Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

4

Sûredeki Ayet No: 

61

Ayet No: 

554

Sayfa No: 

88

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا إِلَىٰ مَا أَنزَلَ اللَّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ رَأَيْتَ الْمُنَافِقِينَ يَصُدُّونَ عَنكَ صُدُودًا

Çeviriyazı: 

veiẕâ ḳîle lehüm te`âlev ilâ mâ enzele-llâhü veile-rrasûli raeyte-lmünâfiḳîne yeṣuddûne `anke ṣudûdâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.

Diyanet İşleri: 

Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin" dendiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlara, Allah'ın indirdiğine ve peygambere gelin dendi mi görürsün ki münafıklar, senden tamamıyla uzaklaşırlar.

Şaban Piriş: 

Onlara: Allah’ın indirdiğine ve Peygamber’e gelin! denildiğinde, o münafıkların senden büsbütün yüz çevirip uzaklaştıklarını görürsün.

Edip Yüksel: 

Kendilerine, "ALLAH'ın indirdiğine ve elçisine geliniz," dendiğinde, o ikiyüzlülerin (münafıkların) senden alabildiğine kaçtıklarını görüyorsun.

Ali Bulaç: 

Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.

Suat Yıldırım: 

Kendilerine “Haydi Allah'ın indirdiği Kur’ân’ın ve Resulün hükmüne gelin!” denildiğinde münafıkların senden iyice geri durduklarını görürsün. [31,21; 24,51]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlara, «Allah Teâlâ´nın inzal etmiş olduğuna ve Peygambere geliniz,» denildiği vakit de o münafıkları görürsün ki, senden kaçındıkça kaçınıyorlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Kendilerine, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün.

Bekir Sadak: 

Hayir

İbni Kesir: 

Onlara

Adem Uğur: 

Onlara: Allah´ın indirdiğine (Kitab´a) ve Resûl´e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlara: &quot

Celal Yıldırım: 

Onlara, Allah´ın indirdiğine ve Peygamber´e gelin, denildiği zaman, münafıkların senden hep uzak kaldığını görürsün.

Tefhim ul Kuran: 

Onlara: «Allah´ın indirdiğine ve peygambere gelin» denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.

Fransızca: 

Et lorsqu'on leur dit : "Venez vers ce qu'Allah a fait descendre et vers le Messager", tu vois les hypocrites s'écarter loin de toi.

İspanyolca: 

Cuando se les dice: «¡Venid a lo que Alá ha revelado, venid al Enviado!», ves que los hipócritas se apartan de ti completamente.

İtalyanca: 

E quando si dice loro: " Venite verso ciò che Allah ha rivelato e verso il Messaggero! ", vedrai gli ipocriti allontanarsi e scostarsi da te.

Almanca: 

Und wenn zu ihnen gesagt wird: "Kommt zu dem, was ALLAH hinabgesandt hat und zum Gesandten", hast du gesehen, wie die Munafiq sich von dir mit Entschiedenheit abwenden.

Çince: 

有人对他们说:你们来向真主和使者起诉吧,你会看到伪信者回避你。

Hollandaca: 

En wanneer men hun zegt: Keert tot het boek terug, dat den godsgezant van boven is nedergezonden, ziet gij de goddeloozen zich met tegenzin van u afwenden.

Rusça: 

Когда им говорят: "Придите к тому, что ниспослал Аллах, и к Посланнику", - ты видишь, как лицемеры стремительно отворачиваются от тебя.

Somalice: 

Marka lagu dhaho u kaalay wuxuu Soo Dejiyey Eebe iyo xagga Rasuulka waxaad Arkaysaa Munaafiqiinta oo kaa Jeedsan jeedasho.

Swahilice: 

Na wanapo ambiwa: Njooni kwenye yale aliyo yateremsha Mwenyezi Mungu, na njooni kwa Mtume; utawaona wanaafiki wanakukwepa kwa upinzani.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى مۇناپىقلار) غا: «اﷲ نازىل قىلغان كىتاب تەرەپكە ۋە پەيغەمبەر تەرەپكە كېلىڭلار» دېيىلسە، مۇناپىقلارنىڭ سەندىن قاتتىق يۈز ئۆرۈگەنلىكىنى كۆرىسەن

Japonca: 

かれらに向かって「アッラーが下されたもの,また使徒のもとに来なさい。」と告げられた時,にせ信者たちは,嫌って,きっとあなたから背き去るのを見るであろう。

Arapça (Ürdün): 

«وإذا قيل لهم تعالوا إلى ما أنزل الله» في القرآن من الحكم «وإلى الرسول» ليحكم بينكم «رأيت المنافقين يصدون» يُعرضون «عنك» إلى غيرك «صدودا».

Hintçe: 

और जब उनसे कहा जाता है कि ख़ुदा ने जो किताब नाज़िल की है उसकी तरफ़ और रसूल की तरफ़ रूजू करो तो तुम मुनाफ़िक़ीन को देखते हो कि तुमसे किस तरह मुंह फेर लेते हैं

Tayca: 

และเมื่อถูกล่าวแก่พวกเขาว่า ท่านทั้งหลายจงมายังสิ่งที่อัลลอฮฺได้ประทานลงมา และยังร่อซูลเถิด เจ้าก็ได้เห็นพวกมุนาฟิก เหล่านั้นผินหลังให้แก่เจ้าจริง ๆ

İbranice: 

כאשר אומרים להם, בואו אל אשר הוריד אלוהים, ואל השליח (מוחמד,) רואה אתה כי הצבועים הולכים ומתרחקים ממך

Hırvatça: 

I kada im se kaže: "Pristupite ovome što je Allah objavio i pristupite Poslaniku", vidiš licemjere kako se od tebe sasvim okreću.

Rumence: 

Când li se spune: “Veniţi la ceea ce Dumnezeu a pogorât! Veniţi la trimis!” Tu îi vezi atunci pe cei făţarnici întorcându-ţi spatele şi îndepărtându-se.

Transliteration: 

Waitha qeela lahum taAAalaw ila ma anzala Allahu waila alrrasooli raayta almunafiqeena yasuddoona AAanka sudoodan

Türkçe: 

Kendilerine, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün.

Sahih International: 

And when it is said to them, "Come to what Allah has revealed and to the Messenger," you see the hypocrites turning away from you in aversion.

İngilizce: 

When it is said to them: "Come to what Allah hath revealed, and to the Messenger": Thou seest the Hypocrites avert their faces from thee in disgust.

Azerbaycanca: 

Onlara: “Allahın nazil etdiyinə (Qur’ana) və Peyğəmbərə tərəf gəlin!” – deyildiyi zaman, münafiqlərin səndən büsbütün üz döndərdiklərini görərsən.

Süleyman Ateş: 

Kendilerine: "Allah'ın indirdiğine ve Elçiye gelin!" denince, o ikiyüzlülerin, senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.

Diyanet Vakfı: 

Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resul'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.

Erhan Aktaş: 

Onlardan, ne zaman Allah’ın indirdiğine ve Resûl’üne gelmeleri istense, o münafıkların, senden tam bir uzaklaşma ile uzaklaştıklarını görürsün.

Kral Fahd: 

Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Rasûl'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.

Hasan Basri Çantay: 

Onlara: «Allanın indirdiği (hakeme, Kur´an-ı kerîm) ve o peygambere gelin» denilince, gördün ya, münafıklar senden çekindikçe çekiniyorlar.

Muhammed Esed: 

Böylece her ne zaman kendilerine, "Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denilse, bu ikiyüzlülerin senden nefretle yüz çevirdiklerini görürsün.

Gültekin Onan: 

Onlara: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Onlara, Allah’ın indirdiği Kur’ân’a ve Peygamberin hükmüne gelin, denildiği zaman münâfıkları görürsün ki, senden düşmanca bir dönüşle yüz çevirirler.

Portekizce: 

E quando lhes for dito: Aproximai-vos do que Deus revelou, e do Mensageiro! Verás os hipócritas afastarem-se de tidesdenhosamente.

İsveççe: 

Och när någon säger till dem: "Kom, låt oss samlas kring det som Gud har uppenbarat och kring Sändebudet", ser du [dessa] hycklare vända sig bort fulla av ovilja.

Farsça: 

چون به آنان گویند: [برای داوری و محاکمه] به سوی آنچه خدا نازل کرده، و به سوی پیامبر آیید، منافقان را می بینی که از تو به شدت روی می گردانند!

Kürtçe: 

وە ئەگەر پێیان بوترێت: وەرن بۆلای ئەوەی خوا ناردوویەتیە خوارەوە, وە بۆ لای (پێغەمبەر ﷺ) دەبینی (ئەی موحەممەد ﷺ) دوو ڕووەکان ڕووت لێ وەردەگێرن بەوەرگەڕانێکی تەواو

Özbekçe: 

Агар уларга: «Аллоҳ нозил қилган нарсага ва Пайғамбар ҳузурига келинглар», дейилса, мунофиқлар сендан тамоман юз ўгирганларини кўрасан.

Malayca: 

Dan apabila dikatakan kepada mereka: "Marilah berhakim kepada hukum Al-Quran yang telah diturunkan oleh Allah dan kepada hukum Rasulullah," nescaya engkau melihat orang-orang munafik itu berpaling serta menghalang (manusia) dengan bersungguh-sungguh daripada menghampirimu.

Arnavutça: 

Po kur t’u thuhet atyre: “Përvetësoni atë që ka shpallur Perëndia dhe Pejgamberi” i sheh hipokritët se si largohen krejtësisht prej teje.

Bulgarca: 

И когато им се каже: “Елате при онова, което Аллах низпосла, и при Пратеника!”, виждаш лицемерите напълно да се отвръщат от теб.

Sırpça: 

И када им се каже: „Приступите овоме што је Аллах објавио и приступите Посланику“, видиш лицемере како се од тебе сасвим окрећу.

Çekçe: 

A když se jim řekne: 'Pojďte k tomu, co seslal Bůh, a k poslu Jeho', tu vidíš pokrytce, jak se snaží od tebe odvrátit lidi úplným odvratem.

Urduca: 

اور جب ان سے کہا جاتا ہے کہ آؤ اُس چیز کی طرف جو اللہ نے نازل کی ہے اور آؤ رسول کی طرف تو ان منافقوں کو تم دیکھتے ہو کہ یہ تمہاری طرف آنے سے کتراتے ہیں

Tacikçe: 

Ва чун онҳоро гӯянд, ки ба он чӣ Худо нозил карда ва ба паёмбараш рӯй оред, мунофиқонро мебинӣ, ки сахт аз ту рӯйгардон мешаванд.

Tatarca: 

Әгәр монафикъларга әйтелсә: "Аллаһ иңдергән Коръәнгә һәм расүл г-мнең хөкемнәренә килегез", – дип, шул вакытта күрерсең аларны синнән баш тартырлар ныклап баш тарту белән.

Endonezyaca: 

Apabila dikatakan kepada mereka: "Marilah kamu (tunduk) kepada hukum yang Allah telah turunkan dan kepada hukum Rasul", niscaya kamu lihat orang-orang munafik menghalangi (manusia) dengan sekuat-kuatnya dari (mendekati) kamu.

Amharca: 

ለእነርሱም፡- «አላህ ወደ አወረደው (ቁርኣን)ና ወደ መልክተኛው ኑ» በተባሉ ጊዜ መናፍቃን ከአንተ መሸሽን ሲሸሹ ታያቸዋለህ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், “(நீதமான தீர்ப்பை நாடி) அல்லாஹ் இறக்கிய (வேதத்)தின் பக்கமும், (அவனது) தூதரின் பக்கமும் நீங்கள் வாருங்கள். (அந்த தீயவனிடம் செல்லாதீர்கள்.)’’ என்று அவர்களுக்குக் கூறப்பட்டால் அந்நயவஞ்சகர்களை - அவர்கள் உம்மை முற்றிலும் புறக்கணித்து விலகி செல்வதையே - நீர் காண்பீர்.

Korece: 

하나님이 계시한 율법에 따 라 그리고 선지자의 중재로 그 분쟁을 해결하라 하니 그대를 불신 하는 그 위선자들을 그대는 보았 느니라

Vietnamca: 

Và khi có lời bảo họ: “Các người hãy đến với điều mà Allah đã mặc khải và các người hãy đến với Thiên Sứ (Muhammad để Người phân xử cho các người)”, Ngươi sẽ thấy những tên giả tạo đức tin sẽ quay lưng tránh xa Ngươi.