Arapça:
فَهَلْ عَسَيْتُمْ إِن تَوَلَّيْتُمْ أَن تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ وَتُقَطِّعُوا أَرْحَامَكُمْ
Çeviriyazı:
fehel `aseytüm in tevelleytüm en tüfsidû fi-l'arḍi vetüḳaṭṭi`û erḥâmeküm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve akrabalık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi?
Diyanet İşleri:
Geri dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmanız ve akrabalık bağlarını kesmeniz beklenmez mi sizden?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık iş başına gelir de yeryüzünde bozgunculuk eder; yakınlarınızı kestirip doğratır mısınız?
Şaban Piriş:
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
Edip Yüksel:
Demek işbaşına gelecek olsanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız?
Ali Bulaç:
Demek, 'iş başına gelip yönetimi ele alırsanız' hemen yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?
Suat Yıldırım:
Demek ki ey münafıklar! Siz işbaşına geçecek olursanız, ülkede fesat çıkaracak, nizamı bozacak, akrabalık bağlarını parçalayacaksınız! (Allah'a verdiği söze bile sadık kalmayan kimsenin, böylesi hakları gözetmesi de beklenemez).
Ömer Nasuhi Bilmen:
Demek umulur ki eğer siz imândan yüz çevirirseniz, yeryüzünde bozgunculuğa çağırırsınız ve akrabalık münâsebetlerini parçalayıverirsiniz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Demek iş başına gelecek olsanız/savaştan geri kalacak olsanız, ülkede fesat çıkarıp rahimleri parçalayacaksınız.
Bekir Sadak:
Bu, Allah´i gazablandiran seye uymalari ve O´nun rizasindan hosnut olmamalarindan oturudur. Allah da onlarin islerini bosa cikarmistir. *
İbni Kesir:
Demek, sizler idareyi ele alırsanız
Adem Uğur:
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
İskender Ali Mihr:
Yeryüzünde fesat çıkarmaya dönmeniz ve birbirinizi öldürmeniz mi, yoksa sizden beklenen bu mu olmalıydı?
Celal Yıldırım:
(Ey ikiyüzlü dönekler!) Eğer duruma hâkim olup iş başına geçecek olursanız yeryüzünde fesad çıkarmak ve hısımlık bağlarını kesmek sizden (pekâlâ) beklenmez mi?
Tefhim ul Kuran:
Demek, ´iş başına gelip yönetimi ele alırsanız´ hemen yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?
Fransızca:
Si vous détournez , ne risquez-vous pas de semer la corruption sur terre et de rompre vos liens de parenté ?
İspanyolca:
Si volvéis la espalda, os exponéis a corromper en la tierra y a cortar vuestros lazos de sangre.
İtalyanca:
Se volgeste le spalle, potreste spargere corruzione sulla terra e rompere i legami del sangue?
Almanca:
Würdet ihr etwa, wenn ihr Verantwortung übernehmt, Verderben auf Erden anrichten und eure Verwandtschaftsbande brechen?!
Çince:
假若你们执政,你们会不会在地方上作恶,并断绝亲戚的关系呢?
Hollandaca:
Zoudt gij dus gereed zijn geweest, indien gij gemachtigd waart geworden, buitensporigheden op aarde te bevrijden en de banden des bloeds te schenden?
Rusça:
Может быть, если вы станете руководить (или отвернетесь от веры; или откажетесь повиноваться), то распространите нечестие на земле и разорвете родственные связи.
Somalice:
Amaad mudantihiin haddaad xaqa (Jahaadka) ka jeedsataan inaad fasaadisaan dhulka, Qaraabadiinnana goysaan.
Swahilice:
Basi yanayo tarajiwa kwenu mkitawala ndio mfisidi katika nchi na mwatupe jamaa zenu?
Uygurca:
سىلەر (ئىسلام) دىن يۈز ئۆرۈسەڭلار زېمىندا بۇزغۇنچىلىق قىلارسىلەرمۇ ۋە سىلە - رەھىمنى ئۈزۈپ قويارسىلەرمۇ؟
Japonca:
あなたがたが,もし御命令に背き去ったりして,地上に退廃を(打?)し,また血縁の断絶となるようなことを期待するのか。
Arapça (Ürdün):
«فهل عسَِيتم» بكسر السين وفتحها وفيه التفات عن الغيبة إلى الخطاب، أي لعلكم «إن توليتم» أعرضتم عن الإيمان «أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم» أي تعودوا إلى أمر الجاهلية من البغي والقتال.
Hintçe:
(मुनाफ़िक़ों) क्या तुमसे कुछ दूर है कि अगर तुम हाक़िम बनो तो रूए ज़मीन में फसाद फैलाने और अपने रिश्ते नातों को तोड़ने लगो ये वही लोग हैं जिन पर ख़ुदा ने लानत की है
Tayca:
ดังนั้น หวังกันว่า หากพวกเจ้าผินหลังให้(กับการอีมานแล้ว)พวกเจ้าก็จะก่อความเสียหายในแผ่นดินและตัดความสัมพันธ์ทางเครือญาติของพวกเจ้ากระนั้นหรือ?
İbranice:
הייתכן כי כל פעם שתפנו עורף תשחיתו בארץ ותקרעו את הקשר עם קרוביכם
Hırvatça:
Možda biste i vi, kad biste se okrenuli, nered na Zemlji činili i rodbinske veze kidali!
Rumence:
Puteţi, dacă întoarceţi spatele, să semănaţi stricăciunea pe pământ şi să rupeţi legăturile voastre de sânge?
Transliteration:
Fahal AAasaytum in tawallaytum an tufsidoo fee alardi watuqattiAAoo arhamakum
Türkçe:
Demek iş başına gelecek olsanız/savaştan geri kalacak olsanız, ülkede fesat çıkarıp rahimleri parçalayacaksınız.
Sahih International:
So would you perhaps, if you turned away, cause corruption on earth and sever your [ties of] relationship?
İngilizce:
Then, is it to be expected of you, if ye were put in authority, that ye will do mischief in the land, and break your ties of kith and kin?
Azerbaycanca:
Əgər (Muhəmməd əleyhissəlamdan) üz döndərsəniz, sizdən yer üzündə fitnə-fəsad törətmək və (Cahiliyyət dövründə olduğu kimi) qohumluq tellərini qırmaq gözlənilməzmi?!
Süleyman Ateş:
Demek işbaşına gelecek olursanız, yeryüzünde bozgunculuk yapacak, rahimleri (akrabalık bağlarını) koparacaksınız öyle mi?"
Diyanet Vakfı:
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
Erhan Aktaş:
Yüz çevirmekle(1) yeryüzünde fesadın çıkmasına ve râhmet bağlarının(2) paramparça olmasına sebep olacağınızın farkında mısınız?
Kral Fahd:
Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
Hasan Basri Çantay:
Demek, idareyi ve haakimiyyeti ele alırsanız hemen yer (yüzün) de fesâd çıkaracak, akrıbalık münâsebetlerinizi bile parçalayıb keseceksiniz öyle mi?!
Muhammed Esed:
(Onlara sor:) "Siz, (Allah´ın buyruğundan) uzaklaştıktan sonra, (kendi eski yollarınıza dönmeyi tercih ederek) yeryüzünde bozgunculuk yapar ve (bir kez daha) akrabalık bağlarınızı koparır mıydınız?"
Gültekin Onan:
Demek, ´iş başına gelip yönetimi ele alırsanız´ hemen yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çıkaracak ve akrabalık bağlarınızı koparıp parçalayacaksınız, öyle mi?
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Münafıklar), demek idareyi ele alırsanız, hemen yeryüzünde fesad çıkaracak ve akrabalık bağlarını parçalayacaksınız?
Portekizce:
É possível que causeis corrupção na terra e que rompais os vínculos consangüíneos, quando assumirdes o comando.
İsveççe:
Skall man kanske vänta av er - om ni vänder ryggen [åt Profeten och hans budskap] - att ni [går tillbaka till ert gamla liv och] stör ordningen på jorden och sprider sedefördärv och river itu alla familjeband?
Farsça:
پس اگر [از خدا و پیامبر] روی گردان شوید آیا از شما جز این انتظار می رود که در زمین فساد کنید و [بر سر مال و منال دنیا] قطع رحم نمایید؟
Kürtçe:
جا ئایا ئێوە بەتەمان (ئەی ناپاکان) ئەگەر پشت ھەڵکەن (لە ئیسلام وجیھاد) لە زەویدا ئاژاوە وخراپە بەرپابکەن وە ھەرچی پەیوەندی خزمایەتیە بیبچڕێنن
Özbekçe:
Эҳтимол, (иймондан) юз ўгирсангиз, ер юзида фасод қилиб, қардошлик ришталарини узарсиз?! (Бу оятда иймондан юз ўгириб, жоҳилиятга қайтишдан келадиган бу дунёдаги зарарлар эслатилмоқда.)
Malayca:
(Kalau kamu tidak mematuhi perintah) maka tidakkah kamu harus dibimbang dan dikhuatirkan - jika kamu dapat memegang kuasa - kamu akan melakukan kerosakan di muka bumi, dan memutuskan hubungan silaturrahim dengan kaum kerabat?
Arnavutça:
E, vallë ndoshta edhe ju (hipokritët) sikur të vinit në pushtet, do të bënit ngatërresa (zullum) në Tokë dhe do t’i shkatërronit lidhjet farefisnore?!
Bulgarca:
А щом се отвърнете, нима от вас се очаква друго освен да сеете развала по земята и да прекъсвате родствените си връзки?
Sırpça:
Зар и ви не бисте, кад бисте се власти дочепали, неред на Земљи чинили и родбинске везе кидали!
Çekçe:
A je možné, že obrátíte-li se zády, budete šířit pohoršení na zemi a narušíte pokrevní svazky své.
Urduca:
اب کیا تم لوگوں سے اِس کے سوا کچھ اور توقع کی جا سکتی ہے کہ اگر تم الٹے منہ پھر گئے تو زمین میں پھر فساد برپا کرو گے اور آپس میں ایک دوسرے کے گلے کاٹو گے؟
Tacikçe:
Оё агар ба ҳукумат расидед, мехоҳед дар замин фасод кунед ва пайванди хешовандиятонро бибуред?
Tatarca:
Ий монафикълар, сездән көтеләдерме, әгәр халыкка вәли хуҗа булсагыз, җир өстендә төрле бозыклыклар кылуыгызны һәм рәхим шәфкатьне кисүегезне, ягъни сезне шуның өчен халыкка хуҗа итәргәме?
Endonezyaca:
Maka apakah kiranya jika kamu berkuasa kamu akan membuat kerusakan di muka bumi dan memutuskan hubungan kekeluargaan?
Amharca:
ብትሽሾሙም በምድር ላይ ማበላሸትን ዝምድናችሁንም መቁረጥን ከጀላችሁን?
Tamilce:
(அல்லாஹ்வின் வேதத்தை விட்டும் அதன் சட்டங்களை விட்டும்) நீங்கள் விலகிவிட்டால் பூமியில் குழப்பம் செய்வீர்கள்தானே! உங்கள் இரத்த உறவுகளை துண்டித்து விடுவீர்கள்தானே!
Korece:
너희가 권력의 자리에 앉게 되면 지상에 해악을 퍼뜨리며 혈 연관계를 단절하려 하느뇨
Vietnamca:
Nhưng nếu các ngươi quay lưng ngoảnh mặt (với tôn giáo) thì có lẽ các ngươi sẽ làm điều thối nát trên trái đất và sẽ cắt đứt tình máu mủ ruột thịt.
Ayet Linkleri: