Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِنَّا أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوْمِهِ أَنْ أَنذِرْ قَوْمَكَ مِن قَبْلِ أَن يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Çeviriyazı:
innâ erselnâ nûḥan ilâ ḳavmihî en enẕir ḳavmeke min ḳabli ey ye'tiyehüm `aẕâbün elîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerçekten biz Nûh'u kavmine gönderdik, "kavmine acı bir azap gelmezden önce onları uyar" diye.
Diyanet İşleri:
Milletine can yakıcı bir azap gelmezden önce onları uyar diye Nuh'u milletine gönderdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki biz, onlara elemli bir azap gelmeden korkut kavmini diye göndermiştik Nuh'u, kavmine.
Şaban Piriş:
Kendilerine acı bir azap gelmeden önce kavmini uyar diye Nuh’u kavmine göndermiştik.
Edip Yüksel:
"Kendilerine acı azap gelmezden önce halkını uyar," diye Nuh'u halkına gönderdik.
Ali Bulaç:
Şüphesiz, Biz Nuh'u; "Kavmini, onlara acı bir azap gelmeden evvel uyar" diye kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik.
Suat Yıldırım:
Biz Nûh'u kendi milletine peygamber olarak gönderip:“Gayet acı bir azap başlarına gelip çatmadan önce halkını uyar!” dedik.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak ki, Nûh´u kavmine gönderdik, kendilerine bir elîm azap gelmeden evvel kavmini korkut diye.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz, Nûh'u, "Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!" diye kavmine gönderdik.
Bekir Sadak:
«Dogrusu ben Senin onlari bagislaman icin kendilerini her cagirisimda, parmaklarini kulaklarina tikadilar, elbiselerine burunduler, direndiler, buyuklendikce buyuklendiler.»
İbni Kesir:
Doğrusu Biz
Adem Uğur:
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh´u kendi kavmine gönderdik.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Biz, Hz. Nuh´u kendi kavmine: “Kavmini onlara, elîm azap gelmeden önce uyar.” diye (resûl olarak) gönderdik.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki biz, Nuh´u kendi milletine peygamber olarak gönderdik de, elem verici bir azâb gelmeden önce onları uyar, (dedik).
Tefhim ul Kuran:
Hiç şüphesiz, biz Nuh´u
Fransızca:
Nous avons envoyé Noé vers son peuple : "Avertis ton peuple, avant que leur vienne un châtiment douloureux".
İspanyolca:
Enviamos a Noé a su pueblo: «¡Advierte a tu pueblo antes de que le alcance un castigo doloroso!»
İtalyanca:
In verità inviammo Noè al suo popolo: «Avverti il tuo popolo prima che giunga loro un doloroso castigo».
Almanca:
Gewiß, WIR entsandten Nuh zu seinen Leuten: "Warne deine Leute, bevor zu ihnen eine qualvolle Peinigung kommt."
Çince:
我确已派谴努哈去教化他的宗族,我说:在痛苦的刑罚降临你的宗族之前,你当警告他们。
Hollandaca:
Waarlijk, wij zonden Noach tot zijn volk, zeggende: Waarschuw uw volk, alvorens hen eene vreeselijke straf overvalt.
Rusça:
Мы отправили Нуха (Ноя) к его народу: "Предостереги свой народ прежде, чем их постигнут мучительные страдания".
Somalice:
Annagaa Nabi Nuux u dirray Qoomkiisii si uu ugu digo Caddibaadda horteed.
Swahilice:
Hakika Sisi tulimtuma Nuh'u kwa watu wake: Uwaonye kaumu yako kabla ya kuwafikia adhabu chungu.
Uygurca:
بىز ھەقىقەتەن نۇھنى قەۋمىگە: «قەۋمىڭگە قاتتىق ئازاب (يەنى دۇنيادىكى چاغلىرىدا توپان بالاسى، ئاخىرەتتە دوزاخ ئازابى) كېلىشتىن بۇرۇن ئۇلارنى ئاگاھلاندۇرغىن» دەپ ئەۋەتتۇق
Japonca:
本当にわれは,ヌーフをその民に遣わし,「痛ましい懲罰があなたの民に下る前に,あなたは,かれらに警告しなさい。」(と命じた)。
Arapça (Ürdün):
«إنا أرسلنا نوحا إلى قومه أَن أَنذر» أي بإنذار «قومك من قبل أن يأتيهم» إن لم يؤمنوا «عذاب أَليم» مؤلم في الدنيا والآخرة.
Hintçe:
हमने नूह को उसकी क़ौम के पास (पैग़म्बर बनाकर) भेजा कि क़ब्ल उसके कि उनकी क़ौम पर दर्दनाक अज़ाब आए उनको उससे डराओ
Tayca:
แท้จริงเราได้ส่งนูหฺไปยังหมู่ชนของเขา (โดยบัญชาว่า) เจ้าจงกล่าวตักเตือนหมู่ชนของเจ้า ก่อนที่การลงโทษอันเจ็บปวดจะมาถึงพวกเขา
İbranice:
אכן שלחנו את( הנביא) נוח אל בני עמו ואמרנו לו, 'הזהר את בני עמך בטרם יבוא עליהם עונש כואב
Hırvatça:
Mi smo poslali Nuha narodu njegovu: "Upozoravaj narod svoj prije nego što ga stigne patnja bolna!"
Rumence:
Noi l-am trimis pe Noe poporului său: “Previne-ţi poporul înainte să-i vină o dureroasă osândă!”
Transliteration:
Inna arsalna noohan ila qawmihi an anthir qawmaka min qabli an yatiyahum AAathabun aleemun
Türkçe:
Biz, Nûh'u, "Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!" diye kavmine gönderdik.
Sahih International:
Indeed, We sent Noah to his people, [saying], "Warn your people before there comes to them a painful punishment."
İngilizce:
We sent Noah to his People (with the Command): "Do thou warn thy People before there comes to them a grievous Penalty."
Azerbaycanca:
Həqiqətən, Biz Nuhu: “Qövmünə şiddətli bir əzab gəlməmişdən əvəl onları (Allahın əzabı ilə) qorxut!” – deyə öz tayfasına peyğəmbər göndərdik.
Süleyman Ateş:
Biz Nuh'u kavmine gönderdik: "Onlara acı bir azab gelmezden önce kavmini uyar," diye.
Diyanet Vakfı:
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.
Erhan Aktaş:
Biz Nûh’u halkına, kendilerine acı veren bir azâp gelmezden önce onları uyarması için gönderdik.
Kral Fahd:
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi kavmine gönderdik.
Hasan Basri Çantay:
Hakıykat, biz Nuuhu kavmine gönderdik. «Kendilerine elem verici bir azâb gelmezden evvel kavmini (onunla) korkut» diye.
Muhammed Esed:
Biz Nuh´u kendi toplumuna göndererek "Başlarına şiddetli bir azap gelmeden halkını uyar!" diye (emrettik).
Gültekin Onan:
Şüphesiz biz Nuh´u
Ali Fikri Yavuz:
Gerçekten biz, Nûh’u kavmine gönderdik: “-Kavmine acıklı bir azab gelmezden önce onları korkut” diye...
Portekizce:
Em verdade, enviamos Noé ao seu povo, (dizendo-lhe): Admoesta o teu povo, antes que o açoite um castigo doloroso!
İsveççe:
VI SÄNDE Noa till hans folk med uppdraget: "Varna ditt folk, innan ett plågsamt straff drabbar dem!"
Farsça:
ما نوح را به سوی قومش فرستادیم که قوم خود را پیش از آنکه عذابی دردناکبه آنان رسد، بیم ده.
Kürtçe:
بێگومان ئێمە نوحمان نارد بۆ لای ھۆزەکەی (وە پێمان ووت) کە ھۆزەکەت بێدارکەرەوە وبیانترسێنە پێش ئەوەی کە سزای سەختیان تووش ببێت
Özbekçe:
Биз Нуҳни ўз қавмига, қавмингни уларга аламли азоб келишидан аввал огоҳлантиргин деб, Пайғамбар қилиб юбордик.
Malayca:
Sesungguhnya Kami telah mengutus Nabi Nuh kepada kaumnya, (dengan berfirman kepadanya): "Berikanlah peringatan dan amaran kepada kaummu sebelum mereka didatangi azab yang tidak terperi sakitnya".
Arnavutça:
Ne e kemi dërguar Nuhun te populli i tij: “Paralajmëro popullin tënd para se t’i arrijë dënimi i dhembshëm!”
Bulgarca:
Ние изпратихме Нух при неговия народ: “Предупреди народа си, докато не го е сполетяло болезнено мъчение!”
Sırpça:
Ми смо послали Ноја његовом народу: „Упозоравај свој народ пре него што га стигне болна патња!“
Çekçe:
Věru jsme poslali Noema k lidu jeho s rozkazem: 'Varuj lid svůj, dříve než postihne jej trest bolestný!'
Urduca:
ہم نے نوحؑ کو اس کی قوم کی طرف بھیجا (اس ہدایت کے ساتھ) کہ اپنی قوم کے لوگوں کو خبردار کر دے قبل اس کے کہ ان پر ایک دردناک عذاب آئے
Tacikçe:
Мо Нӯҳро ба сӯи қавмаш фиристодем, ки қавми худро пеш аз он ки азобе дардовар бар сарашон фуруд ояд, бим деҳ.
Tatarca:
Тәхкыйк Без Нухны кавеменә пәйгамбәр итеп җибәрдек, кавемеңне куркыт Аллаһуның рәнҗеткүче каты ґәзабы килмәс борын, дип.
Endonezyaca:
Sesungguhnya Kami telah mengutus Nuh kepada kaumnya (dengan memerintahkan): "Berilah kaummu peringatan sebelum datang kepadanya azab yang pedih",
Amharca:
እኛ ኑሕን «ሕዝቦችህን አሳማሚ ቅጣት ሳይመጣባቸው በፊት አስጠንቅቅ በማለት ወደ ሕዝቦቹ ላክነው፡፡»
Tamilce:
(நிராகரிப்பாளர்களுக்கு) நிகழக்கூடிய தண்டனையை (அது உடனே இறங்கட்டும் என்று) கேட்பவர் கேட்டார்.
Korece:
실로 하나님이 노아를 그의 백성에게 보냄은 그들 위에 고통 스러운 응벌이 임하기 전에 백성 들에게 경고하고자 하셨으니
Vietnamca:
Quả thật, TA (Allah) đã cử Nuh đến với người dân của Y (với mệnh lệnh): “Ngươi hãy cảnh báo người dân của Ngươi trước khi chúng phải chịu một hình phạt đau đớn.”
Ayet Linkleri: