Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

70

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

5395

Sayfa No: 

569

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعًا

Çeviriyazı: 

iẕâ messehü-şşerru cezû`â.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.

Diyanet İşleri: 

Başına bir fenalık gelince feryat eder,

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir şerre uğrarsa bağırır, sızlanır.

Şaban Piriş: 

Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.

Edip Yüksel: 

Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümidini keser.

Ali Bulaç: 

Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.

Suat Yıldırım: 

Başı derde düştü mü sızlanır durur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

70:19

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.

Bekir Sadak: 

70:22

İbni Kesir: 

Başına bir fenalık gelince, feryadı basandır.

Adem Uğur: 

Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.

İskender Ali Mihr: 

Kendisine bir şerr dokununca feryat edicidir.

Celal Yıldırım: 

Kendisine bir kötülük dokununca basar feryadı.

Tefhim ul Kuran: 

Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.

Fransızca: 

quand le malheur le touche, il est abattu;

İspanyolca: 

Pusilánime cuando sufre un mal,

İtalyanca: 

prostrato quando lo coglie sventura,

Almanca: 

Wenn ihn das Böse trifft, so ist er äußerst ungeduldig

Çince: 

遭遇灾殃的时候是烦恼的,

Hollandaca: 

Als het kwaad hem treft, is hij ternedergeslagen.

Rusça: 

беспокойным, когда его касается беда,

Somalice: 

Haddii dhib taabto wuu argagaxaa.

Swahilice: 

Inapo mgusa shari hupapatika.

Uygurca: 

ئۇنىڭغا (يوقسۇزلۇق، ياكى كېسەللىك، يا قورقۇنچتەك) بىرەر كۆڭۈلسىزلىك يەتكەن چاغدا، زارلانغۇچىدۇر

Japonca: 

災厄に会えば歎き悲しみ,

Arapça (Ürdün): 

«إذا مسه الشر جزوعا» وقت مس الشر.

Hintçe: 

जब उसे तक़लीफ छू भी गयी तो घबरा गया

Tayca: 

เมื่อความทุกข์ยากประสบแก่เขา ก็ตีโพยตีพายกลัดกลุ้ม

İbranice: 

כאשר מגיעה אליו צרה, הוא מתחיל לדאוג

Hırvatça: 

kada ga nevolja snađe - očajan je,

Rumence: 

când îl atinge răul, este neliniştit;

Transliteration: 

Itha massahu alshsharru jazooAAan

Türkçe: 

Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.

Sahih International: 

When evil touches him, impatient,

İngilizce: 

Fretful when evil touches him;

Azerbaycanca: 

Ona bir pislik üz verdikdə fəryad qoparar.

Süleyman Ateş: 

Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır,

Diyanet Vakfı: 

Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.

Erhan Aktaş: 

Başına kötü bir şey geldiğinde sızlanmaya başlar.(1)

Kral Fahd: 

Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder.

Hasan Basri Çantay: 

Kendisine şer dokundu mu feryadı basandır,

Muhammed Esed: 

(Kural olarak,) başına bir kötülük geldiği zaman sızlanmaya başlar,

Gültekin Onan: 

Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.

Ali Fikri Yavuz: 

Kendine bir zarar dokundu mu, feryadı basar.

Portekizce: 

Quando o mal o açoita, impacienta-se;

İsveççe: 

Hon beklagar sig så fort hon drabbas av något ont,

Farsça: 

چون آسیبی به او رسد، بی تاب است،

Kürtçe: 

کە ناخۆشیەكی تووش ببێت ھاوار وناڵە دەست پێ دەکات

Özbekçe: 

Агар унга ёмонлик етса, чидамсиздир.

Malayca: 

Apabila ia ditimpa kesusahan, dia sangat resah gelisah;

Arnavutça: 

kur e goditë e liga – dëshpërohet

Bulgarca: 

щом го настигне злото - страхлив,

Sırpça: 

када га снађе невоља - очајан је,

Çekçe: 

když dotkne se ho neštěstí, je ustrašený,

Urduca: 

جب اس پر مصیبت آتی ہے تو گھبرا اٹھتا ہے

Tacikçe: 

Чун бадие ба ӯ расад, беқарорӣ кунад.

Tatarca: 

Әгәр аңа бер зарар ирешсә, аның өчен бик кайгыручы вә тавыш күтәрүчедер.

Endonezyaca: 

Apabila ia ditimpa kesusahan ia berkeluh kesah,

Amharca: 

ክፉ ነገር ባገኘው ጊዜ ብስጪተኛ፡፡

Tamilce: 

அவனுக்கு தீங்கு ஏற்பட்டால் மிக பதட்டக்காரனாக,

Korece: 

재앙이 이를 때면 크게 슬퍼 하며

Vietnamca: 

Khi gặp điều dữ (bệnh tật, nghèo khó) thì mất kiên nhẫn.