Arapça:
لَّا يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَلَا مِنْ خَلْفِهِ ۖ تَنزِيلٌ مِّنْ حَكِيمٍ حَمِيدٍ
Çeviriyazı:
lâ ye'tîhi-lbâṭilü mim beyni yedeyhi velâ min ḫalfih. tenzîlüm min ḥakîmin ḥamîd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ona ne önünden, ne de ardından batıl gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Diyanet İşleri:
Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmişlerdir; oysa o, değerli bir Kitap'dır. Geçmişte ve gelecekte onu batıl kılacak yoktur. Hakim ve övülmeğe layık olan Allah katından indirilmedir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ne önceden onun hükümlerini iptal eden bir kitap gelmiştir, ne de ondan sonra gelir ve batıl, ona zarar veremez; hüküm ve hikmet sahibinden, hamde layık mabut tarafından indirilmiştir.
Şaban Piriş:
Ona önünden ve ardından hiçbir batıl gelemez. Hakim ve hamd’e layık olan (Allah'ın katından) indirilmiştir.
Edip Yüksel:
Batıl, onun ne önündenne de ardından yaklaşamaz. Bilge ve övgüye layık olanın indirdiği bir vahiydir.
Ali Bulaç:
Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.
Suat Yıldırım:
Kendilerine gelen bu şanı yüce dersi inkâr edenler elbette cezadan kurtulamazlar.Halbuki o eşsiz ve pek kıymetli bir kitaptır.Öyle bir kitaptır ki batıl ona ne önünden, ne ardından, hiç bir taraftan yol bulamaz.(Tam hüküm ve hikmet sahibi, bütün hamdlerin ve övgülerin sahibi) o Hakîm ve Hamîd tarafından indirilmiştir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O´na ne önünden ve ne de ardından bâtıl bir şey gelemez. Hakîm, hamîd olandan indirilmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o.
Bekir Sadak:
Onceden yalvarip durduklari seyler onlardan uzaklasmistir. Kendilerinin kacacak yerleri olmadigini anlamislardir.
İbni Kesir:
Önünden de, ardından da batıl sokulamaz. O, Hakim, Hamid katından indirilmedir.
Adem Uğur:
Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah´tan indirilmiştir.
İskender Ali Mihr:
Bâtıl, onun önünden ve arkasından O´na ulaşamaz. Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) ve Hamîd (Kendisine hamdedilen) (Allah) tarafından indirilmiştir.
Celal Yıldırım:
Ne önünden ne ardından bâtıl Ona gelip (sokulamaz). O, yegâne hikmet sahibi, her türlü güzel övgüye lâyık olan (Allah)´dan indirilmedir.
Tefhim ul Kuran:
Batıl, ona önünden de ardından da gelemez. (Çünkü Kur´an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.
Fransızca:
Le faux ne l'atteint [d'aucune part], ni par devant ni par derrière : c'est une révélation émanant d'un Sage, Digne de louange.
İspanyolca:
completamente inaccesible a lo falso, revelación procedente de uno Que es sabio, digno de alabanza.
İtalyanca:
non lo tange la falsità in niuna delle sue parti. E' una rivelazione da parte di un Saggio, Degno di lode.
Almanca:
Das für nichtig Erklärte kommt an ihn weder von vor ihm, noch von hinter ihm heran. Er ist eine sukzessive Hinabsendung von Einem Allweisen, Alllobenswürdigen.
Çince:
虚伪不能从它的前后进攻它,它是从至睿的,可颂的主降示的。
Hollandaca:
Geene ijdelheid zal het bereiken, noch van voren noch van achteren; het is een openbaring van den wijzen God, wiens lof terecht wordt verkondigd.
Rusça:
Ложь не подберется к нему ни спереди, ни сзади. Оно ниспослано от Мудрого, Достохвального.
Somalice:
Mana timaado xumaan hortiisa iyo gadaashiisa, (waa dhawran yahay) waana soo dajinta Eebaha falka san ee lamahdiyo.
Swahilice:
Hautakifikia upotovu mbele yake wala nyuma yake. Kimeteremshwa na Mwenye hikima, Msifiwa.
Uygurca:
ئۇنىڭغا ئالدىدىنمۇ، ئارقىسىدىنمۇ (يەنى ھېچقايسى تەرىپىدىن) باتىل يۈزلەنمەيدۇ، ئۇ ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچى، مەدھىيىگە لايىق اﷲ تەرىپىدىن نازىل قىلىنغاندۇر
Japonca:
虚偽は,前からも後ろからも,近付ことは出来ない。これは,英明で讃美すべき方からの啓示である。
Arapça (Ürdün):
«لا يأتيه الباطل من بين يديه ولا من خلفه» أي ليس قبله كتاب يكذبه ولا بعده «تنزيل من حكيم حميد» أي الله المحمود في أمره.
Hintçe:
कि झूठ न तो उसके आगे फटक सकता है और न उसके पीछे से और खूबियों वाले दाना (ख़ुदा) की बारगाह से नाज़िल हुई है
Tayca:
ความเท็จจากข้างหน้าและจากข้างหลังจะไม่คืบคลานเข้าไปสู่อัลกุรอานได้ (เพราะ) เป็นการประทานจากพระผู้ทรงปรีชาญาณผู้ทรงได้รับการสรรเสริญ
İbranice:
לא יבוא בו השקר לא מלפניו ולא מאחוריו, שהרי הוא הורד מאת החכם ומהולל
Hırvatça:
laž joj ne može prići ni sprijeda ni ozada; to je Objava od Mudroga i Hvaljenoga.
Rumence:
Deşărtăciuni nu vin nici dinaintea şi nici din urma ei, căci este o pogorâre de la Înţeleptul, Lăudatul.
Transliteration:
La yateehi albatilu min bayni yadayhi wala min khalfihi tanzeelun min hakeemin hameedin
Türkçe:
Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o.
Sahih International:
Falsehood cannot approach it from before it or from behind it; [it is] a revelation from a [Lord who is] Wise and Praiseworthy.
İngilizce:
No falsehood can approach it from before or behind it: It is sent down by One Full of Wisdom, Worthy of all Praise.
Azerbaycanca:
Nə öncə, nə də sonra batil ona yol tapa bilməz (Şeytan onun bir sözünü, bir hərfini belə dəyişə bilməz). O, hikmət sahibi, şükrə (tə’rifə) layiq olan (bütün işləri bəyənilən Allah) tərəfindən nazil edilmişdir.
Süleyman Ateş:
Ki ne önünden, ne de arkasından onu boşa çıkaracak bir söz gelmez. (O) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen(Allah)dan indirilmiştir.
Diyanet Vakfı:
Ona önünden de ardından da batıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.
Erhan Aktaş:
Ona önünden ve arkasından bâtıl yaklaşamaz. En İyi Hüküm Veren, Övgüye Değer Yegâne Varlık tarafından indirilmiştir.
Kral Fahd:
Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah tarafından indirilmiştir.
Hasan Basri Çantay:
Ki ne önünden, ne ardından ona hiçbir baatıl (yanaşıb) gelemez. (O), bütün kâinatın hamdetdiği, O yegâne hukûm ve hikmet saahibi (Allah) dan indirilmedir.
Muhammed Esed:
Hiçbir boşluk ve anlamsızlık ona ne açıkça yaklaşabilir, ne de gizlice, (çünkü o) hikmet Sahibi ve övgüye layık olan tarafından indirilmiştir.
Gültekin Onan:
Batıl ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kuran) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülenden indirilmedir.
Ali Fikri Yavuz:
Ona ne önünden ne ardından (asla) bâtıl yaklaşamaz. O, Hamîd, herkes tarafından öğülen
Portekizce:
A falsidade não se aproxima dele (o Livro), nem pela frente, nem por trás; é a revelação do Prudente, Laudabilíssimo.
İsveççe:
ingen lögn kan komma vid den vare sig öppet eller på hemliga vägar! Nej, den uppenbaras av en allvis Gud, som allt lov och pris tillkommer.
Farsça:
که هیچ باطلی از پیش رو و پشت سرش به سویش نمی آید، نازل شده از سوی حکیم و ستوده است.
Kürtçe:
بەتاڵ وناڕاستی ڕوی تێ ناکات نە لەئێستا و نەلە دوواڕۆژدا (نە بەلێ کەمکردن نە بەلێ زیادکردن) چونکە نێردراوەتە خوارەوە لەلایەن (خوای) کاردروست و ستایشکراوەوە
Özbekçe:
Унинг олдидан ҳам, ортидан ҳам ботил келмас. У ўта ҳикматли ва ўта мақталган зотнинг туширганидир.
Malayca:
Yang tidak dapat didatangi sebarang kepalsuan dari mana-mana arah dan seginya; ia diturunkan dari Tuhan Yang Maha Bijaksana, lagi Maha Terpuji.
Arnavutça:
të cilit nuk mund t’i vie gënjeshtra, nga asnjëra anë (as përpara, as përmbrapa). Kjo është shpallja prej të Gjithëdijshmit, të Falenderuarit.
Bulgarca:
която лъжа не я доближава нито отпред, нито отзад, и е низпослание от премъдър, всеславен.
Sırpça:
лаж јој је страна, било с које стране, она је Објава од Мудрог и хвале достојног.
Çekçe:
a nic falešného se doň ni zpředu ni zezadu nedostane, vždyť seslání od moudrého, chvályhodného to je!
Urduca:
باطل نہ سامنے سے اس پر آ سکتا ہے نہ پیچھے سے، یہ ایک حکیم و حمید کی نازل کردہ چیز ہے
Tacikçe:
На аз пеши рӯй ботил ба ӯ роҳ ёбад ва на аз пас. Нозилшуда аз ҷониби Худованде ҳакиму сутуданист. (лоиқи шукру сипос аст).
Tatarca:
Ул Коръәннең алдыннан да вә артыннан да батыл килмәс, ягъни Коръән иңгән елларда да, хәзерге көндә дә Коръән Кәримне вә аның хөкемнәрен, вәгазьләрен юкка чыгара торган көч вә куәт дөньяда табылмады һәм табылмас. Ул Коръән эшендә гадел хәким сүзендә вә фигылендә мактаулы булган Аллаһудан иңдерелмештер.
Endonezyaca:
Yang tidak datang kepadanya (Al Quran) kebatilan baik dari depan maupun dari belakangnya, yang diturunkan dari Rabb Yang Maha Bijaksana lagi Maha Terpuji.
Amharca:
ከኋላውም ከፊቱም ውሸት አይመጣበትም፡፡ ጥበበኛ ምስጉን ከኾነው ጌታ የተወረደ ው፡፡
Tamilce:
அதற்கு முன்னிருந்தும் அதற்குப் பின்னிருந்தும் பொய்யர்கள் அதனிடம் வரமாட்டார்கள். (பொய்யர்கள் யாராலும் அதில் இல்லாததை அதில் சேர்க்கவும் முடியாது, அதில் உள்ளதை அதில் இருந்து எடுக்கவும் முடியாது.) மகா ஞானவான், மகா புகழுக்குரியவனிடமிருந்து இறக்கப்பட்ட வேதமாகும் (இது).
Korece:
어떤 허위도 뒤에서나 또는 앞에서 그것에 접근할 수 없나니 그것은 지혜로 충만하시고 모든 영광을 홀로 받으실 그분에 의해 계시된 것이라
Vietnamca:
Không một điều ngụy tạo nào có thể xâm nhập vào Nó dù từ đằng trước hay đằng sau. Bởi vì Nó do Đấng Chí Minh, Đấng Đáng Ca Tụng ban xuống.
Ayet Linkleri: