Arapça:
إِنَّمَا النَّجْوَىٰ مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَلَيْسَ بِضَارِّهِمْ شَيْئًا إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ ۚ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Çeviriyazı:
inneme-nnecvâ mine-şşeyṭâni liyaḥzüne-lleẕîne âmenû veleyse biḍârrihim şey'en illâ biiẕni-llâh. ve`ale-llâhi felyetevekkeli-lmü'minûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanıp güvensinler.
Diyanet İşleri:
Gizli toplantılar inananları üzmek için şeytanın istediği şeydir; Allah'ın izni olmadıkça şeytan onlara bir zarar veremez; inananlar yalnız Allah'a güvensinler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
O gizli konuşmalar, inananları mahzun etmek için ancak Şeytan'ın iğvasıyla meydana gelir ve halbuki Allah'ın izni olmadıkça onlara hiçbir şey zarar vermez ve dayananlar, artık Allah'a dayansınlar.
Şaban Piriş:
Gizli fısıldaşmalar şeytandandır. Böylece iman edenleri üzmek ister. Fakat onlara, Allah’ın izni olmadıkça hiçbir zarar veremez. Müminler yalnızca tevekkül etsinler Allah’a!
Edip Yüksel:
Komplo toplantıları şeytandandır. Bu yolla inananları incitmek ister. Oysa ALLAH'ın izni olmadan onlara hiç bir zarar veremez. İnananlar ALLAH'a güvensinler.
Ali Bulaç:
Şüphesiz 'gizli toplantıların fısıldaşmaları' (kulis), iman edenleri üzüntüye düşürmek için ancak şeytan (ürünü olan işler)dandır. Oysa Allah'ın izni olmaksızın o, onlara hiçbir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.
Suat Yıldırım:
Böyle meşrû olmayan kulisler, müminleri üzüntüye boğmak için şeytan tarafından telkin edilir. Ama, Allah dilemedikçe bu onlara asla zarar veremez. Onun için müminler de yalnız Allah'a güvenip dayansınlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki, gizli konuşmalar (toplanmalar) şeytandandır. İmân etmiş olanlar mahzun olsunlar için, halbuki onlara bir şey ile mazarret verecek değildir, Allah´ın izni ile olan müstesna. Ve artık mü´minler Allah Teâlâ´ya tevekkülde bulunsunlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Fısıltı, inananları kederlendirmek için ancak şeytandan gelir. Bununla birlikte o, Allah'ın izni olmadıkça inananlara hiçbir zarar veremez. Müminler sadece Allah'a güvenip dayansınlar!
Bekir Sadak:
Yeminlerini kalkan edindiler de, Allah yolundan alikoydular
İbni Kesir:
Gizli konuşmalar, ancak iman edenleri üzmek için şeytandandır. Halbuki Allah´ın izni olmadıkça onlara hiç bir şeyle zarar veremez. Mü´minler, Allah´a tevekkül etsinler.
Adem Uğur:
Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah´ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah´a dayanıp güvensinler.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki necva (gizli fısıldaşma) şeytandandır, âmenû olanları (ölmeden önce Allah´a ulaşmayı dileyenleri) mahzun etmek içindir. Ve Allah´ın izni olmadıkça onlara bir darlık (sıkıntı) verecek değildir. Öyleyse mü´minler, Allah´a tevekkül etsinler.
Celal Yıldırım:
Gizli toplantılar ve fısıldaşmalar, imân edenleri üzmek için şeytandandır. Oysa Allah´ın izni olmadan mü´minlere zarar verecek değildir. Artık mü´minler ancak Allah´a güvenip dayansınlar.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz ´gizli toplantıların (kulis) fısıldaşmaları,´ iman etmekte olanları üzüntüye düşürmek için ancak şeytan (ürünü olan işler)dendir. Oysa Allah´ın izni olmaksızın o, onlara hiçbir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde mü´minler, yalnızca Allah´a tevekkül etsinler.
Fransızca:
La conversation secrète n'est que [l'oeuvre] du Diable pour attrister ceux qui ont cru. Mais il ne peut leur nuire en rien sans la permission d'Allah. Et c'est en Allah que les croyants doivent placer leur confiance.
İspanyolca:
El conciliábulo es sólo cosa del Demonio, para entristecer a los que creen, pero que no puede hacerles ningún daño, a menos que Alá lo permita. ¡Que los creyentes confíen en Alá!
İtalyanca:
Il conciliabolo non è altro che opera di Satana, per affliggere i credenti ; ma in nulla può nuocer loro senza il permesso di Allah. Confidino dunque in Allah i credenti.
Almanca:
Die heimliche Unterredung ist nur vom Satan, damit ihr diejenigen, die den Iman verinnerlichten, traurig macht. Doch er wird ihnen in nichts schaden außer mit ALLAHs Zustimmung. Und ALLAH gegenüber sollen die Mumin Tawakkul üben.
Çince:
关於罪恶的密谈,只是由於恶魔的诱惑,他欲使信道者忧愁,不得真主的许可,他绝不能伤害他们一丝毫;教信士们只信托真主吧。
Hollandaca:
Waarlijk, de verboden gesprekken der ongeloovigen gaan van Satan uit, ten einde de ware geloovigen te grieven; maar niemand zal hen in het minst kunnen deren, tenzij met verlof van God: laat dus de geloovige op God vertrouwen.
Rusça:
Тайная беседа - от сатаны, стремящегося опечалить тех, которые уверовали. Но это нисколько не повредит им, если на то не будет соизволения Аллаха. Пусть же верующие уповают только на Аллаха.
Somalice:
Faqa xun Shaydaan buu kayimaaddaa suu u walbahaar geliyo kuwa xaqa rumeeyay, waxbase kama dhibo idan Ilaahay Mooyee, Ilaahay uun ha tala saarteen kuwa xaqa rumeeyey.
Swahilice:
Kwa hakika minong'ono hiyo inatokana na Shetani ili awahuzunishe walio amini, na wala haitawadhuru chochote ila kwa idhini ya Mwenyezi Mungu. Na juu ya Mwenyezi Mungu tu ndio wategemee Waumini.
Uygurca:
گۇناھ توغرىسىدا پىچىرلىشىش مۆمىنلەرنى قايغۇغا سېلىش ئۈچۈن شەيتان تەرىپىدىن بولغاندۇر، (بۇنداق پىچىرلىشىش) اﷲ نىڭ ئىرادىسى بولمىسىلا مۆمىنلەرگە ھېچقانداق زىيان يەتكۈزەلمەيدۇ، مۆمىنلەر اﷲ قا تەۋەككۈل قىلسۇن
Japonca:
秘密の相談は,悪魔による(示唆)だけで,信仰する者たちを悲嘆させるためのもの。だがアッラーの御許しがない限り,少しもかれらを害することは出来ない。それで信者たちに,アッラーを信じさせなさい。
Arapça (Ürdün):
«إنما النجوى» بالإثم ونحوه «من الشيطان» بغروره «ليحزن الذين آمنوا وليس» هو «بضارهم شيئا إلا بإذن الله» أي إرادته «وعلى الله فليتوكل المؤمنون».
Hintçe:
(बरी बातों की) सरगोशी तो बस एक शैतानी काम है (और इसलिए करते हैं) ताकि ईमानदारों को उससे रंज पहुँचे हालॉकि ख़ुदा की तरफ से आज़ादी दिए बग़ैर सरगोशी उनका कुछ बिगाड़ नहीं सकती और मोमिनीन को तो ख़ुदा ही पर भरोसा रखना चाहिए
Tayca:
แท้จริงการซุบซิบนินทากันนั้นเป็นการงานของชัยฏอน เพื่อมันจะก่อความเสียใจให้แก่บรรดามุอฺมิน แต่มันจะไม่ให้ร้ายแต่อย่างใดแก่พวกเขา เว้นแต่ด้วยอนุมัติของอัลลอฮฺ และเฉพาะอัลลอฮฺเท่านั้นบรรดามุอฺมินต้องมอบความไว้วางใจ
İbranice:
התקבצויות חשאיות הן מהשטן, וזאת כדי להסב צער לאלה אשר האמינו , אך הוא אינו יכול לפגוע בהם, אלא אך ורק ברשות אלוהים. ועל אלוהים צריכים להישען המאמינים
Hırvatça:
Takvo sašaptavanje posao je šejtanski, da bi rastužio one koji vjeruju, a to ne može njima nimalo nauditi, osim ako to Allah dopusti. A vjernici neka se samo u Allaha pouzdaju!
Rumence:
Sfaturile în taină vin de la Satan pentru a-i mâhni pe credincioşi. El nu le poate face însă nici un rău decât cu îngăduinţa lui Dumnezeu. Credincioşii să se încredinţeze lui Dumnezeu!
Transliteration:
Innama alnnajwa mina alshshaytani liyahzuna allatheena amanoo walaysa bidarrihim shayan illa biithni Allahi waAAala Allahi falyatawakkali almuminoona
Türkçe:
Fısıltı, inananları kederlendirmek için ancak şeytandan gelir. Bununla birlikte o, Allah'ın izni olmadıkça inananlara hiçbir zarar veremez. Müminler sadece Allah'a güvenip dayansınlar!
Sahih International:
Private conversation is only from Satan that he may grieve those who have believed, but he will not harm them at all except by permission of Allah. And upon Allah let the believers rely.
İngilizce:
Secret counsels are only (inspired) by the Evil One, in order that he may cause grief to the Believers; but he cannot harm them in the least, except as Allah permits; and on Allah let the Believers put their trust.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, (bir yerə yığışıb günaha, düşmənçiliyə bais olan) məxfi danışma (pıçıldaşma) iman gətirənləri mə’yus edib kədərləndirmək üçün olan Şeytan əməlindəndir. Halbuki Allahın izni olmadıqca (Şeytan) onlara heç bir zərər yetirə bilməz. Mö’minlər yalnız Allaha təvəkkül etsinlər!
Süleyman Ateş:
Gizli konuşma( fiskos) şeytandandır. (Şeytan insanları bu yola iletir ki) inananlar üzülsünler. Oysa o, Allah'ın izni olmadıkça mü'minlere hiçbir zarar veremez. Mü'minler Allah'a dayansınlar.
Diyanet Vakfı:
Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanıp güvensinler.
Erhan Aktaş:
Kuşkusuz gizlilik içinde(1) yapılan görüşmeler, Îmân Edenler’i üzmek için şeytâncadır.(2) Oysa şeytân, Allah’ın izni(3) olmadıkça onlara bir sıkıntı verecek değildir. Öyleyse Mü’minler Allah’a tevekkül(4) etsinler.
Kral Fahd:
Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah'a dayanıp güvensinler.
Hasan Basri Çantay:
(Öyle) fısıltı sırf şeytandandır. îman edenleri tasaya düşürmek içindir bu. Halbuki bu, Allahın izni olmaksızın, onlara (mü´minlere) hiçbir şeyle zarar verici değildir. O halde mü´minler ancak Allaha güvenib dayansın (lar).
Muhammed Esed:
(Öteki her türlü) gizli konuşmalar yalnızca şeytanın işidir, o ki inananlara bu şekilde üzüntü verir; ama Allah´ın izni olmadıkça onlara hiçbir zarar veremez; inananlar yalnızca Allah´a güvensinler!
Gültekin Onan:
Şüphesiz ´gizli toplantıların fısıldaşmaları´ (kulis), inananları üzüntüye düşürmek için ancak şeytan (ürünü olan işler)dendir. Oysa Tanrı´nın izni olmaksızın o, onlara hiçbir şeyle zarar verecek değildir. Şu halde inançlılar yalnızca Tanrı´ya tevekkül etsinler!
Ali Fikri Yavuz:
O (kötü) fısıltılar, sırf şeytandandır. İman etmiş olanları kederlendirmek için, (şeytan bunu yapıyor). Halbuki (münafıkların fısıldaşmaları), Allah’ın izni olmaksızın müminlere bir şey zarar verecek değildir. Müminler de
Portekizce:
Sabei que a confabulação emana de Satã, para atribular os fiéis. Porém, ele em nada poderá prejudicá-los sem obeneplácito de Deus. Que os fiéis se encomendem a Deus!
İsveççe:
Hemliga överläggningar är något som Djävulen funnit på för att förarga och plåga de troende; men han kan inte vålla dem skada utan Guds tillåtelse; låt därför de troende sätta sin lit till Gud!
Farsça:
جز این نیست که گفتگوی محرمانه [بی منطق و رازگویی بی دلیل] از [ناحیه] شیطان است تا مؤمنان را اندوهگین کند، ولی نمی تواند هیچ گزندی به آنان برساند مگر به فرمان خدا. و مؤمنان فقط باید بر خدا توکل کنند [که توکل کننده به خدا از گزند شیطان مصون است.]
Kürtçe:
بێگومان چپە تەنھا لە شەیتانەوەیە تا ئەوانەی کە بڕوایان ھێناوە دڵتەنگ بکات، لەکاتێکدا ھیچ زیانیان پێ ناگەیەنێت مەگەر بە فەرمانی خوا نەبێت (دەبا)ئیماندارانیش تەنھا پشت بەخوا ببەستن
Özbekçe:
Албатта, иймонлиларни ранжитиш учун қилинган сирли суҳбат шайтондандур, Аллоҳнинг изни билан қилинган сирли суҳбатгина уларга ҳеч зарар етказмас. Мўминлар Аллоҳнинг Ўзига таваккал қилсинлар. (Одатда иккита-иккита ёки кўпроқ бўлиб олиб, жамоатдан ажраб пичир-пичир қилиб гаплашиш кўриб турганлар қалбига шубҳа солади. «Биздан беркитиб булар ниманингдир маслаҳатини қилишаётган экан», деган хаёлга олиб боради. Бунинг устига, шайтон: «Сенинг зарарингга маслаҳат қилишяпти, бўлмаса ошкора гапиришарди», деб васваса қилади. Шундай қилиб, қарабсизки, жамият аъзолари ичида бир-бирига ишончсизлик юзага келади.)
Malayca:
Sesungguhnya perbuatan berbisik (dengan kejahatan) itu adalah dari (hasutan) Syaitan, untuk menjadikan orang-orang yang beriman berdukacita; sedang bisikan itu tidak akan dapat membahayakan mereka sedikitpun melainkan dengan izin Allah; dan kepada Allah jualah hendaknya orang-orang yang beriman berserah diri.
Arnavutça:
Bisedat e fshehta vijnë nga djalli, për t’i dëshpëruar besimtarët; por ai nuk mund t’ju shkaktojë kurrfarë të keqe, përveç nëse Perëndia e lejon atë (dëm). Por, besimtarët, le të mbështeten (vetëm) te Perëndia!
Bulgarca:
Тайният [враждебен] разговор е само от сатаната, за да наскърбява вярващите. Но той не ще им навреди с нищо без позволението на Аллах. На Аллах да се уповават вярващите!
Sırpça:
Такво сашаптавање је од сотоне, да би растужио оне који верују, а то не може њима нимало да науди, осим ако то Аллах допусти. А верници нека се поуздају само у Аллаха!
Çekçe:
Tajné rozmluvy pocházejí jen od satana, aby způsobil zármutek těm, kdož uvěřili. Avšak on nemůže jim v ničem uškodit, leda z dovolení Božího. A na Boha nechť věřící se spoléhají!
Urduca:
کانا پھوسی تو ایک شیطانی کام ہے، اور وہ اس لیے کی جاتی ہے کہ ایمان لانے والے لوگ اُس سے رنجیدہ ہوں، حالانکہ بے اذن خدا وہ انہیں کچھ بھی نقصان نہیں پہنچا سکتی، اور مومنوں کو اللہ ہی پر بھروسہ رکھنا چاہیے
Tacikçe:
Ҳар оина (албатта) наҷво кардан кори шайтон аст, ки мехоҳад мӯъминонро ғамгин кунад ва ҳол он ки ҳеҷ зиёне ҷуз ба фармони худованд ба онҳо намерасонад, Ва мӯъминон бояд, ки бар Худо таваккал кунанд!
Tatarca:
Яшерен яман сүзләр белән сөйләшмәк фәкать шайтаннандыр, ул шайтан мөэминнәргә һич тә зарар китерүче түгел, мәгәр Аллаһ теләге белән генә китерер, шулай булгач мөэминнәр Аллаһуга тәвәккәл кылсыннар вә эшләрен Аңа тапшырсыннар!
Endonezyaca:
Sesungguhnya pembicaraan rahasia itu adalah dari syaitan, supaya orang-orang yang beriman itu berduka cita, sedang pembicaraan itu tiadalah memberi mudharat sedikitpun kepada mereka, kecuali dengan izin Allah dan kepada Allah-lah hendaknya orang-orang yang beriman bertawakkal.
Amharca:
(በመጥፎ) መንሾካሾክ ከሰይጣን ብቻ ነው፡፡ እነዚያ ያመኑት ያዝኑ ዘንድ (ይቀሰቅሰዋል)፡፡ በአላህ ፈቃድ ካልኾነ በቀር በምንም አይጎዳቸውም፡፡ በአላህ ላይም አማኞች ይጠጉ፡፡
Tamilce:
(சந்தேகத்திற்கிடமாக) கூடிப்பேசுவது ஷைத்தான் புறத்திலிருந்து (உங்களுக்கு) தூண்டப்படுகிறது, (ஏனெனில்,) நம்பிக்கை கொண்டவர்களை கவலைப்படுத்துவதற்காக. ஆனால், அது அவர்களுக்கு அறவே தீங்கு செய்வதாக இல்லை, அல்லாஹ்வின் அனுமதி இல்லாமல். இன்னும், நம்பிக்கையாளர்கள் அல்லாஹ்வின் மீதே நம்பிக்கை வை(த்து அவனை மட்டுமே சார்ந்து இரு)க்கவும்.
Korece:
비밀의 음모는 오직 사탄의 행위로 믿는 사람들을 슬프게는 할 수 있으되 하나님의 허락없이 는 그들을 해칠 수는 없노라 그러 므로 믿는 자들로 하여금 하나님 께만 의탁하도록 하라
Vietnamca:
Quả thật, cuộc trò chuyện riêng tư (bàn tính điều tội lỗi là một sự xúi bẩy) từ Shaytan mục đích để làm đau lòng những người có đức tin, tuy nhiên, Shaytan sẽ không thể làm hại họ bất cứ điều gì trừ phi được sự cho phép của Allah. Vì vậy, người có đức tin hãy phó thác cho Allah.
Ayet Linkleri: