Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

85

Ayet No: 

754

Sayfa No: 

122

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَأَثَابَهُمُ اللَّهُ بِمَا قَالُوا جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ وَذَٰلِكَ جَزَاءُ الْمُحْسِنِينَ

Çeviriyazı: 

feeŝâbehümü-llâhü bimâ ḳâlû cennâtin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ. veẕâlike cezâü-lmuḥsinîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Böyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükafatlandırmıştır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte iyilik yapanların mükafatı budur.

Diyanet İşleri: 

Allah onlara, dediklerine karşılık, temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyi davrananların mükafatıdır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah da onları söyledikleri söz yüzünden, kıyısından ırmaklar akan cennetlere sokarak mükafatlandırır, orada ebedi olarak kalırlar ve budur işte iyilik edenlerin mükafatı.

Şaban Piriş: 

Bu sözlerine karşılık olarak Allah, onlara içinde ırmaklar akan, orada ebedi kalacakları cennetler vermiştir. İşte bu iyi kimselerin mükâfatıdır.

Edip Yüksel: 

Bu sözlerinden ötürü ALLAH onlara, içlerinde ırmaklar akan ve sürekli kalacakları cennetler verdi. İyi davrananların karşılığı budur.

Ali Bulaç: 

Böylelikle Allah, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır.

Suat Yıldırım: 

Böyle demelerine mukabil, Allah onları, içinden ırmaklar akan ve ebedî kalacakları cennetlerle ödüllendirdi.İşte iyi hareket edenlerin mükâfatı böyle olur!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık Allah Teâlâ da onlara bu söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri, içlerinde ebedîyyen kalıcı olmaları üzere ihsan buyurdu. Bu ise muhsin olanların mükâfaatıdır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Böyle söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlerle lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel davrananların ödülü.

Bekir Sadak: 

Allah size rasgele yeminlerinizden dolayi degil, bile bile ettiginiz yeminlerden oturu hesap sorar. Yeminin keffareti, ailenize yedirdiginizin ortalamasindan on duskunu yedirmek yahut giydirmek ya da bir kole azad etmektir. Bulamayan uc gun oruc tutmalidir

İbni Kesir: 

Allah da onları dediklerinden dolayı

Adem Uğur: 

Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara, içinde devamlı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İyi hareket edenlerin mükâfatı işte budur.

İskender Ali Mihr: 

Böylece onlara, söylediklerinden dolayı Allâh, altlarından ırmaklar akan ve içlerinde devamlı kalacakları cennetler ihsan etti. Ve işte bu, muhsinlerin mükâfatıdır.

Celal Yıldırım: 

Allah da onlara, bu sözlerine karşılık altlarından ırmaklar akıp, içinde ebedî kalacakları Cennetleri sevap (mükâfat) olarak verdi. İşte bu iyilikte bulunup ihsan üzere davrananların mükâfatıdır.

Tefhim ul Kuran: 

Böylelikle Allah, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır.

Fransızca: 

Allah donc les récompense pour ce qu'ils disent par des Jardins sous lesquels coulent les ruisseaux, où ils demeureront éternellement. Telle est la récompense des bienfaisants.

İspanyolca: 

Alá les recompensará por lo que han dicho con jardines por cuyos bajos fluyen arroyos, en los que estarán eternamente. Ésa es la retribución de quienes hacen el bien.

İtalyanca: 

Allah li compenserà per quello che dicono, con i Giardini dove scorrono i ruscelli, in cui rimarranno in perpetuo. Questo è la mercede di coloro che compiono il bene.

Almanca: 

So belohnte ALLAH sie für das, was sie sagten, mit Dschannat, die von Flüssen durchflossen sind, in denen sie ewig bleiben. Und dies ist die Belohnung für die Muhsin.

Çince: 

因为他们所说的话,真主要以下临诸河的乐园报酬他们,他们得永居其中。这是行善者所得的报酬。

Hollandaca: 

Daarvoor heeft God hen beloond, om hetgeen zij hebben gezegd, met tuinen van rivieren doorsneden; eeuwig zullen zij daarin verblijven; en dat is de belooning voor den rechtvaardige.

Rusça: 

Аллах вознаградил их за то, что они сказали, Райскими садами, в которых текут реки и в которых они пребудут вечно. Таково воздаяние творящим добро.

Somalice: 

wuuna ku Abaal marin Eebe waxay Dhaheen Jannooyin oy Socoto Dhexdeeda Wabiyaal iyagoo ku Waari Dhexdeeda, Taasina waa Abaal marinta Samafalayaasha.

Swahilice: 

Basi Mwenyezi Mungu atawalipa, kwa yale waliyo yasema, Bustani zipitazo mito katika yake; humo watadumu. Na haya ndiyo malipo ya wafanyao wema.

Uygurca: 

بۇ سۆزلىرى ئۈچۈن اﷲ ئۇلارنى ئاستىدىن ئۆستەڭلار ئېقىپ تۇرىدىغان جەننەتلەر بىلەن مۇكاپاتلايدۇ. ئۇلار جەننەتلەردە مەڭگۈ قالىدۇ. ياخشىلىق قىلغۇچىلارغا بېرىلىدىغان مۇكاپات ئەنە شۇ

Japonca: 

それでアッラーは,かれらの言葉に報いられ,川が下を流れる楽園を与えられ,永遠にそこに住まわせられる。それは善い行いをなす者への報奨である。

Arapça (Ürdün): 

«فأثابهم الله بما قالوا جنات تجري من تحتها الأنهار خالدين فيها وذلك جزاء المحسنين» بالإيمان.

Hintçe: 

तो ख़ुदा ने उन्हें उनके (सदक़ दिल से) अर्ज़ करने के सिले में उन्हें वह (हरे भरे) बाग़ात अता फरमाए जिनके (दरख्तों के) नीचे नहरें जारी हैं (और) वह उसमें हमेशा रहेंगे और (सदक़ दिल से) नेकी करने वालों का यही ऐवज़ है

Tayca: 

แล้วอัลลอฮ์ก็ได้ทรงตอบแทนแก่พวกเขาเนื่องด้วยสิ่งที่พวกเขากล่าว ซึ่งบรรดาสวนสวรรค์ที่มีแม่น้ำหลายสายไหลอยู่ภายใต้สวนเหล่านั้น โดยที่พวกเขาจะพำนักอยู่ในนั้นตลอดกาล และนั่นแหละคือ การตอบแทนแก่บรรดาผู้กระทำดี

İbranice: 

אלוהים יגמול להם (ביום הדין) בגני עדן אשר נהרות זורמים מתחתיהם, השולחן הערוך ואשר לעולם ישכנו בהם, וזה הוא הגמול עבור המיטיבים

Hırvatça: 

I Allah će im, zbog onoga što govore, kao nagradu džennetske bašče dati, kroz koje rijeke teku, u kojima će vječno boraviti; a to će biti nagrada za sve one koji dobra djela čine.

Rumence: 

Dumnezeu le va dărui pentru spusele lor Grădini pe sub care curg râuri, unde vor veşnici. Aceasta este răsplata făptuitorilor de bine.

Transliteration: 

Faathabahumu Allahu bima qaloo jannatin tajree min tahtiha alanharu khalideena feeha wathalika jazao almuhsineena

Türkçe: 

Böyle söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlerle lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel davrananların ödülü.

Sahih International: 

So Allah rewarded them for what they said with gardens [in Paradise] beneath which rivers flow, wherein they abide eternally. And that is the reward of doers of good.

İngilizce: 

And for this their prayer hath Allah rewarded them with gardens, with rivers flowing underneath,- their eternal home. Such is the recompense of those who do good.

Azerbaycanca: 

Allah da bu sözlərinə görə onlara (ağacları) altından çaylar axan cənnətlər əta etdi. Onlar orada əbədi qalacaqlar. Yaxşı işlər görənlərin mükafatı budur!

Süleyman Ateş: 

Bu sözlerinden dolayı Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler verdi. Güzel davrananların mükafatı işte budur!

Diyanet Vakfı: 

Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara, içinde devamlı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetleri mükafat olarak verdi. İyi hareket edenlerin mükafatı işte budur.

Erhan Aktaş: 

Böyle söylemelerinden dolayı Allah da karşılık olarak içinden ırmaklar akan Cennetlerle ödüllendirdi. Onlar, orada sürekli kalacaklardır. İşte muhsinlere(1) verilen karşılık budur.

Kral Fahd: 

Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara, içinde devamlı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İyi hareket edenlerin mükâfatı işte budur.

Hasan Basri Çantay: 

İşte Allahın onların (bu) söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri — kendileri için ebedî kalıcı olmak üzere — onlara mükâfat olarak ihsan etdi. Bu, iyi hareket edenlerin mükâfatıdır.

Muhammed Esed: 

Ve bu inançları karşılığı Allah onları, mesken edinecekleri, içinden ırmaklar akan hasbahçelerle ödüllendirecektir: bu, iyilik yapanların ödülüdür;

Gültekin Onan: 

Böylelikle Tanrı, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte böyle demelerine karşılık Allah da kendilerine sevap olarak ağaçları altından ırmaklar akan cennetleri verdi ki, içlerinde ebediyyen kalıcı haldedirler. İşte iyilik yapanların mükâfatı budur.

Portekizce: 

Pelo que disseram, Deus os recompensará com jardins, abaixo dos quais correm os rios, onde morarão eternamente. Issoserá a recompensa dos benfeitores.

İsveççe: 

Och för vad de har sagt skall Gud belöna dem med lustgårdar vattnade av bäckar, där de skall förbli till evig tid; detta är lönen till dem som gör det goda och det rätta.

Farsça: 

پس خدا به پاس این سخنان [و عقاید صادقانه] به آنان بهشت هایی پاداش داد که از زیرِ [درختانِ] آن نهرها جاری است، در آن جاودانه اند؛ و این است پاداش نیکوکاران.

Kürtçe: 

جا خوا پاداشتیان ئەداتەوە بەھۆی ئەوەوە کە ووتیان بەچەند باخێک کە ڕووبار بە ژێریاندا دەڕوات دەمێننەوە تیایدا بەھەمیشەیی وە ئەوەیە پاداشتی چاکە کاران

Özbekçe: 

Айтганларига яраша Аллоҳ уларга остидан анҳорлар оқиб турган жаннатларда боқий қолишни мукофот қилиб берди. Яхшилик қилувчиларнинг мукофоти шулдир.

Malayca: 

Lalu Allah memberikan pahala kepada mereka disebabkan (pengakuan iman yang ikhlas) yang telah mereka ucapkan, (iaitu mereka dibalas dengan) Syurga yang mengalir di bawahnya beberapa sungai; mereka pula tetap kekal di dalamnya. Dan yang demikian itu, adalah balasan orang-orang yang berusaha berbuat kebaikan.

Arnavutça: 

E Perëndia do t’i shpërblejë ata për fjalët që thanë (që besuan) me kopshte, nëpër të cilat rrjedhin lumenj dhe ku ata do të qëndrojnë përgjithmonë. E ky është shpërblimi i bamirësve.

Bulgarca: 

И ги възнагради Аллах за техните думи с Градините, сред които реки текат, там ще пребивават вечно. Това е въздаянието за благодетелните.

Sırpça: 

И Аллах ће, због онога што говоре, да им као награду подари рајске баште, кроз које теку реке, у којима ће вечно да бораве; а то ће да буде награда за све оне који чине добра дела.

Çekçe: 

A Bůh je odmění za to, co říkají, zahradami, pod nimiž řeky tekou a v nichž nesmrtelní budou. A to je odměna za to, že dobro konali.

Urduca: 

اُن کے اِس قول کی وجہ سے اللہ نے اُن کو ایسی جنتیں عطا کیں جن کے نیچے نہریں بہتی ہیں اور وہ ان میں ہمیشہ رہیں گے یہ جزا ہے نیک رویہ اختیار کرنے والوں کے لیے

Tacikçe: 

Ба подоши ин сухан, ки гуфтанд, Худо ононро, ба биҳиштҳое, ки дар он наҳрҳо равон аст, подош дод. Дар он ҷовидонанд ва ин аст подоши некӯкорон.

Tatarca: 

Аллаһу тәгалә, аларның иман китереп мөселман булганнары һәм әйткән хак сүзләре өчен асларыннан елгалар агучы җәннәтләрне бирде, алар анда мәңге калырлар. Ул Җәннәтләр изгелек кылучыларның җәзасы.

Endonezyaca: 

Maka Allah memberi mereka pahala terhadap perkataan yang mereka ucapkan, (yaitu) surga yang mengalir sungai-sungai di dalamnya, sedang mereka kekal di dalamnya. Dan itulah balasan (bagi) orang-orang yang berbuat kebaikan (yang ikhlas keimanannya).

Amharca: 

ባሉትም ምክንያት አላህ በስሥሮቻቸው ወንዞች የሚፈሱባቸውን ገነቶች በውስጣቸው ዘውታሪዎች ሲኾኑ መነዳቸው፡፡ ይህም የበጎ ሠሪዎች ዋጋ ነው፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, அவர்கள் (இவ்வாறு) கூறியதன் காரணமாக, சொர்க்கங்களை அல்லாஹ் அவர்களுக்கு கூலியாக வழங்கினான். அவற்றின் கீழ் நதிகள் ஓடும். அவற்றில் (அவர்கள்) நிரந்தரமாக தங்கி இருப்பார்கள். இன்னும், இதுதான் (சத்தியத்தை ஏற்று) முஹ்சின்* - நல்லறம் புரிபவர்களுடைய கூலியாகும்.

Korece: 

하나님은 그들의 기도에 보 상을 주시나니 이는 아래에 강이 흐르는 천국이라 그들은 그곳에서영생하니 그것이 선행을 행하는 자들을 위한 보상이라

Vietnamca: 

Bởi những điều họ cầu nguyện, Allah đã ban thưởng cho họ những Ngôi Vườn Thiên Đàng bên dưới có các dòng sông chảy, họ sống muôn đời trong đó. Đấy là phần thưởng dành cho người làm tốt.