Arapça:
مَّن كَانَ يُرِيدُ ثَوَابَ الدُّنْيَا فَعِندَ اللَّهِ ثَوَابُ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ ۚ وَكَانَ اللَّهُ سَمِيعًا بَصِيرًا
Çeviriyazı:
men kâne yürîdü ŝevâbe-ddünyâ fe`inde-llâhi ŝevâbü-ddünyâ vel'âḫirah. vekâne-llâhü semî`am beṣîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kim dünya nimetini isterse, bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah katındadır. Allah her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi görendir.
Diyanet İşleri:
Dünya nimetini kim isterse, bilsin ki, dünyanın ve ahiretin nimeti Allah'ın katındadır. Allah işitir ve görür.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dünya mükafatını dileyen bilsin ki dünya mükafatı da Allah'ın yanındadır, ahiret mükafatı da ve Allah her şeyi duyar, görür.
Şaban Piriş:
Kim dünya mükâfatını isterse bilsin ki dünyanın da, ahiretin de mükâfatı Allah katındadır. Allah, işiten ve görendir.
Edip Yüksel:
Her kim dünya nimetini isterse, bilsin ki hem dünya hem ahiret nimeti ALLAH'ın yanındadır. ALLAH İşitendir, Görendir.
Ali Bulaç:
Kim dünya sevab(yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah Katındadır. Allah işitendir, görendir.
Suat Yıldırım:
Kim dünya mutluluğunu isterse bilsin ki dünya mutluluğu da, âhiret saadeti de Allah'ın yanındadır. Allah hakkıyle işitir ve görür. [2,200-202; 42,20; 17,18-21]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Her kim dünya sevabını isterse muhakkak dünyanın da ahiretin de sevabı Allah Teâlâ´nın indindedir. Ve Allah Teâlâ bihakkın işitici ve görücüdür.
Yaşar Nuri Öztürk:
Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.
Bekir Sadak:
Munafiklara, kendilerine elem verici bir azap oldugunu mujdele.
İbni Kesir:
Kim, dünya mükafatını isterse bilsin ki
Adem Uğur:
Kim dünya mükâfatını isterse (bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükâfatı Allah katındadır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.
İskender Ali Mihr:
Kişi (sadece) dünya sevabını istemiş olsa (dünya malını, ganimeti almak için savaşsa) bile, dünya sevabı da, (eğer Allah´ın rızasını da dilerse) ahiret sevabı da Allah´ın katındadır. Ve Allah, Semî´dir (en iyi işitendir), Basîr´dir (en iyi görendir).
Celal Yıldırım:
Kim dünya sevabı (nimet ve mutluluğu) isterse, (bilsin ki) dünya sevabı da, Âhiret sevabı da Allah´ın yanındadır. Allah işiten ve görendir.
Tefhim ul Kuran:
Kim dünya savab (yarar) ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah katındadır. Allah işitendir, görendir.
Fransızca:
Quiconque désire la récompense d'ici-bas, c'est auprès d'Allah qu'est la récompense d'ici-bas tout comme celle de l'au-delà. Et Allah entend et observe tout.
İspanyolca:
Quien desee la recompensa de la vida de acá, sepa que Alá dispone de la recompensa de la vida de acá y de la otra. Alá todo lo oye, todo lo ve.
İtalyanca:
Chi desidera compenso terreno, ebbene il compenso terreno e l'altro, sono presso Allah. Allah è Colui che ascolta e osserva.
Almanca:
Wer (nur) die Belohnung des Diesseits erstrebt, so hat ALLAH die Belohnung des Diesseits und des Jenseits. Und ALLAH bleibt immer allhörend, allsehend.
Çince:
谁欲享受今世的报酬,(你就告诉谁), 真主那里有今世和后世的报酬。真主是全聪的,是全明的。
Hollandaca:
Hij, die een belooning van deze wereld begeert, waarlijk, de belooning van deze wereld is bij God evenals die van de toekomstige. God hoort en ziet alles.
Rusça:
Если кто желает вознаграждения в этом мире, то ведь у Аллаха есть награда как в этом мире, так и в Последней жизни. Аллах - Слышащий, Видящий.
Somalice:
Ruuxii dooni abaal Adduunyo Eebe agtiisa yuu jiraa Abaalka Adduunyo iyo Aakhiraba Eebana waa Maqle Arka.
Swahilice:
Anaye taka malipo ya dunia, basi kwa Mwenyezi Mungu yapo malipo ya dunia na Akhera. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kusikia na Mwenye kuona.
Uygurca:
كىمكى (قىلغان ئەمەلى بىلەن) دۇنيانىڭ نېمىتىنى تىلەيدىكەن، (ئۇنىڭغا ئېيتىپ قويغىنكى) دۇنيا ۋە ئاخىرەتنىڭ نېمىتى اﷲ نىڭ دەرگاھىدىدۇر (بەندە ئۆز پەرۋەردىگارىدىن دۇنيا ۋە ئاخىرەتنىڭ نېمىتىنى تىلىسۇن). اﷲ (بەندىلىرىنىڭ سۆزلىرىنى) ئاڭلاپ تۇرغۇچىدۇر، (بەندىلىرىنىڭ ئەمەللىرىنى) كۆرۈپ تۇرغۇچىدۇر
Japonca:
現世の報奨を欲する者もあろうが,アッラーの御許には,現世と来世の報奨がある。アッラーは全聴にして凡てに通暁なされる。
Arapça (Ürdün):
«من كان يريد» بعمله «ثواب الدنيا» «فعند الله ثواب الدنيا والاخرة» لمن أراده لا عند غيره فلم يطلب أحدكم الأخس وهلا طلب الأعلى بإخلاصه له حيث كان مطلبه لا يوجد إلا عنده «وكان الله سميعا بصيرا».
Hintçe:
और जो शख्स (अपने आमाल का) बदला दुनिया ही में चाहता है तो ख़ुदा के पास दुनिया व आख़िरत दोनों का अज्र मौजूद है और ख़ुदा तो हर शख्स की सुनता और सबको देखता है
Tayca:
ผู้ใดที่ต้องการสิ่งตอบแทนในโลกนี้ก็ที่อัลลอฮฺนั้นมีทั้งสิ่งตอบแทนในโลกนี้และปรโลก และอัลลอฮฺนั้น เป็นผู้ทรงได้ยินผู้ทรงเห็น
İbranice:
כל הרוצה תגמול בעולם הזה, אצל אלוהים שמור תגמול העולם הזה והעולם הבא. אלוהים הוא הכול שומע הכול רואה
Hırvatça:
Onaj koji želi nagradu na dunjaluku, pa u Allaha je nagrada i ovoga i onoga svijeta; Allah je Onaj Koji sve čuje i Onaj Koji sve vidi.
Rumence:
Cel care vrea răsplata Vieţii de Acum..., ei bine, răsplata Vieţii de Acum şi cea a Vieţii de Apoi, numai la Dumnezeu se află. Dumnezeu este Auzitor, Văzător.
Transliteration:
Man kana yureedu thawaba alddunya faAAinda Allahi thawabu alddunya waalakhirati wakana Allahu sameeAAan baseeran
Türkçe:
Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.
Sahih International:
Whoever desires the reward of this world - then with Allah is the reward of this world and the Hereafter. And ever is Allah Hearing and Seeing.
İngilizce:
If any one desires a reward in this life, in Allah's (gift) is the reward (both) of this life and of the hereafter: for Allah is He that heareth and seeth (all things).
Azerbaycanca:
Hər kəs dünya savabını (mükafatını) istərsə, (bilməlidir ki) dünyanın da, axirətin də mükafatları Allahın yanındadır. Allah eşidəndir, görəndir!
Süleyman Ateş:
Kim dünya sevabını isterse (bilsin ki) dünya ve ahiret sevabı Allah katındadır. Allah işitendir, görendir.
Diyanet Vakfı:
Kim dünya mükafatını isterse (bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükafatı Allah katındadır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.
Erhan Aktaş:
Kim dünya sevabını(1) isterse; bilsin ki dünyanın da âhiretin de sevabı yalnızca Allah katındadır. Allah, Her Şeyi Duyan, Her Şeyi Gören’dir.
Kral Fahd:
Kim dünya mükâfatını isterse (bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükâfatı Allah katındadır. Allah, hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.
Hasan Basri Çantay:
Kim dünyâ mükâfatını isterse (bilsin ki) dünyânın, da, âhiretin de mükâfatı Allahın nezdindedir. Allah hakkıyle işidici, kemâliyle görücüdür.
Muhammed Esed:
Kim bu dünyanın nimetlerini isterse, (ona hatırlat ki) hem bu dünyanın hem de ahiretin nimetleri Allah katındadır ve Allah gerçekten her şeyi duyan, her şeyi görendir.
Gültekin Onan:
Kim dünya sevab (yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Tanrı katındadır. Tanrı işitendir, görendir.
Ali Fikri Yavuz:
Kim dünya mükâfatını isterse, bilsin ki, dünyanın da, âhiretin de bütün mükâfatı Allah’ın katındadır. Allah söylenenleri işitici ve yapılanları görücüdür.
Portekizce:
Quem ansiar pela recompensa deste mundo saiba que Deus possui tanto a recompensa deste mundo, como do outro, poisé Oniouvinte, Onividente.
İsveççe:
Den som begär sin lön i detta liv [bör tänka på att] Gud belönar både i detta och i det kommande livet. Gud hör allt, ser allt.
Farsça:
کسی که فقط پاداش دنیا را بخواهد [دچار اشتباه وکوته بینی شده است؛ زیرا] پاداش دنیا وآخرت که [محصول ایمان و تقواست] نزد خداست؛ و خدا همواره شنوا و بیناست.
Kürtçe:
ھەر کەسێک پاداشتی دونیای دەوێت ئەوە لای خوایە پاداشتی دونیا و دواڕۆژ وە ھەمیشە خوا بیسەر و بینایە
Özbekçe:
Ким бу дунё савобини истаса, билсинки, Аллоҳнинг ҳузурида ҳам бу дунёнинг, ҳам у дунёнинг савоби бордир. Ва Аллоҳ эшитувчи ва кўрувчи зотдир.
Malayca:
Sesiapa yang mahukan pahala (balasan) dunia sahaja (maka rugilah ia), kerana di sisi Allah disediakan pahala (balasan) dunia dan akhirat. Dan (ingatlah) Allah sentiasa Mendengar, lagi sentiasa Melihat.
Arnavutça:
Kush dëshiron shpërblimin e kësaj bote – (le ta dijë), se te Perëndia janë shpërblimi i kësaj dhe i botës tjetër. Perëndia dëgjon dhe vështron çdo gjë.
Bulgarca:
Който е пожелал наградата на земния живот - при Аллах е наградата и на земния живот, и на отвъдния. Аллах е всечуващ, всевиждащ.
Sırpça:
Онај који жели награду на овом свету, па код Аллаха је награда и овога и онога света; Аллах је Свечујући и Свевидећи.
Çekçe:
Kdo si přeje odměny na tomto světě, tedy u Boha je odměna jak tohoto, tak i onoho světa - a Bůh slyšící je i jasnozřivý.
Urduca:
جو شخص محض ثواب دنیا کا طالب ہو اُسے معلوم ہونا چاہیے کہ اللہ کے پاس ثواب دنیا بھی ہے اور ثواب آخرت بھی، اور اللہ سمیع و بصیر ہے
Tacikçe:
Ҳар кас, ки савоби инҷаҳониро металабад, бидонад, ки савоби инҷаҳониву онҷаҳонӣ дар назди Худост. Ва Ӯ шунаво ва биност!
Tatarca:
Берәү дөнья байлыгын теләр булса, дөнья байлыгы да, ахирәт байлыгы да – Аллаһ кулындадыр, дөньяны кәсеп итүчегә – дөньяны, ахирәтне кәсеп итүчегә – ахирәтне бирер, Аллаһ ишетүче вә күрүче булды.
Endonezyaca:
Barangsiapa yang menghendaki pahala di dunia saja (maka ia merugi), karena di sisi Allah ada pahala dunia dan akhirat. Dan Allah Maha Mendengar lagi Maha Melihat.
Amharca:
የቅርቢቱን ዓለም ምንዳ የሚፈልግ የኾነ ሰው አላህ ዘንድ የቅርቢቱና የመጨረሻይቱ ምንዳ አልለ፡፡ አላህም ሰሚ ተመልካች ነው፡፡
Tamilce:
இவ்வுலகத்தின் பலனை மட்டும் எவர் நாடுபவராக இருந்தாரோ (அவர் அறிந்து கொள்ளவும்), அல்லாஹ்விடம் உலகம் இன்னும் மறுமையின் பலன் இருக்கிறது. (எனவே இரண்டையும் அவர் நாடட்டும்). அல்லாஹ் நன்கு செவியுறுபவனாக, உற்று நோக்குபவனாக இருக்கிறான்.
Korece:
현세의 보상을 원하는자 있다면 현세와 내세의 보상이 하나 님께 있다 하여라 하나님은 들어 주시고 보살펴 주시니라
Vietnamca:
Người nào mong muốn phần thưởng của đời sống trần gian thì (hãy biết rằng) ở nơi Allah có phần thưởng của đời sống trần gian và cả Đời Sau. Quả thật, Allah hằng nghe, hằng thấy.
Ayet Linkleri: