Arapça:
قُل لِّلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا ۖ لَّهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Çeviriyazı:
ḳul lillâhi-şşefâ`atü cemî`â. lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. ŝümme ileyhi türce`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."
Diyanet İşleri:
De ki: "Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Bütün şefaat, Allah'ın; onundur göklerin ve yeryüzünün saltanatı ve tedbiri, sonra da dönüp onun tapısına gideceksiniz.
Şaban Piriş:
De ki: Şefaatin hepsi Allah’ındır. Göklerin ve yerin mülkü O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz.
Edip Yüksel:
De ki, "Tüm şefaat ALLAH'a aittir." Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Ali Bulaç:
De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Suat Yıldırım:
De ki: “Şefaatin tamamı Allah'a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyeti de O’nundur. Sonunda da O’nun huzuruna götürülecek, O’na hesap vereceksiniz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «Bütün şefaat, Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O´nun içindir. Sonra O´na döndürüleceksinizdir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."
Bekir Sadak:
Bunu onlardan oncekiler de soylemisti, ama kazandiklari seyler onlara fayda vermedi.
İbni Kesir:
De ki: Bütün şefaat Allah´ındır. Göklerin ve yerin mülkü O´nundur. Sonra hepiniz O´na döndürüleceksiniz.
Adem Uğur:
De ki: Bütün şefâat Allah´ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O´nundur. Sonra O´na döndürüleceksiniz.
İskender Ali Mihr:
De ki: "
Celal Yıldırım:
De ki: Şefaatin tamamı Allah´a aittir (O´nun iznine bağlıdır). Göklerin ve yerin mülkü (ve tasarrufu münhasıran) O´nundur. Sonra O´na döndürüleceksiniz.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Şefaatin tümü Allah´ındır. Göklerin ve yerin mülkü O´nundur. Sonra da O´na döndürüleceksiniz.»
Fransızca:
Dis : "L'intercession toute entière appartient à Allah. A Lui la royauté des cieux et de la terre. Puis c'est vers Lui que vous serez ramenés"
İspanyolca:
Di: «Toda intercesión proviene de Alá. Suyo es el dominio de los cielos y de la tierra. Al fin, a Él seréis devueltos».
İtalyanca:
Di': «Tutta l'intercessione [appartiene] ad Allah.
Almanca:
Sag: "ALLAH gehört die ganze Fürbitte. Ihm gehört die Herrschaft der Himmel und der Erde. Dann werdet ihr zu Ihm zurückgebracht."
Çince:
你说:准许说情与否,全归真主决定;天地的国权,只是他的。然后,你们只被召归他。
Hollandaca:
Zeg: Tusschentreding is geheel in Gods bestiering: hem is het koninkrijk van hemel en aarde, en hierna zult gij tot hem terugkeeren.
Rusça:
Скажи: "Аллаху принадлежит заступничество целиком. Ему принадлежит власть над небесами и землей, и к Нему вы будете возвращены".
Somalice:
Waxaad dhahdaa Eebaa iska leh shafeeco oo dhan, waxaana u sugnaaday xukunka Cirka iyo Dhulka xaggiisaana leydiin celin.
Swahilice:
Sema: Uombezi wote uko kwa Mwenyezi Mungu. Ni wake Yeye tu ufalme wa mbingu na ardhi. Kisha mtarejeshwa kwake.
Uygurca:
شاپائەتنىڭ ھەممىسى اﷲ نىڭ ئىلكىدىدۇر (ھېچ ئادەم اﷲ نىڭ ئىزنىسىز شاپائەت قىلالمايدۇ)، ئاسمانلارنىڭ ۋە زېمىننىڭ پادىشاھلىقى اﷲ قا خاستۇر. ئاندىن سىلەر اﷲ نىڭ دەرگاھىغا قايتۇرۇلىسىلەر»
Japonca:
言ってやるがいい。「執り成し(の許し)は,凡てアッラーに属する。天と地の大権はかれの有である。やがてあなたがたはかれの許に帰される。」
Arapça (Ürdün):
«قل لله الشفاعة جميعا» أي هو مختص بها فلا يشفع أحد إلا بإذنه «له ملك السماوات والأرض ثم إليه ترجعون».
Hintçe:
(तो भी सिफारिशी बनाओगे) तुम कह दो कि सारी सिफारिश तो ख़ुदा के लिए ख़ास है- सारे आसमान व ज़मीन की हुकूमत उसी के लिए ख़ास है, फिर तुम लोगों को उसकी तरफ लौट कर जाना है
Tayca:
แล้วพวกท่านจะถูกนำกลับไปยังพระองค์
İbranice:
אמור: 'אלוהים הוא המליץ היחיד, אשר לו מלכות השמים והארץ, ואז אליו אתם ודאי תושבו
Hırvatça:
Reci: "Sve zagovorništvo pripada Allahu, vlast na nebesima i na Zemlji Njegova je, a poslije - Njemu ćete se vratiti."
Rumence:
Spune: “A lui Dumnezeu este mijlocirea întreagă! A Lui este împărăţia cerurilor şi a pământului! La El veţi fi întorşi!”
Transliteration:
Qul lillahi alshshafaAAatu jameeAAan lahu mulku alssamawati waalardi thumma ilayhi turjaAAoona
Türkçe:
De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."
Sahih International:
Say, "To Allah belongs [the right to allow] intercession entirely. To Him belongs the dominion of the heavens and the earth. Then to Him you will be returned."
İngilizce:
Say: "To Allah belongs exclusively (the right to grant) intercession: to Him belongs the dominion of the heavens and the earth: In the End, it is to Him that ye shall be brought back."
Azerbaycanca:
De: “Bütün şəfaət yalnız Allaha məxsusdur. Göylərin və yerin hökmü Onun əlindədir. Sonra siz (qiyamət günü) Onun hüzuruna qaytarılacaqsınız!”
Süleyman Ateş:
De ki: "Şefa'at tamamen Allah'ındır (yardım ve destek yalnız O'ndandır). Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Diyanet Vakfı:
De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Erhan Aktaş:
De ki: “Şefaat etme tamamıyla Allah’ın elindedir.(1) Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz.”
Kral Fahd:
De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz».
Muhammed Esed:
De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah´a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O´nundur ve sonunda yalnız O´na döndürüleceksiniz".
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
De ki: “- Bütün şefaat Allah’ın kudretindedir. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra (ahirette) hep döndürülüb O’na götürüleceksiniz.”
Portekizce:
Dize-lhes (mais): Só a Deus incumbe toda a intercessão. Seu é o reino dos céus e da terra; logo, a Ele retornareis.
İsveççe:
Säg: "All medling är i Guds hand. Han har herraväldet över himlarna och jorden, och ni skall till sist föras åter till Honom."
Farsça:
بگو: شفاعت، یکسره ویژه خداست، فرمانروایی آسمان ها و زمین در سیطره اوست، سپس به سوی او بازگردانده می شوید؛
Kürtçe:
بڵێ: تکا ھەمووی ھەر بۆ خوایە موڵکی ئاسمانەکان و زەوی ھەر بۆ ئەوە پاشان ھەر بۆلای ئەو دەگەڕێنرێنەوە
Özbekçe:
Сен: «Барча шафоат ёлғиз Аллоҳникидир. Осмонлару ернинг мулки-эгалиги ҳам ёлғиз Уникидир. Сўнгра Унгагина қайтарилурсизлар», деб айт.
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad): "Syafaat itu semuanya hak kepunyaan Allah; Dia lah Yang Menguasai segala urusan langit dan bumi; kemudian kamu akan dikembalikan kepadaNya (untuk menerima balasan)."
Arnavutça:
Thuaju: “Vetëm për Perëndinë është i tërë ndërmjetësimi (mirësia); atij i takon pushteti i qiejve dhe i Tokës, e pastaj – tek Ai do të ktheheni”.
Bulgarca:
Кажи: “На Аллах принадлежи застъпничеството изцяло. Негово е владението на небесата и на земята. После при Него ще бъдете върнати.”
Sırpça:
Реци: „Свакo заговарање припада Аллаху, Његова је власт на небесима и на Земљи, а затим ћете Њему да се вратите.“
Çekçe:
Rci: 'Jedině Bohu přísluší přímluva veškerá a Jemu náleží království nebes a země a k Němu posléze budete navráceni.'
Urduca:
کہو، شفاعت ساری کی ساری اللہ کے اختیار میں ہے آسمانوں اور زمین کی بادشاہی کا وہی مالک ہے پھر اُسی کی طرف تم پلٹائے جانے والے ہو
Tacikçe:
Бигӯ: «Шафоъат саросар аз они Худост. Аз они Ӯст фармонравоии осмонҳову замин. Сипас ҳама ба назди Ӯ бозгардонда мешавед».
Tatarca:
Әйт син аларга: "Шәфәгатьнең барчасы Аллаһуга хастыр, Аның үзеннән башка һичкем шәфәгать итә алмас. Җир вә күкләр Аллаһ мөлкедер, соңра Аңа кайтарыласыз.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Hanya kepunyaan Allah syafa'at itu semuanya. Kepunyaan-Nya kerajaan langit dan bumi. Kemudian kepada-Nya-lah kamu dikembalikan"
Amharca:
«ምልጃ መላውም የአላህ ብቻ ነው፡፡ የሰማያትና የምድር ሥልጣን የእርሱ ብቻ ነው፡፡ ከዚያም ወደእርሱ ትመለሳላችሁ» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே) கூறுவீராக! சிபாரிசுகள் அனைத்தும் அல்லாஹ்விற்கே சொந்தமாகும். வானங்கள் இன்னும் பூமியின் ஆட்சி அவனுக்கே உரியன. பிறகு, அவன் பக்கமே நீங்கள் திரும்பக் கொண்டு வரப்படுவீர்கள்.
Korece:
일러가로되 모든 중재는 하 나님의 것이거늘 하늘과 대지의 왕국이 그분께 있어 최후에는 그 분께로 귀의하노라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói với họ: “Mọi sự can thiệp đều thuộc về quyền của Allah. Ngài nắm quyền thống trị các tầng trời và trái đất. Rồi đây các ngươi sẽ được đưa về trình diện Ngài.”
Ayet Linkleri: