Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

4424

Sayfa No: 

496

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَارْتَقِبْ يَوْمَ تَأْتِي السَّمَاءُ بِدُخَانٍ مُّبِينٍ

Çeviriyazı: 

ferteḳib yevme te'ti-ssemâü bidüḫânim mübîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey Muhammed! Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır.

Diyanet İşleri: 

Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle; bu, can yakan bir azabdır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Artık gözetle gökyüzünden apaçık, gözle görünür bir dumanın geleceği günü.

Şaban Piriş: 

Göğün apaçık bir duman getireceği günü gözle!

Edip Yüksel: 

Göğün apaçık bir dumanı getireceği günü gözetle.

Ali Bulaç: 

Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle;

Suat Yıldırım: 

O halde sen göğün, bütün insanları saracak olan aşikâr bir duman çıkaracağı günü gözle. Bu, gayet acı bir azaptır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

44:9

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.

Bekir Sadak: 

Onlari carptikca carpacagimiz gun ocumuzu suphesiz aliriz.

İbni Kesir: 

Öyleyse sen gözle. Göğün açıkça bir duman çıkaracağı gün

Adem Uğur: 

Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.

İskender Ali Mihr: 

Artık göğün, apaçık duman (fitne) getireceği günü gözle.

Celal Yıldırım: 

(10-11) (Ey Peygamber!) Artık göğün, insanları saracağı bir dumanla geleceği günü gözetle. Bu elem verici bir azâbdır.

Tefhim ul Kuran: 

Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle

Fransızca: 

Et bien, attends le jour où le ciel apportera une fumée visible

İspanyolca: 

¡Espera, pues, el día que el cielo traiga un humo visible,

İtalyanca: 

Ebbene, aspetta il Giorno in cui il cielo recherà un fumo ben visibile,

Almanca: 

Also warte auf den Tag, wenn der Himmel mit deutlichem Rauch kommt,

Çince: 

你应当等待烟雾漫天的日子,

Hollandaca: 

Maar sla hen gade, op den dag dat de hemel een zichtbaren rook zal voortbrengen.

Rusça: 

Подожди же того дня, когда небо принесет ясный дым,

Somalice: 

Ee sug Maalinta uu ku imaan Cirku qiiq muuqda (isagoo ku dheehan).

Swahilice: 

Basi ingoje siku ambayo mbingu zitakapo leta moshi ulio dhaahiri,

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) سەن ئاسمان (ھەممە ئادەم) ئوچۇق (كۆرىدىغان) تۈتۈننى كەلتۈرىدىغان كۈندە (ئۇلارغا بولىدىغان ئازابنى) كۈتكىن

Japonca: 

待っていなさい,天が明瞭な煙霧を起す日まで。

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى: «فارتقب يوم تأتي السماء بدخان مبين» فأجدبت الأرض واشتد بهم الجوع إلى أن رأوا من شدته كهيئة الدخان بين السماء والأرض.

Hintçe: 

तो तुम उस दिन का इन्तेज़ार करो कि आसमान से ज़ाहिर ब ज़ाहिर धुऑं निकलेगा

Tayca: 

ดังนั้น เจ้าจงคอยเฝ้าดูวันที่ชั้นฟ้าจะนำไอหมอกออกมาซึ่งจะเห็นได้ชัด

İbranice: 

לכן חכה ליום בו השמים יביאו עננים כבדים של עשן

Hırvatça: 

Pa ti zato sačekaj Dan kad će se na nebu vidljivi dim pojaviti

Rumence: 

Pândeşte Ziua când cerul va aduce un fum gros

Transliteration: 

Fairtaqib yawma tatee alssamao bidukhanin mubeenin

Türkçe: 

Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.

Sahih International: 

Then watch for the Day when the sky will bring a visible smoke.

İngilizce: 

Then watch thou for the Day that the sky will bring forth a kind of smoke (or mist) plainly visible,

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Sən göyün aşkar bir dumana bürünəcəyi günü gözlə! (O gün müşriklərə elə bir aclıq üz verəcəkdir ki, gözləri qaranlıq gətirib yerlə göyün arasını, sanki bir duman bürüdüyünü görəcəklər!)

Süleyman Ateş: 

Göğün, açık bir duman getireceği günü gözetle.

Diyanet Vakfı: 

Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.

Erhan Aktaş: 

Artık göğün, apaçık bir duman getireceği günü bekle.

Kral Fahd: 

Şimdi sen, göğün,açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.

Hasan Basri Çantay: 

O halde semânın apâşikâr bir duman getireceği günü gözetle (Habîbim).

Muhammed Esed: 

Öyleyse, gökyüzünde (Son Saat´in yaklaştığını) haber veren bir duman tabakasının belireceği Gün´ü bekle,

Gültekin Onan: 

Öyleyse sen, göğün açıkça bir duman getireceği günü gözle

Ali Fikri Yavuz: 

O halde (Ey Rasûlüm), semanın aşikâre bir duman (kıtlık ve açlık) getireceği (azab) gününü gözle.

Portekizce: 

Aguarda, pois, o dia em que do céu descerá uma fumaça visível.

İsveççe: 

VÄNTA på den Dag då himlen kommer att [skymmas av] en klart synlig, tät rök

Farsça: 

پس به انتظار روزی باش که آسمان دودی آشکار بیاورد،

Kürtçe: 

جا چاوەڕوانبە ڕۆژێك کە ئاسمان دوکەڵێکی ئاشکرای لێ پەیدا دەبێت

Özbekçe: 

Бас, осмон аниқ тутунни келтирадиган кунни кут.

Malayca: 

Oleh itu tunggulah (wahai Muhammad) semasa langit membawa asap kemarau yang jelas nyata (yang menyebabkan kebuluran yang dahsyat),

Arnavutça: 

andaj ti prite atë (ditë), kur nga qielli do të lëshohet tym i qartë,

Bulgarca: 

Изчакай Деня, в който небето ще донесе явен дим!

Sırpça: 

Па ти зато сачекај Дан кад ће на небу да се појави видљиви дим.

Çekçe: 

Očekávej tedy den, kdy na nebesích se ukáže dým viditelný,

Urduca: 

اچھا انتظار کرو اُس دن کا جب آسمان صریح دھواں لیے ہوئے آئے گا

Tacikçe: 

Пас мунтазири рӯзе бош, ки осмон ба ошкоро дуд биёварад.

Tatarca: 

Кыямәт көнен көтүче имансызлар өчен ул көндә күк каты төтен белән тулган булыр.

Endonezyaca: 

Maka tunggulah hari ketika langit membawa kabut yang nyata,

Amharca: 

ሰማይም በግልጽ ጭስ የምትመጣበትን ቀን ተጠባበቅ፡፡

Tamilce: 

ஆக, வானம் ஒரு தெளிவான புகையைக் கொண்டு வருகின்ற நாளை எதிர்பார்ப்பீராக!

Korece: 

하늘이 짙은 연기로 가득 차는 그날을 그대는 지켜보리라

Vietnamca: 

Vì vậy, Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy đợi xem Ngày mà bầu trời sẽ tỏa ra lớp khói mờ rõ rệt.