Arapça:
يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ۚ ذَٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ
Çeviriyazı:
yagfir leküm ẕünûbeküm veyüdḫilküm cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru vemesâkine ṭayyibeten fî cennâti `adn. ẕâlike-lfevzü-l`ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Eğer böyle yaparsanız Allah) sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.
Diyanet İşleri:
Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı size bağışlar, sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Suçlarınızı örter ve sizi, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere ve ebedi Adn cennetlerinde tertemiz evlere sokar; bu, pek büyük bir kurtuluş, kutluluk ve murada eriştir.
Şaban Piriş:
O, sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi alt tarafından ırmaklar akan Cennetlere, Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.
Edip Yüksel:
Günahlarınızı bağışlar ve sizi içinden ırmaklar akan bahçelere ve Adn bahçelerindeki saraylara sokar. Büyük başarı budur.
Ali Bulaç:
O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.
Suat Yıldırım:
Böyle yaparsanız sizin günahlarınızı affeder ve içinden ırmaklar akan cennetlere ve özellikle Adn cennetlerinde çok güzel saraylara yerleştirir. İşte en büyük başarı, en büyük mutluluk budur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sizin için günahlarınızı yarlığar ve sizi altından ırmaklar akar cennetlere ve Adn cennetlerinde tertemiz konaklara girdirir. Bu ise en büyük bir kurtuluştur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz-bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.
Bekir Sadak:
Bu, Allah´in diledigine verdigi lutfudur. Allah, buyuk lutuf sahibidir.
İbni Kesir:
O
Adem Uğur:
İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
İskender Ali Mihr:
Sizin günahlarınızı mağfiret eder. Ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. Ve sizi adn cennetlerinde güzel meskenlere yerleştirir. İşte bu, fevz-ül azîmdir (büyük kurtuluştur).
Celal Yıldırım:
Bu durumda Allah günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan Cennetlere, Adn Cennetleri´ndeki tertemiz, gönül açıcı konaklara koyar. İşte bu büyük bir kurtuluştur.
Tefhim ul Kuran:
O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ´büyük mutluluk ve kurtuluş´ budur.
Fransızca:
Il vous pardonnera vos péchés et vous fera entrer dans des Jardins sous lesquels coulent les ruisseaux, et dans des demeures agréables dans les jardins d'Eden ? Voilà l'énorme succès
İspanyolca:
Así, os perdonará vuestros pecados y os introducirá en jardines por cuyos bajos fluyen arroyos y en viviendas agradables en los jardines del edén. ¡Ese es el éxito grandioso!
İtalyanca:
[Allah] perdonerà i vostri peccati e vi farà entrare nei Giardini dove scorrono i ruscelli e nelle piacevoli dimore dei Giardini di Eden. Ecco il più grande successo!
Almanca:
ER vergibt euch eure Verfehlungen und läßt euch in Dschannat eintreten, die von Flüssen durchflossen sind, sowie in schöne Wohnstätten in 'Adn-Dschannat. Dies ist der gewaltige Gewinn.
Çince:
他将赦宥你们的罪过,并且使你们入下临诸河的乐园和常住的乐园中的许多优美的住宅,那确是伟大的成功。
Hollandaca:
Hij zal uwe zonden vergeven, en zal u in tuinen leiden met rivieren doorsneden, en in aangename woningen, gelegen in tuinen van eeuwig verblijf. Dit zal eene groote gelukzaligheid wezen.
Rusça:
Он простит вам ваши грехи, введет вас в Райские сады, в которых текут реки, и в прекрасные жилища в садах Эдема. Это - великое преуспеяние.
Somalice:
Markaas Eebe dambigiinuu dhaafi wuxuuna idin gelin Jannooyin ay dhex socdaan Webiyaal iyo Guryo wanaagsan oo ku dhexyaalla Jannada Cadnin (nagaanshaha), taasina waa liibaan weyn.
Swahilice:
Atakusameheni dhambi zenu, na atakutieni katika Mabustani yapitiwayo na mito kati yake, na maskani nzuri nzuri katika Bustani za milele. Huko ndio kufuzu kukubwa.
Uygurca:
(شۇنداق قىلساڭلار) اﷲ سىلەرنىڭ گۇناھلىرىڭلارنى مەغپىرەت قىلىدۇ، سىلەرنى ئاستىدىن ئۆستەڭلەر ئېقىپ تۇرىدىغان جەننەتلەرگە كىرگۈزىدۇ، دائىمىي تۇرالغۇ بولغان جەننەتلەردىكى گۈزەل سارايلاردا (تۇرغۇزىدۇ)، بۇ چوڭ مۇۋەپپەقىيەتتۇر
Japonca:
かれはあなたがたの様々な罪は赦して,川が(木々の)下を流れる楽園に入らせ,アドン(エデン)の楽園における美しい邸宅に住まわせる。それは至福の成就である。
Arapça (Ürdün):
«يغفر» جواب شرط مقدر، أي إن تفعلوه يغفر «لكم ذنوبكم ويدخلكم جنات تجري من تحتها الأنهار ومساكن طيبة في جنات عدن» إقامة «ذلك الفوز العظيم».
Hintçe:
(ऐसा करोगे) तो वह भी इसके ऐवज़ में तुम्हारे गुनाह बख्श देगा और तुम्हें उन बाग़ों में दाख़िल करेगा जिनके नीचे नहरें जारी हैं और पाकीजा मकानात में (जगह देगा) जो जावेदानी बेहिश्त में हैं यही तो बड़ी कामयाबी है
Tayca:
พระองค์จะทรงอภัยให้แก่พวกเจ้า ซึ่งการทำบาปของพวกเจ้า และจะทรงให้พวกเจ้าเข้าในสวนสวรรค์หลากหลาย มีลำน้ำหลายสายไหลผ่าน ณ เบื้องล่างของสวนสวรรค์ และที่พำนักอันบรมสุขในสวนสวรรค์หลากหลายอันสถาพร นั่นคือชัยชนะอันใหญ่หลวง
İbranice:
הוא יסלח לכם על חטאיכם ויכניס אתכם אל גנים אשר נהרות זורמים מתחתיהם, והוא ישכן אתכם במושבות נעימים בגני עדן, זה אכן ההישג הגדול ביותר
Hırvatça:
On će vam grijehe vaše oprostiti i uvesti vas u džennetske bašče, kroz koje rijeke teku, i u divne dvorove u vrtovima Adna; to je uspjeh veliki.
Rumence:
Dumnezeu vă va ierta vouă păcatele voastre şi vă va lăsa să intraţi în Grădinile pe sub care curg râuri, cu locuinţe bune, în Grădinile Edenului. Aceasta este fericirea cea mare!
Transliteration:
Yaghfir lakum thunoobakum wayudkhilkum jannatin tajree min tahtiha alanharu wamasakina tayyibatan fee jannati AAadnin thalika alfawzu alAAatheemu
Türkçe:
Günahlarınızı affeder ve sizi, altından nehirler akan bahçelere, sürekli cennetlerdeki temiz-bereketli barınaklara yerleştirir. İşte bu en büyük başarıdır.
Sahih International:
He will forgive for you your sins and admit you to gardens beneath which rivers flow and pleasant dwellings in gardens of perpetual residence. That is the great attainment.
İngilizce:
He will forgive you your sins, and admit you to Gardens beneath which Rivers flow, and to beautiful mansions in Gardens of Eternity: that is indeed the Supreme Achievement.
Azerbaycanca:
(Əgər belə etsəniz) O sizin günahlarınızı bağışlayar və sizi (ağacları) altından çaylar axan cənnətlərə və Ədn cənnətlərindəki gözəl saraylara daxil edər. Bu, böyük qurtuluşdur (uğurdur)!
Süleyman Ateş:
(Böyle yapınız ki Allah) sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve durulmağa değer bahçeler içinde güzel konutlara koysun. İşte büyük başarı budur.
Diyanet Vakfı:
İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Erhan Aktaş:
Sizin suçlarınızı bağışlar ve sizi içinden nehirler akan Cennetlere koyar. Ve sizi, Adn Cennetler’inde, hoş meskenlere yerleştirir. İşte bu, büyük kurtuluştur.
Kral Fahd:
İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Hasan Basri Çantay:
(Böyle yaparsanız O, sizin günâhlarınızı yarlığar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adin cennetlerindeki çok güzel saraylara sokar. İşte bu, en büyük kurtuluş (seâdet) dir.
Muhammed Esed:
(Eğer böyle yaparsanız,) Allah günahlarınızı bağışlayacak ve sizi (öteki dünyada) içinden ırmaklar akan bahçelere ve bu sonsuz mutluluk bahçelerindeki güzel köşklere koyacaktır. Bu büyük bir mazhariyettir!
Gültekin Onan:
O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ´büyük mutluluk ve kurtuluş´ budur.
Ali Fikri Yavuz:
(Bunu yaptığınız takdirde) Allah, günahlarınızı bağışlar ve sizi (ağaç ve köşkleri) altından ırmaklar akar cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel ve hoş saraylara koyar. İşte bu, en büyük kurtuluştur.
Portekizce:
Ele vos perdoará os pecados e vos introduzirá em jardins, abaixo dos quais correm os rios, bem como nas prazerosasmoradas do Jardim do Éden. Tal é o magnífico benefício.
İsveççe:
[I gengäld] skall Han förlåta era synder och föra er till lustgårdar, vattnade av bäckar, och de bästa boningar i [detta] Edens paradis; detta är den stora, den lysande segern.
Farsça:
تا گناهتان را بیامرزد، و شما را در بهشت هایی که از زیرِ [درختانِ] آن نهرها جاری است و خانه های پاکیزه در بهشت های جاویدان، درآورد؛ این است کامیابی بزرگ.
Kürtçe:
(ئەوسا خوا) لە گوناھەکانتان خۆش دەبێت وە (لە ڕۆژی دواییدا) دەتان خاتە باخاتێکەوە کە جۆگەی ئاوی زۆر بەژێریاندا دەڕوات (وە دەتانخاتە) خانوو کۆشکی زۆر پاك وخۆشەوە لە بەھەشتانی جێگای مانەوەی ھەمیشەیی دان ئەمەیە سەرکەوتنی گەورە
Özbekçe:
Ана шунда, У зот гуноҳларингизни кечирур ва сизларни адн жаннатидаги остидан анҳорлар оқиб турган боғларга ва яхши масканларга киритур. Бу улуғ ютуқдир.
Malayca:
(Dengan itu) Allah akan mengampunkan dosa-dosa kamu, dan memasukkan kamu ke dalam taman-taman yang mengalir di bawahnya beberapa sungai, serta ditempatkan kamu di tempat-tempat tinggal yang baik dalam Syurga " Adn ". Itulah kemenangan yang besar.
Arnavutça:
Ai do t’ju falë gabimet tuaja dhe do t’ju shpie në kopshte, nëpër të cilat rrjedhin lumenjt, dhe në pallate – të mrekullueshme – në xhennetin e Adnit, - e ky është sukses i madh, -
Bulgarca:
Тогава Той ще ви опрости греховете и ще ви въведе в Градините, сред които реки текат, и в хубави жилища в Градините на Адн. Това е великото спасение.
Sırpça:
Он ће ваше грехе да вам опрости и да вас уведе у рајске баште, кроз које теку реке, и у дивне дворове у вртовима Едена; то је велики успех.
Çekçe:
A tehdy vám On odpustí hříchy vaše a uvede vás do zahrad, pod nimiž řeky tekou, a do příbytků příjemných v zahradách Edenu; a to bude úspěch nesmírný
Urduca:
اللہ تمہارے گناہ معاف کر دے گا، اور تم کو ایسے باغوں میں داخل کرے گا جن کے نیچے نہریں بہتی ہوں گی، اور ابدی قیام کی جنتوں میں بہترین گھر تمہیں عطا فرمائے گا یہ ہے بڑی کامیابی
Tacikçe:
Гуноҳони шуморо мебахшояд ва ба биҳиштҳое, ки дарунаш наҳрҳо ҷорист ва низ хонаҳое хушу покиза дар биҳиштҳои ҷовид дохил мекунад ва ин пирӯзии бузургест.
Tatarca:
Сезнең гөнаһларыгызны ярлыкар һәм асларыннан елгалар ага торган бакчаларга кертер, дәхи Ґәден җәннәтләренең яхшы урыннарына кертер. Бу җәннәтләргә керү бик зур уңыштыр.
Endonezyaca:
Niscaya Allah akan mengampuni dosa-dosamu dan memasukkanmu ke dalam jannah yang mengalir di bawahnya sungai-sungai; dan (memasukkan kamu) ke tempat tinggal yang baik di dalam jannah 'Adn. Itulah keberuntungan yang besar.
Amharca:
ኃጢኣቶቻችሁን ለእናንተ ይምራል፡፡ ከሥሮቻቸው ወንዞች የሚፈሱባቸውንም ገነቶች ያገባችኋል፡፡ በመኖሪያ ገነቶችም በሚያማምሩ ቤቶች ውስጥ (ያስቀምጣችኋል)፡፡ ይህ ታላቅ ዕድል ነው፡፡
Tamilce:
(நீங்கள் அதை செய்தால்) அவன் உங்கள் பாவங்களை உங்களுக்கு மன்னிப்பான்; இன்னும், உங்களை சொர்க்கங்களில் பிரவேசிக்க வைப்பான். அவற்றின் கீழ் நதிகள் ஓடும். இன்னும் “அத்ன்” சொர்க்கங்களில் உயர்ந்த தங்குமிடங்களில் உங்களை பிரவேசிக்க வைப்பான். இதுதான் மகத்தான வெற்றியாகும்.
Korece:
하나님께서 너희의 과오를 용서하사 강물이 흐르는 에덴의 천국 안에 있는 아름다운 거주지 로 인도하시나니 그것이 위대한 숭리라
Vietnamca:
Ngài sẽ tha thứ cho tội lỗi của các ngươi và thu nhận các ngươi vào những ngôi vườn bên dưới có các dòng sông chảy, và những chỗ ở tốt lành bên trong những Ngôi Vườn Vĩnh Cữu. Đó là một thành tựu vĩ đại.
Ayet Linkleri: