Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

43

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

4347

Sayfa No: 

490

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

بَلْ قَالُوا إِنَّا وَجَدْنَا آبَاءَنَا عَلَىٰ أُمَّةٍ وَإِنَّا عَلَىٰ آثَارِهِم مُّهْتَدُونَ

Çeviriyazı: 

bel ḳâlû innâ vecednâ âbâenâ `alâ ümmetiv veinnâ `alâ âŝârihim mühtedûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hayır, onlar sadece: "Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz." dediler.

Diyanet İşleri: 

Hayır; "Doğrusu Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerinden gitmekteyiz" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hayır, şüphe yok ki dediler, biz atalarımızı bir dine, bir inanca sahip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izini izlemede, o yola gitmedeyiz.

Şaban Piriş: 

Bilakis şöyle dediler: Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde dosdoğru gitmekteyiz.

Edip Yüksel: 

Hayır, "Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz," dediler.

Ali Bulaç: 

Hayır; dediler ki: "Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz."

Suat Yıldırım: 

Hayır! Ne bilgileri var, ne kitapları! Sadece şöyle derler:“Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerinden gidiyoruz.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Hayır. Dediler ki: «Şüphe yok, biz babalarımızı büyük bir tarikat üzere bulduk. Muhakkak ki, biz de onların izleri üzerinde (yürüyüp) doğru yolu bulmuşlarız.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hayır, sadece şunu söylemişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerini izleyerek biz de doğruya ve güzele varacağız."

Bekir Sadak: 

Ibrahim ardindan geleceklere bu sozu, devamli kalacak bir miras olarak birakti. Artik belki dogru yola donerler.

İbni Kesir: 

Hayır, dediler ki: Doğrusu biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinden gitmekteyiz.

Adem Uğur: 

Hayır! &quot

İskender Ali Mihr: 

Hayır, (onlar) dediler ki: “Gerçekten biz, babalarımızı bir ümmet (dîn) üzerinde bulduk. Ve muhakkak ki biz, onların izi üzerinde hidayete erenleriz.”

Celal Yıldırım: 

Hayır, şüphesiz ki biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk. Onların izleri üstünde giderek yolumuzu bulduk, (derler).

Tefhim ul Kuran: 

Hayır

Fransızca: 

Mais plutôt ils dirent : "Nous avons trouvé nos ancêtres sur une religion, et nous nous guidons sur leurs traces".

İspanyolca: 

¡Nada de eso! Dicen: «Encontramos a nuestros padres en una religión y, siguiendo sus huellas, estamos bien dirigidos».

İtalyanca: 

No, dicono piuttosto: «Abbiamo trovato i nostri avi far parte di una comunità, noi seguiamo le loro orme».

Almanca: 

Nein, sondern sie sagten: "Gewiß, wir fanden unsere Ahnen auf einem Weg vor, und wir sind ihren Spuren doch nach geleitet."

Çince: 

不然,他们说:我们确已发现我们的祖先是信奉一种宗教的,我们确是遵循他们的遗迹而得正道的。

Hollandaca: 

Neen! Maar zij zeggen: Waarlijk, wij bevonden dat onze vaderen dezen godsdienst uitoefenden, en wij richten ons naar hunne voetstappen.

Rusça: 

О нет! Они сказали: "Воистину, мы нашли своих отцов на этом пути, и мы верно следуем по их стопам".

Somalice: 

Waxaybase dhaheen waxaan bellay Abbayowganoo jid ku socda anaguna iyaga raadkoodii yaan ku hanuunsanahay.

Swahilice: 

Bali wanasema: Hakika sisi tuliwakuta baba zetu wanashika dini makhsusi, basi na sisi tunaongoza nyayo zao.

Uygurca: 

ئۇنداق ئەمەس، ئۇلار: «ھەقىقەتەن ئاتا - بوۋىلىرىمىزنىڭ بىر خىل دىنغا ئېتىقاد قىلغانلىقىنى بىلىمىز، بىز ئۇلارنىڭ ئىزىدىن مېڭىپ ھىدايەت تاپقۇچىدۇرمىز» دەيدۇ

Japonca: 

いや,かれらは言う。「わたしたちは祖先が,一つの道を踏んでいたのを見て,その足跡によって導かれているのです。」

Arapça (Ürdün): 

«بل قالوا إنا وجدنا آباءنا على أمة» ملة «وإنا» «على آثارهم مهتدون» بهم وكانوا يعبدون غير الله.

Hintçe: 

बल्कि ये लोग तो ये कहते हैं कि हमने अपने बाप दादाओं को एक तरीके पर पाया और हम उनको क़दम ब क़दम ठीक रास्ते पर चले जा रहें हैं

Tayca: 

เปล่าเลย พวกเขากล่าวว่า แท้จริงเราได้พบเห็นบรรพบุรุษของเราอยู่ในแนวทางนี้ ดังนั้นเราจึงดำเนินตามแนวทางของพวกเขา

İbranice: 

אבל הם אמרו: 'אנו מצאנו את אבותינו מאוחדים באמונתם, ואנחנו הולכים בעקבותיהם

Hırvatça: 

Oni čak govore: "Mi smo zatekli pretke naše kako ispovijedaju vjeru i, prateći njihove tragove, mi smo na Pravom putu."

Rumence: 

Ba nu! Ei spun: “Noi i-am aflat pe taţii noştri într-o adunare, iar noi după urmele lor ne călăuzim.”

Transliteration: 

Bal qaloo inna wajadna abaana AAala ommatin wainna AAala atharihim muhtadoona

Türkçe: 

Hayır, sadece şunu söylemişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerini izleyerek biz de doğruya ve güzele varacağız."

Sahih International: 

Rather, they say, "Indeed, we found our fathers upon a religion, and we are in their footsteps [rightly] guided."

İngilizce: 

Nay! they say: "We found our fathers following a certain religion, and we do guide ourselves by their footsteps."

Azerbaycanca: 

Xeyr (belə bir şey yoxdur). Onlar: “Biz atalarımızı bir din üzərində (bütpərəstlikdə) gördük və biz də onların ardınca getdik!” – deyirlər.

Süleyman Ateş: 

Hayır, (ne bilgileri var, ne de Kitapları). Sadece: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerinde gidiyoruz" dediler.

Diyanet Vakfı: 

Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler.

Erhan Aktaş: 

Hayır! Dediler ki: “Doğrusu, biz, atalarımızı bir ümmet(1) üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz.

Kral Fahd: 

Hayır! «Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» derler.

Hasan Basri Çantay: 

Bil´akis (şöyle) dediler: «Gerçek biz atalarımızı bir ümmet (bir dîn) üzerinde bulduk. Biz de hakîkaten onların izleri üstünden doğruya erdirilmişleriz».

Muhammed Esed: 

Hayır! Ama şöyle derler: "Biz atalarımızı (belli) bir inanç üzerinde bulduk ve ancak onların izinden giderek doğru yolu buluruz!"

Gültekin Onan: 

Hayır, dediler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Hayır (onların aklî ve naklî hiç bir delilleri yoktur, ancak) şöyle dediler: “- Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izlerince giderek hidayet buluruz.”

Portekizce: 

Não! Porém, dizem: Em verdade, deparamo-nos com os nossos pais a praticarem um culto, por cujos rastros nosguiamos.

İsveççe: 

Nej, de säger tvärtom: "Vi har förstått att detta var våra fäders tro, och vi följer i deras spår."

Farsça: 

[نه] بلکه [هیچ دلیلی بر حقّانیّت بت پرستی و شرک خود ندارند، بلکه دلگرمی آنان به آیینشان این است که] گفتند: ما پدرانمان را بر آیینی یافتیم و مسلماً ما هم با پیروی از آثارشان ره یافته ایم.

Kürtçe: 

(نەخێر وانیە) بەڵکو دەیانووت بەڕاستی ئێمە باو وباپیرانمان لەسەر ئاینێك بینیوە (لەسەر بت پەرستی) وە بێگومان ئێمەش پەیڕەوی ڕێبازی ئەوانین

Özbekçe: 

Йўқ! Улар: «Биз ота-боболаримизни бир динда топдикки, албатта, биз уларнинг изларидан ҳидоят топгувчидирмиз», дедилар.

Malayca: 

(Tidak ada sebarang bukti bagi mereka) bahkan mereka (hanyalah) berkata: Sesungguhnya kami telah mendapati datuk nenek kami menurut satu jalan ugama, dan sesungguhnya kami beroleh petunjuk menurut jejak mereka sahaja".

Arnavutça: 

Jo, por ata thonë: “Na, me të vërtetë, i kemi gjetur etërit tanë në një rrugë – dhe, ne sigurisht udhëzohemi edhe nga gjurmët e tyre”.

Bulgarca: 

Не! Рекоха: “Заварихме предците си с религия. И ние по техните стъпки вървим.”

Sırpça: 

Они чак говоре: „Ми смо затекли наше претке како исповедају веру и, пратећи њихове трагове, ми смо на Правом путу.“

Çekçe: 

Však oni naopak říkají: 'Nalezli jsme otce své v jistém učení a jdeme ve stopách jejich.'

Urduca: 

نہیں، بلکہ یہ کہتے ہیں کہ ہم نے اپنے باپ دادا کو ایک طریقے پر پایا ہے اور ہم اُنہی کے نقش قدم پر چل رہے ہیں

Tacikçe: 

На, мегӯянд: «Падаронамонро бар дине ёфтем ва мо аз паи онҳо меравем».

Tatarca: 

Алар Аллаһ һәм пәйгамбәр сүзенә колак салмадылар, бәлки әйттеләр: "Без аталарыбызны бер диндә таптык, без һәм аларга ияреп аларча дин тотабыз һәм Аллаһудан башкага гыйбадәт кылабыз", – дип.

Endonezyaca: 

Bahkan mereka berkata: "Sesungguhnya kami mendapati bapak-bapak kami menganut suatu agama, dan sesungguhnya kami orang-orang yang mendapat petunjuk dengan (mengikuti) jejak mereka".

Amharca: 

ከቶውንም «እኛ አባቶቻችንን በሃይማኖት ላይ አገኘናቸው፡፡ እኛም በፈለጎቻቸው ላይ ተመሪዎች ነን» አሉ፡፡

Tamilce: 

மாறாக, அவர்கள் கூறுகிறார்கள்: “நிச்சயமாக நாம் எங்கள் மூதாதைகளை ஒரு கொள்கையில் கண்டோம். நிச்சயமாக நாங்கள் அவர்களின் அடிச்சுவடுகள் மீதே வழி நடப்போம். (உமது மார்க்கத்தை நாங்கள் பின்பற்ற மாட்டோம்.)”

Korece: 

그렇지 않노라 저희는 저희 선조들이 따랐던 종교를 발견하여 그들의 길을 스스로 따를 뿐입니 다 라고 그들은 말하더라

Vietnamca: 

Không! Chúng thường bảo: “Bọn ta thấy cha ông của bọn ta theo một tôn giáo nào đó nên bọn ta đi theo dấu chân của họ.”