Arapça:
فَاجْتَبَاهُ رَبُّهُ فَجَعَلَهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
Çeviriyazı:
fectebâhü rabbühû fece`alehû mine-ṣṣâliḥîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.
Diyanet İşleri:
Rabbi onu seçip iyilerden kıldı. Doğrusu inkar edenler, Kuran'ı dinlediklerinde nerdeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi. "O delidir" diyorlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken Rabbi, onu seçti de temiz kişilerden kıldı.
Şaban Piriş:
Rabbi O’nu seçti ve salih kimselerden kıldı.
Edip Yüksel:
Ancak Rabbi onu seçip erdemlilerden kıldı.
Ali Bulaç:
Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı.
Suat Yıldırım:
Ama Rabbi, kendisini seçti de onu en iyi, en has kullarından kıldı.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(50-51) Fakat onu Rabbi mümtaz kıldı. Artık onu sâlihlerden kılmış oldu. Ve az kaldı ki, o kâfir olanlar, o zikri işittikleri zaman seni gözleriyle kaydırıversinler ve derler ki: «Şüphe yok, o elbette bir mecnûndur.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Fakat Rabbi onu seçip yüceltti ve barışseverlerden yaptı.
Bekir Sadak:
Semud ve Ad milletleri tepelerine inecek bu gercegi yalanladilar.
İbni Kesir:
Rabbı, onu seçti de salihlerden kıldı.
Adem Uğur:
Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kıldı.
İskender Ali Mihr:
Fakat O´nun Rabbi, kendisini seçti, böylece O´nu salihlerden kıldı.
Celal Yıldırım:
Ama Rabbi, onu seçti de iyi-yararlı kişilerden eyledi.
Tefhim ul Kuran:
Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı.
Fransızca:
Puis son Seigneur l'élut et le désigna au nombre des gens de bien.
İspanyolca:
Pero su Señor le escogió y le hizo de los justos.
İtalyanca:
Poi il suo Signore lo scelse e ne fece uno dei giusti.
Almanca:
Dann erwählte ihn sein HERR, dann machte ER ihn von den gottgefällig Guttuenden.
Çince:
嗣后,他的主拣选了他,并使他入於善人之列。
Hollandaca:
Maar zijn Heer koos hem, en maakte hem tot een der rechtvaardigen.
Rusça:
Но его Господь избрал его и сделал одним из праведников.
Somalice:
Waxaase doortay Eebihiis wuxuuna ka dhigay kuwa wanaagsan.
Swahilice:
Lakini Mola wake Mlezi alimteua na akamfanya miongoni mwa watu wema.
Uygurca:
پەرۋەردىگارى ئۇنى (پەيغەمبەرلىككە) تاللىدى، ئۇنى ياخشىلاردىن قىلدى
Japonca:
このように主は,かれを選び正義の徒の一人となされた。
Arapça (Ürdün):
«فاجتباه ربه» بالنبوة «فجعله من الصالحين» الأنبياء.
Hintçe:
तो उनके परवरदिगार ने उनको बरगुज़ीदा करके नेकोकारों से बना दिया
Tayca:
แต่พระเจ้าของเขาได้ทรงคัดเลือกเขา และทรงทำให้เขาอยู่ในหมู่ผู้กระทำความดี
İbranice:
אך ריבונו בחר בו, ועשה אותו לאחד מהצדיקים
Hırvatça:
ali, Gospodar njegov ga je odabrao i učinio ga jednim od onih koji su dobri.
Rumence:
Domnul său l-a ales şi l-a făcut dintre cei drepţi.
Transliteration:
Faijtabahu rabbuhu fajaAAalahu mina alssaliheena
Türkçe:
Fakat Rabbi onu seçip yüceltti ve barışseverlerden yaptı.
Sahih International:
And his Lord chose him and made him of the righteous.
İngilizce:
Thus did his Lord choose him and make him of the Company of the Righteous.
Azerbaycanca:
Amma (tövbə etdikdən sonra) Rəbbi onu (Öz bəndələri içərisində) seçdi və salehlərdən (peyğəmbərlərdən) etdi.
Süleyman Ateş:
Fakat Rabbi onun du'asını kabul etti de onu Salih(iyi insan)lardan yaptı.
Diyanet Vakfı:
Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu salihlerden kıldı.
Erhan Aktaş:
Fakat Rabb’i onu seçti ve iyilerden yaptı.
Kral Fahd:
Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kıldı.
Hasan Basri Çantay:
(Bunun ardından) Rabbi onu seçdi de kendisini saalihlerden yapdı.
Muhammed Esed:
ama (bilindiği gibi,) Rabbi o´nu alıp dürüst ve erdemliler arasına koydu.
Gültekin Onan:
Fakat rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı.
Ali Fikri Yavuz:
Fakat Rabbi onu seçti de, kendisini salihlerden (peygamberlerden) kıldı.
Portekizce:
Porém, o Senhor o elegeu e o contou entre os virtuosos.
İsveççe:
Men Gud hade utvalt honom och gjort honom till en av de rättfärdiga.
Farsça:
پس پروردگارش او را برگزید و از شایستگان قرار داد
Kürtçe:
ئەمجا پەروەردگاری ھەڵی بژاردەوە وە کردی (بە یەکێك) لە چاکەکاران
Özbekçe:
Бас, уни Роббиси танлаб олди ва солиҳ бандаларидан қилди.
Malayca:
Selepas itu Tuhannya memilihnya, serta menjadikan dia dari orang-orang yang soleh.
Arnavutça:
por, Zoti i tij e ka zgjedhur dhe e ka bërë atë në grupin e njerëzve të mirë.
Bulgarca:
Но неговият Господ го пречисти и го стори праведник.
Sırpça:
али, његов Господар га је одабрао и учинио га једним од оних који су добри.
Çekçe:
Však Pán jeho si jej vyvolil a jedním z bezúhonných jej učinil.
Urduca:
آخرکار اُس کے رب نے اسے برگزیدہ فرما لیا اور اِسے صالح بندوں میں شامل کر دیا
Tacikçe:
Пас Парвардигораш ӯро ихтиёр кард ва дар зумраи солеҳонаш даровард.
Tatarca:
Ул Йунүсне Раббысы ихтыяр кылды, яңадан вәхий иңдереп пәйгамбәрлеген дәвам иттерде, дәхи аны изгеләрдән кылды.
Endonezyaca:
Lalu Tuhannya memilihnya dan menjadikannya termasuk orang-orang yang saleh.
Amharca:
ጌታውም (በነቢይነት) መረጠው፡፡ ከደጋጎቹም አደረገው፡፡
Tamilce:
ஆக, அவரை அவரது இறைவன் தேர்ந்தெடுத்தான். ஆக, அவரை நல்லவர்களில் ஆக்கினான்.
Korece:
그러나 주님은 그를 선택하 사 의로운 자 중에 있게 하셨노라
Vietnamca:
Rồi Thượng Đế của Y đã chọn Y và làm cho Y trở thành một người bề tôi ngoan đạo và đức hạnh.
Ayet Linkleri: