Arapça:
تُدَمِّرُ كُلَّ شَيْءٍ بِأَمْرِ رَبِّهَا فَأَصْبَحُوا لَا يُرَىٰ إِلَّا مَسَاكِنُهُمْ ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ
Çeviriyazı:
tüdemmiru külle şey'im biemri rabbihâ feaṣbeḥû lâ yürâ illâ mesâkinühüm. keẕâlike neczi-lḳavme-lmücrimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder." dedi. Nihayet helâk oldular ve evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. İşte biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız.
Diyanet İşleri:
O azabın, yayılarak vadilerine doğru yöneldiğini gördüklerinde: "Bu yaygın bulut bize yağmur yağdıracaktır" dediler. Hud: "Hayır, o, acele beklediğiniz şeydir; can yakıcı azap veren bir rüzgardır; Rabbinin buyruğu ile her şeyi yok eder" dedi. Bunun üzerine evlerinin harabelerinden başka bir şey görünmez oldu. Biz, suçlu milleti işte böyle cezalandırırız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir azap var ki Rabbinin emriyle her şeyi mahvedip gider, derken hepsi de helak olup gitti, öyle bir güne erdiler ki evlerinden başka hiçbir şey görülmez oldu. İşte böylece cezalandırırız mücrim topluluğu.
Şaban Piriş:
O, Rabb’inin emriyle her şeyi yerle bir eder. Nitekim evlerinden başka bir şey görünmez oldu. Suçlu toplumu işte böyle cezalandırırız.
Edip Yüksel:
Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Sabahladıklarında, evlerinden başka herşey görülmez olmuştu. Suçlu topluluğu işte böyle cezalandırırız.
Ali Bulaç:
Rabbinin emriyle herşeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte Biz, suçlu-günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.
Suat Yıldırım:
Vaktâ ki, bildirilen azabı, vâdilerine doğru enlemesine yayılarak ilerleyen bir bulut halinde görünce:“Bu, dediler, bize yağmur getiren bir bulut!”Hûd: “Hayır, dedi, bu, sizin gelmesi için acele edip durduğunuz şeydir, yani can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır! Rabbinin izniyle her şeyi devirip yerle bir eden bir kasırgadır.”Derken hepsi helâk olup sadece meskenleri kaldı.İşte Biz, suça gömülmüş gürûhu böyle cezalandırırız. [7,65; 11,50; 26,123 vd.]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Rabbisinin emriyle her şeyi helâk eder.» Artık sabahladılar, (bir halde ki) ikametgâhlarından başka bir şey görülemez oldu. İşte günahkarlar olan bir kavmi böylece cezalandırırız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz.
Bekir Sadak:
«Ey milletimiz! Allah´a cagirana (Muhammed´e) uyun ve O´na inanin da Allah da sizin gunahlarinizi bagislasin ve sizi can yakici azabdan korusun.»
İbni Kesir:
Rabbının emri ile her şeyi yıkar. Bunun üzerine onların meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte biz, suçlular güruhunu böylece cezalandırırız.
Adem Uğur:
O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
İskender Ali Mihr:
O Rabbinin emriyle herşeyi dumura uğratır (yok eder). Böylece sabahleyin onların meskenlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. Mücrim kavmi, işte böyle cezalandırırız.
Celal Yıldırım:
Rabbımın emriyle her şeyi yıkıp yerle bir eder,» dedi. Çok geçmeden meskenlerinin (kalıntılarından) başka bir şey görünmez oldu. İşte biz, suçlu günahkâr milletleri böyle cezalandırırız.
Tefhim ul Kuran:
Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte biz, suçlu günahkâr bir kavmi böyle cezalandırırız.
Fransızca:
détruisant tout, par le commandement de son Seigneur". Puis, le lendemain on ne voyait plus que leurs demeures. Ainsi rétribuons-Nous les gens criminels.
İspanyolca:
que va a destruirlo todo a una orden de su Señor». A la mañana siguiente, no se veía más que sus viviendas. Así retribuimos a la gente pecadora.
İtalyanca:
che tutto distruggerà per ordine del suo Signore». Al mattino non erano visibili che [i resti delle] loro case. Così compensiamo i malvagi.
Almanca:
er vernichtet alles, mit der Anweisung seines HERRN. Dann wurden sie so, daß nichts anderes als ihre Wohnstätten gesehen wird. Und solcherart vergelten WIR den schwer verfehlenden Leuten.
Çince:
它奉它的主的命令而毁灭一切。一旦之间,不见他们,只见他们的房屋。我要如此报酬犯罪的民众。
Hollandaca:
Deze zal, op het bevel van den Heer, alles verwoesten. En des ochtends was er niets te zien, behalve hunne ledige woningen. Zoo vergelden wij de zondaren.
Rusça:
Он уничтожает всякую вещь по велению своего Господа. А на утро от них остались видны только их жилища. Так Мы воздаем грешным людям.
Somalice:
Wax kasta oy martana way burburin amarka Eebe dartiis, markaasay ahaadeen kuwa aan la arkaynin Guryohoodii mooyee, saasaana ku abaal marinnaa kuwa dambiilayaasha ah.
Swahilice:
Unaangamiza kila kitu kwa amri ya Mola wake Mlezi. Wakawa hawaonekani ila nyumba zao tu. Hivyo ndivyo tuwalipavyo wakosefu!
Uygurca:
ئۇ پەرۋردىگارىنىڭ بىر ئەمرى بىلەن ھەممە نەرسىنى ھالاك قىلىدۇ» (يەنى بوران كېلىپ ئۇلارنى ھالاك قىلدى)، شۇنىڭ بىلەن ئۇلارنىڭ جايلىرىنىڭ (يەنى تۇرغان ماكانلىرىنىڭ ئىزىدىن) باشقا نەرسە كۆرۈنمەيدىغان بولۇپ قالدى، گۇناھكار قەۋمنى مۇشۇنداق جازالايمىز
Japonca:
それは主の御命令を奉じて,凡てのものを壊滅し去る。」それで朝になると,かれらの住みかの外,何ものも見られなかった。われはこのように,罪を犯した民に報いる。
Arapça (Ürdün):
«تُدَمِّر» تهلك «كل شيء» مرت عليه «بأمر ربها» بإرادته، أي كل شيء أراد إهلاكه بها، فأهلكت رجالهم ونساءهم وصغارهم وأموالهم بأن طارت بذلك بين السماء والأرض ومزقته وبقي هود ومن آمن معه «فأصبحوا لايُرى إلا مساكنهم كذلك» كما جزيناهم «نجزي القوم المجرمين» غيرهم.
Hintçe:
जो अपने परवरदिगार के हुक्म से हर चीज़ को तबाह व बरबाद कर देगी तो वह ऐसे (तबाह) हुए कि उनके घरों के सिवा कुछ नज़र ही नहीं आता था हम गुनाहगारों की यूँ ही सज़ा किया करते हैं
Tayca:
มันจะทำลายทุกสิ่งตามพระบัญชาของพระเจ้าของมันแล้วพวกเขาก็กลายเป็นไม่มีอะไรให้แลเห็นนอกจากบ้านพักอาศัยของพวกเขาเท่านั้น เช่นนี้แหละเราจะตอบแทนหมู่ชนผู้กระทำผิด
İbranice:
שישמיד כל דבר לפי פקודת ריבונו. אחר כך, לא נראה מהם עוד דבר זולת משכנותיהם (השוממים,) כך נגמול לאנשים הפושעים
Hırvatça:
koji, odredbom Gospodara svoga, sve ruši." I ujutro su se vidjele samo nastambe njihove; tako Mi kažnjavamo narod prestupnički.
Rumence:
care va stârpi totul din porunca Domnului său. Dimineaţa, nu se mai vedeau decât locuinţele lor. Aşa răsplătim Noi poporul nelegiuit.
Transliteration:
Tudammiru kulla shayin biamri rabbiha faasbahoo la yura illa masakinuhum kathalika najzee alqawma almujrimeena
Türkçe:
Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir edecek. Sonunda o hale geldiler ki, konutlarından başka hiçbir şey görünmüyordu. Suçlular topluluğunu işte böyle cezalandırırız biz.
Sahih International:
Destroying everything by command of its Lord. And they became so that nothing was seen [of them] except their dwellings. Thus do We recompense the criminal people.
İngilizce:
Everything will it destroy by the command of its Lord! Then by the morning they - nothing was to be seen but (the ruins of) their houses! thus do We recompense those given to sin!
Azerbaycanca:
O öz Rəbbinin əmri ilə hər şeyi məhv edər!” Onlar (ertəsi gün) səhər çağı elə bir vəziyyətə düşdülər ki, evlərindən başqa heç bir şey görünmədi (hamısı məhv oldu). Biz günahkar qövmü belə cəzalandırırıq!
Süleyman Ateş:
Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Derken onlar o hale geldiler ki konutlarından başka bir şey görülmez oldu. İşte biz, suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Diyanet Vakfı:
O (rüzgar), Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Erhan Aktaş:
“Rabb’inin emri ile her şeyi yok edecek!” Böylece, meskenlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. Biz, suçlu halkı böyle cezalandırırız.
Kral Fahd:
O (rüzgâr), Rabbinin emriyle her şeyi yıkar, mahveder. Nitekim (o kasırga gelince) onların evlerinden başka bir şey görülmez oldu. İşte biz suç işleyen toplumu böyle cezalandırırız.
Hasan Basri Çantay:
«O, Rabbinin emriyle her şey´i helak edecekdir». İşte onlar o haale geldiler ki meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte günahkârlar güruhunu biz böyle cezalandırırız.
Muhammed Esed:
Her şeyi Rabbi´nin emriyle yakıp yıkacak (bir rüzgar)!" Onlar öylesine çarçabuk silinip gittiler ki geride (bomboş) evlerinden başka bir şey kalmaz oldu. Biz günaha saplanmış bir topluluğu işte böyle cezalandırırız.
Gültekin Onan:
Rabbinin buyruğuyla her şeyi yerle bir eder. Böylece meskenlerinden başka, hiçbir şey(leri) görünemez duruma düştüler. İşte biz, suçlu günahkar bir kavmi böyle cezalandırırız.
Ali Fikri Yavuz:
Rabbisinin emri ile herşeyi helâk edecektir.” Nihayet o hale girdiler ki, meskenlerinden başka bir şey görünmez oldu. İşte öyle mücrim (inkârcı) bir kavme, biz böyle ceza veririz.
Portekizce:
Arrasará tudo, segundo os desígnios do seu Senhor! E, ao amanhecer, nada se via, além (das ruínas) dos seus lares.Assim castigamos os pecadores!
İsveççe:
och som skall ödelägga allt enligt sin Herres befallning." Och när morgonen kom, kunde ingenting urskiljas annat än [resterna av] deras bostäder. Så lönar Vi de obotfärdiga syndarna.
Farsça:
[چنان بادی است که] همه چیز را به فرمان پروردگارش در هم می کوبد و نابود می کند. پس آنان [به سبب آن عذاب] چنان شدند که جز خانه هایشان دیده نمی شد. این گونه مردم گناهکار را کیفر می دهیم.
Kürtçe:
بەفەرمانی پەروەردگاری ھەموو شتێك دەڕوخێنێت، ئیتر وایان بەسەرھات تەنھا شوێنی خانووەکانیان دەبینرا ھەر بەو جۆرە سزای ھۆزی تاونباران دەدەین
Özbekçe:
У Роббисининг амри ила ҳар бир нарсани вайрон қилур. Бас, масканларидан бошқа нарса кўринмай қолди. Жиноятчи қавмларни шундоқ жазолайрмиз. (Од қавмига юборилган шамол алоҳида азоб шамоли эди. У Аллоҳнинг амри ила нимага тегса, вайрон (ҳалок) қилиши керак эди.)
Malayca:
"Yang menghancur leburkan segala-galanya dengan izin Tuhannya". (Setelah azab itu menimpa mereka) maka menjadilah mereka (punah ranah) - tidak ada yang kelihatan melainkan tempat-tempat tinggal mereka. Demikianlah Kami membalas kaum yang berdosa.
Arnavutça:
e cila, me urdhërin e Perëndisë, shkatërron çdo gjë”. E, në mëngjes u panë vetëm shtëpiat e tyre të zbrazëta; kështu Ne e ndëshkojmë popullin mëkatar.
Bulgarca:
Той опустошава всяко нещо по волята на своя Господ. А от тях останаха само [руините на] домовете им. Така наказваме хората-престъпници.
Sırpça:
који, одредбом свога Господара, све руши.“ И ујутру су се видела само њихова насеља; тако Ми кажњавамо преступнички народ.
Çekçe:
a která zničí dle rozkazu Božího věci všechny!' A zrána bylo vidět jen příbytky jejich opuštěné. A takto odměňujeme lid provinilý.
Urduca:
اپنے رب کے حکم سے ہر چیز کو تباہ کر ڈالے گا" آخرکار اُن کا حال یہ ہوا کہ اُن کے رہنے کی جگہوں کے سوا وہاں کچھ نظر نہ آتا تھا اِس طرح ہم مجرموں کو بدلہ دیا کرتے ہیں
Tacikçe:
ба фармони Парвардигораш ҳама чизро ҳалок мекунад. Чунон шуданд, ки акнун фақат хонаҳояшонро бинӣ. Ва Мо муҷримонро (гунаҳгоронро) ин тавр ҷазо медиҳем.
Tatarca:
Ул җил Аллаһуның әмере белән һәрнәрсәне һәлак итәр", – дип. Ул җил килеп һәммәләрен вә һәрнәрсәне һәлак итте, бу җилдән соң карасаң өйләреннән башка нәрсә күренмәс иде. Без ышанмаган явызларга әнә шулай җәза бирәбез.
Endonezyaca:
yang menghancurkan segala sesuatu dengan perintah Tuhannya, maka jadilah mereka tidak ada yang kelihatan lagi kecuali (bekas-bekas) tempat tinggal mereka. Demikianlah Kami memberi balasan kepada kaum yang berdosa.
Amharca:
በጌታዋ ትዕዛዝ አንዳቹን ሁሉ ታጠፋለች» (አላቸው)፡፡ ከመኖሪያዎቻቸውም በስተቀር ምንም የማይታዩ ኾኑ፡፡ እንደዚሁ አመጸኞችን ሕዝቦች ሁሉ እንቀጣለን፡፡
Tamilce:
இது தனது இறைவனின் கட்டளைப்படி எல்லாவற்றையும் (அழித்து, நாசமாக்கி) சின்னாபின்னமாக்கிவிடும். (அப்படியே நடந்தது.) ஆக, அவர்களின் வசிப்பிடங்களைத் தவிர (வேறு எதையும்) பார்க்க முடியாதபடி அவர்கள் ஆகிவிட்டனர். (அவர்கள் எல்லோரும் அழிந்துவிட்டனர். அவர்கள் வசித்த வீடுகளின் இடிபாடுகள் மட்டும் மிஞ்சி இருக்கின்றன.) இவ்வாறுதான் குற்றவாளிகளான மக்களை நாம் தண்டிப்போம்.
Korece:
주님의 명령에 따라 모든 것을 멸망케 할 것이라 아침이 되니그들 집들의 황폐한 흔적 밖엔 보이는 것이 없었더라 그렇듯 하나 님은 죄지은 백성들에게 보상을 내리니라
Vietnamca:
Nó tàn phá mọi thứ theo Lệnh của Thượng Đế của nó. Vì vậy, sáng hôm sau chẳng còn thấy gì ngoài những căn nhà (hoang tàn và đổ nát) của họ. TA (Allah) đáp trả những kẻ tội lỗi như thế đó.
Ayet Linkleri: