Arapça:
قُلْ هُوَ الرَّحْمَٰنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا ۖ فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Çeviriyazı:
ḳul hüve-rraḥmânü âmennâ bihî ve`aleyhi tevekkelnâ. feseta`lemûne men hüve fî ḍalâlim mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."
Diyanet İşleri:
De ki: "Bizim inandığımız ve kendisine güvendiğimiz, Rahman olan Allah'tır. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Odur rahman, ona inandık ve ona dayandık; artık yakında bilirsiniz, kimdir apaçık sapıklıkta.
Şaban Piriş:
De ki: O, Rahman’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Kimin açık bir dalalette olduğunu yakında öğreneceksiniz.
Edip Yüksel:
De ki, "O Rahman'dır; biz O'na inandık ve O'na güvendik. Kimin gerçekten tam bir sapıklık içinde olduğunu ileride öğreneceksiniz."
Ali Bulaç:
De ki: "O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz."
Suat Yıldırım:
De ki: “Sizi imana dâvet ettiğimiz İlah, Rahmandır. Biz O'na iman ettik. O’na dayandık. Kimin kesin bir yanlışlık içinde olduğunu yakında öğrenirsiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «O Rahmân´dır ki, O´na imân ettik ve O´na tevekkülde bulunduk. Artık yakında bileceksiniz ki o apaçık sapıklıkta bulunan kim imiş?»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."
Bekir Sadak:
(5-6) Hanginizin aklindan zoru oldugunu yakinda sen de goreceksin, onlar da gorecekler.
İbni Kesir:
De ki: O, Rahman´dır. Biz, O´na inandık ve O´na tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz.
Adem Uğur:
De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir
İskender Ali Mihr:
De ki: “O, Rahmân´dır, O´na îmân ettik (âmenû olduk) ve O´na tevekkül ettik.” Artık açıkça dalâlette olan kimdir, yakında bileceksiniz.
Celal Yıldırım:
De ki: (Kurtaracak olan yalnız) O Rahman (olan Allahjdır. Biz O´na imân ettik ve sadece O´na güvenip dayandık. İleride kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «O (Allah) Rahman olan (bizi esirgeyip koruyan)dır
Fransızca:
Dis : "C'est Lui, le Tout Miséricordieux. Nous croyons en Lui et c'est en Lui que nous plaçons notre confiance. Vous saurez bientôt qui est dans un égarement évident".
İspanyolca:
Di: «¡Es el Compasivo! ¡Creemos en Él y confiamos en Él! Ya veréis quién es el que está evidentemente extraviado».
İtalyanca:
Di': «Egli è il Compassionevole! Crediamo in Lui e in Lui confidiamo. Presto saprete chi è in errore evidente».
Almanca:
Sag: "ER ist Der Allgnade Erweisende. An Ihn verinnerlichten wir den Iman und Ihm gegenüber üben wir Tawakkul." Also ihr werdet doch noch wissen, wer im eindeutigen Irregehen ist.
Çince:
你说:他是至仁主,我们已信仰他,我们只信赖他。你们将知道谁在明显的迷误中。
Hollandaca:
Zeg: Hij is de Barmhartige; in hem gelooven wij, en in hem stellen wij ons vertrouwen. Hier namaals zult gij weten, wie in eene duidelijke dwaling verkeert.
Rusça:
Скажи: "Он - Милостивый! Мы уверовали в Него и уповаем только на Него, и вы узнаете, кто пребывает в очевидном заблуждении".
Somalice:
Dheh Eebe waa Raxmaan waana rumaynay, waana Tala saaranay, waadse ogaan doontaan (Gaalooy) Cidda Baadi Cad ku sugan.
Swahilice:
Sema: Yeye ndiye Mwingi wa Rehema; tunamuamini Yeye, na juu yake tunategemea. Mtakuja jua ni nani aliye katika upotovu ulio dhaahiri.
Uygurca:
ئېيتقىنكى، «ئۇ ناھايىتى مېھرىبان اﷲ دۇر، ئۇنىڭغا ئىمان ئېيتتۇق ۋە ئۇنىڭغا تەۋەككۈل قىلدۇق، سىلەر كىمنىڭ روشەن گۇمراھلىقتا ئىكەنلىكىنى كەلگۈسىدە بىلىسىلەر»
Japonca:
言ってやるがいい。「かれは慈悲あまねく御方であられ,わたしたちはかれを信仰し,かれに(全てを)托す。やがてあなたがたは,明らかな過誤の中にいる者が誰であるのかを知るであろう。」
Arapça (Ürdün):
«قل هو الرحمن آمنا به وعليه توكلنا فستعلمون» بالتاء والياء عند معاينة العذاب «من هو في ضلال مبين» بيِّن أنحن أم أنتم أم هم.
Hintçe:
तुम कह दो कि वही (ख़ुदा) बड़ा रहम करने वाला है जिस पर हम ईमान लाए हैं और हमने तो उसी पर भरोसा कर लिया है तो अनक़रीब ही तुम्हें मालूम हो जाएगा कि कौन सरीही गुमराही में (पड़ा) है
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด พระองค์คือพระผู้ทรงกรุณาปราณี เราศรัทธาต่อพระองค์แล้วเราขอมอบหมายแด่พระองค์แล้วจะได้รู้ว่าใครผู้ใดอยู่ในการหลงผิดอันชัดแจ้ง
İbranice:
אמור: 'הוא הרחמן, (אנחנו) האמנו בו, ועליו (אנחנו) נשענו. עוד תדעו מי זה אשר בתעייה בהירה
Hırvatça:
Reci: "On je Svemilosni, u Njega vjerujemo i na Njega se oslanjamo, a vi ćete sigurno saznati ko je u očitoj zabludi."
Rumence:
Spune: “El este Milostivul! Noi credem în El. Lui ne încredinţăm.” Veţi şti atunci cine este într-o rătăcire făţişă!
Transliteration:
Qul huwa alrrahmanu amanna bihi waAAalayhi tawakkalna fasataAAlamoona man huwa fee dalalin mubeenin
Türkçe:
De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."
Sahih International:
Say, "He is the Most Merciful; we have believed in Him, and upon Him we have relied. And you will [come to] know who it is that is in clear error."
İngilizce:
Say: "He is (Allah) Most Gracious: We have believed in Him, and on Him have we put our trust: So, soon will ye know which (of us) it is that is in manifest error."
Azerbaycanca:
De: “O bizim iman gətirdiyimiz və təvəkkül etdiyimiz Rəhmandır. Kimin (haqq yoldan) açıq-aydın azmış olduğunu (tezliklə) biləcəksiniz!”
Süleyman Ateş:
De ki: "O, çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."
Diyanet Vakfı:
De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!
Erhan Aktaş:
De ki: “O, Rahmeti Kesintisiz Olan’dır. O’na îmân(1) ettik ve O’na tevekkül(2) ettik. Artık kimin apaçık bir sapkınlık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.”
Kral Fahd:
De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!
Hasan Basri Çantay:
De ki: «(Sizi kendisine davet etdiğimiz) O (Zât-i ecelle ve a´lâ), rahmeti bütün yaratdıklarına şâmil olan (Allah) dır ki biz Ona îman etdik ve ancak Ona güvenib dayandık. Artık apaçık bir sapıklık içinde bulunan kimmiş? İleride siz de bileceksiniz».
Muhammed Esed:
De ki: "O, Rahman´dır; biz O´na iman ettik ve O´na güvendik; kimin açık bir sapıklıkta olduğunu zamanı geldiğinde anlayacaksınız."
Gültekin Onan:
67:28
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- (Bizi kurtaracak ve bize merhamet edecek) O Rahmân’dır
Portekizce:
Dize-lhes (mais): Ele é o Clemente, no Qual cremos e ao Qual nos encomendamos. Logo sabereis quem está em erro evidente!
İsveççe:
Säg: "Han är den Nåderike - vi tror på Honom och till Honom litar vi. Ni kommer [snart] att få veta vem [av oss] som uppenbart har gått vilse."
Farsça:
بگو: اوست رحمان، به او ایمان آوردیم، و بر او توکل کردیم، پس به زودی خواهید دانست چه کسی در گمراهی آشکار است.
Kürtçe:
بڵێ: ھەر ئەوە خوای بەخشندە کە بڕوامان پێهێناوە وە ھەر بەو پشتمان بەستووە، جا لەمەولا دەزانن کە کێ لە گومڕاییەكی ئاشکرا دایە
Özbekçe:
Сен: «У Роҳмандур, биз Унга иймон келтирдик ва Унга таваккал қилдик. Бас, сизлар тезда ким очиқ-ойдин хатода эканини билурсизлар», деб айт.
Malayca:
Tegaskan (wahai Muhammad, kepada mereka): "Allah Dia lah Yang Maha Pemurah, yang kami beriman kepadaNya, dan yang kepadaNya kami berserah diri; oleh itu kamu akan mengetahui kelak siapakah yang berada dalam kesesatan yang nyata".
Arnavutça:
Thuaj: “Ai është Mëshiruesi, (që na shpëton neve), në Atë besojmë dhe në Atë mbështetemi, e ju sigurisht do ta dini se kush është i humbur plotësisht”.
Bulgarca:
Кажи: “Той е Всемилостивия. Вярваме в Него и на Него се уповаваме. И ще узнаете кой е в явна заблуда.”
Sırpça:
Реци: „Он је Свемилосни, у Њега верујемо и на Њега се ослањамо, а ви ћете сигурно да сазнате ко је у очигледној заблуди.“
Çekçe:
Rci: 'On je Milosrdný; uvěřili jsme v Něho a spoléháme na Něho. A záhy se dozvíte, kdo vlastně v bludu zjevném se nalézá!'
Urduca:
اِن سے کہو، وہ بڑا رحیم ہے، اسی پر ہم ایمان لائے ہیں، اور اُسی پر ہمارا بھروسا ہے، عنقریب تمہیں معلوم ہو جائے گا کہ صریح گمراہی میں پڑا ہوا کون ہے
Tacikçe:
Бигӯ: «Ӯ Худои раҳмон аст. Ба Ӯ имон овардем ва бар Ӯ таваккал кардем. Ва ба зуди, хоҳед донист, чӣ касе дар гумроҳии ошкор аст!»
Tatarca:
Әйт: "Ул – безнең Раббыбыз барча нәрсәгә рәхмәте ирешкүчедер, вә без Аңа иман китердек һәм Аңа тәвәккәл кылдык. Тиздән күрерсез, кем ачык адашып саташуда икәнлеген!"
Endonezyaca:
Katakanlah: "Dialah Allah Yang Maha Penyayang kami beriman kepada-Nya dan kepada-Nya-lah kami bertawakkal. Kelak kamu akan mengetahui siapakah yang berada dalam kesesatan yang nyata".
Amharca:
«እርሱ (እመኑበት የምላችሁ) አልረሕማን ነው፡፡ (እኛ) በእርሱ አመንን፡፡ በርሱም ላይ ተጠጋን፡፡ ወደ ፊትም በግልጽ መሳሳት ውስጥ የኾነው እርሱ ማን አንደ ኾነ በእርግጥ ታውቃላችሁ» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக! “அவன்தான் ரஹ்மான் (-அளவற்ற அருளாளன், மகா கருணையாளன்). அவனை நாங்கள் நம்பிக்கை கொண்டோம். இன்னும், அவன் மீதே நாங்கள் நம்பிக்கை வைத்தோம். ஆக, தெளிவான வழிகேட்டில் யார் இருக்கிறார் என்பதை நீங்கள் விரைவில் அறிவீர்கள்.
Korece:
일러가로되 그분은 자비로우신 분으로 우리는 그분만을 믿으 며 그분에게만 의탁하나니 너희는분명히 방황했던 자가 누구인지 알게 되리라
Vietnamca:
Ngươi hãy nói với chúng: “Ngài là Đấng Ar-Rahman, Bọn Ta có đức tin nơi Ngài và phó thác cho Ngài. Rồi đây các ngươi sẽ biết ai là kẻ lầm lạc rõ rệt.”
Ayet Linkleri: