Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

46

Sûredeki Ayet No: 

32

Ayet No: 

4542

Sayfa No: 

506

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَن لَّا يُجِبْ دَاعِيَ اللَّهِ فَلَيْسَ بِمُعْجِزٍ فِي الْأَرْضِ وَلَيْسَ لَهُ مِن دُونِهِ أَوْلِيَاءُ ۚ أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

vemel lâ yücib dâ`iye-llâhi feleyse bimü`cizin fi-l'arḍi veleyse lehû min dûnihî evliyâ'. ülâike fî ḍalâlim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Her kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacak değildir. Onun Allah'tan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içerisindedirler.

Diyanet İşleri: 

Allah'a çağırana uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; onların O'ndan başka dostları da bulunmaz; işte onlar apaçık sapıklıktadırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve kim icabet etmezse Allah'a çağırana, artık o, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakamaz ve ondan başka yardımcılar da yoktur ona; bu çeşit kişilerdir apaçık sapıklığa düşenler.

Şaban Piriş: 

Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde (Allah'ı kendisine azap etmesinden) aciz bırakacak değildir. Onun Allah’tan başka bir velisi de yoktur. İşte böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.

Edip Yüksel: 

ALLAH'a çağıranı yanıtlamıyanlar yeryüzünde kaçamaz. Onların O'na karşı dostları da olmaz. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.

Ali Bulaç: 

Kim Allah'a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah'ı aciz bırakacak değildir ve onun O'ndan başka) velileri yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

Suat Yıldırım: 

Allah'ın elçisine icabet etmeyen kimse bilsin ki,Allah’ın cezasından asla kaçıp kurtulamaz ve Allah’tan başka hiçbir hâmi ve dost bulamaz.Onlar besbelli bir sapıklık içindedirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Ve her kim Allah´ın dâvetçisine icabet etmezse, artık yerde aciz bırakıcı değildir ve onun için O´nun ötesinde yardımcılar da yoktur. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın davetçisine uymayan, yeryüzünde hiç kimseyle yarışamaz/hiç kimseyi âciz bırakamaz. Böylesinin, Allah dışında/Allah'ın davetçisi dışında evliyası da olmaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.

Bekir Sadak: 

Bu, inkar edenlerin batila uymalari ve inananlarin Rablerinden gelen gercege uymalarindan oturu boyledir. Allah boylece insanlara kendilerinin misallerini anlatir.

İbni Kesir: 

Allah´ın davetçisine uymayan kimse bilsin ki

Adem Uğur: 

Allah´ın dâvetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah´ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah´tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah´ın davetçisine icabet etmeyen kimse, yeryüzünde (Allah´ı) aciz bırakacak değildir. Ve onun Allah´tan başka dostları yoktur. İşte onlar apaçık dalâlet içindedirler.

Celal Yıldırım: 

Kim Allah´ın dâvetçisine olumlu cevap vermez de O´na uymazsa (bilsin ki) o, yeryüzünde (Allah´ı) âciz bırakacak değildir ve onun için Allah´tan başka dostlar, sahip çıkanlar da yoktur. İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

«Kim Allah´a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah´ı aciz bırakacak değildir ve onun O´ndan başka) velileri de yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.»

Fransızca: 

Et quiconque ne répond pas au prédicateur d'Allah ne saura échapper au pouvoir [d'Allah] sur terre. Et il n'aura pas de protecteurs en dehors de Lui. Ceux-là sont dans un égarement évident.

İspanyolca: 

Los que no acepten al que llama a Alá no podrán escapar en la tierra, ni tendrán, fuera de Él, amigos. Esos tales están evidentemente extraviados.

İtalyanca: 

Quanto a colui che non risponde all'Araldo di Allah, non potrà diminuire [la Sua potenza] sulla terra e non avrà patroni all'infuori di Lui. Costoro sono in manifesto errore.

Almanca: 

Und wer ALLAHs Da'wa-Machenden nicht folgt, der macht (ALLAH) auf Erden nicht zu schaffen, und er hat anstelle von Ihm keine Wali. Diese sind im eindeutigen Irregehen.

Çince: 

不应答真主号召者的人,在大地上绝不能逃避天谴,除真主外,他们绝无保护者,这等人是在明显的迷误中的。

Hollandaca: 

En hij, die Gods prediker niet gelooft, zal op geenerlei wijze Gods wraak op aarde verijdelen: nooit zal hij eenigen beschermer buiten hem hebben. Deze zullen in eene duidelijke dwaling verkeeren.

Rusça: 

А тот, кто не ответит проповеднику Аллаха, не спасется на земле, и не будет у него покровителей и помощников вместо Него. Такие находятся в очевидном заблуждении.

Somalice: 

Ruuxaan ajiibin (raacin) uyeedhaha Eebe kuma daaliyo Eebe dhulka dhexdiisa (kama cararo) wax Eebe ka soo hadhay oo u gargaarina ma jiro, kuwaas «aan maqlaynin yeedhidda Eebana» waa kuwa baadi cad ku sugan.

Swahilice: 

Na wasio mwitikia Mwitaji wa Mwenyezi Mungu basi hao hawatashinda katika ardhi, wala hawatakuwa na walinzi mbele yake. Hao wamo katika upotovu ulio dhaahiri.

Uygurca: 

كىمكى اﷲ قا (ئىمان ئېيتىشقا) دەۋەت قىلغۇچىنىڭ (يەنى رەسۇلۇللاھنىڭ) دەۋىتىنى قوبۇل قىلمىسا، ئازابتىن قېچىپ قۇتۇلالمايدۇ، اﷲ تىن باشقا (ئۇنى اﷲ نىڭ ئازابىدىن ساقلىغۇچى) ياردەمچىلەر بولمايدۇ، ئۇلار (يەنى رەسۇلۇللاھنىڭ دەۋىتىنى قوبۇل قىلمىغۇچىلار) ئوپئوچۇق گۇمراھلىقتىدۇر

Japonca: 

アッラーの招きに答えない者は,地上においてかれ(の計画)を挫くことなど出来る筈はない。またかれらには,かれの外に保護者はない。これらの者は明らかに迷いに陥っている者である。」

Arapça (Ürdün): 

«ومن لا يجب داعي الله فليس بمعجز في الأرض» أي لا يعجز الله بالهرب منه فيفوته «وليس له» لمن لا يجب «من دونه» أي الله «أولئك» الذين لم يجيبوا «في ضلال مبين» بيَّن ظاهر.

Hintçe: 

और जिसने ख़ुदा की तरफ बुलाने वाले की बात न मानी तो (याद रहे कि) वह (ख़ुदा को रूए) ज़मीन में आजिज़ नहीं कर सकता और न उस के सिवा कोई सरपरस्त होगा यही लोग गुमराही में हैं

Tayca: 

และผู้ใดที่ไม่ตอบรับผู้เรียกร้องของอัลลอฮฺ เขาจะไม่รอดพ้น (จากการลงโทษ) ในแผ่นดินนี้ และสำหรับเขาจะไม่มีผู้คุ้มครองอื่นจากพระองค์ ชนเหล่านี้อยู่ในการหลงผิดอย่างชัดแจ้ง

İbranice: 

ומי שלא יענה לקורא אל אלוהים, לא יעלה בידו לחמוק על פני האדמה, ולא יהיה לו אדונים זולתו. כל אלה נמצאים בתעייה גדולה

Hırvatça: 

A oni koji se ne odazovu Allahovu glasniku, takvi Mu na Zemlji neće umaći i mimo Njega neće zaštitnika naći. Oni su u velikoj zabludi.

Rumence: 

Cel care nu răspunde vestitorului lui Dumnezeu nu-L va slăbi pe pământ şi nu va avea în afara Lui oblăduitori. Acesta va fi într-o rătăcire vădită.”

Transliteration: 

Waman la yujib daAAiya Allahi falaysa bimuAAjizin fee alardi walaysa lahu min doonihi awliyaa olaika fee dalalin mubeenin

Türkçe: 

Allah'ın davetçisine uymayan, yeryüzünde hiç kimseyle yarışamaz/hiç kimseyi âciz bırakamaz. Böylesinin, Allah dışında/Allah'ın davetçisi dışında evliyası da olmaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.

Sahih International: 

But he who does not respond to the Caller of Allah will not cause failure [to Him] upon earth, and he will not have besides Him any protectors. Those are in manifest error."

İngilizce: 

If any does not hearken to the one who invites (us) to Allah, he cannot frustrate (Allah's Plan) on earth, and no protectors can he have besides Allah: such men (wander) in manifest error.

Azerbaycanca: 

Allahın carçısını qəbul etməyən (bilsin ki) yer üzündə qaçıb canını Ondan (Onun əzabından) qurtara bilməz və ona Allahdan başqa kömək edən dostlar da tapılmaz. Belələri açıq-aşkar (haqq yoldan) azmışlar!”

Süleyman Ateş: 

Kim Allah'ın da'vetçisine uymazsa, yeryüzünde (başına inecek belaya) engel olamaz. Kendisinin O'ndan başka velileri de olmaz. Onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın davetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

Erhan Aktaş: 

Her kim, Allah’a çağıran kimsenin çağrısına uymazsa, bilsin ki Allah’ı yeryüzünde aciz bırakacak değildir. Ve onun Allah’tan başka velileri de yoktur. İşte onlar apaçık bir sapkınlık içindedirler.

Kral Fahd: 

Allah'ın dâvetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

Hasan Basri Çantay: 

Kim Allahın da´vetcisine icabet etmezse o, yer (yüzün) de (Allâhı) âciz bırakacak değildir. Onun Allahdan başka yardımcıları da yokdur. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.

Muhammed Esed: 

Ama Allah´ın çağrısına uymayan, (O´ndan) yeryüzünde asla kurtulamaz ve (öteki dünyada) O´na karşı hiçbir koruyucu bulamaz. Böyleleri, sapıklık içinde kaybolup gitmişlerdir."

Gültekin Onan: 

46:31

Ali Fikri Yavuz: 

Kim Allah’ın davetçisinin (Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın) davetine uymazsa, arzda (Allah’ı) aciz bırakacak değildir, (asla başına gelecek azabı engelleyemez). Ona Allah’dan başka sahib olacak yardımcılar da yoktur. Böyleleri, açık bir sapıklık içindedirler.

Portekizce: 

Quanto àqueles que não atenderem ao predicador de Deus, saibam que na terra não poderão frustar (os desígnios deDeus), nem encontrarão protetores, em vez d'Ele. Estes estão em um evidente erro.

İsveççe: 

Men den som inte lyssnar till honom kan inte trotsa [Guds vilja] på jorden och han kommer inte att finna en annan beskyddare än Gud. Det är uppenbart att den [människan] har gått vilse."

Farsça: 

و آنان که دعوت کننده خدا را اجابت نکنند نمی توانند [خدا را] در زمین عاجز کنند [تا از دسترس قدرت او بیرون روند] و آنان را در برابر خدا یاورانی نیست [که عذاب را از آنان دفع کند] ، اینان در گمراهی آشکاری هستند.

Kürtçe: 

ھەرکەسیش وەڵامی بانگخوازی خوا (کە موحەممەدە ﷺ) نەداتەوە، ئەو بەھیچ جۆرێك ناتوانێ لە زەویدا لە دەست خوا دەرچێ وخۆی قوتار کات وە جگە لەخوا یارمەتیدەر وپشتیوانێکی نیە، ئا ئەوانە لە گومڕاییەکی ئاشکرادان

Özbekçe: 

Кимки, Аллоҳнинг даъватчисини қабул қилмаса, бас у ер юзида қочиб қутила олувчи эмасдир ва унга У зотдан ўзга валийлар ҳам йўқдир. Ана ўшалар очиқ-ойдин залолатдадир», дедилар.

Malayca: 

"Dan sesiapa tidak menyahut (seruan) Rasul yang mengajaknya ke jalan Allah, maka ia tidak akan dapat melepaskan diri (dari balasan azab walau ke mana sahaja ia melarikan diri) di bumi, dan ia tidak akan beroleh sesiapapun - yang lain dari Allah - sebagai pelindung-pelindung yang membelanya; mereka (yang demikian sifatnya) adalah dalam kesesatan yang nyata".

Arnavutça: 

E, ai që nuk i përgjigjet grishtarit të Perëndisë, të atillë nuk do të mund t’i ikin Atij në Tokë dhe për ta s’ka mbrojtës, pos Perëndisë. Ata janë në humbje të madhe.

Bulgarca: 

А който не откликне на зовящия към Аллах - той е безсилен на земята и няма друг покровител освен Него. Такива са в явна заблуда.”

Sırpça: 

А они који се не одазову Аллаховом гласнику, такви на Земљи неће да Му умакну и мимо Њега неће да нађу заштитника. Они су у великој заблуди.

Çekçe: 

A kdo neodpoví tomu, kdo zve k Bohu, není s to uniknout zásahu Božímu na zemi, a nebude mít kromě Něho ochránce žádného. A takoví jsou v bludu zjevném.'

Urduca: 

اور جو کوئی اللہ کے داعی کی بات نہ مانے وہ نہ زمین میں خود کوئی بل بوتا رکھتا ہے کہ اللہ کو زچ کر دے، اور نہ اس کے کوئی ایسے حامی و سرپرست ہیں کہ اللہ سے اس کو بچا لیں ایسے لوگ کھلی گمراہی میں پڑ ے ہوئے ہیں

Tacikçe: 

Ва ҳар касе, ки ба ин даъваткунанда ҷавоб нагӯяд, наметавонад, дар рӯи замин аз Худо бигурезад ва ӯро ғайри Худо ҳеҷ ёваре нест ва дар гумроҳии ошкорест!»

Tatarca: 

Берәү Аллаһуга иманга вә гыйбадәткә чакыручы рәсүлнең сүзен кабул итмәсә, ул кеше Аллаһуның ґәзабыннан качып котылу өчен Аллаһуны җирдә гаҗиз итә алмас һәм Аллаһудан башка ґәзабдан коткару өчен дуслар да булмас, ул инкяр итүчеләр ачык адашугылардыр.

Endonezyaca: 

Dan orang yang tidak menerima (seruan) orang yang menyeru kepada Allah maka dia tidak akan melepaskan diri dari azab Allah di muka bumi dan tidak ada baginya pelindung selain Allah. Mereka itu dalam kesesatan yang nyata".

Amharca: 

የአላህንም ጠሪ የማይቀበል ሰው በምድር ውስጥ የሚያመልጥ አይደለም፡፡ ከእርሱም ሌላ ለእርሱ ረዳቶች የሉትም፡፡ እነዚያ በግልጽ ስሕተት ውስጥ ናቸው» (አሉ)፡፡

Tamilce: 

எவர் அல்லாஹ்வின் அழைப்பாளருக்கு பதில் தரவில்லையோ (அவரது மார்க்கத்தை ஏற்றுக்கொள்ளவில்லையோ) அவர் பூமியில் (அல்லாஹ்வின் பிடியை விட்டு எங்கும்) தப்பித்துவிட மாட்டார். இன்னும், அவனை அன்றி அவருக்கு பாதுகாவலர்கள் இல்லை. இப்படிப்பட்டவர்கள் மிகத் தெளிவான வழிகேட்டில் இருக்கிறார்கள்.

Korece: 

그러나 하나님의 부름에 응 답하지 아니한 자 있다해도 그는 대지위에서 하나님의 계획을 좌절케 못하니 그때 그는 하나님 외에어떤 보호자도 갖지 못하여 크게 방황하게 되리라

Vietnamca: 

“Người nào không đáp lại vị mời gọi của Allah thì sẽ không thể trốn khỏi Ngài trên trái đất cũng như sẽ không có các vị bảo hộ nào ngoài Ngài. Đó là những kẻ lầm lạc rõ ràng.”