Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ يُحَادُّونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ كُبِتُوا كَمَا كُبِتَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ وَقَدْ أَنزَلْنَا آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ ۚ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ مُّهِينٌ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne yüḥâddûne-llâhe verasûlehû kübitû kemâ kübite-lleẕîne min ḳablihim veḳad enzelnâ âyâtim beyyinât. velilkâfirîne `aẕâbüm mühîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'a ve Resulüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.
Diyanet İşleri:
Allah'a ve Peygamberine karşı gelenler, kendilerinden öncekiler nasıl alçaltıldı ise öyle alçaltılacaklardır. Biz, apaçık ayetler indirmişizdir, bunları inkar edene alçaltıcı azap vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'ın ve Peygamberinin emrine aykırı hareket edenler, aşağılık bir hale gelir, rüsva olurlar. Nitekim onlardan öncekiler de aşağılık bir hale geldiler ve rüsva oldular, halbuki gerçekten de apaçık deliller indirmiştik ve kafirlere, aşağılatıcı birazap var.
Şaban Piriş:
Allah’a ve Rasûlüne muhalefet edenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldıkları gibi alçaltılacaklardır. Biz, apaçık ayetler indirmiştik. Kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır.
Edip Yüksel:
ALLAH'a ve elçisine karşı gelenler, kendilerinden öncekiler nasıl alçaltıldıysa öylece alçaltılacaklardır. Biz, apaçık ayetler indirmiş bulunuyoruz. İnkarcılar için utandırıcı bir azap vardır.
Ali Bulaç:
Gerçekten Allah'a ve Resûlü’ne karşı (onların koydukları sınırları tanımayıp kendileri sınır koymaya kalkışmakla) başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin alçaltılması gibi alçaltılmışlardır. Oysa Biz apaçık ayetler indirdik. Kafirler için küçültücü bir azap vardır.
Suat Yıldırım:
Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlar, kendilerinden önce böyle yapanlar, nasıl helâk edilmişlerse öylece helâk edilirler. Halbuki Biz onlara apaçık âyetler de indirmiştik. Kâfirler için zelil ve perişan eden bir azap vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak o kimseler ki, Allah´a ve Peygamberine muhalefette bulunurlar, kendilerinden evvelkilerin çarpıldıkları gibi çarpılmışlardır. Ve muhakkak ki, açık açık âyetler indirdik ve kâfirler için pek hakaretli bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'a ve resulüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin çarpılıp tepelendikleri gibi çarpılıp tepeleneceklerdir. Biz, gerçekleri apaçık gösteren ayetler indirmişizdir. Küfre sapanlar için, rezil edici bir azap vardır.
Bekir Sadak:
Ey inananlar! Toplantilarda, size, «Yer acin» denince yer acin ki Allah da size genislik versin
İbni Kesir:
Allah´a ve Rasulüne muhalefet edenler
Adem Uğur:
Allah´a ve Resûlüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Allah´a ve O´nun Resûl´üne (onların koyduğu hudutlara) muhalefet edenler, onlardan öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltıldılar. Ve açıklanmış âyetler (açık deliller) indirmiştik ve kâfirler için alçaltıcı azap vardır.
Celal Yıldırım:
Allah´ın ve Peygamberinin buyruklarına uymayıp karşı gelenler, kendilerinden öncekiler nasıl alçaltılıp rüsvay edilmişlerse, öylece alçaltılıp rüsvay edilirler. Gerçekten biz, açık-seçik âyetler indirdik. Kâfirler için rezîl ve rüsvay edici azâb vardır.
Tefhim ul Kuran:
Gerçekten Allah´a ve Resulüne karşı (onların koydukları sınırları tanımayıp kendileri sınır koymağa kalkışmakla) başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin alçaltılması gibi alçaltılmışlardır. Oysa biz apaçık ayetler indirdik. Kafirler için küçültücü bir azab vardır.
Fransızca:
Ceux qui s'opposent à Allah et à Son messager seront culbutés comme furent culbutés leurs devanciers. Nous avons déjà fait descendre des preuves explicites, et les mécréants auront un châtiment avilissant,
İspanyolca:
Quienes se oponen a Alá y a su Enviado serán derribados como lo fueron quienes les precedieron. Hemos revelado signos claros. Los infieles tendrán un castigo humillante.
İtalyanca:
In verità coloro che si oppongono ad Allah e al Suo Inviato, saranno sgominati come lo furono coloro che li precedettero. Già facemmo scendere prove inequivocabili. I miscredenti subiranno un avvilente castigo,
Almanca:
Gewiß, diejenigen, die sich ALLAH und Seinen Gesandten widersetzen, wurden niedergemacht, wie diejenigen vor ihnen niedergemacht wurden. Und bereits sandten WIR deutliche Ayat hinab. Und für die Kafir ist erniedrigende Peinigung bestimmt.
Çince:
违抗真主和使者的人,必遭折磨,犹如他们以前的人曾遭折磨一样。我确已降示许多明证,不信者,将受凌辱的刑罚。
Hollandaca:
Zij die God en zijn gezant wederstand bieden, zullen ten onder gebracht worden, zooals de ongeloovigen die hen voorafgingen, werden ten onder gebracht. En wij hebben duidelijke teekens nedergezonden, en eene schandelijke straf wacht de ongeloovigen.
Rusça:
Те, которые враждуют с Аллахом и Его Посланником, будут унижены, как были унижены их предшественники. Мы уже ниспослали ясные знамения, а для неверующих уготованы унизительные мучения.
Somalice:
Kuwa Eebe iyo Rasuulkiisa hilaafaya waxay mudan yihiin halaag sidii loo halaagay kuwii ka horreeyey, Eebana wuxuu soo dajiyey Aayado cad cad Gaalana waxaa u sugnaaday cadaab wax ihaaneeya.
Swahilice:
Hakika wanao pinzana na Mwenyezi Mungu na Mtume wake, watadhalilishwa kama walivyo dhalilishwa wale walio kuwa kabla yao. Na tulikwisha teremsha Ishara zilizo wazi. Na makafiri watapata adhabu ya kufedhehesha.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، اﷲ بىلەن ۋە ئۇنىڭ پەيغەمبىرى بىلەن قارشىلاشقانلار ئۇلاردىن بۇرۇنقىلار ھالاك قىلىنغاندەك ھالاك قىلىنىدۇ، بىز ھەقىقەتەن (ھالال، ھارام، پەرز ۋە ئەھكاملارنى ئۆز ئىچىگە ئالغان) روشەن ئايەتلەرنى نازىل قىلدۇق، كاپىرلار خار قىلغۇچى ئازابقا دۇچار بولىدۇ
Japonca:
本当にアッラーと使徒を拒否する者は,かれら以前の者たちが,卑しめられたように卑しめられるであろう。われは明白な印を下している。不信者に対しては,恥ずべき懲罰があろう。
Arapça (Ürdün):
«إن الذين ُيَحادُّونَ» يخالفون «الله ورسوله كبتوا» أذلوا «كما كبت الذين من قبلهم» في مخالفتهم رسلهم «وقد أنزلنا آيات بينات» دالة على صدق الرسول «وللكافرين» بالآيات «عذاب مهين» ذو إهانة.
Hintçe:
बेशक जो लोग ख़ुदा की और उसके रसूल की मुख़ालेफ़त करते हैं वह (उसी तरह) ज़लील किए जाएँगे जिस तरह उनके पहले लोग किए जा चुके हैं और हम तो अपनी साफ़ और सरीही आयतें नाज़िल कर चुके और काफिरों के लिए ज़लील करने वाला अज़ाब है
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ต่อต้านอัลลอฮฺและร่อซูลของพระองค์ พวกเขาจะถูกทำให้อัปยศเช่นเดียวกับบรรดาก่อนหน้าพวกเขาได้ถูกทำให้อัปยศมาก่อนแล้ว และแน่นอนเราได้ประทานอายาตทั้งหลายอันชัดแจ้ง และสำหรับพวกปฏิเสธศรัทธาจะได้รับการลงโทษอย่างน่าอดสู
İbranice:
אכן, אלה אשר מתנגדים לאלוהים ולשליחו, יושפלו ויבוזו כפי שהושפלו ובוזו אלה שהיו לפניהם. ואכן, הורדנו אותות בהירים, ולכופרים יהיה עונש משפיל
Hırvatça:
Doista, oni koji se suprotstavljaju Allahu i Poslaniku Njegovu bit će odbačeni i poniženi, kao što su bili odbačeni i poniženi i oni prije njih. A Mi smo objavili jasne ajete i znakove, a nevjernike čeka ponižavajuća patnja.
Rumence:
Cei care se împotrivesc lui Dumnezeu şi trimisului Său vor fi răsturnaţi precum au fost şi cei dinaintea lor. Noi am pogorât semne vădite. Tăgăduitorii vor avea o osândă umilitoare
Transliteration:
Inna allatheena yuhaddoona Allaha warasoolahu kubitoo kama kubita allatheena min qablihim waqad anzalna ayatin bayyinatin walilkafireena AAathabun muheenun
Türkçe:
Allah'a ve resulüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin çarpılıp tepelendikleri gibi çarpılıp tepeleneceklerdir. Biz, gerçekleri apaçık gösteren ayetler indirmişizdir. Küfre sapanlar için, rezil edici bir azap vardır.
Sahih International:
Indeed, those who oppose Allah and His Messenger are abased as those before them were abased. And We have certainly sent down verses of clear evidence. And for the disbelievers is a humiliating punishment.
İngilizce:
Those who resist Allah and His Messenger will be humbled to dust, as were those before them: for We have already sent down Clear Signs. And the Unbelievers (will have) a humiliating Penalty,-
Azerbaycanca:
Allah və Onun Peyğəmbəri əleyhinə çıxanlar, özlərindən əvvəlkilər nə cür rüsvay olmuşlarsa, o cür rüsvay olacaqlar. Biz artıq (Muhəmməd əleyhissəlamın haqlı olmasını sübut edən) açıq-aşkar ayələr nazil etdik. Kafirləri alçaldıcı bir əzab gözləyir!
Süleyman Ateş:
Allah'a ve Elçisine karşı gelen (onların koyduğu sınırlardan başka sınırlar koymağa kalkan)lar kendilerinden öncekilerin tepelendikleri gibi tepeleneceklerdir! Biz açık açık ayetler indirdik. kafirler için küçük düşürücü bir azab vardır.
Diyanet Vakfı:
Allah'a ve Resulüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık ayetler indirmişizdir. Kafirler için küçük düşürücü bir azap vardır.
Erhan Aktaş:
Kanıt içeren açıklayıcı âyetler indirmiş olduğumuz halde, Allah’a ve Resûl’üne muhalefet edenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Kâfirler için alçaltıcı bir azâp vardır.
Kral Fahd:
Allah'a ve Rasûlüne karşı gelenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Biz apaçık âyetler indirmişizdir. Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay:
Allaha ve peygamberine muhaalefet etmekde olanlar, kendilerinden evvelkilerin uğratıldıkları zillet gibi zillete (ve helake) giriftar edilmişlerdir. Halbuki biz (onlara) açık açık âyetler de indirmişizdir. (Bunları inkâr eden) kâfirlere horlayıcı bir azâb vardır,
Muhammed Esed:
Allah´a ve Elçisi´ne karşı gelenler, onlardan önce yaşamış olup da Biz (kendilerine) açık mesajlar gönderdikten sonra aşağılanmış bulunan (zalim)ler kadar aşağılanacaklardır. Ve (böylece,) hakikati inkar edenleri utanç verici bir azap bekleyecektir,
Gültekin Onan:
Gerçekten Tanrı´ya ve Resulü´ne karşı [onların koydukları sınırlan tanımayıp kendileri sınır koymaya kalkışmakla] başkaldıranlar, kendilerinden öncekilerin alçaltılması gibi alçaltılmışlardır. Oysa biz apaçık ayetler indirdik. Kafirler için küçültücü bir azap vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Allah’a ve Peygamberine düşmanlık edenler, muhakkak helâk edilmişlerdir
Portekizce:
Sabei que aqueles que contrariam Deus e Seu Mensageiro serão exterminados, como o foram os seus antepassados; porisso Nós lhes enviamos lúcidos versículos e, aqueles que os negarem, sofrerão um afrontoso castigo.
İsveççe:
De som sätter sig upp mot Gud och Hans Sändebud skall förödmjukas såsom deras föregångare blev förödmjukade, eftersom Våra budskap är otvetydiga. De som förnekar sanningen har ett förnedrande straff [att vänta]
Farsça:
بی تردید کسانی که با خدا و پیامبرش دشمنی و مخالفت می ورزند، خوار و سرنگون می شوند، چنان که کسانی که پیش از آنان بودند، خوار و سرنگون شدند، و همانا ما آیات روشنی نازل کردیم، و برای کافران عذابی خوارکننده است.
Kürtçe:
بێگومان ئەوانەی دژایەتی وسەرپێچی خوا وپێغەمبەری خوا دەکەن ڕیسوا وسەرشۆر دەکرێن ھەر وەك ئەوانەی پێش ئەمان ڕیسوا وسەرشۆر کران (چۆن نافەرمانی دەکەن) لەکاتێکدا دڵنیان کە ئێمە بەڵگەی ڕوونمان ناردۆتە خوارەوە وە بۆ بێ باوەڕان سزای ڕیسواکەر ھەیە
Özbekçe:
Албатта, Аллоҳга ва Унинг Пайғамбарига душманлик қиладиганлар, улардан аввалгилар хор бўлганидек, хор бўлурлар. Ҳолбуки батаҳқиқ Биз очиқ-ойдин оятларни тушириб қўйганмиз. Ва кофирларга хорловчи азоб бор.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang menentang (perintah) Allah dan RasulNya, mereka tetap ditimpa kehinaan sebagaimana orang-orang yang terdahulu dari mereka ditimpa kehinaan; kerana sesungguhnya Kami telah menurunkan keterangan- keterangan yang jelas nyata. Dan bagi orang-orang yang kafir disediakan azab seksa yang menghina,
Arnavutça:
Me të vërtetë, ata që sillen në mënyrë kundërshtuese ndaj Perëndisë dhe të dërguarit të Tij, do të shkatërrohen, sikundër që janë shkatërruar ata para tyre. Me të vërtetë, kemi shpallur argumente të qarta, kurse për jobesimtarët do të ketë vuajtje poshtëruese,
Bulgarca:
Които се противят на Аллах и на Неговия Пратеник, ще бъдат сломени, както бяха сломени и онези преди тях. Вече низпослахме ясни знамения. А за неверниците има унизително мъчение.
Sırpça:
Заиста, они који се супротстављају Аллаху и Његовом Посланику биће одбачени и понижени, као што су били одбачени и понижени и они пре њих. А Ми смо објавили јасне доказе и знакове, а невернике чека понижавајућа патња
Çekçe:
Ti, kdož se protiví Bohu a poslu Jeho, budou povaleni, tak jako byli povaleni ti, kdož byli před nimi. A nyní jsme již seslali znamení jasná. A nevěřícím se dostane trestu zahanbujícího
Urduca:
جو لوگ اللہ اور اس کے رسول کی مخالفت کرتے ہیں وہ اسی طرح ذلیل و خوار کر دیے جائیں گے جس طرح ان سے پہلے کے لوگ ذلیل و خوار کیے جا چکے ہیں ہم نے صاف صاف آیات نازل کر دی ہیں، اور کافروں کے لیے ذلت کا عذاب ہے
Tacikçe:
Касоне, ки бо Худову паёмбараш мухолифат (зиддият, муқобала) мекунанд, залилу хор мешаванд, ҳамчунон ки пешиниёнашон хор шудаанд. Мо, оёте равшан нозил кардем ва кофиронро азобест хоркунанда!
Tatarca:
Тәхкыйк Аллаһуга вә Аның рәсүленә хийлафлык кылып чиктән үткән кешеләр йөзтүбән китәрләр вә һәлак булырлар, әүвәлге хийлафлык кылучылар һәлак булган кеби, тәхкыйк без ачык аңлатучы аятьләрне иңдердек, вә ышанмаучыларга хурлыкка төшүче ґәзаб бардыр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang yang menentang Allah dan Rasul-Nya, pasti mendapat kehinaan sebagaimana orang-orang yang sebelum mereka telah mendapat kehinaan. Sesungguhnya Kami telah menurunkan bukti-bukti nyata. Dan bagi orang-orang kafir ada siksa yang menghinakan.
Amharca:
ግልጾች ማስረጃዎችን ያወረድን ስንኾን እነዚያ አላህንና መልክተኛውን የሚከራከሩ እነዚያ ከእነርሱ በፊት የነበሩት እንደተዋረዱ ይዋረዳሉ፡፡ ለከሓዲዎችም አዋራጅ ቅጣት አልላቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக எவர்கள் அல்லாஹ்விற்கும் அவனது தூதருக்கும் முரண்படுகிறார்களோ (மாறுசெய்கிறார்களோ, அவர்களின் சட்டங்களை எதிர்க்கிறார்களோ) அவர்கள், அவர்களுக்கு முன்னுள்ளவர்கள் இழிவுபடுத்தப்பட்டது போன்று இழிவு படுத்தப்படுவார்கள். இன்னும், திட்டமாக நாம் தெளிவான அத்தாட்சிகளை இறக்கினோம். இழிவுதரும் தண்டனை நிராகரிப்பாளர்களுக்கு உண்டு.
Korece:
그들 이전의 선조들이 그랬듯이 실로 하나님과 그분의 선지자 께 거역했던 자들은 멸망하게 되 매 이는 하나님께서 이미 분명한 예증들을 보냈나니 불신자들은 굴욕적인 응벌을 받게 될 것이라
Vietnamca:
Những kẻ chống lại Allah và Sứ Giả của Ngài chắc chắn sẽ bị hạ nhục giống như những kẻ thời trước chúng. Quả thật, TA đã ban xuống các Lời Mặc Khải rõ ràng và những kẻ vô đức tin sẽ phải chịu một trừng phạt đầy nhục nhã.
Ayet Linkleri: