Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

696

Sayfa No: 

112

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ ابْنَيْ آدَمَ بِالْحَقِّ إِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ أَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْآخَرِ قَالَ لَأَقْتُلَنَّكَ ۖ قَالَ إِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللَّهُ مِنَ الْمُتَّقِينَ

Çeviriyazı: 

vetlü `aleyhim nebee-bney âdeme bilḥaḳḳ. iẕ ḳarrabâ ḳurbânen fetüḳubbile min eḥadihimâ velem yüteḳabbel mine-l'âḫar. ḳâle leaḳtülennek. ḳâle innemâ yeteḳabbelü-llâhü mine-lmütteḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine): " Seni öldüreceğim" demişti. Diğeri ise şöyle demişti: "Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder".

Diyanet İşleri: 

Onlara, Adem'in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat: İkisi birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki edilmemişti. Kabul edilmeyen, "And olsun seni öldüreceğim" deyince, kardeşi: "Allah ancak sakınanların takdimesini kabul eder" demişti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Oku onlara Âdem'in iki oğluna ait gerçek haberi. Hani onlar, Tanrıya yaklaşmak için kurban sunmuşlardı da birininki kabul edilmişti, öbürününki kabul edilmemişti ve o, seni mutlaka öldüreceğim demişti ona, o da demişti ki: Allah ancak, kendisinden çekinenlerin kurbanını kabul eder.

Şaban Piriş: 

Onlara Adem’in iki oğlunun haberini anlat, ikisi de birer kurban sunmuşlar, birinin ki kabul edilmiş; diğerinin ki edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen): Kesinlikle seni öldüreceğim! dedi. Diğeri: Allah, ancak muttakilerden kabul eder.

Edip Yüksel: 

Onlara Adem'in iki oğlunun olayını doğru anlat. Birer kurban adamışlardı da, birisinden kabul edilmiş, diğerinden edilmemişti. "Seni öldüreceğim!," dedi. "ALLAH ancak erdemli olanlardan kabul eder," dedi.

Ali Bulaç: 

Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder."

Suat Yıldırım: 

Onlara Âdem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku:Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti.Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: “Seni öldüreceğim” dedi.O da: “Allah, ancak müttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”“Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın. Zalimlerin cezası işte budur!” [3,62; 18,13; 19,34] {KM, Tekvin 4,3-12; Makkabe 7,11}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlara Âdem´in iki oğlunun haberini bihakkın oku. O vakit ki, onlar iki kurban takdim etmişlerdi. Birisinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. «Seni elbette öldüreceğim» dedi, diğeri de, «Allah Teâlâ ancak muttakî olanlardan kabul eder» deyiverdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi.

Bekir Sadak: 

Allah, kardesinin olusunu nasil gomecegini gostermek uzere, ona yeri eseleyen bir karga gonderdi. «Bana yaziklar olsun! Kardesimin olusunu ortmek icin bu karga kadar olmaktan aciz kaldim» dedi de ettigine yananlardan oldu.

İbni Kesir: 

Onlara Adem´in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat. Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da

Adem Uğur: 

Onlara, Adem´in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve onlara Adem´in iki oğlunun haberini (kıssasını, aralarında geçen olayı) hakkıyla oku, Allah´a yaklaştıracak kurban sunmuşlardı, (Kurban) ikisinin birinden kabul edilir ve diğerinden ise kabul edilmez. (Kurbanı kabul edilmeyen) “Seni mutlaka öldüreceğim” dedi. O da, “Allah sadece takvâ sahiplerinden kabul eder.” dedi.

Celal Yıldırım: 

Bir de onlara Âdem´in iki oğ lunun haberini (aralarında geçen ola yi) gerçek yönüyle anlat: Hani ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen bu duruma öfkelenmiş): And olsun ki seni öldüreceğim, demişti. O da : Allah ancak muttakîler (Hakk´a saygılı olup kötülüklerden sakınanlardan kabul buyurur.

Tefhim ul Kuran: 

Onlara Adem´in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah´a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerinki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: «Seni mutlaka öldüreceğim.» (Öbürü de:) «Allah, ancak korkup sakınanlardan kabul eder.»

Fransızca: 

Et raconte-leur en toute vérité l'histoire des deux fils d'Adam. Les deux offrirent des sacrifices; celui de l'un fut accepté et celui de l'autre ne le fut pas. Celui-ci dit : "Je te tuerai sûrement". "Allah n'accepte, dit l'autre, que de la part des pieux".

İspanyolca: 

¡Y cuéntales la historia auténtica de los dos hijos de Adán, cuando ofrecieron una oblación y se le aceptó a uno, pero al otro no! Dijo: «¡He de matarte!». Dijo: «Alá sólo acepta de los que Le temen.

İtalyanca: 

Racconta loro, in tutta verità, la storia dei due figli di Adamo, quando offrirono [ad Allah] un sacrificio, ed ecco che l'offerta di uno fu accettata e quella dell'altro no. Questi disse: «Ti ucciderò certamente!». Rispose il fratello: «Allah accetta solo da parte di coloro che Lo temono.

Almanca: 

Und trage ihnen vor die Begebenheit von beiden Söhnen Adams - mit der Wahrheit. Als beide (jeweils) eine Darbringung darbrachten, dann wurde sie von einem von ihnen angenommen, während diese vom anderen nicht angenommen wurde. Er (der andere) sagte: "Ich werde dich zweifelsohne töten!" Er (der Erste) sagte: "ALLAH nimmt doch nur von den Muttaqi an.

Çince: 

你当如实地对他们讲述阿丹的两个儿子的故事。当时,他们俩各献一件供物,这个的供物被接受了,那个的供物未被接受。那个说:我必杀你。这个说:真主只接受敬畏者的供物。

Hollandaca: 

Verhaal hun ook de geschiedenis van de twee zonen van Adam naar waarheid. Toen zij hun offer brachten en het van een hunner werd aangenomen, en het van den andere niet werd aangenomen, zeide Kaïn: Waarlijk ik zal u dooden: Abel antwoordde: God neemt alleen het offer van den vrome aan.

Rusça: 

Прочти им истинный рассказ о двух сыновьях Адама. Вот они оба принесли жертву, и она была принята от одного из них и была не принята от другого. Он сказал: "Я непременно убью тебя". Он ответил: "Воистину, Аллах принимает только от богобоязненных.

Somalice: 

Ku akhri Korkooda warka Labadii Wiil ee Ilmo Nabi aadam ahayd si dhab ah, markay Dhaweeyeen (Sadaqaysteen) Sadaqo oo laga Aqbalay Midkood lagana aqbalin kii kale, oo uu Yidhi waan ku Dili uu Yidhi (Kii kale) wuxuu uun Eebe ka aqbalaa kuwa Dhawrsada.

Swahilice: 

Na wasomee khabari za wana wawili wa Adam kwa kweli. Walipo toa mhanga, ukakubaliwa wa mmoja wao, na wa mwengine haukukubaliwa. Akasema: Nitakuuwa. Akasema mwengine: Mwenyezi Mungu huwapokelea wachamngu.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئۇلارغا (يەنى ئەھلى كىتابقا ۋە قەۋمڭگە) ئادەمنىڭ ئىككى ئوغلى (يەنى ھابىل بىلەن قابىل) نىڭ ھېكايىسىنى راستلىق بىلەن ئوقۇپ بەرگىن، ئۆز ۋاقتىدا ئۇلار (يەنى ھابىل بىلەن قابىل) ئىككىيلەن قۇربانلىق قىلغان ئىدى. بىرسى (يەنى ھابىل) نىڭ قوبۇل بولدى، يەنە بىرسى (يەنى قابىل) نىڭ قوبۇل بولمىدى. (قابىل ھابىلغا) «مەن سېنى چوقۇم ئۆلتۈرىمەن» دېدى، ھابىل نېمىشقا دېۋىدى، قابىل: «اﷲ سېنىڭ قۇربانلىقىڭنى قوبۇل قىلىپ، مېنىڭكىنى قوبۇل قىلمىدى» دېدى. (ھابىل) ئېيتتى: «اﷲ پەقەت تەقۋادارلارنىڭ (قۇربانلىقىنى) قوبۇل قىلىدۇ»

Japonca: 

(ムハンマドよ)アーダムの2児の物語の真実を民に語れ。かれら両人が犠牲を捧げた時,1人は受け入れられたが,外は受け入れられなかった。言った。「わたしはきっと御前を殺してやる。」かれは(答えて)言った。「アッラーは,唯主を畏れる者だけ,受け入れられる。」

Arapça (Ürdün): 

«واتل» يا محمد «عليهم» على قومك «نبأ» خبر «ابنيْ آدم» هابيل وقابيل «بالحق» متعلق بأُتل «إذ قرَّبا قربانا» إلى الله وهو كبش لهابيل وزرع لقابيل «فتُقبل من أحدهما» وهو هابيل بأن نزلت نار من السماء فأكلت قربانه «ولم يُتقبل من الآخر» وهو قابيل فغضب وأضمر الحسد في نفسه إلى أن حج آدم «قال» له «لأقتلنك» قال: لَم قال لتقبل قربانك دوني «قال إنما يتقبل الله من المتقين».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम इन लोगों से आदम के दो बेटों (हाबील, क़ाबील) का सच्चा क़स्द बयान कर दो कि जब उन दोनों ने ख़ुदा की दरगाह में नियाज़ें चढ़ाई तो (उनमें से) एक (हाबील) की (नज़र तो) क़ुबूल हुई और दूसरे (क़ाबील) की नज़र न क़ुबूल हुई तो (मारे हसद के) हाबील से कहने लगा मैं तो तुझे ज़रूर मार डालूंगा उसने जवाब दिया कि (भाई इसमें अपना क्या बस है) ख़ुदा तो सिर्फ परहेज़गारों की नज़र कुबूल करता है

Tayca: 

และเจ้าจงอ่านให้พวกเขา ฟัง ซึ่งข่าวคราวเกี่ยวกับบุตรชายสองคน ของอาดัมตามความเป็นจริง ขณะที่ทั้งสองได้กระทำการพลีซึ่งสิ่งพลี อยู่นั้น แล้วสิ่งพลีนั้นก็ถูกรับจากคนหนึ่งในสองคน และมันมิไสด้ถูกรับจากอีกคนหนึ่ง เขา จึงได้กล่าวว่า แน่นอนข้าจะฆ่าเจ้า ให้ได้เขา กล่าวว่า แท้จริงอัลลอฮ์จะทรงรับจากหมู่ผู้มีความยำเกรงเท่านั้น

İbranice: 

וקרא להם את הסיפור של שני בניו של אדם, כשהקריבו קורבן, הוא התקבל מן האחד, ואולם מן האחר לא התקבל. אמר (האחד לאחיו,) 'אני אהרוג אותך.' אך, אחיו אמר: 'אלוהים מקבל קורבנות רק מן היראים בלבד

Hırvatça: 

I ispričaj im vijest o dvojici Ademovih sinova, onako kako je bilo, kad su njih dvojica kurban žrtvovali, pa je od jednog bio primljen a od drugog nije, pa je on rekao: "Sigurno ću te ubiti!" A prvi reče: "Allah prima samo od onih koji su bogobojazni.

Rumence: 

Povesteşte întru tot Adevărul istoria celor doi fii ai lui Adam: fiecare îşi aduse ofranda sa: a celui dintâi fu primită, iar a celuilalt nu fu primită. El spuse atunci: “Te voi ucide!” Cel dintâi spuse: “Dumnezeu primeşte doar de la cei temători.

Transliteration: 

Waotlu AAalayhim nabaa ibnay adama bialhaqqi ith qarraba qurbanan fatuqubbila min ahadihima walam yutaqabbal mina alakhari qala laaqtulannaka qala innama yataqabbalu Allahu mina almuttaqeena

Türkçe: 

Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi.

Sahih International: 

And recite to them the story of Adam's two sons, in truth, when they both offered a sacrifice [to Allah], and it was accepted from one of them but was not accepted from the other. Said [the latter], "I will surely kill you." Said [the former], "Indeed, Allah only accepts from the righteous [who fear Him].

İngilizce: 

Recite to them the truth of the story of the two sons of Adam. Behold! they each presented a sacrifice (to Allah): It was accepted from one, but not from the other. Said the latter: "Be sure I will slay thee." "Surely," said the former, "Allah doth accept of the sacrifice of those who are righteous.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Onlara Adəmin iki oğlunun əhvalatını olduğu kimi söylə. Onlar qurban gətirdikləri zaman birinin qurbanı qəbul edilmiş, digərininki isə qəbul olunmamışdı. (Qurbanı qəbul olunmayan Qabil qardaşı Habilə) demişdi: “Səni mütləq öldürəcəyəm! (Habil ona) belə cavab vermişdi: “Allah yalnız müttəqilərdən (qurban) qəbul edər!

Süleyman Ateş: 

Onlara iki Adem oğlunun haberini gerçek olarak oku: Hani her biri birer kurban sunmuşlardı, (kurban) birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, kabul edilene): "Seni öldüreceğim" demişti. (O da); "Allah, sadece korunanlardan kabul eder" dedi.

Diyanet Vakfı: 

Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), "Andolsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de "Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder" dedi (ve ekledi:)

Erhan Aktaş: 

Onlara, iki âdem oğlunun1- “İbney Âdeme” belirtisiz isim tamlaması olarak “Adem’in iki oğlu” anlamında değil, “iki âdem oğlu” demektir. Bu iki âdem oğlu, yaygın ve kabul gören anlayışın aksine Nebi in iki oğlu olduğu rivâyet edilen Hâbil ve Kâbil değil, iki insan oğlu anlamındadır. gerçek öyküsünü anlat: İkisi de birer sunu2- Allah’a yaklaşmayı, yakın Âdem’in olmayı sağlamak için. sundular. Birisininki kabul olundu, diğerininki ise kabul olunmadı. Dedi ki: “Yemin olsun seni öldüreceğim.” Dedi ki: “Allah, yalnız takvâ sahiplerinden kabul eder.”

Kral Fahd: 

Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. Diğeri de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi (ve ekledi:)

Hasan Basri Çantay: 

Onlara Âdemin iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Hani onlar (Allaha) yaklaştıracak birer kurban takdim etmişlerdi de ikisinden birininki kabul olunmuş, öbürününkü kabul olunmamışdı. O (evvelkisi, kardeşine): «Seni elbette öldüreceğim» demişdi (Berikî de şöyle) söylemişdi: «Allah, ancak (kendisinden) korkanları (nkini) kabul eder».

Muhammed Esed: 

Ve onlara gerçeği göstermek için Ademin iki oğlunun kıssasını anlat; nasıl ikisinin birer kurban sunduklarını ve birinden kabul edildiği halde diğerinden kabul edilmediğini.(Onlardan biri, Kabil), "Seni mutlaka öldüreceğim!" demişti.(Kardeşi Habil) cevap vermişti: "Unutma ki Allah, yalnız Ona karşı sorumluluk bilinci duyanların (kurbanı)nı kabul eder.

Gültekin Onan: 

Onlara Adem´in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Tanrı´ya) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ey Rasûlüm, ehl-i kitaba, Âdem’in iki oğlunun haberini hakkıyla oku. Onlar, Allah rızasını kazanmak için kurban kesmişlerdi (hayır işlemişlerdi) de birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul olunmamıştı. Kurbanı kabul olunmıyan (Kâbil) diğerine: “- Seni muhakkak öldüreceğim.” demişti. Kardeşi ona şöyle cevap vermişti. “Allah, ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder.”

Portekizce: 

E conta-lhes (ó Mensageiro) a história dos dois filhos de Adão, quando apresentaram duas oferendas; foi aceita a de ume recusada a do outro. Disse aqueles cuja oferenda foi recusada: Juro que te matarei. Disse-lhe (o outro): Deus só aceita (aoferenda) dos justos.

İsveççe: 

LÅT DEM höra berättelsen om Adams två söner, så som allt verkligen gick till - de bar fram var sitt offer [till Gud] och den enes [offer] togs nådigt emot men inte den andres. [Denne] sade: "Jag svär att jag skall döda dig." [Och brodern] svarade: "Gud tar inte emot offer av andra än dem som fruktar Honom.

Farsça: 

وداستان دو پسر آدم را [که سراسر پند و عبرت است] به درستی و راستی بر آنان بخوان، هنگامی که هر دو نفر با انجام کار نیکی به پروردگار تقرّب جستند، پس از یکی پذیرفته شد، و از دیگری پذیرفته نشد. [برادری که عملش پذیرفته نشد از روی حسد و خودخواهی به برادرش] گفت: بی تردید تو را می کشم. [او] گفت: خدا فقط از پرهیزکاران می پذیرد.

Kürtçe: 

(ئەی موحەممەد ﷺ) بخوێنەرەوە بەسەریاندا ھەواڵی دوو کوڕەکەی ئادەم کە حەق و ڕاستە کاتێک ھەردووکیان دوو جۆرە قوربانیان کرد ئەمجا لەیەکێکیان وەرگیرا وە لەوی تریان وەرنەگیرا (ئەوەیان لێی گیرا نەکرا) ووتی بێگومان دەبێ ھەر بتکوژم ئەویش ووتی خوا (قوربانی) تەنھا لەپارێزکاران و لەخواترسان گیرا دەکات

Özbekçe: 

Уларга Одамнинг икки ўғли хабарини ҳақ ила тиловат қилиб бер. Икковлари қурбонлик қилганларида, бирларидан қабул қилинди, бошқасидан қабул қилинмади. У: «Албатта, мен сени ўлдиражакман», деди. Бириси: «Албатта, Аллоҳ тақводорлардангина қабул қиладир.

Malayca: 

Dan bacakanlah (wahai Muhammad) kepada mereka kisah (mengenai) dua orang anak Adam (Habil dan Qabil) yang berlaku dengan sebenarnya, iaitu ketika mereka berdua mempersembahkan satu persembahan korban (untuk mendampingkan diri kepada Allah). Lalu diterima korban salah seorang di antaranya (Habil), dan tidak diterima (korban) dari yang lain (Qabil). Berkata (Qabil):" Sesungguhnya aku akan membunuhmu!". (Habil) menjawab: "Hanyasanya Allah menerima (korban) dari orang-orang yang bertaqwa;

Arnavutça: 

Tregoju (o Muhammed!) saktësisht atyre (popullit tënd) ngjarjen e dy bijve të Ademit, kur ata therrën kurban, njërit iu pranua, kurse tjetrit jo. Tha – njëri: “Tu gjithsesi do të mbysë”. Tjetri tha: “Perëndia pranon (kurbanin) vetëm prej atij që ruhet prej mëkatesh.

Bulgarca: 

И им прочети вестта за двамата синове на Адам правдиво, как принесоха жертва и на единия бе приета, ала на другия не бе приета. Той рече: “Ще те убия!” [А първият] рече: “Аллах приема само от богобоязливите.

Sırpça: 

И испричај им вест о двојици Адамових синова, онако како је било, кад су њих двојица жртву принели, па је од једног била примљена а од другог није, па је он рекао: „Сигурно ћу да те убијем!“ А први рече: „Аллах прима само од оних који су богобојазни.

Çekçe: 

A sděl jim podle pravdy příběh dvou synů Adamových, když oba přinášeli oběti; a byla od jednoho z nich obět přijata, zatímco od druhého nikoliv. I pravil tento: 'Věru tě zabiji!' I odpověděl onen: 'Bůh přijímá oběť jen od bohabojných.

Urduca: 

اور ذرا انہیں آدمؑ کے دو بیٹوں کا قصہ بھی بے کم و کاست سنا دو جب اُن دونوں نے قربانی کی تو ان میں سے ایک کی قربانی قبول کی گئی اور دوسرے کی نہ کی گئی اُس نے کہا "میں تجھے مار ڈالوں گا" اس نے جواب دیا "اللہ تو متقیوں ہی کی نذریں قبول کرتا ہے

Tacikçe: 

Ва достони ростини ду писари Одамро барояшон бихон, он гоҳ ки қурбоние карданд. Аз якешон пазируфта шуд ва аз дигаре пазируфта нашуд. Гуфт: «Туро мекушам». Гуфт; «Худо қурбонии парҳезгоронро мепазирад.

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м! Адәм г-мнең угыллары хакындагы хәбәрне хаклык белән укытыл. (Кабил белән бер карында яткан Әкълимә, Һабилгә тиешле иде. Әмма Кабил Әкълимәне үзем алам дигәч, Аллаһ икесенә дә корбан чалырга боерды.) Ике егет корбан чалдылар, берсенеке ягъни Һабилнеке кабул булды, икенчесе – Кабилнеке кабул булмады. Кабилнең көнчелеге артты һәм әйтте: "Ий Һабил мин сине, әлбәттә, үтерәчәкмен", – дип. Һабил әйтте: "Әлбәттә, Аллаһу тәгалә тәкъва кешеләрнекен кабул итәдер", – дип.

Endonezyaca: 

Ceritakanlah kepada mereka kisah kedua putera Adam (Habil dan Qabil) menurut yang sebenarnya, ketika keduanya mempersembahkan korban, maka diterima dari salah seorang dari mereka berdua (Habil) dan tidak diterima dari yang lain (Qabil). Ia berkata (Qabil): "Aku pasti membunuhmu!". Berkata Habil: "Sesungguhnya Allah hanya menerima (korban) dari orang-orang yang bertakwa".

Amharca: 

በነርሱም ላይ የአደምን ሁለት ልጆች ወሬ ቁርባንን ባቀረቡና (አላህ) ከአንደኛቸው ተቀብሎ ከሌላው ባልተቀበለ ጊዜ (የኾነውን) በእውነት አንብብላቸው፡፡ «በእርግጥ እገድልሃለሁ» አለው፡፡ (ተገዳዩ) «አላህ የሚቀበለው እኮ ከጥንቁቆቹ ብቻ ነው» አለ፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) ஆதமுடைய இரு மகன்களின் உண்மையான செய்தியை அவர்களுக்கு முன் ஓதிக் காட்டுவீராக. இருவரும் ஒரு குர்பானி (பலி)யைக் கொடுத்தபோது, அவ்விருவரில் ஒருவரிடமிருந்து (குர்பானி) ஏற்றுக் கொள்ளப்பட்டது. மற்றவரிடமிருந்து ஏற்கப்படவில்லை. (ஏற்கப்படாதவர்) “நிச்சயம் நான் உன்னைக் கொல்வேன்’’ என்றார். (ஏற்கப்பட்டவர்) “அல்லாஹ் ஏற்பதெல்லாம் அல்லாஹ்வை அஞ்சுபவர்களிடமிருந்துதான்’’ என்று கூறினார்.

Korece: 

그들에게 아담의 자손인 두 아들의 얘기를 진실되게 일러주라하셨으니 그들이 하나님께 제물 을 바치매 그들 가운데 한 자손의것을 수락지 아니했으니 한 자손 이 꼭 내가 너를 살해하리라 하니다른 자손이 하나님은 정의로운 자의 것은 받아 주시니라 하더라

Vietnamca: 

Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy đọc cho họ (dân Do Thái) nghe thông tin thật về hai đứa con trai của Adam(13), khi cả hai cùng hiến dâng lễ vật (lên Allah) thì chỉ một người trong hai người họ được chấp nhận còn người kia thì không. (Thế là Qabil tức giận nói với Habil): “Tao phải giết mày.” (Habil) đáp: “Quả thật, Allah chỉ chấp nhận từ những người ngoan đạo mà thôi.” (13) Nabi Adam và Hauwa’ là hai con người đầu tiên sống trên trái đất, cho nên mỗi lần bà Hauwa mang thai thì Allah đều cho bà mang song thai một trai và một gái. Nabi Adam thường gả chéo đứa con trai của cặp song sinh này với đứa con gái của cặp song sinh kia và ngược lại. Qabil và Habil đều có một đứa em gái song sinh với mình, Qabil lớn hơn Habil và đứa em gái song sinh với Qabil có nhan sắc hơn đứa em gái song sinh với Habil. Habil muốn cưới người chị song sinh với Qabil nhưng Qabil không đồng ý. Nabi Adam cũng ra lệnh bảo Habil lấy người chị song sinh với Qabil và Qabil thì lấy người em gái song sinh với Habil nhưng Qabil quyết không đồng ý. Vậy là Nabi bảo hai đứa con dâng lễ vật cho Allah, lễ vật của ai được Allah chấp nhận thì người đó được quyền cưới người mình muốn. Habil là người chăn nuôi nên đã chọn con cừu đẹp nhất, mập nhất để làm lễ vật. Qabil là người trồng trọt, với bản tính cao ngạo và không chân thành, nên đã chọn đại một nhánh cây lương thực kém nhất làm lễ vật. Cuối cùng Allah cho lửa từ trời phóng xuống đốt lấy con cừu của Habil (đó là cách Allah chấp nhận lễ vật dâng lên Ngài trong thời đó) và bỏ lại nhánh lương thực của Qabil. Thế là Qabil tức giận đòi giết Habil để được quyền cưới em gái song sinh của mình. Con cừu của Habil được nuôi ở Thiên Đàng, sau này là con vật được ban xuống làm vật tế thế mạng cho Nabi Isma’il. (Theo Tafsir Ibnu Al-Kathir)