Arapça:
وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ أَوْلِيَاءَ اللَّهُ حَفِيظٌ عَلَيْهِمْ وَمَا أَنتَ عَلَيْهِم بِوَكِيلٍ
Çeviriyazı:
velleẕîne-tteḫaẕû min dûnihî evliyâe-llâhü ḥafîżun `aleyhim. vemâ ente `aleyhim bivekîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'tan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onların üzerinde devamlı bir gözetleyicidir. Ama sen onların üzerinde bir vekil değilsin.
Diyanet İşleri:
Allah'ı bırakıp da dostlar edinenlerin işlediklerini Allah gözetlemektedir. Sen, onlara vekil olmağa memur değilsin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onun bırakıp da ondan başka dostlar ve tanrılar kabul edenlerin yaptıklarını Allah, görür, gözetir ve onların yaptıklarını görüp gözetecek, sen değilsin.
Şaban Piriş:
Kendisinden başka veliler edinenlerin, Allah üzerlerinde gözetleyicidir. Onlara, sen vekil değilsin.
Edip Yüksel:
O'ndan başkasını veliler edinenleri ALLAH kollamaktadır. Sen onların avukatı değilsin.
Ali Bulaç:
Allah'ın dışında birtakım veliler edinenler ise; Allah, onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin.
Suat Yıldırım:
Allah'tan başka birtakım hâmiler (veliler) edinenlere gelince, Allah onları daima gözetleyip kontrol etmektedir, sen onlar üzerinde yönetici değilsin.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, Allah´tan başkasını velîler ittihaz ettiler. Onların üzerlerine Allah nâzırdır ve sen onların üzerlerine bir vekîl değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk:
O'nun berisinden veliler edinenlere gelince, onlar üzerine gözcü de Allah'tır. Sen değilsin onlara vekil.
Bekir Sadak:
Goklerin ve yerin kilitleri O´nundur. Diledigine rizki yayar ve isterse kisar, bir olcuye gore verir. Dogrusu O herseyi bilendir.
İbni Kesir:
Ondan başka veliler edinenlere gelince
Adem Uğur:
Allah´tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar, O´ndan (Allah´tan) başka dostlar edindiler. Allah, onların üzerine Hafîz´dir (yaptıklarını hayat filmlerinde muhafaza eder). Ve sen, onlara vekil değilsin.
Celal Yıldırım:
Onlar ki, Allah´ı bırakıp başka (tanrıları) dost ve sahip edindiler, Allah, onlar üzerinde görüp gözetleyicidir ve sen onlar üzerinde (koruyucu, savunucu, gözetleyici) vekîl değilsin.
Tefhim ul Kuran:
Allah´ın dışında birtakım veliler edinenler ise, Allah, onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin.
Fransızca:
Et quant à ceux qui prennent des protecteurs en dehors de Lui, Allah veille à ce qu'ils font. Et tu n'es pas pour eux un garant.
İspanyolca:
A los que han tomado amigos en lugar de tomarle a Él, Alá les vigila. Tú no eres su protector.
İtalyanca:
Allah osserva coloro che si sono presi patroni all'infuori di Lui. Tu non sei responsabile di loro.
Almanca:
Und über diejenigen, die sich anstelle von Ihm Wali nahmen, ist ALLAH äußerst bewahrend. Und du bist über sie kein Wakil.
Çince:
舍真主而择取保护者的人,真主是监视他们的。你绝不是他们的监护者。
Hollandaca:
Maar wat hen betreft, die andere goden tot hunne beschermers nevens hem nemen, God slaat hunne daden gade; want gij zijt geen opzichter over hen.
Rusça:
Аллах является Хранителем для тех, которые взяли себе иных покровителей и помощников помимо Него (сохраняет их злодеяния для того, чтобы они получили воздаяние), и ты не являешься их попечителем и хранителем.
Somalice:
Kuwa yeeshay Eebe ka sokoow owliyo Eebe waa ogyahay korkooda (wuu daalacay) adiguna kama tihid wakiil.
Swahilice:
Na wale walio wafanya walinzi wengine badala yake Yeye, Mwenyezi Mungu ni Mwangalizi juu yao. Wala wewe si wakili juu yao.
Uygurca:
اﷲ نى قويۇپ (بۇتلارنى) ئىگە قىلىۋالغانلارنىڭ (ئەمەللىرىنى) اﷲ كۈزىتىپ تۇرغۇچىدۇر، سەن ئۇلارغا ھامىي ئەمەسسەن
Japonca:
それでもかれの外に,保護者を求める者がおり,アッラーはかれらを監視なされる。だからあなたは,かれらの後見人ではない。
Arapça (Ürdün):
«والذين اتخذوا من دونه» أي الأصنام «أولياء الله حفيظ» محص «عليهم» ليجازيهم «وما أنت عليهم بوكيل» تحصل المطلوب منهم، ما عليك إلا البلاغ.
Hintçe:
और जिन लोगों ने ख़ुदा को छोड़ कर (और) अपने सरपरस्त बना रखे हैं ख़ुदा उनकी निगरानी कर रहा है (ऐ रसूल) तुम उनके निगेहबान नहीं हो
Tayca:
และบรรดาผู้ที่ยึดถือเอาผู้คุ้มครองอื่นจากพระองค์นั้น อัลลอฮฺทรงเฝ้าดูพวกเขาและเจ้ามิใช่ผู้ดูแลคุ้มครองพวกเขา
İbranice:
אך אלה אשר לקחו להם מגינים זולתו, אלוהים משגיח עליהם, ולא עליך להשגיח עליהם
Hırvatça:
Allah motri na one koji, pored Njega, zaštitnike uzimaju, a ti nisi za njihovu uputu zadužen.
Rumence:
Dumnezeu îi ţine în pază pe cei care îşi iau oblăduitori în afara Lui, aşa că tu nu eşti apărătorul lor.
Transliteration:
Waallatheena ittakhathoo min doonihi awliyaa Allahu hafeethun AAalayhim wama anta AAalayhim biwakeelin
Türkçe:
O'nun berisinden veliler edinenlere gelince, onlar üzerine gözcü de Allah'tır. Sen değilsin onlara vekil.
Sahih International:
And those who take as allies other than Him - Allah is [yet] Guardian over them; and you, [O Muhammad], are not over them a manager.
İngilizce:
And those who take as protectors others besides Him,- Allah doth watch over them; and thou art not the disposer of their affairs.
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) Allahdan başqasını dost tutanlar üzərində Allah Özü nəzarətçidir. Sən onlara zamin deyilsən! (Sənin vəzifən yalnız risaləti, Allahın hökmlərini təbliğ etməkdir!)
Süleyman Ateş:
O'ndan başka veliler edinenleri Allah kollamaktadır. Sen onların üzerinde vekil değilsin.
Diyanet Vakfı:
Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
Erhan Aktaş:
Onlar, O’nun yanı sıra veliler(1) edindiler. Allah, onları görüp gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
Kral Fahd:
Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
Hasan Basri Çantay:
Ondan başka velîler edinenlere gelince: Allah onların üzerinde dâima görüb gözetleyicidir. Sen (Habîbim) onların üstünde bir vekîl değilsin.
Muhammed Esed:
Allah´tan başkasını koruyucu edinenlere gelince; Allah onları görüp gözetlemektedir ve sen onların yaptıklarından sorumlu değilsin.
Gültekin Onan:
Tanrı´nın dışında birtakım veliler edinenler ise
Ali Fikri Yavuz:
Allah’dan başka veliler edinenlere gelince
Portekizce:
Quanto àqueles que adotam guardiães, em vez de Deus, saibam que ele é o seu Protetor e tu não és, de maneira alguma,seu guardião
İsveççe:
GUD HAR dem under uppsikt som tar [andra] beskyddare i Hans ställe. Du har inte satts att vaka över dem.
Farsça:
و کسانی که غیر خدا را سرپرستان و یاران خود گرفته اند، خدا نگهبان و مراقب بر [اعمال و گفتار] آنان است و تو کارساز و وکیل بر آنان نیستی.
Kürtçe:
وە ئەوانەی جگە لەخوا دۆستانێکیان بۆ خۆیان ھەڵبژاردووە خوا ئاگادار و چاودێرە بەسەریانەوە وە تۆ (ئەی موحەممەد ﷺ) پارێزەر وچاودێر نیت بەسەریانەوە
Özbekçe:
Ундан ўзга «дўстлар» тутганларга Аллоҳ кузатгувчидир. Сен уларга вакил эмассан
Malayca:
Dan (sebaliknya) orang-orang yang menjadikan sesuatu yang lain dari Allah sebagai pelindung (yang disembah dan diharapkan pertolongannya), Allah sentiasa mengawasi tingkah laku mereka (serta akan membalasnya); dan engkau (wahai Muhammad hanyalah penyampai) bukanlah menjadi wakil yang menguasai soal (bawaan dan amalan) mereka.
Arnavutça:
Ata që marrin, pos Perëndisë – ndihmë, shokë tjerë – Perëndia është mbikëqyrës mbi ta, e ti nuk je kujdestar i tyre.
Bulgarca:
А които приемат други покровители вместо Него - Аллах ги наблюдава. Ти не си над тях разпоредител.
Sırpça:
Аллах мотри на оне који, поред Њега, узимају заштитнике, а ти ниси задужен за њихову упуту.
Çekçe:
Ty, kdož si vzali ochránce jiné vedle Něho, ty Bůh dobře střeží - ty však nad nimi nejsi dozorcem žádným.
Urduca:
جن لوگوں نے اُس کو چھوڑ کر اپنے کچھ دوسرے سرپرست بنا رکھے ہیں، اللہ ہی اُن پر نگراں ہے، تم ان کے حوالہ دار نہیں ہو
Tacikçe:
Худо муроқиби (нозири) аъмоли касонест, ки ғайри Ӯро ба дӯстӣ гирифтанд. Ва ту вакили онҳо нестӣ.
Tatarca:
Аллаһудан башканы Аллаһ урынына тотучылар бар, нәфесне, шайтанны, сынымнарны вә ишан кебиләрне Алла аларның эшләрен белүче, җәзаларын бирер, югыйсә, син аларга вәкил-хуҗа түгелсең.
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang mengambil pelindung-pelindung selain Allah, Allah mengawasi (perbuatan) mereka; dan kamu (ya Muhammad) bukanlah orang yang diserahi mengawasi mereka.
Amharca:
እነዚያም ከእርሱ ሌላ (የጣዖታት) ረዳቶችን የያዙ፤ አላህ በእነርሱ ላይ ተጠባባቂ ነው፡፡ አንተም በእነርሱ ላይ ኀላፊ አይደለህም፡፡
Tamilce:
அவனை அன்றி எவர்கள் பாதுகாவலர்களை (பிற தெய்வங்களை) எடுத்துக் கொண்டார்களோ அவர்கள் மீது அல்லாஹ்தான் கண்காணிப்பவன் ஆவான். (நபியே!) நீர் அவர்கள் மீது பொறுப்பாளர் இல்லை. (ஆகவே, அல்லாஹ் அவர்களின் செயல்களைப் பதிவு செய்து அவற்றுக்கு ஏற்ப அவர்களுக்கு கூலி வழங்குவான்.)
Korece:
그러나 하나님 외에 다른 것 을 보호자로 숭배한 자들은 하나 님께서 그들을 감시하나니 그대는그들의 책임자가 아니라
Vietnamca:
Những kẻ nhận những ai khác ngoài (Allah) làm những vị bảo hộ (nên biết) Allah là Đấng Trông Chừng họ; và Ngươi (hỡi Thiên Sứ) không phải là người chịu trách nhiệm cho (các việc làm) của họ.
Ayet Linkleri: