Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

4755

Sayfa No: 

524

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ

Çeviriyazı: 

müttekiîne `alâ sürurim maṣfûfeh. vezevvecnâhüm biḥûrin `în.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Ayrıca biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.

Diyanet İşleri: 

Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü eşler veririz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Safsaf dizilmiş tahtlara dayanarak ve onları, iri gözlü hurilerle evlendiririz.

Şaban Piriş: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanmışlar ve onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

Edip Yüksel: 

Dizilmiş koltuklara yaslanmışlardır ve onları güzel eşlerle eşlendirmişizdir.

Ali Bulaç: 

Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.

Suat Yıldırım: 

Ve onlara denilir ki: “Dünyada yaptığınız güzel davranışlardan ötürü: “Yiyin, için, afiyetler olsun!” Onlar sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Kendilerine temiz ve güzel hurileri de eş yaparız. [37,44]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

52:19

Yaşar Nuri Öztürk: 

Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir.

Bekir Sadak: 

(26-28) «Dogrusu bundan once ailemizin yaninda bile korku icindeydik

İbni Kesir: 

Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak. Ve onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirdik.

Adem Uğur: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.

İskender Ali Mihr: 

(Takva sahipleri), sıralanmış tahtlar üzerinde yaslanmış olanlardır ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik.

Celal Yıldırım: 

Bunlar, birer dizi halinde sıralanan kanepelere, tahtlara yaslanırlar ve biz, kendilerini iri kara gözlü eşlerle evlendiririz.

Tefhim ul Kuran: 

Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Ve biz onları iri, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.

Fransızca: 

accoudés sur des lits bien rangés", et Nous leur ferons épouser des houris aux grands yeux noirs,

İspanyolca: 

Reclinados en lechos alineados. Y les daremos por esposas a huríes de grandes ojos.

İtalyanca: 

[Staranno] appoggiati su divani disposti in ranghi e daremo loro in spose le fanciulle dai grandi occhi neri.

Almanca: 

Sie sind angelehnt auf aufgereihten Liegen. Und WIR ließen sie mit Hur-'in vermählen.

Çince: 

他们靠在分列成行的床上,我将以白皙的、美目的女子做他们的伴侣。

Hollandaca: 

Leunende op in orde geschikte zetels. Wij zullen hen maagden met groote, zwarte oogen doen huwen.

Rusça: 

Они будут, прислонившись, возлежать на ложах, выстроенных в ряд, и Мы сочетаем их с черноокими, большеглазыми гуриями.

Somalice: 

Idinkoo ku dangiiga Sariiro la safay, waxaanna (Eebe) u guurin Haween Janno (Xuuralcayn).

Swahilice: 

Watakuwa wameegemea juu ya viti vya enzi vilivyo pangwa kwa safu. Na tutawaoza mahuru-l-aini.

Uygurca: 

ئۇلار قاتار تىزىلغان تەختلەر ئۈستىدە يۆلەنگەن ھالدا ئولتۇرىدۇ، شەھلا كۆزلۈك ھۈرلەرنى ئۇلارغا جۈپ قىلىپ بېرىمىز

Japonca: 

かれらは並べられたソファーに寄りかかり,われは美しい目の乙女たちをかれらの配偶者にするであろう。

Arapça (Ürdün): 

(متكئين) حال من الضمير المستكن في قوله "" في جنات "" (على سرر مصفوفة) بعضها إلى جنب بعض (وزوجناهم) عطف على جنات، أي قرناهم (بحور عين) عظام الأعين حسانها.

Hintçe: 

तकिए लगाकर ख़ूब मज़े से खाओ पियो और हम बड़ी बड़ी ऑंखों वाली हूर से उनका ब्याह रचाएँगे

Tayca: 

นอนเอกเขนกอยู่บนเตียงเรียงชิดติดกัน และเราให้พวกเขามีคู่ครองเป็นหญิงสาวสวยดวงตาโตคม

İbranice: 

הם יישענו על ספות ערוכות, ונזווגם יפות מעשיכם הטובים. יפיפיות בעלות עיניים עם (עלמות)

Hırvatça: 

Bit će naslonjeni na divanima poredanim, a vjenčat ćemo ih s hurijama krupnih očiju.

Rumence: 

întinşi pe paturi rânduite!” Noi le vom da de soţii hurii cu ochii mari.

Transliteration: 

Muttakieena AAala sururin masfoofatin wazawwajnahum bihoorin AAeenin

Türkçe: 

Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir.

Sahih International: 

They will be reclining on thrones lined up, and We will marry them to fair women with large, [beautiful] eyes.

İngilizce: 

They will recline (with ease) on Thrones (of dignity) arranged in ranks; and We shall join them to Companions, with beautiful big and lustrous eyes.

Azerbaycanca: 

Səf-səf düzülmüş taxtlara söykəndiyiniz halda!” Biz onları iri (ahu) gözlü hurilərlə evləndirəcəyik.

Süleyman Ateş: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Onları, iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

Diyanet Vakfı: 

" Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak"Onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir:

Erhan Aktaş: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Biz, onları temiz, “güzel bakışlı” hûrilerle(1) eşleştirmişizdir.

Kral Fahd: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

Hasan Basri Çantay: 

«Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslananlar olarak». Biz onlara şahin gözlü huurîleri eş yapdık.

Muhammed Esed: 

sıra sıra dizilmiş (mutluluk) sedirlerine uzanarak!" (denilecek.) Ve (cennette) saf ve temiz, güzel gözlü eşler ile onları evlendireceğiz.

Gültekin Onan: 

Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve biz onları iri ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.

Ali Fikri Yavuz: 

Sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak...Biz, onlara, güzel iri gözlü hûrileri eş etmişiz.

Portekizce: 

Estarão recostados sobre leitos enfileirados e os casarmos com huris, de olhos maravilhosos.

İsveççe: 

[De sitter] stödda [av kuddar] på högsäten, ordnade i rader [mitt emot varandra]. Och Vi skall ge dem mörkögda, oskuldsfulla unga kvinnor som sällskap.

Farsça: 

[این] در حالی [است] که بر تخت هایی ردیف و به هم پیوسته تکیه می زنند و حورالعین را به همسری آنان در می آوریم.

Kürtçe: 

پاڵیان داوەتەوە لەسەر کورسی وقەنەفەی ڕیزکراو وە حۆریانی چاو گەش وچاو گەورەمان کردە ھاوسەریان

Özbekçe: 

Улар қатор тизилган сўриларга ёнбошлаган ҳолдалар. Ва уларни гўзал кўзли ҳурларга уйлаб қўйганмиз.

Malayca: 

Mereka duduk berbaring di atas pelamin-pelamin yang berderet; dan Kami jadikan kawan teman mereka bidadari-bidadari yang putih melepak, lagi luas cantik matanya.

Arnavutça: 

Të mbështetur në divane (kanape) të renditura, do t’i martojmë ata me hyrie, sysh të bukur.

Bulgarca: 

Облегнати на подредени престоли... И ще им дадем за съпруги хубавици с големи очи.

Sırpça: 

Биће наслоњени на поређаним диванима, а венчаћемо их са рајским лепотицама крупних очију.

Çekçe: 

a spočívejte na pohovkách v řadách postavených!' A oženíme je tam s dívkami velkých očí černých.

Urduca: 

وہ آمنے سامنے بچھے ہوئے تختوں پر تکیے لگائے بیٹھے ہوں گے اور ہم خوبصورت آنکھوں والی حوریں اُن سے بیاہ دیں گے

Tacikçe: 

Бар он тахтҳои канори ҳам чида такя мезананд. Ҳуриёнро ҳамсарашон мегардонем.

Tatarca: 

Алар тезелеп куелган зиннәтле диваннарда рәхәтләнеп утырырлар. Вә Без аларны ак йөзле, кара зур күзле хур кызларына ир кылырбыз.

Endonezyaca: 

mereka bertelekan di atas dipan-dipan berderetan dan Kami kawinkan mereka dengan bidadari-bidadari yang cantik bermata jeli.

Amharca: 

በተደረደሩ አልጋዎች ላይ ተደጋፊዎች ኾነው (በገነት ይኖራሉ)፡፡ ዓይናማዎች በኾኑ ነጫጭ ሴቶችም እናጠናዳቸዋለን፡፡

Tamilce: 

(தலையணைகள்) வரிசையாக வைக்கப்பட்ட கட்டில்களில் சாய்ந்தவர்களாக இருப்பார்கள். கண்ணழகிகளான கருவிழிகளுடைய வெண்மையான பெண்களை அவர்களுக்கு நாம் மணமுடித்து வைப்போம்.

Korece: 

그들이 침상에 줄지어 기대 니 하나님은 그들에게 눈이 큰 아름다운 배우자를 앉게 하시더라

Vietnamca: 

Họ sẽ tựa mình nằm nghỉ trên những chiếc tràng kỹ được xếp thành hàng và TA (Allah) sẽ kết hôn họ với các nàng Hurun ‘In (tiên nữ có đôi mắt to tuyệt đẹp).