Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

66

Sûredeki Ayet No: 

2

Ayet No: 

5231

Sayfa No: 

560

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَدْ فَرَضَ اللَّهُ لَكُمْ تَحِلَّةَ أَيْمَانِكُمْ ۚ وَاللَّهُ مَوْلَاكُمْ ۖ وَهُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

Çeviriyazı: 

ḳad feraḍa-llâhü leküm teḥillete eymâniküm. vellâhü mevlâküm. vehüve-l`alîmü-lḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir.

Diyanet İşleri: 

Allah şüphesiz size, yeminlerinizi keffaretle geri almanızı meşru kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur. O, bilendir, Hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de Allah, kefaretle yeminlerinizi bozmanızı, size meşru etmiştir ve Allah'tır yardımcınız ve odur bilen ve rahim olan.

Şaban Piriş: 

Allah, yeminlerinizin (kefaretle) çözülmesini size meşru kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır. O, Alim'dir, Hakim'dir.

Edip Yüksel: 

ALLAH, yeminlerinizin helalleştirmenin yolunu bildirmiştir. Mevlanız (efendiniz) ALLAH'tır. O Bilendir, Bilgedir.

Ali Bulaç: 

Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Suat Yıldırım: 

Allah gerektiğinde yeminlerinizi çözmek için keffaret yolunu göstermiştir. Allah sizin yardımcınızdır, sahibinizdir. O her şeyi mükemmelen bilen, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah, sizin için yeminlerinizin keffaretle çözülmesini meşru kılmıştır. Ve Allah, sizin mevlânızdır ve alîm, hakîm olan O´dur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevlâ'nızdır. Alîm'dir O, her şeyi bilir; Hakîm'dir O, hikmetleri sonsuzdur.

Bekir Sadak: 

«Ey inananlar! Yurekten tevbe ederek Allah´a donun ki, Rabbiniz kotuluklerinizi ortsun, sizi, iclerinden irmaklar akan cennetlere koysun. Allah´in peygamberini ve onunla beraber olan muminleri utandirmayacagi o gun, isiklari onlerinde ve defterleri saglarindan verilmis olarak yururler ve: «Rabbimiz! Isigimizi tamamla, bizi bagisla, dogrusu Sen herseye Kadir´sin» derler.

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah, (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı size meşru kılmıştır. Sizin yardımcınız Allah´tır. O, bilendir, hikmet sahibidir.

İskender Ali Mihr: 

Allah, (gereksiz) yeminlerinizi (kefaretle) çözmenizi size farz (meşru) kılmıştır. Ve Allah, sizin dostunuzdur ve O

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki Allah, yeminlerinizin çözümünü (keffaret vermeniz suretiyle) helâl kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur, sâhibinizdir. O, bilendir, hikmet sahibidir.

Tefhim ul Kuran: 

Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşrû) kıldı. Allah, sizin mevlânız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

Fransızca: 

Allah vous a prescrit certes, de vous libérer de vos serments. Allah est votre Maître; et c'est Lui l'Omniscient, le Sage .

İspanyolca: 

Alá os ha prescrito la anulación de vuestros juramentos. Alá es vuestro Protector. Él es el Omnisciente, el Sabio.

İtalyanca: 

Eppure Allah vi ha prescritto un modo per sciogliere i vostri giuramenti. Allah è il vostro Padrone, Egli è il Sapiente, Il Saggio.

Almanca: 

Bereits schrieb ALLAH euch das Entbinden von euren Eiden vor. Und ALLAH ist euer Maula. Und ER ist Der Allwissende, Der Allweise.

Çince: 

真主确已为你们规定赎誓制,真主是你们的保佑者。他是全知的,是至睿的。

Hollandaca: 

God heeft u veroorloofd, uwe eeden in te trekken; en God is uwe meester en hij is alwetend en wijs.

Rusça: 

Аллах установил для вас путь освобождения от ваших клятв. Аллах - ваш Покровитель. Он - Знающий, Мудрый.

Somalice: 

Eebe waa idiin caddeeyey waxa dhaartiinnu ku xalaaloobi, Eebena waa gargaarihiinna, waana wax walba oge falsan.

Swahilice: 

Hakika Mwenyezi Mungu kakupeni Sharia ya kufungua viapo vyenu, na Mwenyezi Mungu ni Mola wenu. Na Yeye ni Mwenye kujua, Mwenye hikima.

Uygurca: 

اﷲ سىلەرگە (كەففارەت) بىلەن قەسىمىڭلاردىن چىقىشنى بەلگىلىدى، اﷲ سىلەرنىڭ ئىگەڭلاردۇر، اﷲ ھەر نەرسىنى بىلگۈچىدۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

(人びとよ)アッラーは,あなたがたのために誓いを解消するよう既に御達しがあった。アッラーはあなたがたの守護者であり,全知にして英明であられる。

Arapça (Ürdün): 

(قد فرض الله) شرع (لكم تحلة أيمانكم) تحليلها بالكفارة المذكورة في سورة "" المائدة "" ومن الإيمان تحريم الأمة وهل كفّر صلى الله عليه وسلم؟ قال مقاتل: أعتق رقبة في تحريم مارية، وقال الحسن: لم يكفّر لأنه صلى الله عليه وسلم مغفور له (والله مولاكم) ناصركم (وهو العليم الحكيم).

Hintçe: 

ख़ुदा ने तुम लोगों के लिए क़समों को तोड़ डालने का कफ्फ़ार मुक़र्रर कर दिया है और ख़ुदा ही तुम्हारा कारसाज़ है और वही वाक़िफ़कार हिकमत वाला है

Tayca: 

แน่นอนอัลลอฮฺได้ทรงกำหนดแก่พวกเจ้าแล้วในการแก้คำสาบานของพวกเจ้าและอัลลอฮฺเป็นผู้ทรงคุ้มครองพวกเจ้า และพระองค์เป็นผู้ทรงรอบรู้ ผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

אלוהים כבר קבע לכם את הדרך שבה תוכלו להתיר את שבועתכם. ואלוהים האיסור הוא זה השומר עליכם, והוא החכם ביותר אשר יודע הכול

Hırvatça: 

Allah vam je propisao kako da svoje zakletve iskupite; Allah je vaš Gospodar; On je Sveznajući i Mudri.

Rumence: 

Dumnezeu vă cere să vă dezlegaţi de jurămintele voastre. Dumnezeu este Stăpânul vostru. El este Ştiutorul, Înţeleptul.

Transliteration: 

Qad farada Allahu lakum tahillata aymanikum waAllahu mawlakum wahuwa alAAaleemu alhakeemu

Türkçe: 

Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin Mevlâ'nızdır. Alîm'dir O, her şeyi bilir; Hakîm'dir O, hikmetleri sonsuzdur.

Sahih International: 

Allah has already ordained for you [Muslims] the dissolution of your oaths. And Allah is your protector, and He is the Knowing, the Wise.

İngilizce: 

Allah has already ordained for you, (O men), the dissolution of your oaths (in some cases): and Allah is your Protector, and He is Full of Knowledge and Wisdom.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, Allah (halal bir şeyi özünüzə haram etmək barəsində içdiyiniz) andlarınızı (kəffarə verməklə) geri götürməyi vacib (qanuni) etmişdir. Allah sizin ixtiyar sahibinizdir. O (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!

Süleyman Ateş: 

Allah size, yeminlerinizi (keffaretle) çözmeyi meşru' kılmıştır. Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Diyanet Vakfı: 

Allah, (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı size meşru kılmıştır. Sizin yardımcınız Allah'tır. O, bilendir, hikmet sahibidir.

Erhan Aktaş: 

Allah, yeminlerinizi, kefaretini ödeyerek çözmeyi size farz(1) kılmıştır. Allah, sizin mevlânızdır.(2) O; Her Şeyi Bilen’dir, En İyi Hüküm Veren’dir.

Kral Fahd: 

Allah, (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmanızı size meşru kılmıştır. Sizin yardımcınız Allah'tır. O, herşeyi hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.

Hasan Basri Çantay: 

Allah, yeminlerinizin (keffâretle) çözülmesini size farz kılmışdır. Allah, sizin yardımcınızdır ve O, hakkıyle bilendir, tam hukûm ve hikmet saahibidir.

Muhammed Esed: 

(Ey müminler!) Allah, (doğru ve haklı bir gerekçesi olmayan) yeminlerinizi bozmayı ve keffaretini vermeyi (size) emretmiştir. Allah, sizin Yüce Efendinizdir ve yalnız O´dur her şeyi bilen, gerçek hikmet sahibi.

Gültekin Onan: 

Tanrı, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Tanrı, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, yeminlerinizin (keffaret sûretiyle) çözülmesini size meşrû kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır

Portekizce: 

Deus vos permitiu a expiação dos vossos juramentos, porque é vosso Protetor e é o Sapiente, o Prudentíssimo.

İsveççe: 

Gud har tillåtit er att frångå eder [vars innehåll strider mot lag och rätt] och att plikta för detta. Gud är er Beskyddare och Han är den Allvetande, den Allvise.

Farsça: 

به یقین خدا راه گشودن [و شکستن] سوگندهایتان را [در مواردی] برای شما مقرّر کرده است، [و آن اینکه سوگندها را با کفاره دادن بشکنید تا از محدودیت و تنگنا درآیید] و خدا سرپرست و یار شماست، و او دانا و حکیم است.

Kürtçe: 

بێگومان خوا دایناوە بۆتان ھەڵوەشاندنەوەی سوێندەکانتان، خوا پشتیوان ودۆستی ئێوەیە وە ئەو زانا وکاردروستە

Özbekçe: 

Батаҳҳиқ, Аллоҳ сизларга қасамларингизни бўшатишни шариатга киритди ва Аллоҳ сизнинг хожангиздир ва У ўта билувчи ва ўта ҳикматлидир.

Malayca: 

Sesungguhnya Allah telah menetapkan bagi kamu (wahai Nabi dan umatmu, untuk) melepaskan diri dari sumpah kamu (dengan membayar denda - kaffarah); dan Allah ialah Pelindung yang mentadbirkan keadaan kamu, dan Ia Maha Mengetahui, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

Perëndia ju ka bërë të mundshme që të liroheni nga betimet tuaja; Perëndia është Zoti juaj; Ai është i Plotëdijshëm dhe i Gjithëdijshëm.

Bulgarca: 

Аллах вече наложи изкупление при отмятане от вашите клетви. Аллах е вашият Покровител. Той е Всезнаещия, Премъдрия.

Sırpça: 

Аллах вам је прописао како да искупите своје заклетве; Аллах је ваш Господар; Он је Свезнајући и Мудри.

Çekçe: 

Bůh vám uložil, abyste se vyvázali z přísah svých; Bůh ochráncem je vaším a On vševědoucí je i moudrý.

Urduca: 

اللہ نے تم لوگوں کے لیے اپنی قسموں کی پابندی سے نکلنے کا طریقہ مقرر کر دیا ہے اللہ تمہارا مولیٰ ہے، اور وہی علیم و حکیم ہے

Tacikçe: 

Худо барои шумо кушодани савганд ҳоятонро муқаррар дошта аст. Худост ёвари шумо ва Ӯст донову ҳаким!

Tatarca: 

Тәхкыйк Аллаһ сезгә өйрәтте кәффарәт түләп антыгыздан чыгуны. Чөнки Мухәммәд г-м Мәрияне үземә хәрам кылдым дип ант итеп әйткән иде. Аллаһ сезнең ярдәмчегездер вә Ул һәрнәрсәне белүче һәм гадел хөкем итүчедер.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya Allah telah mewajibkan kepadamu sekalian membebaskan diri dari sumpahmu dan Allah adalah Pelindungmu dan Dia Maha Mengetahui lagi Maha Bijaksana.

Amharca: 

አላህ ለእናንተ የመሓሎቻችሁን መፍቻ ደነገገላችሁ፡፡ አላህም ረዳታችሁ ነው፡፡ እርሱም ዐዋቂው ጥበበኛው ነው፡፡

Tamilce: 

(இது போன்ற) உங்கள் சத்தியங்களை முறிப்பதை(யும் அதற்கு பரிகாரம் செய்வதையும்) அல்லாஹ் உங்களுக்கு கடமையாக்கியுள்ளான். அல்லாஹ்தான் உங்கள் எஜமானன். அவன்தான் நன்கறிந்தவன், மகா ஞானவான் ஆவான்.

Korece: 

하나님은 너희를 위하여 너희의 속죄를 명령하셨나니 하나님 이 너희의 보호자이시라 실로 그 분은 아심과 지혜로 충만하시니라

Vietnamca: 

Quả thật, Allah đã qui định cho các ngươi (hỡi những người Muslim) cách thức xóa bỏ lời thề của các ngươi. Allah là Đấng bảo hộ của các ngươi, Ngài là Đấng Toàn Tri, Đấng Thông Thái.