Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

37

Ayet No: 

4362

Sayfa No: 

492

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِنَّهُمْ لَيَصُدُّونَهُمْ عَنِ السَّبِيلِ وَيَحْسَبُونَ أَنَّهُم مُّهْتَدُونَ

Çeviriyazı: 

veinnehüm leyeṣuddûnehüm `ani-ssebîli veyaḥsebûne ennehüm mühtedûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

Diyanet İşleri: 

Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkorlar, bunlar da doğru yola eriştiklerini sanırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve şüphe yok ki Şeytanlar, onları yoldan çıkarır ve şüphe yok ki doğru yolu bulduklarını sanırlar.

Şaban Piriş: 

Şüphesiz bu Şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

Edip Yüksel: 

Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar

Ali Bulaç: 

Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.

Suat Yıldırım: 

Bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar, ama onlar kendilerinin hâlâ doğru yolda olduklarını sanırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve şüphe yok ki, bunlar, onları herhalde doğru yoldan çıkarırlar. Ve onlar da zannederler ki, kendileri şüphe yok hidâyete erdirilmişlerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar.

Bekir Sadak: 

Sana vahyolunana saril, sen, suphesiz dogru yol uzerindesin.

İbni Kesir: 

Şüphesiz ki onlar da bunları yoldan çıkarırlar. Bunlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar.

Adem Uğur: 

Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve muhakkak ki onlar (şeytanlar), onları mutlaka (Allah´ın) yolundan men ederler (alıkoyarlar). Ve onlar kendilerinin hidayette olduğunu sanırlar.

Celal Yıldırım: 

Ve gerçekten onlar, bunları doğru yoldan alıkorlar da bunlar, doğru yolda bulunduklarını sanırlar.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar

Fransızca: 

Ils (Les diables) détournent certes [les hommes] du droit chemin, tandis que ceux-ci s'estiment être bien guidés.

İspanyolca: 

Les apartan, sí, del Camino, mientras creen ser bien dirigidos.

İtalyanca: 

In verità [i diavoli] frappongono ostacoli sulla via di Allah e [gli uomini] credono di essere sulla buona strada.

Almanca: 

Und gewiß, sie halten sie vom wahren Weg ab und denken, daß sie Rechtgeleitete sind.

Çince: 

那些恶魔,妨碍他们遵循正道,而他们却以为自己是遵循正道的。

Hollandaca: 

De duivels zullen de menschen van het pad der waarheid afwenden, en zij zullen zich verbeelden, op den waren weg te zijn geleid.

Rusça: 

Они не будут пускать их на путь Аллаха, а те будут считать, что они следуют прямым путем.

Somalice: 

Shayaadiintuna waxay ka leexin Jidka (xaqa) waxayna isu maleyn inay hanuunsanyihiin (toosan yihiin).

Swahilice: 

Na hakika wao wanawazuilia Njia na wenyewe wanadhani kuwa wameongoka.

Uygurca: 

شەك - شۈبھىسىزكى، شەيتانلار ئۇلارنى (يەنى ئازغۇن كۇففارلارنى) توغرا يولدىن توسىدۇ، ئۇلار بولسا ئۆزلىرىنى توغرا يولدا دەپ گۇمان قىلىدۇ

Japonca: 

こうして(悪魔は正しい)道からかれらを拒む,しかもかれらは,自分は(正しく)導かれているものと思い込んでいる。

Arapça (Ürdün): 

«وإنهم» أي الشياطين «ليصدونهم» أي العاشين «عن السبيل» أي طرق الهدى «ويحسبون أنهم مهتدون» في الجمع رعاية معنى من.

Hintçe: 

और वह (शयातीन) उन लोगों को (ख़ुदा की) राह से रोकते रहते हैं बावजूद इसके वह उसी ख्याल में हैं कि वह यक़ीनी राहे रास्त पर हैं

Tayca: 

และแท้จริง พวกมันจะขัดขวางพวกเขาออกจากทางที่ถูกต้อง แต่พวกเขาคิดว่า พวกเขานั้นอยู่ในแนวทางที่ถูกต้องแล้ว

İbranice: 

הם מרחיקים אותם מדרך הישר, בעודם חושבים שהם מודרכים

Hırvatça: 

oni - šejtani ljude će od Pravog puta odvraćati, a oni će misliti da su na Pravom putu.

Rumence: 

Şi îi îndepărtează de drum, însă ei se socot bine călăuziţi

Transliteration: 

Wainnahum layasuddoonahum AAani alssabeeli wayahsaboona annahum muhtadoona

Türkçe: 

Bu şeytanlar onları yoldan saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hâlâ hidayet üzere olduklarını sanırlar.

Sahih International: 

And indeed, the devils avert them from the way [of guidance] while they think that they are [rightly] guided

İngilizce: 

Such (evil ones) really hinder them from the Path, but they think that they are being guided aright!

Azerbaycanca: 

(Şeytanlar) onları doğru yoldan çıxardar, onlar isə özlərinin haqq yolda olduqlarını güman edərlər!

Süleyman Ateş: 

O(şeyta)nlar onları yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

Erhan Aktaş: 

Şeytânlar, onları doğru yoldan saptırdıkları halde, onlar hâlâ kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

Kral Fahd: 

Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

Hasan Basri Çantay: 

Şübhesiz ki bunlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendi lerinin hidâyete erdirilmiş olduklarını sanırlar.

Muhammed Esed: 

Bu (şeytani dürtüler) böylelerini (hakikat) yolundan alıkoyar ve bunlar kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar!

Gültekin Onan: 

Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar

Ali Fikri Yavuz: 

Muhakkak ki bu şeytanlar, onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar.

Portekizce: 

E embora o demônio o desencaminhe da verdadeira senda, crerá que está encaminhado.

İsveççe: 

och detta väsen hindrar honom att slå in på den väg [som leder till Gud], fastän han själv tror sig vara på rätt väg.

Farsça: 

و بی تردید شیطان ها چنین کسانی را از راه خدا باز می دارند، در حالی که [با این گمراهی سخت] گمان می کنند راه یافتگان واقعی آنانند؛

Kürtçe: 

وە بێگومان ئەوانە (شەیتانەکان) لەڕێگایی ڕاست ڕێگریان دەکەن واش دەزانن کەبێگومان ھەر ئەوانن کە ھیدایەتدراوون

Özbekçe: 

Албатта, у(шайтон)лар йўлдан тўсурлар ва улар ўзларини шак-шубҳасиз ҳидоят топгувчилардек ҳисобларлар.

Malayca: 

Dan sesungguhnya Syaitan-syaitan itu tetap menghalangi mereka dari jalan yang benar, sedang mereka menyangka bahawa mereka orang-orang yang mendapat hidayah petunjuk.

Arnavutça: 

Edhe, ata (djajtë), me të vërtetë, i shmangin ata nga rruga e drejtë, e ata (të mashtruarit) mendojnë se janë në rrugë të drejtë.

Bulgarca: 

Тези [сатани] ги възпират от пътя, а те мислят, че са напътени.

Sırpça: 

ђаволи ће их од Правог пута одвраћати, а они ће мислити да су на Правом путу.

Çekçe: 

A satani je budou z cesty Boží odvracet, zatímco lidé budou v domnění, že správně jsou vedeni.

Urduca: 

یہ شیاطین ایسے لوگو ں کو راہ راست پر آنے سے روکتے ہیں، اور وہ اپنی جگہ یہ سمجھتے ہیں کہ ہم ٹھیک جا رہے ہیں

Tacikçe: 

Ва он шайтонҳо ононро аз роҳи Худо бозмегардонанд, вале пиндоранд, ки ҳидоятёфтагонанд.

Tatarca: 

Ул шайтаннар, үзләренә ияргән кешеләрне Коръән юлына керүдән тыярлар, бидеґәт гамәлләр белән батыл дингә адашу юлына алып керерләр, шулай булса да ул кешеләр без хак юлдабыз дип зан кылырлар.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya syaitan-syaitan itu benar-benar menghalangi mereka dari jalan yang benar dan mereka menyangka bahwa mereka mendapat petunjuk.

Amharca: 

እነርሱም (ተደናባሪዎቹ) ተመሪዎች መኾናቸውን የሚያስቡ ሲኾኑ እነርሱ (ሰይጣናት) ከቀጥተኛው መንገድ በእርግጥ ያግዷቸዋል፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக இவர்கள் (-இந்த ஷைத்தான்கள்) அவர்களை (-இணைவைப்பவர்களை நேரான) பாதையில் இருந்து தடுக்கிறார்கள். இன்னும், அ(ந்த இணைவைப்ப)வர்கள் நிச்சயமாக தாங்கள் நேர்வழி நடப்பவர்கள்தான் என்று எண்ணுகிறார்கள்.

Korece: 

그리하여 사탄들이 그들로 하여금 바른 길에서 벗어나게 하 나 그들은 스스로가 옳은 길로 인도되는 것으로 생각하노라

Vietnamca: 

Quả thật, (những tên Shaytan) này chắc chắn sẽ ngăn chúng khỏi con đường (của Allah), tuy nhiên, chúng cứ tưởng chúng đang được hướng dẫn.