Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

40

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

4136

Sayfa No: 

467

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدِيدِ الْعِقَابِ ذِي الطَّوْلِ ۖ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ إِلَيْهِ الْمَصِيرُ

Çeviriyazı: 

gâfiri-ẕẕembi veḳâbili-ttevbi şedîdi-l`iḳâbi ẕi-ṭṭavl. lâ ilâhe illâ hû. ileyhi-lmeṣîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O, günah bağışlayıcı, tevbe kabul edici, azabı şiddetli, kerem sahibi Allah'tandır ki O'ndan başka ilâh yoktur. Hem dönüş O'nadır.

Diyanet İşleri: 

O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütfu bol olandır. O'ndan başka tanrı yoktur, dönüş O'nadır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Odur suçları örten ve tövbeleri kabul eden ve azabı şiddetli olan ve kullarına nimetler ihsan eden; yoktur ondan başka tapacak ve dönüp varılacak yer, onun tapısıdır ancak.

Şaban Piriş: 

Günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı şiddetli ve bol lütuf sahibidir. Ondan başka (hak) ilah yoktur, dönüş O’nadır.

Edip Yüksel: 

Günahları Bağışlayan, Tevbeyi Kabul Eden, Cezası Şiddetli, Sonsuz Güç Sahibi... O'ndan başka tanrı yoktur. Dönüş O'nadır

Ali Bulaç: 

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah'tan). O'ndan başka İlah yoktur. Dönüş O'nadır.

Suat Yıldırım: 

O, aynı zamanda günahları bağışlar, tövbeleri kabul buyurur, ama cezalandırması da çetin olup, lütuf ve ihsanı pek geniştir.Ondan başka tanrı yoktur.Dönüş yalnız O'na olacaktır. [15,49-50; 14,34; 13,41]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Günahı örten ve tevbeyi kabul eden, azabı şiddetli olan, geniş ihsan sahibi bulunan Allah cânibindendir. O´ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O´nadır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ğafir'dir, günahı affedendir. Tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütfu bol olandır O. İlah yoktur O'ndan gayrı. Yalnız O'nadır varış ve dönüş.

Bekir Sadak: 

«nlari kotuluklerden koru! O gun kotuluklerden kimi korursan, ona suphesiz rahmet etmis olursun. Bu buyuk kurtulustur.&quot

İbni Kesir: 

Günahları bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lutfu bol olandır. O´ndan başka ilah yoktur, dönüş O´nadır.

Adem Uğur: 

O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah´tandır ki. O´ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O´nadır.

İskender Ali Mihr: 

(O ki) günahları mağfiret eden, tövbeleri kabul eden, cezası şiddetli olan, ihsan, fazl ve kerem sahibi olandır. O´ndan başka İlâh yoktur. Dönüş, O´nadır.

Celal Yıldırım: 

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütuf ve ihsanı geniş ve bol olandır. O´ndan başka Tanrı yoktur. Varış O´nadır.

Tefhim ul Kuran: 

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah´tan). O´ndan başka ilah yoktur. Dönüş O´nadır.

Fransızca: 

Le Pardonneur des péchés, l'Accueillant au repentir, le Dur en punition, le Détenteur des faveurs. Point de divinité à part Lui et vers Lui est la destination.

İspanyolca: 

Que perdona el pecado, acepta el arrepentimiento, es severo en castigar y lleno de poder. No hay más dios que Él. ¡Él es el fin de todo!

İtalyanca: 

Colui che perdona il peccato, che accoglie il pentimento, che è severo nel castigo, il Magnanimo. Non c'è altro dio all'infuori di Lui. La meta è verso di Lui.

Almanca: 

Dem Allvergebenden der Verfehlung und Dem Annehmenden der Reue, Dem Harten im Strafen, Dem mit den Wohltaten. Es gibt keine Gottheit außer Ihm. Zu Ihm ist das Werden.

Çince: 

赦宥罪过、准人忏悔、严厉惩罚、博施恩惠的主。除他外,绝无应受崇拜的;他确是最后的归宿。

Hollandaca: 

Den vergever van zonden, en den aannemer van berouw, die streng in het straffen is. Hij is lankmoedig. Er is geen God buiten hem; en voor hem zal de algemeene verzameling op den jongsten plaats hebben.

Rusça: 

Прощающего грехи, Принимающего покаяния, Сурового в наказании, Обладающего милостью. Нет божества, кроме Него, и к Нему предстоит прибытие.

Somalice: 

Ee dhaafa danbiga aqbalana toobadda, ayna darantahay ciqaabtiisu, ee nicmada badanleh, Eebe aan ilaahay ahayna ma jiro, xaggiisaana loo noqon.

Swahilice: 

Anaye samehe dhambi na anaye pokea toba, Mkali wa kuadhibu, Mwenye ukarimu, hakuna mungu ila Yeye; marejeo ni kwake.

Uygurca: 

(اﷲ) گۇناھنى مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر، تەۋبىنى قوبۇل قىلغۇچىدۇر. (اﷲ نىڭ) ئازابى قاتتىقتۇر، (اﷲ) ئىنئام ئىگىسىدۇر، ئۇنىڭدىن باشقا ھېچ ئىلاھ يوقتۇر، ئاقىۋەت قايتىدىغان جاي ئۇنىڭ دەرگاھىدۇر

Japonca: 

罪を赦し,悔悟を受け入れ,懲罰には厳しい方で,惜みなく与える主であられる。かれの外に神はなく,誰でも行き着くところはかれの御許である。

Arapça (Ürdün): 

«غافر الذنب» للمؤمنين «وقابل التوب» لهم مصدر «شديد العقاب» للكافرين أي مشدده «ذي الطول» الإنعام الواسع، وهو موصوف على الدوام بكل هذه الصفات، فإضافة المشتق منها للتعريف كالأخيرة «لا إله إلا هو إليه المصير» المرجع.

Hintçe: 

गुनाहों का बख्शने वाला और तौबा का क़ुबूल करने वाला सख्त अज़ाब देने वाला साहिबे फज़ल व करम है उसके सिवा कोई माबूद नहीं उसी की तरफ (सबको) लौट कर जाना है

Tayca: 

ผู้ทรงอภัยในบาป และผู้ทรงรับการขอลุแก่โทษ ผู้ทรงเข้มงวดในการลงโทษ ผู้ทรงเต็มเปี่ยมไปด้วยความโปรดปราน ไม่มีพระเจ้าอื่นใดนอกจากพระองค์ ยังพระองค์คือการกลับไป

İbranice: 

הסולח לחטאים, ומקבל את המתחרטים בכנות, והעונש בחומרה, ובעל האמצעים הרבים, אין אלוה מלבדו, וסוף כולם שיחזרו אליו

Hırvatça: 

Oprostitelja grijeha i Primatelja pokajanja, Onoga Koji žestoko kažnjava i Koji je Posjednik obilnog dobra; istinskog Boga osim Njega nema, kod Njega je konačno odredište.

Rumence: 

Iertătorul păcatului, Primitorul căinţei, Aprigul la pedeapsă, Largul la mână. Nu este dumnezeu afară de El. Întru El este devenirea.

Transliteration: 

Ghafiri alththanbi waqabili alttawbi shadeedi alAAiqabi thee alttawli la ilaha illa huwa ilayhi almaseeru

Türkçe: 

Ğafir'dir, günahı affedendir. Tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütfu bol olandır O. İlah yoktur O'ndan gayrı. Yalnız O'nadır varış ve dönüş.

Sahih International: 

The forgiver of sin, acceptor of repentance, severe in punishment, owner of abundance. There is no deity except Him; to Him is the destination.

İngilizce: 

Who forgiveth sin, accepteth repentance, is strict in punishment, and hath a long reach (in all things). there is no god but He: to Him is the final goal.

Azerbaycanca: 

Günahları bağışlayan, tövbələri qəbul edən, cəzası şiddətli, kərəmi böyük olan (Allahdandır)! Ondan başqa heç bir tanrı yoxdur. Axır dönüş də Onadır!

Süleyman Ateş: 

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin olan, lutuf sahibi (Allah tarafından). O'ndan başka tanrı yoktur, dönüş O'nadır.

Diyanet Vakfı: 

O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah'tandır ki. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak O'nadır.

Erhan Aktaş: 

O, suçu bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası şiddetli, sınırsız güç(1) sahibi olandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş, yalnızca O’nadır.

Kral Fahd: 

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.

Hasan Basri Çantay: 

40:2

Muhammed Esed: 

Günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, intikamı çetin, lütfu sınırsız olan (Allah´tan). Ondan başka ilah yoktur, varış O´nadır.

Gültekin Onan: 

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Tanrı´dan). O´ndan başka tanrı yoktur. Dönüş O´nadır.

Ali Fikri Yavuz: 

O günah bağışlayan, tevbe kabul eden, azabı şiddetli olan ihsan sahibi Allah’dandır ki, O’ndan başka hiç bir ilâh yoktur

Portekizce: 

Remissório do pecado, Condescendente, Severíssimo no castigo, tem longo alcance. Não há mais divindade além d'Ele! AEle será o retorno.

İsveççe: 

Han som förlåter synd och tar emot ånger, som straffar hårt men låter Sin välsignelse flöda [över de troende]. Ingen gudom finns utom Han; Han är målet för allas färd.

Farsça: 

که آمرزنده گناه و پذیرنده توبه، سخت کیفر و صاحب نعمت فراوان است. هیچ معبودی جز او نیست. بازگشت فقط به سوی اوست.

Kürtçe: 

لێبوردەی تاوان و وەرگری تۆبەی (گوناھباران وتۆبەکارانە) (ئەو خودایە) تۆڵەی سەخت وبەتینە وە خاوەن فەزڵ و بەھرە و چاکەیە بێجگە لەو ھیچ پەرستراوێکی بەھەق و ڕاست نیە گەڕانەوەی ھەمووان ھەر بۆلای ئەوە

Özbekçe: 

У гуноҳни мағфират қилгувчи, тавбани қабул этгувчи, иқоби шиддатли ва фазлу карам соҳиби бўлган зотдир. Ундан ўзга ибодатга сазовор зот йўқ. Қайтиш Унинг Ўзигагинадир.

Malayca: 

Yang Mengampunkan dosa, dan Yang Menerima taubat; Yang Berat azabNya; Yang Melimpah-limpah kurniaNya; tiada Tuhan melainkan Dia; kepadaNyalah tempat kembali.

Arnavutça: 

I cili falë mëkatet dhe pranon pendimin, që dënon ashpër, dhe është pronar i të mirave; nuk ka zot tjetër përveç Tij dhe tek Ai është kthimi.

Bulgarca: 

Опрощаващия греха и Приемащия покаянието, Строгия в наказанието, Владетеля на благодатта. Няма друг Бог освен Него. При Него е завръщането.

Sırpça: 

Који опрашта грехе и прима покајање, Који страховито кажњава и обилно награђује. Другог истинског бога осим Њега нема, Њему се све враћа.

Çekçe: 

viny odpouštějícího, pokání přijímajícího a v trestu strašného i shovívavosti plného. Není božstva kromě Něho a u Něho je cíl cesty konečný.

Urduca: 

گناہ معاف کرنے والا اور توبہ قبول کرنے والا ہے، سخت سزا دینے والا اور بڑا صاحب فضل ہے کوئی معبود اس کے سوا نہیں، اُسی کی طرف سب کو پلٹنا ہے

Tacikçe: 

бахшояндаи гуноҳ, пазирандаи тавба, сахтуқубат, соҳиби ниъам (неъматҳо). Ҳеҷ худое ғайри Ӯ нест. Бозгашти ҳама ба сӯи Ӯст.

Tatarca: 

Ул мөэминнәрнең гөнаһларын ярлыкаучы һәм тәүбәләрен кабул итүче вә динсезләрне каты ґәзаб кылучыдыр, Ул киң нигъмәт иясе, һичбер Илаһә юк, мәгәр Аллаһ Үзе генә, хөкем ителү өчен кайтуда Аңа гынадыр.

Endonezyaca: 

Yang Mengampuni dosa dan Menerima taubat lagi keras hukuman-Nya. Yang mempunyai karunia. Tiada Tuhan (yang berhak disembah) selain Dia. Hanya kepada-Nya-lah kembali (semua makhluk).

Amharca: 

ኀጢአትን መሓሪ፣ ጸጸትንም ተቀባይ፣ ቅጣተ ብርቱ፣ የልግስና ባለቤት ከኾነው (አላህ የወረደ ነው)፡፡ ከእርሱ በቀር አምላክ የለም፡፡ መመለሻው ወደርሱ ብቻ ነው፡፡

Tamilce: 

(அவன்) பாவங்களை மன்னிப்பவன், (அடியார்கள் பாவங்களைவிட்டு விலகி) திருந்தி மன்னிப்புக் கோருதலை அங்கீகரிப்பவன், (திருந்தாத பாவிகளை) தண்டிப்பதில் கடுமையானவன், (நல்லவர்கள் மீது) அருளுடையவன். அவனைத் தவிர (உண்மையில் வணங்கத்தகுதியான) இறைவன் அறவே இல்லை. அவன் பக்கமே மீளுதல் இருக்கிறது.

Korece: 

하나님은 죄를 사하여 주사 회개함을 받아 주시되 그렇지 아 니한 자에게는 벌이 엄하니라 또 한 그분은 풍요로운 분이시며 그 분 외에는 신이 없나니 최후의 목적은 그분께로 가는 것이라

Vietnamca: 

Đấng tha thứ tội lỗi và chấp nhận sự sám hối, Đấng nghiêm khắc trong việc trừng phạt, Đấng hồng phúc và tử tế, không có Thượng Đế đích thực nào khác ngoài Ngài. Tất cả đều phải trở về trình diện Ngài (vào Ngày Phán Xét).