Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

52

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

4760

Sayfa No: 

524

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ

Çeviriyazı: 

veaḳbele ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍiy yetesâelûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Birbirlerine yönelip soruyorlar.

Diyanet İşleri: 

Birbirlerine dönüp soruşurlar:

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve birbirlerine dönüp sorarlar, konuşurlar.

Şaban Piriş: 

Birbirlerine dönüp sorarlar :

Edip Yüksel: 

Birbirlerine dönüp geçmişi anarlar:

Ali Bulaç: 

Kimi kimine dönüp sorarlar;

Suat Yıldırım: 

Birbirlerinin yanına gelip şöyle sorup sohbet etmeye başlarlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:

Bekir Sadak: 

De ki: «Gozleyin, dogrusu ben de sizinle beraber gozlemekteyim.»

İbni Kesir: 

Birbirlerine dönüp sorarlar:

Adem Uğur: 

Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:

İskender Ali Mihr: 

Ve karşılıklı birbirlerine sorarlar.

Celal Yıldırım: 

Birbirlerine dönüp sorarlar

Tefhim ul Kuran: 

Kimi kimine dönüp sorarlar

Fransızca: 

et ils se tourneront les uns vers les autres s'interrogeant;

İspanyolca: 

Y se volverán unos a otros para preguntarse.

İtalyanca: 

Si andranno vicendevolmente incontro, interpellandosi.

Almanca: 

Und die einen von ihnen wandten sich den anderen zu und fragten,

Çince: 

于是他们大家走向前来互相谈论。

Hollandaca: 

En zij zullen elkander naderen en wederkeerig vragen doen.

Rusça: 

Они будут расспрашивать друг друга.

Somalice: 

Qaarkood (ehlu-Jannaha) yaa qaarka kale qaabila iyagoo wax is waydiin.

Swahilice: 

Wataelekeana wakiulizana.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى ئەھلى جەننەت) بىر - بىرىگە قارىشىپ پاراڭ سېلىشىدۇ

Japonca: 

かれらは互いに近寄って,尋ね合い,

Arapça (Ürdün): 

«وأقبل بعضهم على بعض يتساءلون» يسأل بعضهم بعضا عما كانوا عليه وما وصلوا إليه تلذذا واعترافا بالنعمة.

Hintçe: 

और एक दूसरे की तरफ रूख़ करके (लुत्फ की) बातें करेंगे

Tayca: 

และบางคนในหมู่พวกเขาจะหันหน้าเข้าหากัน สอบถามซึ่งกันและกัน

İbranice: 

והם יפנו זה אל זה בשאלות

Hırvatça: 

i primaknut će se jedni drugima i jedni druge pitati:

Rumence: 

Ei se vor întoarce unii către alţii întrebându-se.

Transliteration: 

Waaqbala baAAduhum AAala baAAdin yatasaaloona

Türkçe: 

Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:

Sahih International: 

And they will approach one another, inquiring of each other.

İngilizce: 

They will advance to each other, engaging in mutual enquiry.

Azerbaycanca: 

Onlar (dünyada gördükləri işlər barəsində) bir-birindən hal-əhval tutmağa başlayacaqlar.

Süleyman Ateş: 

Birbirlerine dönmüş soruyorlar:

Diyanet Vakfı: 

Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:

Erhan Aktaş: 

Bir araya gelerek söyleşirler:

Kral Fahd: 

Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:

Hasan Basri Çantay: 

(Ehl-i cennet) birbirine yönelib (hallerini ve amellerini) soruşdururlar,

Muhammed Esed: 

Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar.

Gültekin Onan: 

Kimi kimine dönüp sorarlar.

Ali Fikri Yavuz: 

(Cennettekiler) birbirine dönüb soruştururlar.

Portekizce: 

E acercar-se-ão em tertúlias.

İsveççe: 

Och de går fram till varandra och frågar [om det förflutna]

Farsça: 

و به یکدیگر روی می کنند [و از احوالات گذشته] از هم می پرسند.

Kürtçe: 

بەھەشتیەکان ڕوو دەکەنە یەکتری وپرسیار لە یەکتری دەکەن

Özbekçe: 

Баъзилари бошқаларидан ўгрилиб сўраша бошладилар.

Malayca: 

Dan (dengan berada dalam nikmat itu) mereka berhadap-hadapan satu sama lain sambil bertanya-tanya.

Arnavutça: 

dhe njëri-tjetrit i drejtohen duke e pyetur,

Bulgarca: 

И ще се обръщат един към друг, разпитвайки се.

Sırpça: 

и примакнуће се једни другима и једни друге ће да питају:

Çekçe: 

A budou se jeden k druhému obracet a vyptávat

Urduca: 

یہ لوگ آپس میں ایک دوسرے سے (دنیا میں گزرے ہوئے) حالات پوچھیں گے

Tacikçe: 

Пурсишкунон рӯй ба якдигар мекунанд.

Tatarca: 

Вә ул җәннәт әһелләре бер-берсенә каршы килеп бу бөек дәрәҗәгә нинди сәбәп белән ирештегез, дип сорашырлар.

Endonezyaca: 

Dan sebahagian mereka menghadap kepada sebahagian yang lain saling tanya-menanya.

Amharca: 

የሚጠያየቁ ኾነውም ከፊላቸው በከፊሉ ላይ ይዞራል፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்களில் சிலர் சிலரை முன்னோக்கி (சந்திக்க) வருவார்கள், - (உலகத்தில் பட்ட சிரமங்களைப் பற்றி ஒருவர் மற்றவரிடம்) விசாரித்தவர்களாக.

Korece: 

그들은 서로가 서로에게 다 가서며 안부를 물으매

Vietnamca: 

Họ sẽ đến gặp nhau hỏi han, trò chuyện.