Arapça:
إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعًا
Çeviriyazı:
iẕâ messehü-şşerru cezû`â.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.
Diyanet İşleri:
Başına bir fenalık gelince feryat eder,
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir şerre uğrarsa bağırır, sızlanır.
Şaban Piriş:
Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.
Edip Yüksel:
Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümidini keser.
Ali Bulaç:
Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.
Suat Yıldırım:
Başı derde düştü mü sızlanır durur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
70:19
Yaşar Nuri Öztürk:
Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.
Bekir Sadak:
70:22
İbni Kesir:
Başına bir fenalık gelince, feryadı basandır.
Adem Uğur:
Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.
İskender Ali Mihr:
Kendisine bir şerr dokununca feryat edicidir.
Celal Yıldırım:
Kendisine bir kötülük dokununca basar feryadı.
Tefhim ul Kuran:
Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.
Fransızca:
quand le malheur le touche, il est abattu;
İspanyolca:
Pusilánime cuando sufre un mal,
İtalyanca:
prostrato quando lo coglie sventura,
Almanca:
Wenn ihn das Böse trifft, so ist er äußerst ungeduldig
Çince:
遭遇灾殃的时候是烦恼的,
Hollandaca:
Als het kwaad hem treft, is hij ternedergeslagen.
Rusça:
беспокойным, когда его касается беда,
Somalice:
Haddii dhib taabto wuu argagaxaa.
Swahilice:
Inapo mgusa shari hupapatika.
Uygurca:
ئۇنىڭغا (يوقسۇزلۇق، ياكى كېسەللىك، يا قورقۇنچتەك) بىرەر كۆڭۈلسىزلىك يەتكەن چاغدا، زارلانغۇچىدۇر
Japonca:
災厄に会えば歎き悲しみ,
Arapça (Ürdün):
«إذا مسه الشر جزوعا» وقت مس الشر.
Hintçe:
जब उसे तक़लीफ छू भी गयी तो घबरा गया
Tayca:
เมื่อความทุกข์ยากประสบแก่เขา ก็ตีโพยตีพายกลัดกลุ้ม
İbranice:
כאשר מגיעה אליו צרה, הוא מתחיל לדאוג
Hırvatça:
kada ga nevolja snađe - očajan je,
Rumence:
când îl atinge răul, este neliniştit;
Transliteration:
Itha massahu alshsharru jazooAAan
Türkçe:
Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.
Sahih International:
When evil touches him, impatient,
İngilizce:
Fretful when evil touches him;
Azerbaycanca:
Ona bir pislik üz verdikdə fəryad qoparar.
Süleyman Ateş:
Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır,
Diyanet Vakfı:
Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.
Erhan Aktaş:
Başına kötü bir şey geldiğinde sızlanmaya başlar.(1)
Kral Fahd:
Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.
Hasan Basri Çantay:
Kendisine şer dokundu mu feryadı basandır,
Muhammed Esed:
(Kural olarak,) başına bir kötülük geldiği zaman sızlanmaya başlar,
Gültekin Onan:
Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.
Ali Fikri Yavuz:
Kendine bir zarar dokundu mu, feryadı basar.
Portekizce:
Quando o mal o açoita, impacienta-se;
İsveççe:
Hon beklagar sig så fort hon drabbas av något ont,
Farsça:
چون آسیبی به او رسد، بی تاب است،
Kürtçe:
کە ناخۆشیەكی تووش ببێت ھاوار وناڵە دەست پێ دەکات
Özbekçe:
Агар унга ёмонлик етса, чидамсиздир.
Malayca:
Apabila ia ditimpa kesusahan, dia sangat resah gelisah;
Arnavutça:
kur e goditë e liga – dëshpërohet
Bulgarca:
щом го настигне злото - страхлив,
Sırpça:
када га снађе невоља - очајан је,
Çekçe:
když dotkne se ho neštěstí, je ustrašený,
Urduca:
جب اس پر مصیبت آتی ہے تو گھبرا اٹھتا ہے
Tacikçe:
Чун бадие ба ӯ расад, беқарорӣ кунад.
Tatarca:
Әгәр аңа бер зарар ирешсә, аның өчен бик кайгыручы вә тавыш күтәрүчедер.
Endonezyaca:
Apabila ia ditimpa kesusahan ia berkeluh kesah,
Amharca:
ክፉ ነገር ባገኘው ጊዜ ብስጪተኛ፡፡
Tamilce:
அவனுக்கு தீங்கு ஏற்பட்டால் மிக பதட்டக்காரனாக,
Korece:
재앙이 이를 때면 크게 슬퍼 하며
Vietnamca:
Khi gặp điều dữ (bệnh tật, nghèo khó) thì mất kiên nhẫn.
Ayet Linkleri: