Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

40

Sûredeki Ayet No: 

37

Ayet No: 

4170

Sayfa No: 

471

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَسْبَابَ السَّمَاوَاتِ فَأَطَّلِعَ إِلَىٰ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُ كَاذِبًا ۚ وَكَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرْعَوْنَ سُوءُ عَمَلِهِ وَصُدَّ عَنِ السَّبِيلِ ۚ وَمَا كَيْدُ فِرْعَوْنَ إِلَّا فِي تَبَابٍ

Çeviriyazı: 

esbâbe-ssemâvâti feeṭṭali`a ilâ ilâhi mûsâ veinnî leeżunnühû kâẕibâ. vekeẕâlike züyyine lifir`avne sûü `amelihî veṣudde `ani-ssebîl. vemâ keydü fir`avne illâ fî tebâb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım. Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum. İşte böylece Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı. Çünkü Firavun düzeni hep boşa çıkar.

Diyanet İşleri: 

Firavun: "Ey Haman! Bana bir kule yap; belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa'nın Tanrısını görürüm. Doğrusu ben, onu yalancı sanıyorum" dedi. Firavun'a, kötü işi böylece güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkondu. Firavun'un hilesi elbette boşa gidecekti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Göklerin kapılarına ve derken Musa'nın mabudunu anlamış olurum ve gerçekten de sanıyorum ki o, yalancı ve Firavun'a, kötü işi, böyle bezendi de böyle çıkarıldı yoldan ve Firavun'un düzeni, ancak ziyana uğradı, boşa çıktı.

Şaban Piriş: 

Göklerin sebeplerine/yollarına... Ve Musa’nın ilahını görürüm. Çünkü ben onun yalancı olduğunu sanıyorum. Firavun'a kötü işleri işte böyle süslendi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hüsrandan başka bir şey değildir.

Edip Yüksel: 

"Göklerin yollarına... Böylece Musa'nın tanrısına bir bakayım. Onun bir yalancı olduğuna inanıyorum." Firavun'un kötü tavrı kendisine böyle süslenmişti ve böylece yoldan çıkarıldı. Firavun'un planı elbette boşa çıkacaktı.

Ali Bulaç: 

"Göklerin yollarına. Böylelikle Musa'nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum." İşte Firavun'a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavun'un hileli-düzeni, 'yıkım ve kayıpta' olmaktan başka (bir şey) olmadı.

Suat Yıldırım: 

-Firavun: “Haman! benim için bir kule inşa et, dedi,Umarım ki böylece yükselebillir, göklere yol bulur da Mûsâ'nın Tanrısına ulaşırım.Gerçi ben onun yalancı olduğunu zannediyorum ya, (neyse!)”İşte böylece, Firavun’un kötü gidişatı kendisine cazip göründü ve yoldan çıkarıldı.Sonuç itibariyle Firavunun hilesi ve düzeni de tamamen boşa çıktı [28,38]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Göklerin yollarına (eğerim) de Mûsa´nın Allah´ına muttalî olurum ve şüphe yok ki, ben O´nu bir yalancı sanıyorum.» Ve işte Fir´avun için kötü ameli öylece süslendirilmiş oldu ve yoldan saptırıldı ve Fir´avun´un hilesi, başka değil, bir hüsrânda bulunmaktan ibaretti.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'ın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum. Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır.

Bekir Sadak: 

«eni kendisine cagirdiginizin, bu dunyada da ahirette de cagirabilecek kabiliyette olmadiginda, hepimizin Allah´a doneceginde, asiri gidenlerin ateslikler olduklarinda suphe yoktur.»

İbni Kesir: 

Göklerin yollarına. Musa´nın tanrısını görürüm. Doğrusu ben, onu yalancı sanıyorum. Böylece yaptığı kötü iş Firavun´a güzel gösterildi de doğru yoldan alıkonuldu. Firavun´un düzeni elbette boşa gidecekti.

Adem Uğur: 

&quot

İskender Ali Mihr: 

&quot

Celal Yıldırım: 

40:36

Tefhim ul Kuran: 

«Göklerin yollarına. Böylelikle Musa´nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum.» İşte Firavun´a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavun´un hileli düzeni, ´yıkım ve kayıpta´ olmaktan başka (bir şey) olmadı.

Fransızca: 

les voies des cieux, et apercevrai-je le Dieu de Moïse; mais je pense que celui-ci est menteur". Ainsi la mauvaise action de Pharaon lui parut enjolivée; et il fut détourné du droit chemin; et le stratagème de Pharaon n'est voué qu'à la destruction

İspanyolca: 

Las vías que conducen al cielo, y suba al Dios de Moisés. Sí, creo que éste miente». Así se engalanó a Faraón la maldad de su acto y fue apartado del Camino. Pero se malograron sus artimañas.

İtalyanca: 

le vie dei cieli, e ascenderò al Dio di Mosè, nonostante lo ritenga un bugiardo». Così la peggior azione di Faraone fu resa bella ai suoi occhi. Fu sviato dalla [retta] via. L'astuzia di Faraone non fu destinata che al fallimento.

Almanca: 

die Wege des Himmels, dann schaue ich auf Musas Gott, und gewiß, ich denke, daß er ja ein Lügner ist." Solcherart wurde Pharao das Schlechte seines Tuns schön gemacht, und er wurde vom Weg abgehalten. Und Pharaos List wurde zu Nichts außer zu Verlust.

Çince: 

天上的线索,因而能窥见穆萨的神灵;我确信他是一个说谎者。法老的恶行,这样迷惑了自己,妨碍了他走上正道。法老的计策,只归于毁灭。

Hollandaca: 

De sferen des hemels en dat ik den God van Mozes moge zien; want waarlijk, ik houd hem voor een leugenaar. Zoo vertoonden Pharaos snoode werken zich lofwaardig voor hem; hij wendde zich van het rechte pad af, en de listen van Pharao eindigden slechts met verlies.

Rusça: 

путей небесных, и взгляну на Бога Мусы (Моисея). Воистину, я считаю его лжецом". Вот так Фараону представилось прекрасным зло его деяний, и он был сбит с пути. А козни Фараона оказались безуспешными.

Somalice: 

Wadooyinka Samooyinka markaas aandaalacdo Ilaaha Muuse anigu waxaan u malayn beenaalee, saasaana loogu qurxiyay fircoon camalkiisa xun loogana leexiyay jidka, dhagarta fircoonna, ma aha waxaan khasaare ahayn.

Swahilice: 

Njia za mbinguni ili nikamwone Mungu wa Musa. Na kwa hakika mimi bila ya shaka namjua kuwa ni mwongo tu. Na hivi ndivyo Firauni alivyo pambiwa ubaya wa vitendo vyake, na akazuiliwa Njia. Na vitimbi vya Firauni havikuwa ila katika kuangamia tu.

Uygurca: 

پىرئەۋن (ۋەزىرى ھامانغا): «ئى ھامان! ماڭا بىر ئېگىز بىنا سالغىن، ئۇنىڭ بىلەن مەن دەرۋازىلارغا–ئاسماننىڭ دەرۋازىلىرىغا يېتىشىم مۇمكىن، شۇنىڭ بىلەن مەن مۇسانىڭ ئىلاھىنى كۆرەي، مەن ھەقىقەتەن مۇسانى يالغانچى دەپ گۇمان قىلىمەن» دېدى. پىرئەۋنگە ئۇنىڭ يامان ئەمەلى شۇنداق چىرايلىق كۆرسىتىلدى، پىرئەۋن (گۇمراھلىقى تۈپەيلىدىن ھىدايەت) يولىدىن مەنئى قىلىندى، پىرئەۋننىڭ ھىيلە - مىكرى پەقەت بىكاردۇر

Japonca: 

そうすればムーサーの神を見るでしょう。どうせかれ(ムーサー)は嘘をついているに違いないのですが。」このようにフィルアウンには,自分の悪い行いが立派に見えて,(正しい道)から締め出されてしまった。フィルアウンの策謀は,破滅を(西?)すだけであった。

Arapça (Ürdün): 

«أسباب السماوات» طرقها الموصولة إليها «فأطلع» بالرفع عطفا على أبلغ وبالنصب جوابا لابنِ «إلى إله موسى وإني لأظنه» أي موسى «كاذبا» في أن له إلها غيري قال فرعون ذلك تمويها «وكذلك زيَّن لفرعون سوء عمله وصدَّ عن السبيل» طريق الهدي بفتح الصاد وضمها «وما كيد فرعون إلا في تباب» خسار.

Hintçe: 

(यानि) आसमानों के रसतों पर फिर मूसा के ख़ुदा को झांक कर (देख) लूँ और मैं तो उसे यक़ीनी झूठा समझता हूँ, और इसी तरह फिरऔन की बदकिरदारयाँ उसको भली करके दिखा दी गयीं थीं और वह राहे रास्ता से रोक दिया गया था, और फिरऔन की तद्बीर तो बस बिल्कुल ग़ारत गुल ही थीं

Tayca: 

ทางที่จะขึ้นไปสู่ชั้นฟ้าทั้งหลาย เพื่อฉันจะได้เห็นพระเจ้าของมูซา และแท้จริงฉันคิดอย่างแน่ใจแล้วว่าเขาเป็นคนโกหก เช่นนั้นแหละ การงานที่ชั่วช้าของเขาได้ถูกทำให้เพริศแพร้วแก่ฟิรเอานฺ และเขาถูกปิดกั้นจากแนวทาง (ของอัลลอฮฺ) และแผนการของฟิรเอานฺนั้นมิใช่อื่นนอกจากอยู่ในความหายนะ

İbranice: 

אל הרקיע, ואעלה אל ריבונו של משה,מפני שבעיניי ודאי הוא שקרן.'!וכך הפכו ליפים בעיני פרעה מעשיו הרעים, והורחק מן הנתיב של אלוהים, אך מזימתו הביאה לו רק אבדון

Hırvatça: 

staza nebeskih, ne bih li se popeo do Musaova Boga, a ja smatram da je on, zaista, lažac." I eto tako su faraonu njegova ružna djela uljepšana, i on je bio odvraćen od Pravog puta, a lukavstvo se faraonovo završilo na njegovu štetu.

Rumence: 

baierile cerurilor şi să urc la Dumnezeul lui Moise, căci eu îl socot un mincinos!” Astfel, lui Faraon i-a fost împodobită fapta cea rea şi a fost îndepărtat de Cale. Vicleşugul lui Faraon nu a sfârşit decât în ruină.

Transliteration: 

Asbaba alssamawati faattaliAAa ila ilahi moosa wainnee laathunnuhu kathiban wakathalika zuyyina lifirAAawna sooo AAamalihi wasudda AAani alssabeeli wama kaydu firAAawna illa fee tababin

Türkçe: 

"Göklerin sebeplerine ulaşırsam, Mûsa'ın tanrısına, da ulaşırım. Ben onun yalancı biri olduğunu düşünüyorum." Firavun'a, yaptığı işin kötülüğü bu şekilde süslü gösterildi de yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hep kayıptadır.

Sahih International: 

The ways into the heavens - so that I may look at the deity of Moses; but indeed, I think he is a liar." And thus was made attractive to Pharaoh the evil of his deed, and he was averted from the [right] way. And the plan of Pharaoh was not except in ruin.

İngilizce: 

The ways and means of (reaching) the heavens, and that I may mount up to the god of Moses: But as far as I am concerned, I think (Moses) is a liar! Thus was made alluring, in Pharaoh's eyes, the evil of his deeds, and he was hindered from the Path; and the plot of Pharaoh led to nothing but perdition (for him).

Azerbaycanca: 

Göylərin yollarına (yetişim) və Musanın Allahını görüm (Ona vaqif olum). Doğrusu, mən onu yalançı sayıram!” Fir’ona pis əməli beləcə yaxşı göstərildi. O, (haqq) yoldan çıxarıldı. Fir’onun hiyləsi ancaq boşa çıxdı. (Fir’on xeyli xərc çəkib uca bir bina tikdirdi. Musanı təkzib etmək üçün cürbəcür vasitələrə əl atdı, lakin bunların hamısı hədər getdi. O, Musaya heç bir şey edə bilmədi).

Süleyman Ateş: 

(Yani) Göklerin yollarına (erişeyim) de çıkıp Musa'nın tanrısına bakayım. Çünkü ben Musa'yı, yalancı sanıyorum. Böylece yaptığı kötü iş, Fir'avn'a süslü gösterildi ve (o), yoldan çıkarıldı. Fir'avn'ın tuzağı, tamamen boşa çıktı.

Diyanet Vakfı: 

"Göklerin yollarına erişirim de Musa'nın Tanrısı'nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.

Erhan Aktaş: 

“Göklerin sebeplerine. Böylece Mûsâ’nın ilâhını görürüm. Çünkü ben onun yalancı olduğunu sanıyorum.” dedi. Ve işte böylece Firavun’a, yaptığı kötü iş iyi gösterildi ve doğru yoldan çıkarıldı. Firavunun planı, hüsrandan başka bir şeye yaramadı.

Kral Fahd: 

Göklerin yollarına de Musa'nın ilahını görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.

Hasan Basri Çantay: 

40:36

Muhammed Esed: 

göklere yaklaşmanın araçlarına ve belki (bu yolla) Musa´nın tanrısını görebilirim; zaten o´nun bir yalancı olduğuna kesinlikle eminim!" İşte böyle, yaptığı kötülükler Firavun´a güzel göründü ve bu nedenle (doğru) yoldan alıkondu. Firavun´un tuzağı hüsrandan başka bir şeye yaramadı.

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Göklerin yollarına (ulaşırım) da Mûsa’nın İlâh’ına bakarım. Muhakkak ben, onu, yalancı sanıyorum.” İşte bu şekilde Firavun’a kötü ameli süslü gösterildi de, doğru yoldan çıkarıldı. Firavun’un hilesi ancak helâk olmağa mahkûmdur.

Portekizce: 

As sendas do céu, de maneira que possa ver o Deus de Moisés, conquanto eu creia que é mentiroso! Assim, foiabrilhantada ao Faraó a sua má ação, e ele foi desencaminhado da senda reta; e as conspiração do Faraó foram reduzidas anada.

İsveççe: 

rätt sätt att nå himlen och göra mig underrättad om Moses gud. - Men jag tror bestämt att han ljuger." [Dessa tankar] ledde Farao till tron att hans onda handlingar var goda och nyttiga och spärrade [för honom] den rätta vägen; och Faraos listiga plan [utmynnade] bara i hans egen undergång.

Farsça: 

وسایل [بالا رفتن به] آسمان ها تا از خدای موسی آگاه شوم [که کیست و کجاست؟!] هر چند موسی را [در گفته هایش درباره خدا] دروغگو می پندارم. و این گونه برای فرعون زشتی کردارش آراسته شد و از راه خدا باز ماند، و نیرنگ و نقشه فرعون جز در زیانکاری و نابودی نبود.

Kürtçe: 

کەڕێگاکانی (بەرز بوونەوەن بۆ) ئاسمانەکان بۆ ئەوەی (لەوێوە) سەیری خواکەی موسا بکەم وە بەڕاستی من وا گومان دەبەم ئەو (موسا) درۆزنە ئابەو جۆرە ڕازێنرایەوە بۆ فیرعەون کردەوەی خراپی وە (بە ھۆیەوە) ڕێگری کرا لەڕێگای ڕاست وە ھەر فێڵ و پلانێکی فیرعەون ھەبوو بەفیڕۆ چوو

Özbekçe: 

Осмонларнинг сабабларига етсам, сўнгра Мусонинг Илоҳига боқсам. Албатта, мен уни ёлғончи деб гумон қилмоқдаман». Шундай қилиб, Фиръавнга унинг ёмон амали зийнатланди ва у йўлдан тўсилди. Фиръавннинг макр-ҳийласи зиёнкорликдан бошқа нарса эмас. (У вазири Ҳомонни баланд қаср қуришга буюрди. У қаср нима учун керак бўлиб қолганини ҳам айтди, осмонларга чиқадиган сабабларга, йўлларга етишсаму чиқиб Мусонинг худосини кўрсам. Мен Мусонинг Аллоҳ томонидан юборилган Пайғамбар эканига ишонмайман, ўзим осмонга чиқиб, унинг ёлғончи эканини исботламоқчиман, деди. Фиръавннинг бу гаплари қайси томондан олиб қаралганда ҳам қавмни алдаш, ўзини олий мақом қилиб кўрсатиш ва Аллоҳнинг динини инкор этишдан иборат экани билинади. Бу гаплар унинг инсофга келиб, тўғри йўлга тушмаслигидан дарак берарди.)

Malayca: 

"(Iaitu) ke pintu-pintu langit, supaya aku dapat melihat Tuhan Musa; dan sesungguhnya aku percaya Musa itu seorang pendusta!" Demikianlah diperhiaskan (oleh Syaitan) kepada Firaun akan perbuatannya yang buruk itu untuk dipandang baik, serta ia dihalangi dari jalan yang benar; dan tipu daya Firaun itu tidak membawanya melainkan ke dalam kerugian dan kebinasaan.

Arnavutça: 

rrugët e qiellit – e ta shoh Zotin e Musait. Por, unë, me të vërtetë, e konsideroj atë (Musain) rrenacak”. Kështu, Faraonit i është zbukuruar vepra e tij e shëmtuar, dhe është shmangur nga rruga e drejtë, e dredhia e Faraonit, me siguri, është falimentuar.

Bulgarca: 

пътищата на небесата, дано зърна бога на Муса! Но аз мисля, че е лъжец.” Така бе разкрасено за Фараона лошото му деяние и бе отклонен от пътя. Коварството на Фараона винаги бе напразно.

Sırpça: 

небеских стаза, не бих ли се попео до Мојсијевог Бога, а ја сматрам да је он, заиста, лажов.“ И ето тако су фараону његова ружна дела улепшана, и он је био одвраћен од Правог пута, а лукавство се фараоново завршило на његову штету.

Çekçe: 

provazů nebeských, a vystoupím až k božstvu Mojžíšovu, neboť jej za lháře považují.' A takto byla pro Faraóna okrášlena špatnost jeho skutků, byl sveden z cesty a úklad jeho skončil jedině záhubou.

Urduca: 

آسمانوں کے راستوں تک، اور موسیٰؑ کے خدا کو جھانک کر دیکھوں مجھے تو یہ موسیٰؑ جھوٹا ہی معلوم ہوتا ہے" اس طرح فرعون کے لیے اس کی بد عملی خوشنما بنا دی گئی اور وہ راہ راست سے روک دیا گیا فرعون کی ساری چال بازی (اُس کی اپنی) تباہی کے راستہ ہی میں صرف ہوئی

Tacikçe: 

дарҳои осмонҳо. Ва Худои Мӯсоро бубинам, зеро пиндорам, ки дурӯғ мегӯяд». Ба ин сон кирдори зишти Фиръавн дар назараш ороста шуд ва ӯ аз роҳ бозмонд ва чораҷӯии ӯ ғайри зиён ҳеҷ набуд.

Tatarca: 

Һәм анда Мусаның Аллаһысына юлкыгырмын, чөнки Мусаның "Аллаһ бер генә" дигән сүзе ялган дип уйлыйм", – дип. Фиргауннең явыз сүзләре дә, явыз эшләре дә зиннәтле күренде, кешеләрне хак туры юлдан тыйды. Фиргауннең хәйлә мәкере үзенә хәсрәттән вә һәлакәттән башка нәрсә булмады.

Endonezyaca: 

(yaitu) pintu-pintu langit, supaya aku dapat melihat Tuhan Musa dan sesungguhnya aku memandangnya seorang pendusta". Demikianlah dijadikan Fir'aun memandang baik perbuatan yang buruk itu, dan dia dihalangi dari jalan (yang benar); dan tipu daya Fir'aun itu tidak lain hanyalah membawa kerugian.

Amharca: 

«የሰማያትን መንገዶች (እደርስ ዘንድ)፣ ወደ ሙሳም አምላክ እመለከት ዘንድ፡፡ እኔም ውሸታም ነው ብዬ በእርግጥ እጠረጥረዋለሁ» (አለ)፡፡ እንደዚሁም ለፈርዖን መጥፎ ሥራው ተሸለመለት፡፡ ከቅን መንገድም ታገደ፡፡ የፈርዖንም ተንኮል በከሳራ ውስጥ እንጅ አይደለም፡፡

Tamilce: 

“(அதாவது,) வானங்களின் வாசல்களுக்கு (நான் சென்றடைய வேண்டும்). அப்படி ஏறிவிட்டால் நான் மூஸாவின் கடவுளை எட்டிப்பார்த்துவிடுவேன். இன்னும், நிச்சயமாக நான் அவரை பொய்யராகவே கருதுகிறேன்.” இவ்வாறுதான், ஃபிர்அவ்னுக்கு அவனது தீய செயல் அலங்காரமாக்கப்பட்டது. இன்னும், அவன் நேரான பாதையை விட்டு தடுக்கப்பட்டான். ஃபிர்அவ்னின் சூழ்ச்சி அழிவில் தவிர இல்லை.

Korece: 

하늘에 이르는 길과 방법을 알아 내가 모세의 하나님께 이르 리라 내가 생각하니 그는 거짓하 는 자라 이렇게 사악한 그의 행위가 파라오의 눈을 유혹하였으니 파라오는 길에서 벗어나게 되었고그의 음모는 자신을 멸망의 길로 유인했을 뿐이라

Vietnamca: 

“Những con đường của các tầng trời đưa trẫm đi diện kiến Thượng Đế của Musa. Nhưng trẫm thực sự nghĩ nó là một kẻ dối trá.” Như thế đó, hành động tội lỗi đã trở nên hấp dẫn đối với Pha-ra-ông và hắn bị cản trở khỏi con đường (của Allah). Và mưu đồ của Pha-ra-ông chỉ đưa đến thất bại.