Arapça:
مِثْلَ دَأْبِ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَالَّذِينَ مِن بَعْدِهِمْ ۚ وَمَا اللَّهُ يُرِيدُ ظُلْمًا لِّلْعِبَادِ
Çeviriyazı:
miŝle de'bi ḳavmi nûḥiv ve`âdiv veŝemûde velleẕîne mim ba`dihim. veme-llâhü yürîdü żulmel lil`ibâd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve daha sonrakilerin maceraları gibi (bir günün geleceğinden korkuyorum). Allah, kulları için bir zulüm istemez.
Diyanet İşleri:
İnanmış olan adam dedi ki: "Ey milletim! Doğrusu ben sizin için, Nuh milletinin, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, peygamberleri yalanlayan toplulukların uğradıkları bir günün benzerinden korkuyorum. Allah kullara zulüm dilemez."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Nuh, Âd ve Semud kavimlerine ve onlardan sonrakilere olduğu gibi ve Allah, kullarına zulmetmeyi istemez.
Şaban Piriş:
Nuh, Âd, Semûd kavminin ve ondan sonraki toplumların durumu gibi. Oysa Allah, kullarına zulmetmek istemez.
Edip Yüksel:
Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonrakilerin durumu gibi. Elbette ALLAH kullara haksızlık etmek dilemez.
Ali Bulaç:
Nuh kavmi, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer (bir gün). Allah, kullar için zulüm istemez.
Suat Yıldırım:
O imanlı zat bunun üzerine: “Ey benim milletim!” dedi, “Ben sizin hakkınızda Nuh milletinin, Âd milletinin, Semûd milletinin ve ondan sonraki milletlerin başına gelen âkıbetin sizin de başınıza gelmesinden endişe ederim. Yoksa suçsuzlara azab etmek sûretiyle Allah kullarına zulmetmek istemez.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin adeti mislinden (korkuyorum) ve Allah kulları için bir zulüm irâde buyurmaz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onların ardından gelenlerin serüvenleri gibi. Allah, kulları için zulüm istemiyor."
Bekir Sadak:
40:36
İbni Kesir:
Nuh kavminin, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi. Allah, kullarına zulüm dilemez.
Adem Uğur:
Nuh kavminin, Âd, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir.
İskender Ali Mihr:
Nuh, Adin ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonraki kavimlerin durumu gibi. Ve Allah, kulları için zulüm dilemez.
Celal Yıldırım:
40:30
Tefhim ul Kuran:
«Nuh kavmi, Ad, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer (bir gün). Allah, kullar için zulüm istemez.»
Fransızca:
Un sort semblable à celui du peuple de Noé, des Aad et des Tamud, et de ceux [qui vécurent] après eux". Allah ne veut [faire subir] aucune injustice aux serviteurs.
İspanyolca:
como ocurrió al pueblo de Noé, a los aditas, a los tamudeos y a los que vinieron después de ellos. Alá no quiere la injusticia para Sus siervos.
İtalyanca:
come quello del popolo di Noè, degli 'Âd e dei Thamûd, o di quelli [che vissero] dopo di loro: Allah non accetta che i Suoi servi [subiscano] ingiustizia.
Almanca:
wie die Gewohnheit der Leute von Nuh, von 'Aad und von Thamud und denjenigen nach ihnen. Und ALLAH will keine Ungerechtigkeit für die Diener!
Çince:
如努哈的宗族、阿德人、赛莫德人、以及在他们之后的人所遭受的灾祸一样。真主是不欲亏枉众仆的。
Hollandaca:
Een toestand gelijk aan dien van het volk van Noach, en de stammen van Ad en Thamoed. En van hen, die na hen hebben geleefd; want God wil niet dat er eenige onrechtvaardigheid op zijne dienaren worde uitgeoefend.
Rusça:
подобное тому, что произошло с народом Нуха (Ноя), адитами, самудянами и теми, которые были после них. Аллах не желает поступать несправедливо с рабами.
Somalice:
Sidii Qoomkii Nabi Nuux iyo reecaad iyo thamuud iyo kuwii ka dambeeyey, Eebana ma aha mid la doonadulmi addoomada.
Swahilice:
Mfano wa hali ya watu wa Nuhu na A'di na Thamudi na wale wa baada yao. Na Mwenyezi Mungu hataki kuwadhulumu waja.
Uygurca:
مۆمىن ئادەم ئېيتتى: «ئى قەۋمىم! سىلەرنىڭ نۇھ، ئاد، سەمۇد قەۋملىرىگە ئوخشاش ۋە ئۇلاردىن كېيىنكىلەرگە ئوخشاش جامائەلەر ئۇچرىغان جازاغا ئۇچرىشىڭلاردىن قورقىمەن، اﷲ بەندىلىرىگە زۇلۇم قىلىشنى خالىمايدۇ
Japonca:
またヌーフ,アード,サムードの民と,その後の諸民族の上に下ったような運命を(恐れる)。本当にアッラーは,そのしもべに対し不義を御望みになられません。
Arapça (Ürdün):
«مثل دأب قوم نوح وعاد وثمود والذين من بعدهم» مثل بدل من مثل قبله، أي مثل جزاء عادة من كفر قبلكم من تعذيبهم في الدنيا «وما الله يريد ظلما لعباد».
Hintçe:
(कहीं तुम्हारा भी वही हाल न हो) जैसा कि नूह की क़ौम और आद समूद और उनके बाद वाले लोगों का हाल हुआ और ख़ुदा तो बन्दों पर ज़ुल्म करना चाहता ही नहीं
Tayca:
เยี่ยงกับเคราะห์กรรมของหมู่ชนของนูหฺ และอ๊าด และซะมูด และกับหมู่ชน หลังจากพวกเขา และอัลลอฮฺ มิ ทรงประสงค์การอธรรมใด ๆแก่ปวงบ่าว
İbranice:
שדינם דומה לאשר קרה לעם של נוח והוד ות'מוד, ואלה אשר אחריהם. אלוהים אינו חפץ לקפח את עבדיו
Hırvatça:
kao što je to bilo s Nuhovim narodom, i Adom i Semudom, i onima poslije njih. A Allah ne želi zulum robovima Svojim.
Rumence:
de o soartă asemenea celei a poporului lui Noe, a adiţilor şi tamudiţilor, şi a celor de după ei. Dumnezeu nu voieşte nici o nedreptate robilor Săi!
Transliteration:
Mithla dabi qawmi noohin waAAadin wathamooda waallatheena min baAAdihim wama Allahu yureedu thulman lilAAibadi
Türkçe:
Nûh kavminin, Âd'ın, Semûd'un ve onların ardından gelenlerin serüvenleri gibi. Allah, kulları için zulüm istemiyor."
Sahih International:
Like the custom of the people of Noah and of 'Aad and Thamud and those after them. And Allah wants no injustice for [His] servants.
İngilizce:
Something like the fate of the People of Noah, the 'Ad, and the Thamud, and those who came after them: but Allah never wishes injustice to his Servants.
Azerbaycanca:
Nuh, Ad, Səmud qövmünün və onlardan sonra gələnlərin cəzası kimi bir cəza verilməsindən (ehtiyat edirəm). Allah Öz bəndələrinə əsla zülm etmək istəməz! (Allah Öz qullarına onlar günah etmədən cəza verməz, günahı olanları da cəzasız buraxmaz!)
Süleyman Ateş:
Nuh kavminin, 'Ad ve Semud'un ve onlardan sonrakilerin durumu gibi (bir durumla karşılaşmanızdan kaygı duyuyorum). Allah kullara zulmetmek istemez, (günahsız kimselere ceza vermez).
Diyanet Vakfı:
"Nuh kavminin, Âd, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir."
Erhan Aktaş:
“Nûh, Âd, Semûd ve onlardan sonraki toplumların durumu gibi. Allah, kullarına haksızlık edici değildir.”
Kral Fahd:
Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir.»
Hasan Basri Çantay:
40:30
Muhammed Esed:
Nuh kavminin, ´Ad ve Semud (kavimlerinin) ve onlardan sonrakilerin başına gelmiş olana benzer (bir durumun!) Ve unutmayın Allah, kulları için hiçbir haksızlık istemez.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Nûh kavminin, ad kavminin, Semûd kavminin ve daha sonrakilerin çektikleri azab gibi... (yoksa günahsızlara azab etmek suretiyle hiç bir zaman) Allah kullarına bir zulüm murad etmez.
Portekizce:
A angústia do povo de Noé , de Ad e de Samud, e daqueles que os sucederam. Sabei que Deus deseja a justiça para osSeus servos.
İsveççe:
det som drabbade Noas folk och [stammarna] Aad och Thamud och dem som kom efter dem - men Gud vill inte att Hans tjänare lider orätt.
Farsça:
چون سرنوشت قوم نوح و عاد و ثمود و کسانی که پس از آنان بودند؛ و خدا ستمی بر بندگان نمی خواهد [این بندگانند که بر خود ستم روا می دارند.]
Kürtçe:
وەك ئەو (سزایەی) ھات بەسەر گەلی نوح و عاد و سەمود و ئەوانەش لەدوای ئەوان بوون وە خوا زوڵم و ستەمی ناوێت بۆ بەندەکانی
Özbekçe:
Нуҳ қавми, Од, Самуд ва улардан кейингилар ҳолига ўхшаш ҳол бўлишидан қўрқаман. Аллоҳ бандаларга зулмни ирода қилмас.
Malayca:
"(Iaitu) seperti keadaan kaum Nabi Nuh, dan Aad (kaum Nabi Hud), dan Thamud (kaum Nabi Soleh), serta orang-orang yang datang kemudian daripada mereka (seperti kaum Nabi Lut). Dan (ingatlah) Allah tidak menghendaki berbuat kezaliman kepada hamba-hambaNya.
Arnavutça:
ashtu siç ka qenë (shkatërrimi) i popullit të Nuhut, Adit dhe Themudit dhe breznive pas tyre. E, Perëndia nuk don padrejtësi për robërit e Vet.
Bulgarca:
като обичая спрямо народа на Нух и адитите, и самудяните, и онези след тях. А Аллах не желае гнет за рабите.
Sırpça:
као што је то било са Нојевим народом, и Адом и Семудом, и онима после њих. А Аллах није неправедан према Својим слугама.
Çekçe:
a osud podobný tomu, jenž postihl lid Noemův, ´Ádovce i Thamúdovce a ty, kdož byli po nich. Bůh přece nechce, aby se dála křivda služebníkům Jeho.
Urduca:
جیسا دن قوم نوحؑ اور عاد اور ثمود اور ان کے بعد والی قوموں پر آیا تھا اور یہ حقیقت ہے کہ اللہ اپنے بندوں پر ظلم کا کوئی ارادہ نہیں رکھتا
Tacikçe:
Ҳамонанди қавми Нӯҳ ва Од ва Самуд ва касоне, ки аз он пас омаданд. Ҳол он ки Худо барои бандагонаш хостори зулм нест.
Tatarca:
Нух, Гад, Сәмуд вә алардан соң килгән пәйгамбәрләрнедә җәберләүче залим кавемнәргә һәлакәтлек сезгә дә килер дип куркам, Бит Аллаһ сәбәпсез бәндәләрен ґәзаблаучы түгелдер.
Endonezyaca:
(Yakni) seperti keadaan kaum Nuh, 'Aad, Tsamud dan orang-orang yang datang sesudah mereka. Dan Allah tidak menghendaki berbuat kezaliman terhadap hamba-hamba-Nya.
Amharca:
«የኑሕን ሕዝቦች፣ የዓድንና የሰሙድንም፣ የእነዚያንም ከኋላቸው የነበሩትን ልማድ ብጤ (እፈራላችኋለሁ)፡፡ አላህም ለባሮቹ መበደልን የሚሻ አይደለም፡፡
Tamilce:
நூஹுடைய மக்கள், ஆது, ஸமூது, இன்னும் அவர்களுக்குப் பின்னர் வந்தவர்களுடைய வழமையைப் போன்றுதான் (உங்கள் வழமையும் இருக்கிறது. ஆகவே, அவர்களுக்கு வந்த தண்டனை உங்களுக்கும் வரும்). அல்லாஹ் அடியார்களுக்கு அநியாயத்தை நாடுகிறவனாக இல்லை.
Korece:
노아나 아드 그리고 사무드 와 그들 이후에 온 세대들의 운 명처럼 되지 않을까 두렵도다 하 나님은 그분의 종들이 불의가 있 는 것을 원하지 않노라
Vietnamca:
“Giống như số phận người dân của Nuh, người dân của ‘Ad và Thamud cũng như những kẻ thời sau họ. Quả thật, Allah không hề bất công với đám bầy tôi của Ngài.”
Ayet Linkleri: