 

So I have called to them aloud;

Azerbaycanca: 

Sonra mən onları uca səslə (açıq-açığına haqqa) də’vət etdim.

Süleyman Ateş: 

Sonra ben onları açıkça da'vet ettim.

Diyanet Vakfı: 

Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.

Erhan Aktaş: 

“Sonra onlara açık açık her fırsatta çağrıda bulundum.”

Kral Fahd: 

Sonra, ben kendilerine haykırarak davette bulundum.

Hasan Basri Çantay: 

«Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım».

Muhammed Esed: 

Doğrusu, ben onları açık açık çağırdım;

Gültekin Onan: 

71:6

Ali Fikri Yavuz: 

Sonra ben, onları aşikâre olarak (tevbeye) çağırdım.

Portekizce: 

Então, convoquei-os altissonantemente;

İsveççe: 

Jag har vädjat till dem med hög röst

Farsça: 

آن گاه آنان را آشکارا دعوت کردم،

Kürtçe: 

لەپاشان بە ئاشکرا بانگم کردن

Özbekçe: 

Сўнгра, албатта мен уларни очиқ даъват қилдим.

Malayca: 

"Kemudian aku telah menyeru mereka dengan terang-terang;

Arnavutça: 

Pastaj, i thirra haptazi (me zë edhe më të lartë),

Bulgarca: 

После ги зовях открито,

Sırpça: 

Затим сам их ја отворено позивао,

Çekçe: 

Potom jsem jim kázal zcela veřejně,

Urduca: 

پھر میں نے ان کو ہانکے پکارے دعوت دی

Tacikçe: 

Пас онҳоро ба овози баланд даъват кардам.

Tatarca: 

Моннан соң мин аларны бик каты кычкырып чакырдым.

Endonezyaca: 

Kemudian sesungguhnya aku telah menyeru mereka (kepada iman) dengan cara terang-terangan,

Amharca: 

«ከዚያም እኔ በጩኸት ጠራኋቸው፡፡

Tamilce: 

பிறகு, நிச்சயமாக நான் அவர்களை பகிரங்கமாக அழைத்தேன்.

Korece: 

그리하여 저는 그들에게 소리 높여 호소하였습니다

Vietnamca: 

“Rồi (có lúc) bề tôi đã kêu gọi họ một cách lớn tiếng.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: