Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

42

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

4290

Sayfa No: 

485

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَسْتَعْجِلُ بِهَا الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا ۖ وَالَّذِينَ آمَنُوا مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا الْحَقُّ ۗ أَلَا إِنَّ الَّذِينَ يُمَارُونَ فِي السَّاعَةِ لَفِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ

Çeviriyazı: 

yesta`cilü bihe-lleẕîne lâ yü'minûne bihâ. velleẕîne âmenû müşfiḳûne minhâ veya`lemûne ennehe-lḥaḳḳ. elâ inne-lleẕîne yümârûne fi-ssâ`ati lefî ḍalâlim be`îd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O'na inanmayanlar kıyametin çabuk gelmesini istiyorlar. İnananlar ise O'ndan korkarlar ve O'nun hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet saati hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Diyanet İşleri: 

O'na inanmayanlar, acele olmasını beklerler; inananlar ise korku ile titrerler ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Buna inanmayanlar, çabuk gelmesini isterler ve inananlarsa gelip çatmasından korkarlar ve bilirler ki o, gerçektir; iyice bil ki kıyametten şüphe edip o hususta mücadeleye girişenler, elbette doğrudan pek uzak bir sapıklık içindedir.

Şaban Piriş: 

Ona iman etmeyenler, onun çabucak gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan korkarlar ve onun hak olduğunu bilirler. Bilin ki kıyamet hakkında tartışanlar uzak/derin bir sapıklık içindedirler.

Edip Yüksel: 

Ona inanmıyanlar onun hakkında meydan okuyorlar. Ona inananlar ise ondan kaygı duyarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Saat konusunda kuşku duyanlar büyük bir sapıklık içindedirler.

Ali Bulaç: 

Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet-saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.

Suat Yıldırım: 

Kıyamet (yani dirilme) saatinin gelmesini acele ile isteyenler, ona inanmayanlardır.Müminler ise O'nun gerçekten vaki olacağını bilir ve ondan kaçınırlar. Kıyamet hakkında münakaşa edenler, haktan ve gerçekten çok uzak, derin bir sapıklık içindedirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O´na (Kıyamete) imân etmeyenler, onu isti´cal ederler. İmân etmiş olanlar ise, O´ndan korkuculardır ve O´nun şüphesiz hak olduğunu bilirler. Haberin olsun o kimseler ki, o kıyamet hakkında mücâdelede bulunurlar. Elbette ki uzak bir sapıklık içindedirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ona inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman edenlerse ondan ürperirler ve bilirler ki o haktır. Dikkat edin, kıyamet saati hakkında tartışıp duranlar, geri dönüşü olmayan bir sapıklığın tam içindedirler.

Bekir Sadak: 

Yoksa senin icin Allah´a karsi yalan yere iftira etti mi derler? Allah dilerse senin kalbini muhurler, batili da yok eder, hakki sozleriyle gerceklestirir. Dogrusu O, kalplerde olani bilendir.

İbni Kesir: 

Buna inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman edenler ise, ondan korku ile titrerler ve onun hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki

Adem Uğur: 

Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

İskender Ali Mihr: 

Ona (kıyâmet saatine) inanmayanlar, onu acele istiyorlar. Âmenû olanlar (ise) ondan korkanlardır. Ve onun hak olduğunu bilirler. Muhakkak ki o saat (kıyâmet) hakkında şüphe edip mücâdele edenler, gerçekten uzak bir dalâlet içindedirler, (öyle) değil mi?

Celal Yıldırım: 

Kıyâmet´e inanmayanlar, onun hemen gelmesini isterler. İmân edenler ise, korkup çekinirler ve onun mutlaka hakk olduğunu bilirler. Haberiniz olsun ki, Kıyâmet´in kopuş saati hakkında tartışıp duranlar, gerçekten uzak bir sapıklık içindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

Onda acele davrananlar, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun

Fransızca: 

Ceux qui n'y croient pas cherchent à la hâter; tandis que ceux qui croient en sont craintifs et savent qu'elle est la pure vérité. Et ceux qui discutent à propos de l'Heure sont dans un égarement lointain.

İspanyolca: 

Los que no creen en ella desearían que se adelantara, mientras que los que creen tiemblan sólo de pensar en ella y saben que es un hecho. Los que disputan sobre la Hora ¿no están profundamente extraviados?

İtalyanca: 

Vogliono affrettarne la venuta coloro che non credono in essa, mentre i credenti sono intimoriti, sapendo che è verità. Coloro che polemizzano sull'Ora sono in evidente errore.

Almanca: 

Eile sie betreffend fordern diejenigen, die den Iman an sie nicht verinnerlichen. Doch diejenigen, die den Iman verinnerlichten, fürchten sich vor ihr und wissen, daß sie zweifelsohne die Wahrheit ist. Ja! Gewiß, diejenigen, die über die Stunde streiten, sind doch in weitem Irregehen.

Çince: 

不信复活时的人们要求它早日实现;而确信它的人们却怕它早日实现,并且知道它是真实的。真的,为复活时而争辩的人们,的确在不近情理的迷误之中。

Hollandaca: 

Zij, die daaraan niet gelooven, wenschen het langs den weg der spotternij te verhaasten; maar zij die gelooven, beven daarvoor en weten dat het de waarheid is. Verkeeren niet zij, die omtrent het jongste uur twisten, in eene dwaling?

Rusça: 

Торопят с ним те, которые не веруют в него. А верующие трепещут перед ним и знают, что он является истиной. Воистину, те, которые спорят о Часе, находятся в далеком заблуждении.

Somalice: 

Waxaa dadajista saacadda kuwaan rumeynin iyafa, kuwa rumeeyayna way ka cabsadaan xaggeeda waxayna ogyihiin inay xaq tahay kuwa ku murmi saacaddana waxay ku suganyihiin baadi cad.

Swahilice: 

Wasio amini huihimiza hiyo Saa ifike upesi; lakini wanao amini wanaiogopa, na wanajua kwamba hakika hiyo ni kweli. Ama kwa hakika hao wanao bishana katika khabari za hiyo Saa wamo katika upotofu wa mbali kabisa.

Uygurca: 

قىيامەتكە ئىشەنمەيدىغانلار ئۇنىڭ بولۇشىنى ئالدىرىتىدۇ، ئۇنىڭغا ئىشىنىدىغانلار بولسا قىيامەتتىن قورقىدۇ، قىيامەتنى ھەق دەپ بىلىدۇ، بىلىڭلاركى، قىيامەت توغرۇلۇق مۇجادىلە قىلىدىغانلار ئەلۋەتتە چوڭقۇر گۇمراھلىقتىدۇر

Japonca: 

それ(時)を信じない者はそれを催促するが,信仰する者は,それが真理であることを知っているので,恐れる。本当に時に就いて論議する者は,遠く迷っている者たちである。

Arapça (Ürdün): 

«يستعجل بها الذين لا يؤمنون بها» يقولون متى تأتي ظنا منهم أنها غير آتية «والذين آمنوا مشفقون» خائفون «منها ويعلمون أنها الحق ألا إن الذين يمارون» يجادلون «في الساعة لفي ضلال بعيد».

Hintçe: 

(फिर ये ग़फ़लत कैसी) जो लोग इस पर ईमान नहीं रखते वह तो इसके लिए जल्दी कर रहे हैं और जो मोमिन हैं वह उससे डरते हैं और जानते हैं कि क़यामत यक़ीनी बरहक़ है आगाह रहो कि जो लोग क़यामत के बारे में शक़ किया करते हैं वह बड़े परले दर्जे की गुमराही में हैं

Tayca: 

บรรดาผู้ไม่ศรัทธาในเรื่องนี้เร่งเร้าจะให้เกิดขึ้น ส่วนบรรดาผู้ศรัทธาก็มีความหวั่นกลัวในเรื่องยามอวสาน และพวกเขารู้ว่ามันเป็นความจริง พึงรู้เถิดว่าแท้จริงบรรดาผู้โต้เถียงเกี่ยวกับเรื่องยามอวสานนั้นอยู่ในการหลงผิดอันไกลลิบอย่างแน่นอน

İbranice: 

אלה אשר אינם מאמינים בה דורשים לזרזה, ואולם אלה אשר האמינו בה ,חרדים מפניה ויודעים כי היא צדק. אך אלה הממשיכים להתנצח בדבר השעה (יום הדין,) רחוקים בתעייתם

Hırvatça: 

Požuruju ga oni koji u njega ne vjeruju, a oni koji vjeruju, zbog njega strahuju i daje istina zbilja znaju. Eto, doista su oni koji raspravljaju o Času kijameta u velikoj zabludi!

Rumence: 

Cei care nu cred cer venirea lui degrabă, însă cei care cred se tem de el, căci ei ştiu că el este Adevărul. Cei care se îndoiesc asupra Ceasului nu sunt ei oare într-o rătăcire adâncă?

Transliteration: 

YastaAAjilu biha allatheena la yuminoona biha waallatheena amanoo mushfiqoona minha wayaAAlamoona annaha alhaqqu ala inna allatheena yumaroona fee alssaAAati lafee dalalin baAAeedin

Türkçe: 

Ona inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman edenlerse ondan ürperirler ve bilirler ki o haktır. Dikkat edin, kıyamet saati hakkında tartışıp duranlar, geri dönüşü olmayan bir sapıklığın tam içindedirler.

Sahih International: 

Those who do not believe in it are impatient for it, but those who believe are fearful of it and know that it is the truth. Unquestionably, those who dispute concerning the Hour are in extreme error.

İngilizce: 

Only those wish to hasten it who believe not in it: those who believe hold it in awe, and know that it is the Truth. Behold, verily those that dispute concerning the Hour are far astray.

Azerbaycanca: 

Ona inanmayanlar onun tez gəlməsini istərlər. İnanlar isə onun haqq olduğunu bilərək ondan qorxuya düşərlər. (Ya Peyğəmbər!) Bil ki, o saat barəsində mübahisə edənlər (haqq yoldan) azıb çox uzaq düşmüşlər.

Süleyman Ateş: 

Ona inanmayanlar, onun çabuk gelmesini isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bil ki, o sa'at hakkında tartışanlar, uzak bir sapıklık içine düşmüşlerdir.

Diyanet Vakfı: 

Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Erhan Aktaş: 

İnanmayanlar, alayımsı bir şekilde, onun hemen gerçekleşmesini istiyorlar. Îmân Edenler ise tedbirlidirler. Onun gerçek olduğunu bilirler. Sâ’at(1) hakkında tartışanlar, derin bir sapkınlık içindedirler.

Kral Fahd: 

Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tatışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Hasan Basri Çantay: 

Buna inanmaz olanlar onun çabuk (gelmesini) ister (ler). İnananlar ise ondan korku içindedirler. Bilirler ki o, şübhesiz hakdır. Gözünüzü açın ki o saat hakkında (şübhelenib) mücâdele edenler herhalde (hakdan) uzak bir sapıklık (çukurun) dadırlar.

Muhammed Esed: 

O (Kıyamet Saati)ne inanmayanlar, (alay edercesine) onun çabucak gelmesini isterler, halbuki imana ermiş olanlar ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Gerçek şu ki, Son Saat´i tartışanlar, tam bir sapıklık içindeler!

Gültekin Onan: 

Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İnananlar ise ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun, kıyamet saati konusunda tartışanlar gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.

Ali Fikri Yavuz: 

Kıyametin kopacağına inanmıyanlar, onu, acele isterler. İman edenler ise, hak olduğunu bilirler de ondan korkar, sakınırlar. İyi bilki, o kıyamet hakkında mücadele edib şübheye düşenler, doğrusu hakdan çok uzak bir sapıklık içindedirler.

Portekizce: 

Os que não crêem nela querem apressá-la; por outra, os fiéis são reverentes, por temor a ela, e sabem que é a verdade.Não é, acaso, certo, que aqueles que disputam sobre a Hora estão em um profundo erro?

İsveççe: 

De som tvivlar på denna Stund säger sig önska dess snara ankomst, men de troende, de som vet att den är verklighet, bävar inför den. De som inte vill tro på den Yttersta stunden begår ett svårt misstag!

Farsça: 

کسانی که به آن ایمان ندارند [از روی ریشخند] به آمدنش شتاب دارند، و کسانی که ایمان دارند از آن بیمناکند و می دانند بی تردید قیامت حق است. آگاه باشید! یقیناً کسانی که درباره قیامت همواره تردید می کنند، در گمراهی دور و درازی هستند.

Kürtçe: 

ئەوانەی باوەڕیان پێی نیە پەلەی ھاتنی دەکەن بەڵام ئەوانەی باوەڕیان پێی ھەیە دەترسن لێی وە دەزانن ڕۆژی دوایی ڕاستە بێداربن بەڕاستی ئەوانەی کە گومانیان ھەیە لەڕۆژی دوایی ئەوە بەڕاستی لە گومڕاییەکی زۆر دوور لەڕاستی دان

Özbekçe: 

У(қиёмат)га иймон келтирмайдиганлар унинг тезлашини истарлар, иймон келтирганлар эса, ундан қўрқувчидирлар, зотан унинг шубҳасиз ҳақ эканини билурлар. Огоҳ бўлинг! Албатта, (қиёмат) соати ҳақида шубҳа қилгувчилар йироқ залолатдадирлар.

Malayca: 

Orang-orang yang tidak beriman kepada hari kiamat itu meminta (secara mengejek- ejek) supaya disegerakan kedatangannya, dan (sebaliknya) orang-orang yang beriman merasa takut ngeri kepadanya serta mereka mengetahui dengan yakin bahawa ia adalah benar. Ketahuilah! Sesungguhnya orang-orang yang membantah mengenai hari kiamat itu, tetap berada dalam kesesatan yang jauh terpesong.

Arnavutça: 

E nxitojnë (Çastin) ata që nuk besojnë në të, e ata që besojnë, druajnë nga ajo dhe dijnë se ajo është plotësisht e vërtetë. E, me të vërtetë, ata që polemizojnë për Ditëne Kijametit, janë në humbje të largët!

Bulgarca: 

Искат да го ускорят онези, които не вярват в него. А вярващите се страхуват от него и знаят, че той ще се сбъдне. Но спорещите за Часа са в дълбока заблуда.

Sırpça: 

Пожурују га они који у њега не верују, а они који верују, због њега страхују и да је истина заиста знају. Заиста су они који расправљају о Судњем часу у великој заблуди!

Çekçe: 

Ti, kdož v ni nevěří, se ji snaží uspíšit, zatímco ti, kdož věří, se jí obávají a vědí, že ona je skutečností. Což nejsou ti, kdož o Hodině pochybují, v dalekém bloudění?

Urduca: 

جو لوگ اس کے آنے پر ایمان نہیں رکھتے وہ تو اس کے لیے جلدی مچاتے ہیں، مگر جو اس پر ایمان رکھتے ہیں وہ اس سے ڈرتے ہیں اور جانتے ہیں کہ یقیناً وہ آنے والی ہے خوب سن لو، جو لوگ اُس گھڑی کے آنے میں شک ڈالنے والی بحثیں کرتے ہیں وہ گمراہی میں بہت دور نکل گئے ہیں

Tacikçe: 

Онон, ки бовараш надоранд, (омадани) онро ба шитоб металабанд ва онон, ки имон овардаанд, аз он бимноканд ва медонанд, ки ҳақ аст. Огоҳ бош, касоне, ки дар бораи қиёмат ҷидол мекунанд, сахт дар гумроҳӣ ҳастанд.

Tatarca: 

Кыямәткә ышанмаган кешеләр, ул кыямәт тизрәк килсен, диләр. Әмма хак мөэминнәр, кыямәттән куркалар, һәм кыямәтнең булачагын хак дип беләләр. Әгаһ булыгыз кыямәт булмый дип низагълашучы кешеләр, хактан бик ерак адашмакталар.

Endonezyaca: 

Orang-orang yang tidak beriman kepada hari kiamat meminta supaya hari itu segera didatangkan dan orang-orang yang beriman merasa takut kepadanya dan mereka yakin bahwa kiamat itu adalah benar (akan terjadi). Ketahuilah bahwa sesungguhnya orang-orang yang membantah tentang terjadinya kiamat itu benar-benar dalam kesesatan yang jauh.

Amharca: 

እነዚያ በእርሷ የማያምኑት በእርሷ ያቻኩላሉ፡፡ እነዚያም ያመኑት ከእርሷ ፈሪዎች ናቸው፡፡ እርሷም እውነት መኾንዋን ያውቃሉ፡፡ ንቁ! እነዚያ በሰዓቲቱ የሚከራከሩት በእርግጥ (ከእውነት) በራቀ ስሕተት ውስጥ ናቸው፡፡

Tamilce: 

அதை (-மறுமையை) நம்பிக்கை கொள்ளாதவர்கள் அதை அவசரமாகத் தேடுகிறார்கள். (அதை) நம்பிக்கை கொண்டவர்கள் அதை பயப்படுகிறார்கள். இன்னும், நிச்சயமாக அது உண்மை(யாக நிகழக்கூடியது)தான் என்று அவர்கள் அறிவார்கள். அறிந்து கொள்ளுங்கள்! நிச்சயமாக மறுமை விஷயத்தில் தர்க்கிப்பவர்கள் வெகு தூரமான வழிகேட்டில்தான் இருக்கிறார்கள்.

Korece: 

그것을 믿지 아니한 불신자들은 그것을 성급하게 재촉하지만믿는 자들은 그것을 두려워 하며 그것이 진리임을 알고 있노라 실 로 내세에 관하여 논쟁하는 그들 은 크게 방환하리라

Vietnamca: 

Những kẻ không tin Giờ Tận Thế thường giục nó mau đến còn những người có đức tin thì sợ (thời khắc đó) bởi vì họ biết đó là sự thật. Quả thật, những kẻ tranh cãi về Giờ Tận Thế chắc chắn đi lạc rất xa.