Arapça:
أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ شُفَعَاءَ ۚ قُلْ أَوَلَوْ كَانُوا لَا يَمْلِكُونَ شَيْئًا وَلَا يَعْقِلُونَ
Çeviriyazı:
emi-tteḫaẕû min dûni-llâhi şüfe`â'. ḳul evelev kânû lâ yemlikûne şey'ev velâ ya`ḳilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (böyle yapacaksınız)?"
Diyanet İşleri:
Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar bir şeye sahip olmadıkları, akıl da edemedikleri halde mi şefaat edecekler?"
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa, Allah'ı bırakıp da şefaatçiler mi kabul ettiler? De ki: Onların hiçbir şeye güçleri yetmez ve hiçbir şey akıl etmezler, değil mi?
Şaban Piriş:
Yoksa onlar Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki : Onlar hiç bir şeye sahip değillerse ve akletmiyorlarsa da mı?
Edip Yüksel:
ALLAH'ın dışında şefaatçılar mı edindiler? De ki, "Onlar hiç bir şeye sahip değilseler ve düşünemiyorlarsa da mı?"
Ali Bulaç:
Yoksa Allah'tan başka şefaat ediciler mi edindiler? De ki: "Ya onlar, hiçbir şeye malik değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa?"
Suat Yıldırım:
Bilakis onlar kalkmış, Allah'tan başka birtakım sözüm ona şefaatçiler bulmuşlar!De ki: “Onların hiçbir yetkileri olmasa, akıl ve şuurdan mahrum olsalar da mı onlara ibadet edeceksiniz?” [2,255]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa Allah´ın gayrısından şefaatciler mi edindiler? De ki: «Eğer hiçbir şeye malik olmamış ve akıl erdiremez bulunmuş iseler de mi?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa Allah'ın berisinden şefaatçılar mı edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye sahip olmayan/hiçbir şeye gücü yetmeyen, aklını da işletmeyen varlıklar olsalar da mı?"
Bekir Sadak:
Insanin basina bir sikinti gelince Bize yalvarir. Sonra katimizdan ona bir nimet verdigimiz zaman: «Bu bana bilgimden dolayi verilmistir» der. Hayir
İbni Kesir:
Yoksa onlar
Adem Uğur:
Yoksa onlar Allah´tan başkasını şefaatçılar mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (şefaatçı edineceksiniz)?
İskender Ali Mihr:
Yoksa onlar, Allah´tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "
Celal Yıldırım:
Yoksa Allah´ı bırakıp da şefaatçiler mi edindiler ?! De ki: Ya onlar hiçbir şeye sahip değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa ?..
Tefhim ul Kuran:
Yoksa Allah´tan başka şefaat ediciler mi edindiler? De ki: «Ya onlar, hiçbir şeye malik değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa?»
Fransızca:
Ont-ils adopté, en dehors d'Allah, des intercesseurs ? Dis : "Quoi ! Même s'ils ne détiennent rien et sont dépourvus de raison ? "
İspanyolca:
¿Tomarán los infieles a otros intercesores en lugar de tomar a Alá? Di: «¿Y si no pudieran nada ni razonaran?»
İtalyanca:
Si sono presi intercessori all'infuori di Allah? Di': «Anche se non possiedono niente? [ Anche se] non comprendono niente?»
Almanca:
Oder nahmen sie sich etwa anstelle von ALLAH Fürbittende?! Sag: "Selbst dann, wenn sie über nichts verfügen und nicht begreifen können?!"
Çince:
不然,他们却舍真主而要若干说情者。你说:即使他们没有任何主权,也不了解任何事理,他们也能说情吗?
Hollandaca:
Hebben de Koreïshieten afgoden genomen tot hunne tusschenpersonen bij God? Zeg: Wat! niettegenstaande deze geene macht over iets bezitten, noch verstand bezitten.
Rusça:
Или же они взяли себе заступников помимо Аллаха? Скажи: "А если они не владеют ничем и не разумеют?"
Somalice:
Mise waxay ka yeesheen Eebe wax ka soohadhay shafeecayaal, waxaad dhahdaa (oo ma kayeelanyesaan) xaataa haddayna wax hananayn waxna kasayn.
Swahilice:
Au ndio wanachukua waombezi badala ya Mwenyezi Mungu? Sema: Ingawa hawana mamlaka juu ya kitu chochote, wala hawatambui lolote?
Uygurca:
(ئۇلار پىكىر يۈرگۈزمىدى) بەلكى اﷲ نى قويۇپ، (بۇتلاردىن) شاپائەتچىلەرنى تۇتتى. ئېيتقىنكى، «ئۇلار (يەنى شاپائەتچى قىلىنغان بۇتلار) ھېچ نەرسىگە قادىر بولالمايدىغان ۋە (ھېچ نەرسىنى) سەزمەيدىغان تۇرسىمۇ (ئۇلارنى شاپائەتچى تۇتامدۇ؟)
Japonca:
かれらはアッラー以外に,執り成す者を求めるのか。言ってやるがいい。「かれら(邪神たちに)は何の力もなく,また何も理解しないではないか。」
Arapça (Ürdün):
«أم» بل «اتخذوا من دون الله» أي الأصنام آلهة «شفعاء» عن الله بزعمهم «قل» لهم «أ» يشفعون «ولو كانوا لا يملكون شيئا» من الشفاعة وغيرها «ولا يعقلون» أنكم تعبدونهم ولا غير ذلك؟ لا.
Hintçe:
क्या उन लोगों ने ख़ुदा के सिवा (दूसरे) सिफारिशी बना रखे है (ऐ रसूल) तुम कह दो कि अगरचे वह लोग न कुछ एख़तेयार रखते हों न कुछ समझते हों
Tayca:
หรือว่าพวกเจ้าได้ยึดเอาบรรดาผู้ช่วยเหลืออื่นจากอัลลอฮฺ จงกล่าวเถิดมุฮัมมัดทั้ง ๆ ที่พวกมันมิได้มีอำนาจใด ๆ และพวกมันก็ไม่มีสติปัญญากระนั้นหรือ?
İbranice:
האם הם לוקחים להם מליצים מלבד אלוהים? אמור: 'האם זה למרות שאין להם כוח או הבנה
Hırvatça:
Zar oni mimo Allaha zagovornike uzimaju?! Reci: "Zar i onda kada su bez ikakve moći i kada ništa ne razumiju.
Rumence:
Ei iau mijlocitor în afara lui Dumnezeu? Spune: “Şi dacă ei nu au nici putere şi nici minte?”
Transliteration:
Ami ittakhathoo min dooni Allahi shufaAAaa qul awalaw kanoo la yamlikoona shayan wala yaAAqiloona
Türkçe:
Yoksa Allah'ın berisinden şefaatçılar mı edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye sahip olmayan/hiçbir şeye gücü yetmeyen, aklını da işletmeyen varlıklar olsalar da mı?"
Sahih International:
Or have they taken other than Allah as intercessors? Say, "Even though they do not possess [power over] anything, nor do they reason?"
İngilizce:
What! Do they take for intercessors others besides Allah? Say: "Even if they have no power whatever and no intelligence?"
Azerbaycanca:
Yoxsa onlar (müşriklər) Allahdan qeyrilərini (bütləri) şəfaətçi etdilər? (Ya Peyğəmbər!) De: “Onlar heç bir şeyə malik olmadıqları və heç bir şey qanmadıqları halda (şəfaətmi edəcəklər)?!”
Süleyman Ateş:
Yoksa Allah'tan başka şefa'atçiler mi edindiler? De ki: "Onlar, hiçbir şeye malik olmayan, düşünmeyen şeyler olsalar da mı (onları şefa'atçi edineceksiniz?)"
Diyanet Vakfı:
Yoksa onlar Allah'tan başkasını şefaatçılar mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (Şefaatçı edineceksiniz)?
Erhan Aktaş:
Yoksa Allah’ın yanı sıra şefaatçiler(1) mi edindiler? De ki: “Onlar hiçbir şeye sahip olmasalar ve akıl etmeseler de mi?”
Kral Fahd:
Yoksa onlar Allah'tan başkasını şefaatçiler mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (şefaatçi edineceksiniz)?
Hasan Basri Çantay:
Yoksa onlar Allahdan başkasını (kendilerine) şefâatcılar mı edindiler? De ki: «Hiç birşey´e güc yetiremezler ve akıl erdiremezler olsalar da mı»? (Buna rağmen mi şefaat edecekler)?!
Muhammed Esed:
Ama onlar, Allah´ın yanısıra (hayali) şefaatçiler(e de kulluk yapmayı) tercih ederler. De ki: "Nasıl olur? Onların hiçbir şeye güçleri yetmese de ve akılları (hakikati) kavramıyor olsa da mı?"
Gültekin Onan:
Yoksa Tanrı´dan başka şefaat ediciler mi edindiler? De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa (o Mekke kâfirleri), Allah’dan başkasını şefaatçılar mı edindiler? (Kendilerine şefaat etmek için putlara mı tapıyorlar?) de ki: “- (O putlar), bir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi? (Şefaat edecekler).”
Portekizce:
Adotarão, acaso, intercessores, em vez de Deus? Dize-lhes: Quê! Ainda bem que eles não tenham poder algum, nemrazão alguma?
İsveççe:
Och ändå väljer de åt sig medlare [som de tror har en plats] vid Guds sida! Säg: "[Detta gör ni] fastän de saknar all makt och inte [ens] har förmågan att tänka!"
Farsça:
[نه اینکه بی خبران، درباره قدرت خدا نمی اندیشند] بلکه به جای خدا [از بتان] شفیعانی برای خود گرفته اند. بگو: آیا [از آنها شفاعت می خواهید] هر چند مالک چیزی [و اختیاردار شفاعتی] نباشند و علم و عقلی نداشته باشند [و پرستندگان خود را نشناسند؟]
Kürtçe:
ئاخۆ جگە لەخوا تکا کارانێکیان بۆ خۆیان داناوە بڵێ گەرچی ئەوانە نەھیچ شتێکیان بەدەستە وە نەتێیش دەگەن
Özbekçe:
Ёки Аллоҳдан ўзга шафоатчилар тутганларми?! Сен: «Ахир улар бирор нарсага эга бўлмасалар ва бирор нарсани англамасалар ҳам-а?!» деб айт.
Malayca:
Patutkah mereka (yang musyrik) mengambil yang lain dari Allah menjadi pemberi syafaat? Bertanyalah (kepada mereka): "Dapatkah yang lain dari Allah memberi syafaat padahal semuanya tidak pula mengerti (sebarang apa pun)?"
Arnavutça:
A marrin ata, përveç Perëndisë, ndërmjetësues tjetër? Thuaj: “Vallë, a (i merrni ata ndërmjetësues) edhe pse nuk kanë asgjë në dorë dhe nuk kuptojnë?!”
Bulgarca:
Или [неверниците] се сдобиха със застъпници вместо Аллах? Кажи: “Нима дори ако не владеят нищо и не проумяват?”
Sırpça:
Зар они мимо Аллаха заговорнике узимају?! Реци: „Зар и онда када су без икакве моћи и када ништа не разумеју?“
Çekçe:
Což si nevěřící vskutku vezmou za přímluvce jiné vedle Boha? Rci: 'A což když tito ničím nevládnou a ani rozumně neuvažují?'
Urduca:
کیا اُس خدا کو چھوڑ کر اِن لوگوں نے دوسروں کو شفیع بنا رکھا ہے؟ ان سے کہو، کیا وہ شفاعت کریں گے خواہ اُن کے اختیار میں کچھ نہ ہو اور وہ سمجھتے بھی نہ ہوں؟
Tacikçe:
Оё ғайри Худо шафеъоне ихтиёр карданд? Бигӯ: «Хатто агар он шафеъон қудрат ба коре надошта бошанд ва чизеро дарнаёбанд?»
Tatarca:
Югыйсә алар Аллаһудан башка сынымнарны шәфәгатьче итеп тоталармы? Бит ул сынымнарыгыз һичнәрсәгә хуҗа була алмыйлар һәм сезнең аларга гыйбадәт иткәнегезне дә белмиләр, шулай булгач ничек шәфәгать итә алсыннар?
Endonezyaca:
Bahkan mereka mengambil pemberi syafa'at selain Allah. Katakanlah: "Dan apakah (kamu mengambilnya juga) meskipun mereka tidak memiliki sesuatupun dan tidak berakal?"
Amharca:
ይልቁንም (ቁረይሾች) ከአላህ ሌላ አማላጆችን ያዙ፡፡ «እነርሱ ምንንም የማይችሉና የማያውቁ ቢኾኑም?» በላቸው፡፡
Tamilce:
(இணைவைப்பவர்கள்) அல்லாஹ்வை அன்றி (அல்லாஹ்விடம் தங்களுக்கு) பரிந்துரை செய்பவர்களை எடுத்துக் கொண்டார்களா? (நபியே!) கூறுவீராக! “அவர்கள் (-அந்த தெய்வங்கள்) எதற்கும் சக்தியற்றவர்களாகவும் சிந்தித்து புரியாதவர்களாகவும் இருந்தாலுமா (நீங்கள் அவர்களை பரிந்துரையாளர்களாக எடுத்துக்கொள்வீர்கள்)?”
Korece:
그들은 숙고하지도 않고 중 재자로써 하나님 아닌 다른 것을 택한단 말이뇨 일러가로되 그것들 은 능력도 그리고 지혜도 없는 것 들이라
Vietnamca:
Hay là ngoài Allah, (những kẻ thờ đa thần) đã nhận (các bục tượng) làm những vị can thiệp (cho họ). Ngươi (Thiên Sứ) hãy bảo họ: “Lẽ nào ngay cả khi các thần linh đó không có một chút quyền thống trị nào và chúng (chỉ là những vật vô tri) chẳng biết cũng chẳng hiểu gì nữa hay sao?”
Ayet Linkleri: