Arapça:
فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِي السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُّبِينٍ
Çeviriyazı:
ferteḳib yevme te'ti-ssemâü bidüḫânim mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Muhammed! Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır.
Diyanet İşleri:
Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle; bu, can yakan bir azabdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık gözetle gökyüzünden apaçık, gözle görünür bir dumanın geleceği günü.
Şaban Piriş:
Göğün apaçık bir duman getireceği günü gözle!
Edip Yüksel:
Göğün apaçık bir dumanı getireceği günü gözetle.
Ali Bulaç:
Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle;
Suat Yıldırım:
O halde sen göğün, bütün insanları saracak olan aşikâr bir duman çıkaracağı günü gözle. Bu, gayet acı bir azaptır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
44:9
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.
Bekir Sadak:
Onlari carptikca carpacagimiz gun ocumuzu suphesiz aliriz.
İbni Kesir:
Öyleyse sen gözle. Göğün açıkça bir duman çıkaracağı gün
Adem Uğur:
Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.
İskender Ali Mihr:
Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle.
Celal Yıldırım:
(10-11) (Ey Peygamber!) Artık göğün, insanları saracağı bir dumanla geleceği günü gözetle. Bu elem verici bir azâbdır.
Tefhim ul Kuran:
Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle
Fransızca:
Et bien, attends le jour où le ciel apportera une fumée visible
İspanyolca:
¡Espera, pues, el día que el cielo traiga un humo visible,
İtalyanca:
Ebbene, aspetta il Giorno in cui il cielo recherà un fumo ben visibile,
Almanca:
Also warte auf den Tag, wenn der Himmel mit deutlichem Rauch kommt,
Çince:
你应当等待烟雾漫天的日子,
Hollandaca:
Maar sla hen gade, op den dag dat de hemel een zichtbaren rook zal voortbrengen.
Rusça:
Подожди же того дня, когда небо принесет ясный дым,
Somalice:
Ee sug Maalinta uu ku imaan Cirku qiiq muuqda (isagoo ku dheehan).
Swahilice:
Basi ingoje siku ambayo mbingu zitakapo leta moshi ulio dhaahiri,
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) سەن ئاسمان (ھەممە ئادەم) ئوچۇق (كۆرىدىغان) تۈتۈننى كەلتۈرىدىغان كۈندە (ئۇلارغا بولىدىغان ئازابنى) كۈتكىن
Japonca:
待っていなさい,天が明瞭な煙霧を起す日まで。
Arapça (Ürdün):
قال تعالى: «فارتقب يوم تأتي السماء بدخان مبين» فأجدبت الأرض واشتد بهم الجوع إلى أن رأوا من شدته كهيئة الدخان بين السماء والأرض.
Hintçe:
तो तुम उस दिन का इन्तेज़ार करो कि आसमान से ज़ाहिर ब ज़ाहिर धुऑं निकलेगा
Tayca:
ดังนั้น เจ้าจงคอยเฝ้าดูวันที่ชั้นฟ้าจะนำไอหมอกออกมาซึ่งจะเห็นได้ชัด
İbranice:
לכן חכה ליום בו השמים יביאו עננים כבדים של עשן
Hırvatça:
Pa ti zato sačekaj Dan kad će se na nebu vidljivi dim pojaviti
Rumence:
Pândeşte Ziua când cerul va aduce un fum gros
Transliteration:
Fairtaqib yawma tatee alssamao bidukhanin mubeenin
Türkçe:
Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.
Sahih International:
Then watch for the Day when the sky will bring a visible smoke.
İngilizce:
Then watch thou for the Day that the sky will bring forth a kind of smoke (or mist) plainly visible,
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) Sən göyün aşkar bir dumana bürünəcəyi günü gözlə! (O gün müşriklərə elə bir aclıq üz verəcəkdir ki, gözləri qaranlıq gətirib yerlə göyün arasını, sanki bir duman bürüdüyünü görəcəklər!)
Süleyman Ateş:
Göğün, açık bir duman getireceği günü gözetle.
Diyanet Vakfı:
Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.
Erhan Aktaş:
Artık göğün, apaçık bir duman getireceği günü bekle.
Kral Fahd:
Şimdi sen, göğün,açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.
Hasan Basri Çantay:
O halde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle (Habîbim).
Muhammed Esed:
Öyleyse, gökyüzünde (Son Saat´in yaklaştığını) haber veren bir duman tabakasının belireceği Gün´ü bekle,
Gültekin Onan:
Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle
Ali Fikri Yavuz:
O halde (Ey Rasûlüm), semanın aşikâre bir duman (kıtlık ve açlık) getireceği (azab) gününü gözle.
Portekizce:
Aguarda, pois, o dia em que do céu descerá uma fumaça visível.
İsveççe:
VÄNTA på den Dag då himlen kommer att [skymmas av] en klart synlig, tät rök
Farsça:
پس به انتظار روزی باش که آسمان دودی آشکار بیاورد،
Kürtçe:
جا چاوەڕوانبە ڕۆژێك کە ئاسمان دوکەڵێکی ئاشکرای لێ پەیدا دەبێت
Özbekçe:
Бас, осмон аниқ тутунни келтирадиган кунни кут.
Malayca:
Oleh itu tunggulah (wahai Muhammad) semasa langit membawa asap kemarau yang jelas nyata (yang menyebabkan kebuluran yang dahsyat),
Arnavutça:
andaj ti prite atë (ditë), kur nga qielli do të lëshohet tym i qartë,
Bulgarca:
Изчакай Деня, в който небето ще донесе явен дим!
Sırpça:
Па ти зато сачекај Дан кад ће на небу да се појави видљиви дим.
Çekçe:
Očekávej tedy den, kdy na nebesích se ukáže dým viditelný,
Urduca:
اچھا انتظار کرو اُس دن کا جب آسمان صریح دھواں لیے ہوئے آئے گا
Tacikçe:
Пас мунтазири рӯзе бош, ки осмон ба ошкоро дуд биёварад.
Tatarca:
Кыямәт көнен көтүче имансызлар өчен ул көндә күк каты төтен белән тулган булыр.
Endonezyaca:
Maka tunggulah hari ketika langit membawa kabut yang nyata,
Amharca:
ሰማይም በግልጽ ጭስ የምትመጣበትን ቀን ተጠባበቅ፡፡
Tamilce:
ஆக, வானம் ஒரு தெளிவான புகையைக் கொண்டு வருகின்ற நாளை எதிர்பார்ப்பீராக!
Korece:
하늘이 짙은 연기로 가득 차는 그날을 그대는 지켜보리라
Vietnamca:
Vì vậy, Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy đợi xem Ngày mà bầu trời sẽ tỏa ra lớp khói mờ rõ rệt.
Ayet Linkleri: