Arapça:
قَدْ قَالَهَا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَمَا أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Çeviriyazı:
ḳad ḳâlehe-lleẕîne min ḳablihim femâ agnâ `anhüm mâ kânû yeksibûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı.
Diyanet İşleri:
Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gerçekten, onlardan öncekiler de bu sözü söylemişlerdi de kazandıkları şeylerin, onlara hiçbir faydası dokunmamıştı.
Şaban Piriş:
Kendilerinden önce gelenler de böyle söylemişti. Fakat kazandıkları kendilerine fayda sağlamamıştı.
Edip Yüksel:
Kendilerinden öncekiler aynı şeyi söylediler, ancak kazandıkları şeylerin kendilerine hiç bir yararı dokunmadı
Ali Bulaç:
Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Suat Yıldırım:
Kendilerinden önce gelip geçenler de böyle dediler, ama kazandıkları servet, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiç fayda etmedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Muhakkak ki, onu bunlardan evvelkiler de söylemiştir. Fakat kazanır oldukları şey, onları ihtiyaçtan kurtaramamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.
Bekir Sadak:
Kisinin: «Allah´a karsi asiri gitmemden oturu bana yaziklar olsun. Gercekten ben alaya alanlardandim» diyecegi gunden sakinin.
İbni Kesir:
Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları şey, kendilerine bir fayda vermemişti.
Adem Uğur:
Bunu onlardan öncekiler de söylemişti
İskender Ali Mihr:
Onlardan öncekiler de (böyle) söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir fayda vermedi.
Celal Yıldırım:
Onlardan öncekiler de böyle demişti, ama elde ettikleri şeyler kendilerine yarar sağlamadı, (kurtarıcı da olmadı)
Tefhim ul Kuran:
Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti
Fransızca:
Ainsi parlaient ceux qui vécurent avant eux. Mais ce qu'ils ont acquis ne leur a servi à rien;
İspanyolca:
Lo mismo decían los que fueron antes de ellos y sus posesiones no les sirvieron de nada.
İtalyanca:
E' quel che dicevano coloro che li precedettero, ma ciò che fecero non giovò loro;
Almanca:
Bereits sagten dies doch diejenigen vor ihnen, dann nützte ihnen nicht, was sie zu erwerben pflegten.
Çince:
在他们之前的人,确已说过这样的话了;但他们所获的财产,对于他们没有裨益,
Hollandaca:
Zij die vóór hen waren, zeiden hetzelfde; maar datgene wat zij gewonnen hebben, is hun niet van voordeel,
Rusça:
Так уже говорили их предшественники, но их не спасло то, что они приобретали.
Somalice:
Waxaa saas yidhi kuwii ka horeeyey waxna uma tarin waxay kasbadeen.
Swahilice:
Waliyasema haya waliyo kuwa kabla yao, lakini hayakuwafaa waliyo kuwa wakiyachuma.
Uygurca:
مۇنداق سۆزنى ئۇلاردىن ئىلگىرىكىلەرمۇ قىلغان، ئۇلارنىڭ ئېرىشكەن مال - مۈلۈكلىرى ئۇلارغا ئەسقاتمىدى
Japonca:
かれら以前の者も,このように言った。だがかれらの稼いだものは,益するところなどなかった。
Arapça (Ürdün):
«قد قالها الذين من قبلهم» من الأمم كقارون وقومه الراضين بها «فما أغنى عنهم ما كانوا يكسبون».
Hintçe:
जो लोग उनसे पहले थे वह भी ऐसी बातें बका करते थे फिर (जब हमारा अज़ाब आया) तो उनकी कारस्तानियाँ उनके कुछ भी काम न आई
Tayca:
โดยแน่นอน บรรดาหมู่ชนก่อนหน้าพวกเขาได้กล่าวมันไว้ เช่นนี้ ดังนั้นสิ่งที่พวกเขาได้กระทำไว้นั้นหาได้อำนวยประโยชน์แก่พวกเขาไม่
İbranice:
גם אלה אשר קדמו להם אמרו דברים כאלה, אך שום דבר לא הועיל להם מהדברים אשר עשו
Hırvatça:
Tako su govorili i oni prije njih, pa im nije koristilo ono što su bili stekli,
Rumence:
Aşa spuneau şi cei dinaintea lor, iar ceea ce agoniseau nu le-a slujit la nimic.
Transliteration:
Qad qalaha allatheena min qablihim fama aghna AAanhum ma kanoo yaksiboona
Türkçe:
Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.
Sahih International:
Those before them had already said it, but they were not availed by what they used to earn.
İngilizce:
Thus did the (generations) before them say! But all that they did was of no profit to them.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, bu sözü onlardan (Məkkə müşriklərindən) əvvəlkilər (keçmiş ümmətlər) də demişdilər. Lakin qazandıqları (dünya malı) onlara heç bir fayda vermədi (əzabı onlardan dəf edə bilmədi).
Süleyman Ateş:
Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama kazandıkları şeyler, kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.
Diyanet Vakfı:
Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Erhan Aktaş:
Gerçekten, onlardan öncekiler de böyle söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir yarar sağlamadı.
Kral Fahd:
Bunu onlardan öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Hasan Basri Çantay:
Bu (sözü) onlardan evvelkiler de söylemiş (ler) di de kazanmakda oldukları o şeyler kendilerine hiç bir fâide vermemiş,
Muhammed Esed:
Onlardan önce yaşamış olanlar(ın çoğu da kendi kendilerine) aynı şeyi söylemişlerdi; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi:
Gültekin Onan:
Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti
Ali Fikri Yavuz:
Onlardan (senin kavminden) evvelkiler de bu sözü söylemişlerdi. Fakat o kazandıkları küfür kendilerini kurtarmadı.
Portekizce:
Assim falavam também os seus antepassados; porém, de nada lhes valeu tudo quanto haviam lucrado.
İsveççe:
Detsamma sade de som levde före dem [och som förnekade sanningen]; men det som de hade förvärvat [i livet] var dem till ingen nytta,
Farsça:
همین [سخن بیهوده و باطل] را کسانی که پیش از آنان بودند، گفتند، ولی آنچه را [از مقام و ثروت همواره] به دست می آوردند، عذاب و هلاکت را از آنان برطرف نکرد.
Kürtçe:
بێگومان ئەم قسەیە کەسانی پێش ئەمانیش کردیان بەڵام ھیچ سوودی پێ نەگەیاندن ئەوەی ئەوان کردیان
Özbekçe:
Батаҳқиқ, буни улардан аввалгилар ҳам айтган эдилар. Бас, уларнинг қилган касблари ўзларига асқотмади.
Malayca:
Sebenarnya orang-orang yang terdahulu daripada mereka telah juga mengatakan yang demikian maka segala yang mereka usahakan itu tidak dapat menyelamatkan mereka (dari azab Allah).
Arnavutça:
Kështu thonin edhe ata që ishin para tyre, prandaj nuk patën dobi nga ajo që patën fituar,
Bulgarca:
Казваха го вече и онези преди тях. И не ги избави онова, което са придобили.
Sırpça:
Тако су говорили и они пре њих, па им није користило оно што су били стекли,
Çekçe:
A tohle již říkali ti, kdož před nimi byli, a neprospělo jim to, co si vysloužili,
Urduca:
یہی بات ان سے پہلے گزرے ہوئے لوگ بھی کہہ چکے ہیں، مگر جو کچھ وہ کماتے تھے وہ ان کے کسی کام نہ آیا
Tacikçe:
Ин сухане буд, ки пешиниёнашон ҳам мегуфтанд, вале ҳар чӣ ҷамъ оварда буданд, ба ҳолашон нафъ накард.
Tatarca:
Ул сүзне үлекләр дә әйтерләр иде, ләкин аларның кәсеп иткән нәрсәләре Безнең ґәзаб килгәндә һич файда бирмәде.
Endonezyaca:
Sungguh orang-orang yang sebelum mereka (juga) telah mengatakan itu pula, maka tiadalah berguna bagi mereka apa yang dahulu mereka usahakan.
Amharca:
እነዚያ ከእነርሱ በፊት የነበሩት ሕዝቦች በእርግጥ ብለዋታል፡፡ ይሠሩት የነበሩትም ነገር ከእነርሱ አልጠቀማቸውም፡፡
Tamilce:
திட்டமாக இவர்களுக்கு முன்னுள்ளவர்களும் இதைச் சொல்லி இருக்கிறார்கள். ஆக, அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்தவை அவர்களை விட்டும் (அல்லாஹ்வின் தண்டனையை) தடுக்கவில்லை.
Korece:
그들 이전의 선조들도 그렇 게 말하였노라 그러나 그들이 얻 은 것은 그들에게 유용하지 못했 더라
Vietnamca:
Quả thật, những kẻ trước họ cũng đã nói lời lẽ đó. Tuy nhiên, những thứ mà họ kiếm được chẳng giúp ích được gì cho họ.
Ayet Linkleri: