Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

41

Sûredeki Ayet No: 

13

Ayet No: 

4231

Sayfa No: 

478

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِنْ أَعْرَضُوا فَقُلْ أَنذَرْتُكُمْ صَاعِقَةً مِّثْلَ صَاعِقَةِ عَادٍ وَثَمُودَ

Çeviriyazı: 

fein a`raḍû feḳul enẕertüküm ṣâ`iḳatem miŝle ṣâ`iḳati `âdiv veŝemûd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer onlar, yine yüz çevirirlerse de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım."

Diyanet İşleri: 

Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki: "İşte sizi, Ad ve Semud'un başına gelen yıldırıma benzer bir azap ile uyardım."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yüz çevirirlerse artık de ki: Sizi, Âd ve Semud'un uğradıkları helak edici azaba benzer bir azapla korkutmadayım.

Şaban Piriş: 

Eğer yüz çevirirlerse, onlara de ki: Sizi, Ad ve Semûd’un yıldırımına benzer bir yıldırımla/azapla uyardım.

Edip Yüksel: 

Yüz çevirirlerse de ki, "Sizi Ad ve Semud yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım."

Ali Bulaç: 

Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki: "Ben sizi, Ad ve Semud (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyardım."

Suat Yıldırım: 

Eğer yüz çevirirlerse sen şöyle de: “Ben, sizi Âd ve Semûd halklarını çarpan kasırga gibi bir kasırganın geleceğini bildirerek uyarıyorum.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İmdi onlar eğer yüz çevirirlerse o vakit de ki: «Ben sizi Âd ve Semûd yıldırımı gibi bir yıldırım ile korkutmuş bulunmaktayım.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yüz çevirirlerse şöyle de: "Sizi, Âd ve Semûd'a çarpan yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum."

Bekir Sadak: 

Allah´in dusmanlari o gun cehenneme surulurler. Hepsi bir aradadirlar.

İbni Kesir: 

Eğer yüz çevirecek olurlarsa

Adem Uğur: 

Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki: İşte sizi Ad ve Semûd´un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum!

İskender Ali Mihr: 

Eğer hâlâ yüz çevirirlerse, o taktirde de ki: “Adn ve Semud´un yıldırımı gibi bir yıldırımla sizi uyardım.”

Celal Yıldırım: 

Buna rağmen yüzçevirirlerse, de ki: Âd ve Semûd´a düşen yıldırımın benzeri bir yıldırımla sizi uyardım.

Tefhim ul Kuran: 

Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki: «Ben sizi, Ad ve Semûd (kavimlerinin) yıldırımına benzer bir yıldırımla uyarıp korkuttum.»

Fransızca: 

S'ils s'en détournent, alors dis-leur; "Je vous ai avertis d'une foudre semblable à celle qui frappa les Aad et les Tamud".

İspanyolca: 

Si se desvían, di: «Os prevengo contra un rayo como el de los aditas y los tamudeos».

İtalyanca: 

Se si allontanano, di' loro: «Vi dò l'avvertimento di una folgore, uguale alla folgore [che colpì] gli 'Âd e i Thamûd».

Almanca: 

Und sollten sie sich abwenden, dann sag: "Ich warnte euch vor einem Blitzschlag wie der Blitzschlag von 'Aad und Thamud."

Çince: 

如果他们退避,你就说:我警告你们一种刑罚,它象阿德人和赛莫德人所受的刑罚一样。

Hollandaca: 

Indien de bewoners van Mekka zich aan deze onderrichtingen onttrekken, zeg: Ik kondig u eene plotselinge vernietiging aan, zooals de vernietiging van Ad en Thamoed.

Rusça: 

Если же они отвернутся, то скажи: "Я предостерегаю вас от мучений, подобных мучениям адитов и самудян".

Somalice: 

Hadday ka jeedsadeen Gaaladu (xaqa) waxaad ku dhahdaa Nabiyow waxaan idiinka digi cadaab daran oo lamid ah kii Reer Caad iyo Thamuud.

Swahilice: 

Basi wakipuuza wewe sema: Nakuhadharisheni adhabu mfano wa adhabu ya A'di na Thamudi,

Uygurca: 

ئەگەر ئۇلار (بۇ بايانلاردىن كېيىن ئىماندىن) يۈز ئۆرۈسە (سەن ئۇلارغا): «سىلەرنى ئاد ۋە سەمۇد قەۋمىلىرىنىڭ بېشىغا كەلگەن ئازابقا ئوخشاش ئازابتىن ئاگاھلاندۇرىمەن» دېگىن

Japonca: 

それでもかれらが,背き去るならば言ってやるがいい。「あなたがたに,アードとサムードの(被った)落雷のような災難を警告する。」

Arapça (Ürdün): 

«فإن أعرضوا» أي كفار مكة عن الإيمان بعد هذا البيان «فقل أنذرتكم» خوَّفتكم «صاعقةً مثل صاعقة عادٍ وثمود» عذاباً يهلككم مثل الذي أهلكهم.

Hintçe: 

फिर अगर हम पर भी ये कुफ्फार मुँह फेरें तो कह दो कि मैं तुम को ऐसी बिजली गिरने (के अज़ाब से) डराता हूँ जैसी क़ौम आद व समूद की बिजली की कड़क

Tayca: 

แต่ถ้าพวกเขาผินหลังให้ก็จงกล่าวเถิดมุฮัมมัดว่า ฉันขอเตือนพวกท่าน (ให้ระลึกถึงความหายนะเยี่ยงความหายนะของพวกอ๊าดและพวกซะมูด)

İbranice: 

אם יסובבו גב, אמור להם: 'בזאת הזהרתי אתכם מפני הרעם, כמו הרעם שהיכה בבני עאד ות'מוד

Hırvatça: 

Pa ako se okrenu, ti reci: "Upozoravam vas na onakav udar kakav je pogodio Ad i Semud",

Rumence: 

Dacă ei se întorc, spune-le: “Eu v-am prevenit asupra trăsnetului care va fi asemenea trăsnetului care i-a nimicit pe adiţi şi tamudiţi.”

Transliteration: 

Fain aAAradoo fuqul anthartukum saAAiqatan mithla saAAiqati AAadin wathamooda

Türkçe: 

Yüz çevirirlerse şöyle de: "Sizi, Âd ve Semûd'a çarpan yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum."

Sahih International: 

But if they turn away, then say, "I have warned you of a thunderbolt like the thunderbolt [that struck] 'Aad and Thamud.

İngilizce: 

But if they turn away, say thou: "I have warned you of a stunning Punishment (as of thunder and lightning) like that which (overtook) the 'Ad and the Thamud!"

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Əgər (Məkkə müşrikləri sənin bu sözlərindən sonra haqdan, imandan) üz döndərsələr, de: “Mən sizi Ad və Səmud ildırımı kimi bir ildırımla (bu tayfaları məhv etmiş tükürpədici bir səslə, müdhiş bir əzabla) qorxuduram!”

Süleyman Ateş: 

Eğer yüz çevirirlerse, de ki: "Ben sizi 'Ad ve Semud'un başına düşen yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım."

Diyanet Vakfı: 

Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki: İşte sizi Ad ve Semud'un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum!

Erhan Aktaş: 

Eğer hala yüz çevirirlerse, onlara de ki: “Âd ve Semûd’un yıldırımı gibi bir yıldırıma karşı sizi uyardım.”

Kral Fahd: 

Eğer onlar yüz çevirirlerse de ki: İşle sizi Âd ve Semûd'un başına gelen kasırgaya benzer bir kasırgaya karşı uyarıyorum!

Hasan Basri Çantay: 

Eğer onlar (bu beyandan sonra yine îmandan) yüz çevirirlerse de ki: «Aad ve Semud (u çarpan) yıldırım gibi size de bir azâbı (n gelib çatabileceğini) hatırlatırım».

Muhammed Esed: 

(Bütün bu kozmik gerçeklere rağmen) onlar yine de yüz çevirirlerse de ki: "Sizi, ´Ad ve Semud (kabilelerinin başına düşen) yıldırımlara benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum!"

Gültekin Onan: 

Bu durumda eğer onlar yüz çevirirlerse, artık de ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm, bu beyandan sonra Mekke kâfirleri Allah’a ve Peygamberine iman etmekten yine) yüz çevirirlerse, de ki: “- Sizi, Âd ve Semûd’un şiddetli azabı gibi bir azabla korkutuyorum.”

Portekizce: 

Porém, se desdenharem, dize-lhes: Advirto-vos da vinda de uma centelha, semelhante àquela enviado dos povos de Ad eSamud.

İsveççe: 

Men säg, om [lyssnarna] drar sig undan: "Jag varnar er för en katastrof som den [som förintade stammarna] Aad och Thamud!"

Farsça: 

اگر روی گرداندند، بگو: من شما را از صاعقه ای [مرگبار] چون صاعقه عاد و ثمود بیم می دهم.

Kürtçe: 

جا ئەگەر ڕوویان وەرگێڕا ئەوە بڵێ بەھەورە تریشقەیەك (بروسکەیەك) دەتانترسێنم وەك ھەورە تریشقەی (گەلی) عادو سەمود

Özbekçe: 

Бас, агар юз ўгирсалар, сен: «Мен сизларни Од ва Самудга келган чақмоққа ўхшаш чақмоқ-ла огоҳлантирдим», деб айт.

Malayca: 

Oleh itu, kalau mereka (yang musyrik) berpaling (daripada mengesakan Allah dan menurut jalan yang lurus), maka katakanlah (wahai Muhammad): "Aku memberi amaran kepada kamu dengan (azab yang dahsyat, iaitu) petir, seperti petir yang telah menyambar kaum Aad dan kaum Thamud!"

Arnavutça: 

Nëse shmangen (refuzojnë besimin), ti thuaju: “Ju paralajmëroj me bubullimë (dënimin e tmerrshëm)) aso dënimi çfarë e goditi Adin e Themudin,

Bulgarca: 

А ако се отвърнат, кажи: “Предупреждавам ви с мълния, подобна на мълнията за адитите и самудяните.”

Sırpça: 

Па ако се окрену, ти реци: „Упозоравам вас на онакав удар какав је погодио Ад и Семуд“,

Çekçe: 

Jestliže se odvrátí, řekni jim: 'Já varuji vás před hromobitím podobným tomu, jímž ´Ádovci a Thamúdovci byli zahubeni.'

Urduca: 

اب اگر یہ لوگ منہ موڑتے ہیں تو اِن سے کہہ دو کہ میں تم کو اُسی طرح کے ایک اچانک ٹوٹ پڑنے والے عذاب سے ڈراتا ہوں جیسا عاد اور ثمود پر نازل ہوا تھا

Tacikçe: 

Пас агар рӯй гардонанд, бигӯ: «Шуморо аз раъду барқе ҳамонанди раъду барқе, ки бар Оду Самуд фуруд омад, метарсонам.

Tatarca: 

Әгәр Коръәнгә иман китерүдән баш тартсалар, син аларга әйт: "Мин сезне куркытамын, ягъни әгаһландырамын Гая вә Сәмуд кавемен һәлак иткән яшен кеби каты яшен ґәзабы белән".

Endonezyaca: 

Jika mereka berpaling maka katakanlah: "Aku telah memperingatkan kamu dengan petir, seperti petir yang menimpa kaum 'Aad dan Tsamud".

Amharca: 

(ከእምነት) እንቢ «ቢሉም እንደ ዓድና ሰሙድ መቅሰፍት ብጤ የኾነን መቅሰፍት አስጠነቅቃችኋለሁ» በላቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர்கள் புறக்கணித்தால் (நபியே!) நீர் கூறுவீராக! “ஆது, ஸமூது உடைய பேரழிவைப் போன்ற ஒரு பேரழிவை நான் உங்களுக்கு எச்சரிக்கிறேன்.”

Korece: 

그래도 그들이 외면한다면 일러가로되 아드와 사무드에 있었 던 벌과 같은 징벌을 너희에게 경 고하노라

Vietnamca: 

Nếu chúng ngoảnh đi thì Ngươi (hỡi Thiên Sứ) hãy nói (với chúng): “Ta cảnh báo các ngươi về tia sét giống như tia sét đã đánh dân ‘Ad và dân Thamud.”