Arapça:
وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Çeviriyazı:
veaḳbele ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍiy yetesâelûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Birbirlerine yönelip soruyorlar.
Diyanet İşleri:
Birbirlerine dönüp soruşurlar:
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve birbirlerine dönüp sorarlar, konuşurlar.
Şaban Piriş:
Birbirlerine dönüp sorarlar :
Edip Yüksel:
Birbirlerine dönüp geçmişi anarlar:
Ali Bulaç:
Kimi kimine dönüp sorarlar;
Suat Yıldırım:
Birbirlerinin yanına gelip şöyle sorup sohbet etmeye başlarlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(25-26) Bazıları bazısı üzerine yönelip sual ediverirler. Derler ki: «Biz muhakkak ki, evvelce ailelerimiz arasında korkar kimseler idik.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:
Bekir Sadak:
De ki: «Gozleyin, dogrusu ben de sizinle beraber gozlemekteyim.»
İbni Kesir:
Birbirlerine dönüp sorarlar:
Adem Uğur:
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
İskender Ali Mihr:
Ve karşılıklı birbirlerine sorarlar.
Celal Yıldırım:
Birbirlerine dönüp sorarlar
Tefhim ul Kuran:
Kimi kimine dönüp sorarlar
Fransızca:
et ils se tourneront les uns vers les autres s'interrogeant;
İspanyolca:
Y se volverán unos a otros para preguntarse.
İtalyanca:
Si andranno vicendevolmente incontro, interpellandosi.
Almanca:
Und die einen von ihnen wandten sich den anderen zu und fragten,
Çince:
于是他们大家走向前来互相谈论。
Hollandaca:
En zij zullen elkander naderen en wederkeerig vragen doen.
Rusça:
Они будут расспрашивать друг друга.
Somalice:
Qaarkood (ehlu-Jannaha) yaa qaarka kale qaabila iyagoo wax is waydiin.
Swahilice:
Wataelekeana wakiulizana.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى ئەھلى جەننەت) بىر - بىرىگە قارىشىپ پاراڭ سېلىشىدۇ
Japonca:
かれらは互いに近寄って,尋ね合い,
Arapça (Ürdün):
«وأقبل بعضهم على بعض يتساءلون» يسأل بعضهم بعضا عما كانوا عليه وما وصلوا إليه تلذذا واعترافا بالنعمة.
Hintçe:
और एक दूसरे की तरफ रूख़ करके (लुत्फ की) बातें करेंगे
Tayca:
และบางคนในหมู่พวกเขาจะหันหน้าเข้าหากัน สอบถามซึ่งกันและกัน
İbranice:
והם יפנו זה אל זה בשאלות
Hırvatça:
i primaknut će se jedni drugima i jedni druge pitati:
Rumence:
Ei se vor întoarce unii către alţii întrebându-se.
Transliteration:
Waaqbala baAAduhum AAala baAAdin yatasaaloona
Türkçe:
Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:
Sahih International:
And they will approach one another, inquiring of each other.
İngilizce:
They will advance to each other, engaging in mutual enquiry.
Azerbaycanca:
Onlar (dünyada gördükləri işlər barəsində) bir-birindən hal-əhval tutmağa başlayacaqlar.
Süleyman Ateş:
Birbirlerine dönmüş soruyorlar:
Diyanet Vakfı:
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
Erhan Aktaş:
Bir araya gelerek söyleşirler:
Kral Fahd:
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
Hasan Basri Çantay:
(Ehl-i cennet) birbirine yönelib (hallerini ve amellerini) soruşdururlar,
Muhammed Esed:
Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar.
Gültekin Onan:
Kimi kimine dönüp sorarlar.
Ali Fikri Yavuz:
(Cennettekiler) birbirine dönüb soruştururlar.
Portekizce:
E acercar-se-ão em tertúlias.
İsveççe:
Och de går fram till varandra och frågar [om det förflutna]
Farsça:
و به یکدیگر روی می کنند [و از احوالات گذشته] از هم می پرسند.
Kürtçe:
بەھەشتیەکان ڕوو دەکەنە یەکتری وپرسیار لە یەکتری دەکەن
Özbekçe:
Баъзилари бошқаларидан ўгрилиб сўраша бошладилар.
Malayca:
Dan (dengan berada dalam nikmat itu) mereka berhadap-hadapan satu sama lain sambil bertanya-tanya.
Arnavutça:
dhe njëri-tjetrit i drejtohen duke e pyetur,
Bulgarca:
И ще се обръщат един към друг, разпитвайки се.
Sırpça:
и примакнуће се једни другима и једни друге ће да питају:
Çekçe:
A budou se jeden k druhému obracet a vyptávat
Urduca:
یہ لوگ آپس میں ایک دوسرے سے (دنیا میں گزرے ہوئے) حالات پوچھیں گے
Tacikçe:
Пурсишкунон рӯй ба якдигар мекунанд.
Tatarca:
Вә ул җәннәт әһелләре бер-берсенә каршы килеп бу бөек дәрәҗәгә нинди сәбәп белән ирештегез, дип сорашырлар.
Endonezyaca:
Dan sebahagian mereka menghadap kepada sebahagian yang lain saling tanya-menanya.
Amharca:
የሚጠያየቁ ኾነውም ከፊላቸው በከፊሉ ላይ ይዞራል፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்களில் சிலர் சிலரை முன்னோக்கி (சந்திக்க) வருவார்கள், - (உலகத்தில் பட்ட சிரமங்களைப் பற்றி ஒருவர் மற்றவரிடம்) விசாரித்தவர்களாக.
Korece:
그들은 서로가 서로에게 다 가서며 안부를 물으매
Vietnamca:
Họ sẽ đến gặp nhau hỏi han, trò chuyện.
Ayet Linkleri: